Felsefe

Hedonizm Ne Demek? Hedonizm Temsilcileri Kimlerdir?

hedonizm

Bugüne kadar felsefeciler tarafından farklı birçok fikri ifade eden ve savunan felsefi düşünceler üretilmiştir. Bu üretim sonucunda insanlık, yeni fikirleri bir akım haline gelecek kadar hayatlarına entegre ederek yaşamıştır. Edebiyattan sanata birçok noktada hayatımızı etkileyen bu felsefi düşüncelerin bazılarına hepimiz oldukça aşinayız. Örneğin, realizm mizahtan sanata birçok şekilde karşımıza çıkmış ve fikirlerimizi etkilemiştir. Ancak bir de çok sık konuşulmayan yine de oldukça ilgi çekici felsefi düşünceler var. Bunlardan birisi de hedonizmdir. Bu yazımızda da sizlere “Hedonizm ne demek?” sorusuna yanıtını vererek son derece ilginç olan bu felsefe hakkında bilgilenmenizi sağlayacağız.

Hedonizm Nedir?

hazcılık
Hedonizm ne demek sorusuna kısaca hazzın mutlak olarak en iyi şey olduğunu tanımlayan felsefi düşünce cevabını verebilmek mümkün.

Bir kavramı anlama yolu, kavramı ifade ederken kullandığımız kelime veya kelimelerin anlamına bakmakla başlar. Bu yüzden öncelikli olarak, hedonizm kelimesini de masaya yatıracak olursak, kavramın “zevk” anlamına gelen Yunanca “hedone” kelimesinden geldiğini bilmeliyiz. Hedonizm de dünyadan zevk alınması öğretisini temel almış bir felsefi düşüncedir. Bu düşünceye göre insanlar, hazzın mutlak surette en iyi şey olduğunu kabul etmelidirler. Yani eylemlerini de maksimum hazzı alacakları şekilde planlamalı ve sürekli olarak haz aldıkları şeylere yönelmelidirler.

Hedonist Kime Denir?

hazcı
Hazcı olarak tabir edilen insanlar bütün zevkleri tatma güdüsüne sahiptir.

Dilimizde hazcılık olarak yer almış olan hedonizmi uygulayan kişilere, hedonist yani hazcı da diyebiliriz. Hedonistlere göre eğer yaptığımız eylemler bize haz veriyorsa o zaman yaptığımız şey doğrudur. Yani aldığımız hazla yaptığımız şeyin doğruluğu birbiri ile doğru orantılıdır. Eğer yapılan eylem kişiye haz vermiyorsa, bir an önce sonlandırılmalıdır. Bu noktada hedonist insanların bazı ortak özelliklere sahip olduğunu söyleyebiliriz. İleride de bolca bahsedeceğimiz ortak özelliklerden bazıları da şunlardır:

  • Bütün zevkleri tatma arzusu içindedirler. Önlerine çıkacak engelleri sevmezler.
  • Bencil ve benmerkezci bir kişilikleri vardır. Kendi hazları ön planda oldukları için en çok bunları düşünürler.
  • Karşılarına çıkacak engelleri sevmedikleri için kurallar ve kısıtlamaları sevmezler.
  • Başka insanları kendi hazlarını elde etmek için kullanabilirler.

Bu özellikleri ortak olarak sayabiliriz ancak zaman içerisinde hedonizm konusunda farklı düşünceler evrilmiş ve kişiler kendilerine özel bir hedonizm de yaşayabilmiştir. Yani ortak dediğimiz özelliklerin kesinlikle her hedonistte bulunduğunu söylemek yanlış olur. Daha iyi anlamak için hedonizm türlerine bakıp ne tür farklı düşüncelerin oluştuğuna bakabiliriz.

Hedonizm Türleri

hedonzim türleri
Hedonizmi daha net tanımlamak için türlerine indirgemek iyi olacaktır.

Hedonizmin buraya kadar olan anlatımına baktığınızda hedonist insanlarla alakalı olarak kafanızda belli bir imaj çizilmiş olabilir. Çizilen imaj çok yanlış olmasa da gerçekçi olmayacaktır. Çünkü yukarıda da dediğimiz gibi hedonizm de kendi içinde farklı şekillerde tanımlanan bir kavramdır. Farklı şekillerde tanımlanmasının sebebi de bir şeylerden aldığımız haz konusunda hepimizin farklı hissetmesidir. Farklı hissetme konusunu hedonizm türlerini açıklarken daha iyi anlayacaksınız. Hedonizm türleri şu şekilde sıralanabilir:

Nicel Hedonizm

Nicel hedonistler adı üstünde aldıkları hazzın niceliğine önem verirler. Yani aldıkları zevkin miktarı, yoğunluğu ve süresi gibi konularla ilgilenirler. Bu yüzden diğer insanlar tarafından ahlak dışı zevklere daha çok değer vermekle suçlanırlar.

Nitel Hedonizm

Nitel hedonistler de isimlerinden anlaşılacağı gibi aldıkları hazzın niteliğine önem verirler. Bu tür insanlar için aldıkları zevkin kalitesi alınan zevk üzerinde oldukça etkilidir. Burada kalitenin nasıl ifade edildiği önem kazanmaktadır. Nitel hedonistler çoğunlukla keyfi ve geçici niteliklere sahip hazlarla ilgilendikleri için eleştirilir.

Normatif Hedonizm

Normatif hedonistlere göre insanların tek bir motivasyonu olmalıdır. Bu ana motivasyon da zevklerdir. Geri kalan her şey zevklere göre şekillenmelidir.

Motivasyonel Hedonizm

Normatif hedonistlere karşılık olarak motivasyonel hedonistler ise insanların her eyleminde motivasyonlarının zevkler ve acılar olduğunu söyler.

Egoistik Hedonizm

Egoist hedonistler insanların karar aşamalarında önemsemeleri gereken tek şeyin kendi zevkleri olması gerektiğini söylemektedir.

Altruistik Hedonizm

Altruistik hedonistler ise yaptığımız şeylerde ve aldığımız kararlarda ahlaki değerin, bu şeylerin tüm insanlık için zevk yaratıp yaratmadığıyla belirlenebileceğini savunur.

Bu türler arasında kesin olarak bir ayrım olduğunu söyleyemeyiz. Kendini, yukarıda saydığımız türlerden birine ait sayan kişiler arasında bile yeni farklar bulabilmek mümkün. Hedonizm haz temelli bir kavram olduğu için bu şekilde kişilere özel tanımlar yaratılabiliyor. Anlaşılması gereken nokta hedonizmin sadece sapkınlıkla ya da ahlak dışı zevklerle bağlı olmadığıdır. İnsanlar bir orman içinde sessiz sakin bir yürüyüşten zevk alıyor ya da dinledikleri müzik yüzünden tüylerinin diken diken olduğunu hissediyor olabilir.

Hedonizm Örnekleri

pompeii
Hazcılık üzerine duyduğumuz en tipik hikaye kuşkusuz ki, Pompei halkıdır.

Hedonizm örnekleri diye aratacak olduğumuzda karşımıza genel olarak Pompei ile alakalı bilgiler çıkacaktır. Pompei kadar ünlü olmasa da İncil’de yer alan ve Pompei ile aynı kaderi paylaşan Sodom ve Gomora şehirleri de iyi bir hedonizm örneği olabilir. Yani tarihten tutun edebiyata kadar hedonizm örneklerine çok farklı şekillerde rastlayabiliyoruz. Kavramın anlaşılabilmesi için uydurulmuş hikayeler bile bulunabiliyor.

Pompei Halkı

Belki de en bilineni olan Pompei şehri ve halkı günümüzde de anlatılmaktadır. Zaten birçok Roma İmparatoru da hedonist olarak anlatılmasa bile hedonist özellikler göstermektedir. İmparator Caligula buna en iyi örnektir. Pompei’de gerçekleşmiş olan felaketi neredeyse hepimiz biliyoruz. Bazı kişilere göre bu felaketin orada gerçekleşmiş olmasının sebebi hedonistlerden oluşan halk yüzündendir.

Pompei halkı bir ticaret şehri olduğu için zamanla oldukça zenginleşmiş ve halkın çoğunluğunun zenginlerden oluştuğu bir topluluk olmuştur. Zenginlikle birlikte yaşamsal ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayan halk, hayattan zevk almak için sahip oldukları hazları tatmin etme yoluna gitmiştir. Rivayetlere göre Pompei zenginleri yemeklerini yer ancak bu zevkten çok ayrı kalmamak ve tekrar yemek yemek için kaz tüyleri ile kendilerini kustururlardı. Şehirde birçok genelev vardı, bu yüzden cinsel anlamda da kendilerini sıklıkla tatmin edebiliyorlardı.

Sporcu ve Hasta Bebek Hikayesi

Hedonizmle alakalı bir başka örnek de bu konuyla alakalı anlatılan bir hikaye ile görülebilir. Hikayeye göre ünlü bir sporcu arabasına bineceği sırada bir kadın yanına gelir. Çocuğunun aç ve hasta olduğunu söyleyerek kendisinden para ister. Sporcu da hemen çek defterini çıkararak kadına büyük bir meblağ verir. Ertesi gün sporcu arkadaşıyla konuşurken arkadaşı yaşanan hadiseyi duyduğundan ve kadının bir dolandırıcı olduğundan bahseder. Sporcu ise arkadaşına aç ve hasta bir bebek olmadığı için ne kadar mutlu olduğunu söyler.

Dorian Gray’in Portresi

Son bir örnek olarak İngiliz yazar Oscar Wilde’ın yazdığı Dorian Gray’in Portresi’nden bahsedebiliriz. Kitap hedonizm ile alakalı oldukça güzel bir bakış açısı sağlamasının yanında farklı perspektifler de sunmasından ötürü bu konuda oldukça değerlidir. Kitabın birçok insan için en ilgi çeken karakteri Lord Henry’dir ve kendisi bir hedonisttir. Dorian ile olan konuşmalarında da hedonizm ile alakalı öğretilerin yansımaları açık bir şekilde görülebilir. Kitapta buna karşılık olarak da Basil karakteri bulunmaktadır ve Lord Henry’nin yaptıklarını hiç beğenmemektedir.

Hedonizm Temsilcileri Kimlerdir?

hedonist filozoflar
Hedonist filozoflar

Hedonizm felsefesinin kurucusu Sokrates’in bir öğrencisi olan ve kendisine ait Kirene Okulu’nu kurmuş olan Aristippos’tur. Ona göre her davranış mutlu olma isteğinden gelmektedir. Sahip olduğumuz bilgiler sahip olduğumuz duygularla deneyimleyebildiğimiz kadardır. Bundan ötürü duygularımızın bize getirdiği hazza yönelmeyi ve acıdan kaçınmayı öğretmiştir.

Epikuros ise Aristippos’tan sonra hazcılığı devam ettirmiş bir filozoftur. Ancak Aristippos’tan farklı olarak kendisi bedensel hazlardan değil tinsel hazlardan bahsetmektedir. Epikuros’a göre en büyük zevk, ruhun dingin olmasıdır. Ruhun dinginliğine bedensel zevkler peşinden koşarak varılamaz. Bu yüzden hazzın niteliğine önem vermiş ve şiddetli hazlardan kaçınmıştır.

Aristippos ve Epikuros’tan sonra tarih sahnesinde John Locke, David Hume, Thomas Hobbes, Jeremy Bentham, Henry Sidgwick ve J.S. Mill gibi ünlü filozofların hedonizmi savunduğunu görebiliyoruz. Saydığımız filozoflar genel olarak mutluluğun, arzulanan yegane şey olduğunu ileri sürseler de mutluluk ve haz terimleri konusunda sürekli tartışmışlardır. Birçoğu mutluluğun zevklerden farklı olduğunu savunmuştur.

Rönesans döneminde de filozoflar tarafından gündemde olan hedonizm, kavramdaki haz duygusunun Tanrı ile alakalı olduğunu ileri sürmüşler ve Tanrı’nın insanların mutlu olmalarını istemesine bağlamışlardır. Desiderius Erasmus bu fikrin önemli savunucularından birisidir. Yine İngiliz filozof Thomas Moore da Erasmus ile benzer bir şekilde dini temellere dayalı bir hedonizm savunmuş ve Ütopya adlı kitabında da bundan bahsetmiştir.

Sonuç

Tüm bunlardan sonra geniş bir perspektiften baktığımızda zevklerin iyi ve acıların kötü olarak tanımlandığı yerlerde ahlaki sorunların da ortaya çıktığı görülebilir. Bu yüzden felsefeciler hedonizmi eleştiriyorlar. Hazcılığın içeriği gereği insanı bencilliğe itiyor olması kişilerin toplumsal olarak sorumluluklarından geri kalmasına yol açıyor. Çünkü bu kişiler hazlarını bulmak için kişisel bir arayış içerisine giriyor ve toplumdaki diğer insanları kendilerinin arkasına koyuyorlar. Bu da hedonizmin toplumlar için ahlaki bir rehber olmasını zorlaştırmaktadır. Psikologlar da mutluluğu sadece zevkler üzerinden bulmaya çalışmanın en sonunda boşluk duygusu ve anlamsızlığa sebep olduğunu belirtiyor.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir