Ekolojik sistem ve besin piramidi, insan etkisiyle her geçen gün daha da bozulmaya devam ediyor. İnsan unsurunun etkisi dini, ticari veya kişisel çıkarlarına uygun olarak dünyaya kalıcı zarar verebiliyor. 1859 yılında Thomas Austin isimli İngiliz, avlanmak ve Paskalya Bayramında Avustralya’da yaşayan Hristiyanlara satmak için 2 düzine tavşanı adaya getirmiştir. Kendi bahçesinde beslediği tavşanlar zaman içerisinde bütün adaya yayılmış ve toplam tavşan nüfusu 1920’ye gelindiğinde 1 milyarı geçmiştir. Avustralya tavşan felaketi kısa sürede bütün adayı sarmaya başlamıştır. Tavşan popülasyonunun artmasıyla birlikte 2 milyon dönümden daha büyük bir tarım arazisi telef olmuş, yırtıcı nüfusu da besin piramidinde alt kısımlarında yer alan tavşanların da artmasıyla birlikte patlama noktasına gelmiştir. Avustralya tavşan avı da böylece resmi olarak başladı.
Avustralya Tavşan Katliamı
Dönemin Avustralya hükümeti 20. yüzyılın ilk yıllarında, verimli topraklardan ve ekin alanlarından uzak tutmayı amaçlayarak dünyanın en uzun çitini bölgeye dikmişlerdir. Toplamda 1138 mil uzunluğunda örülen çit, Türkiye yüzölçümü ile kıyaslandığında Türkiye’nin en doğusundan en batısına olan mesafeden (1031 mil) daha uzundur. Ancak yapılan bu çalışma da maalesef tavşanların üremesini ve bölgeyi talan etmesini engelleyememiştir.
Avustralya Tavşan Felaketi ve Tavşan Virüsü

20. yüzyılın ikinci yarısına girerken, Güney Afrika’da yer alan bir virüs türü Avustralya hükümetinin dikkatini çekmiştir. Myxoma virüsü olarak adlandırılan bu tür, böceklere enjekte ederek belirli bölgelerde yayılmaları için bırakılmıştır. Birkaç yıl içerisinde tavşan nüfusunun %90’nı yok olurken, %10’luk kısmı ise virüse karşı bağışıklık göstermiştir. Avustralya tavşan felaketi konusunda kısmen de olsa bir kontrole ulaşmış gibi gözüküyor.
1990’lı yıllara geldiğimizde ise, tavşan nüfusu tekrar popülasyonunu yükseltmeyi başarmıştı. Avustralya hükümeti daha önce başarılı olan virüs yöntemi üzerine çalışmalarını sürdürerek tekrar bir virüs geliştirdi. Günümüzde halen daha tavşanlarla ilgili mücadelesini sürdüren Avustralya’da kuraklıkla mücadele için son yıllarda deve, tilki ve kangurular da öldürülmeye başlandı.
Avustralya Hayvan Katliamları
Avustralya’da bu yıl yaşanan yangın felaketinin ardından su kaynakları da büyük zarar gördü. Güney Avustralya eyaletinde, su kaynaklarını korumak ve tarım arazilerinde kullanmak amacıyla 10 bin kadar yabani devenin itlaf edileceği açıklandı. Avustralya deve katliamı yapacağına dair açıklamasının ardından birçok sivil toplum örgütü Avustralya hükümetini ve eyalet yetkililerini topa tuttu. Yerel halk ise sıcak hava ve yaşanan kuraklık nedeniyle develerin de su kaynağı bulmak konusunda yaşadığı sıkıntının ardından yerleşim yerlerine saldırdığını belirtti. Bölgedeki küresel ısınmaya bağlı ekolojik sorunlara sebep olan unsurlar arasında develerin sebep olduğu sera gazı salınımı da olduğu düşünülüyor. Develer de yine 19. yüzyılda Avustralya adasına getirilmiş, taşımacılık başta olmak üzere birçok alanda kullanılmıştır.
Bu yıl yaşanan bir başka yangın felaketi olan Ukrayna yangınlarıyla ilgili detayları, Çernobil Yangını Türkiye’yi Etkiler mi? başlıklı yazıdan takip edebilirsiniz.
Duruma tepki gösteren bazı Avustralyalılar ise sivil toplum örgütlerine destek sağlayarak, hayvan barınakları oluşturuyorlar. Türkiye hükümeti bu katliamın önüne geçerek, ihtiyaç sahipleri için deve etlerini dağıtmak için girişimde bulunduklarını açıkladı.
Konuyla ilgili detaylı bilgiyi BBC Türkçe üzerinden de takip edebilirsiniz.