FelsefePsikoloji

Garcia Etkisi Nedir?

Garcia etkisi nedir?

Psikolojide cevabı merak edilen sorulardan “Garcia etkisi nedir?” için bireyin yaşadığı kötü bir olayın, onunla ilintili diğer nesnelerden kaçınmaya itmesidir diyebiliriz. Aynı zamanda davranışçılık ekolünün alt dallarından biridir. Kaynaklarda olumsuz tat koşullanması olarak da geçer. 1950’li yıllarda uzman John Garcia, laboratuvarda yaptığı çeşitli deneylerle ortaya atıp kanıtlamıştır.

Etkiye göre organizmalar kendilerine kötü deneyimler yaşatan bir olay ardından, onunla beyninde bağlantı kurduğu nesnelerden kaçma eğilimindedir. Gerçek hayatta aralarında bir bağdaşıklık olmadığı halde bu ilişkilendirmeyi istemsizce yaparlar. Sonunda da bir yanılgı içerisine düşerler. İşaret ettiğimiz yanlış düşünmenin her zaman olumsuz bir etkisi olmayabilir. Sayesinde canlılar, içinde bulundukları konuma göre hayatta kalabilir.

Garcia Etkisi, bitişiklik ilkesine karşı çıkar. Klasik koşullanmanın içerisindedir. Fakat az sonra açıklayacağımız üzere tek bir uyarıcı ve uyarılanın olması zinciri tamamlamaya yeterlidir. Etkileşim ikisi arasında, bir zaman dilimi içerisinde olur. Organizma kendi içinde yaşadığı olaylar ardından ikisini bağlar. Şimdi, etkinin ne olduğunu ve sonuçlarını detaylıca inceleyelim.

Psikolojide Garcia Etkisi Nedir?

Garcia etkisi nedir?
Garcia etkisinin psikolojide önemli bir yer vardır.

“Garcia etkisi nedir?” sorusuna açıklık getirdikten sonra, şimdi de psikolojideki yerine detaylıca değineceğiz. Konuya genel hatlarıyla giriş yaparken bir altyapı kazanabilmeniz için “Psikolojide garcia etkisi nedir?” sorusunu cevaplayacağız. Bu tesirdeki farklı cinsteki canlılar, kendi yaşamını tehdit niteliğindeki her çeşit uyarandan kaçınma eğilimindedir. Beyinlerinde ölçemeyeceğimiz zaman diliminin içerisinde yaptıkları ilişkilendirme, onları nesneleri tehdit olarak algılama ve uzaklaşma gibi olumsuz davranışlara iter. 

Anlattığımız kavramı John Garcia birtakım gözlemlerle şekillendirmiş ve kanıtlamıştır. İlk olarak, laboratuvar düzeneğinde fareler kullanmakla başlar. Onları radyasyona maruz bırakırken yanlarına da plastik kapta su koyar. Radyasyondan mideleri bulanan kemirgenler, suyu içemez. Başka bölmedeyse farklı fareler radyasyon bulunmayan cam kaptan su içebilir. İlk deneklere ayrıyeten radyasyonsuz ortamda tekrar cam ve plastik kaptan su verir. Gözlemleri neticesinde fark eder ki olumsuz koşullarda bırakılan kemirgenler içgüdüsel olarak plastik kaptan su içemez. 

Bahsettiğimiz sonuçlar çerçevesinde, radyasyonla plastik kap arasında bilinçsizce beyinlerinde kurdukları bağlantı, onları aynı şeyleri yaşama düşüncesine iter. Aynı yerden su içerlerse tekrar hastalık kapıp mide bulantılarıyla boğuşacaklarından korkarlar. Bu nedenle gözlem yeri içinde, ilişkisi olmasa bile cam kap dışındaki yerlerden su içemezler. Garcia’nın yaptığı bu deney, sonrasında günlük yaşamla bağdaştırılmıştır. 

Garcia Etkisi Kime Ait?

Yukarıdaki başlıklarda “Garcia etkisi nedir?” sorusuna açıklamalar yapmıştık. Peşine “Garcia etkisi kime ait?” sorusunu cevaplamak konu bütünlüğünü sağlayacaktır. Garcia Etkisi, ruh bilimci John Garcia tarafından bulunan, yaptığı deneyler neticesinde ortaya attığı üst düzey şartlandırmaya verilen addır. Farelerle yaptığı bir deney sonucundaki bulgular, ilgili etkiyi tanımlayabilmek için bir zemin hazırlamıştır. Sonunda da psikoloji biliminde çığır açan keşifler yaparak bulgulara ulaşmayı başarır.

Yaptığı deneyle beraber psikolojide ses getirmiş öğrenmenin biçimlerinden olan bitişiklik kuramını çürütmeyi başarır. Yanlışladığı kuram, tek denemede gerçekleşmeyen öğrenmenin daha hiçbir zaman gerçekleşemeyeceğini savunur. Ek olarak uyarıcı ve uyarılan arasında o kadar da kısa süreli bir etkileşim olması gerekmediğini söyler. Fakat Garcia deneylerinden çıkardığı edinimler yardımıyla ikilik kuramının bir açıdan hatalı ve yetersiz olduğunu kanıtlar.

Garcia’nın insanı tanıma ve anlama biliminde yaptığı çalışmalar sadece bununla sınırlı değildir. 130’un üzerinde makale yayınlayarak bilimsel çalışmalarını sürdürmüştür. Araştırmalarıyla insanlığa yaptığı katkılar ona iki önemli ödül kazandırmıştır. Almaya hak kazandığı bu ödüller, Howard Crosby Warren Madalyası ve APA Seçkin Bilimsel Katkı Ödülü’dür. Tüm bu mükafatların yanında 1983 yılında Bilimler Akademisi’ne üyeliğine seçilmiştir.

Tat Koşullanması Nedir?

Garcia etkisi nedir?
Garcia etkisi nedir? Olumsuz tat koşullanması olarak bilinir.

Yapılan deney ve açığa çıkan etkiyle ilişkili olarak “Tat koşullanması nedir?” sorusu beraberinde gelir. Şöyle cevap verebiliriz ki bu koşullanmanın sonucunda bireyler aynı durumu ömür boyu yaşar. Birbiriyle ilintili olmayan iki durumu beyin kısa sürede bağdaştırarak kişinin uyaranla bağlantılı olmayandan da dahil olmak üzere kaçınmasına neden olur. Günlük yaşamda da etrafınıza baktığınız takdirde örneklerine sıklıkla rastlayabilirsiniz. 

Teorinin daha anlaşılır olabilmesi için birkaç örnek vermekte fayda var. Öğlen saatlerinde yenilen, hoş kokmayan sebze yemeğinin ardından gün bitiminde kişinin ateşinin çıkıp ağır bir hastalığa yakalandığını düşünün. Bu tecrübeyi yaşayan kişi, ateşlenmesinin yediği sebzeden kaynaklandığını zannedebilir. Uzun vadede de sebzeyle pişmiş yiyeceklerden kaçınma davranışı sergileyebilir.

Genelde kötü kokan veya görünen besinler, yaşanılan deneyimi açıkladığımız koşullandırmayı gerçekleştirmeye daha yatkın uyarıcılardır. Tabi ki bahsettiğimiz durum her zaman yiyeceklerin tadılması neticesinde ortaya çıkmayabilir. İsteğiniz dışında yaşanılan olaylar sonucunda da benzer negatif etkiler su yüzeyine çıkabilir. Benzeri türde manzaraların tekrarlanmasıyla birlikte yanılgılara kapılan bireyin zihinsel sağlığının kötüye gitmemesi adına uzmana görünmesinde fayda vardır. Böylelikle kişinin durumunun negatif yönde ilerleyerek hastalık haline gelmemesi önlenmiş olur.

Tanımından ve verdiğimiz örneklerden anlayabileceğiniz üzere Garcia etkisiyle benzerlikler taşıma özelliğine sahiptir. İkisinde de uyarıcı ve uyarılan arasındaki etkileşimden doğan olumsuz sonuçlar bulunur. Günlük hayatınızda bilinçli veya bilinçsiz yaşayabileceğiniz şartlandırmanın etkisi yaşamınız boyunca yakanızı bırakmayabilir

Klasik Koşullanma Öğrenilmiş Çaresizlik Nedir?

Psikoloji bilimine ilgi duyan bireylerin “Klasik koşullanma öğrenilmiş çaresizlik nedir?” sorusuyla karşılaşmaları kaçınılmaz bir durumdur. Bir diğer adı Pavlovian koşullanmadır. Rus asıllı bir fizyolog olan Ivan Pavlov tarafından ortaya atılan bu koşullanma türü davranış psikolojisinde önemli bir yerdedir. Klasik koşullanma ilkelerinden biri olan öğrenilmiş çaresizlikse sürekli olarak zorluklarla karşılaşan canlının zaman içerisinde pasif konuma düşmesidir.

Sözün kısası, tekrarlayan olumsuzlukların bıraktığı etkinin organizmanın davranışlarına negatif biçimde yansımasıdır. Benzeri durumu yaşayan kişi veya organizma, olaylara kaçıngan tepkiler verme eğiliminde olur. Öğrenilmiş çaresizliğin yarattığı sonuçlar arasında motivasyon kaybı, depresyon ve anksiyeteyi örnek verebiliriz. Yaygın olarak görülen sonuçları arasında da bireyin kendine duyduğu özsaygıyı ve güveni yitirmesini sayabiliriz. 

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için klasik şartlanmanın bir alt dalı olan öğrenilmiş çaresizliğin nasıl ortaya çıkabildiğini şu şekilde listeleyebiliriz: 

  • Sürekli başarısız olma hali 
  • Çeşitli faktörler sonucunda kontrol edilemeyen stres 
  • Çocukluktan gelen olumsuz deneyimler 
  • Pozitif düşünebilme yetisinin eksikliği 
  • Dış destek ve şefkat eksikliği
  •  Listedekilerin benzeri olumsuz durumlar, kişiyi öğrenilmiş çaresizlik durumunu yaşaması için zemin hazırlar. Böylesi negatif bir tepkinin oluşmaması adına alınabilecek önlemlerin bilinmesi ve aksiyon alınması sağlık için önem teşkil eder.

 

 Psikoloji alanına ilgi duyuyorsanız sizler için bir içerik önerisi daha: Kararsızlık Neden Olur? Nasıl Yenilir?”

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir