“Paralel evren nedir? Paralel evrene nasıl geçilir?” gibi soruları mutlaka duymuşsunuzdur. İnsanoğlu olarak Dünya’nın son kullanma tarihini hızlı tükettiğimiz için koskoca galakside alternatifler aramanın yollarına giriştik. Bu girişimde de belli ki haksız değildik. Sonuçta akıl almaz boyutlarda milyar ışık yılları genişliğindeki bir oluşumda sadece Dünya’nın olması evet biraz kabul edilemez geliyor.
İnsanın bazen tası tarağı toplayıp gidesi geliyor. Peki ya bu gitmeler başka boyutlarda olabiliyorsa? İhtimali düşüncesi ve varsayımı bile heyecan verici. Bilim insanlarının uzun yıllardır araştırdığı ve hala daha çözümlenemeyen paralel evren teorisi hakkında bizleri de bir merak sardı. Dönem dönem gündeme gelen ve tarafları ikiye bölen alternatif evren arayışı hakkında yazmak istedik. “Paralel evrene geçmek mümkün müdür? Paralel evren teorisi nedir?” gibi sorularınızın yanıtlarını sizler için araştırdık.
Paralel Evren Teorisi Nedir?
Paralel evren teorisi uzun yıllardır tartışılan ve galaksi boyunca var olan enerjilerin başka evrenleri oluşturduğuna dayanan teoridir. Bu teoriye göre bizim Dünya’mızdaki gibi hava su gibi elementler farklı biçim ve formatlarda diğer evrenlerde de bulunmaktadır. Dünya’mızdan ışık yılları uzaklıkta olan bu enerjilere ulaşılamadığı gibi incelenmesi ve kesinliği muğlaktır.
Paralel evren kavramını ilk kez kullanan fizikçi Hugh Everett’tir. Everett’e göre parçalar evrende fiziksel olarak hareket etmektedir ve birbirleri ile bağlantılıdır. Hugh’a göre nesneden alınan ölçüm evrende bölünmeye uğrar ve gerçekleşmesi ihtimal bütün sonuçlar başka bir evrene bölünür. Ünlü fizikçi 1954’lü yıllarda bu teorileri destekleyecek ve araştıracak ortamı yakalayamadığı için çalışmalarına son vermişti. Bu son verme paralel evren teorisinin gelişmesine ve günümüze dek gelmesine engel olamadı. Paralel evren teorisi diğer adıyla çoklu evren teorisi gelişerek diğer fizikçi ve bilim adamları tarafından geliştirildi ve teoriler sürdürüldü.
Paralel Evren ile İletişim Mümkün müdür?
Başka bir Dünya mümkün sözünün ihtimalleri bizleri hem üzüyor hem de sevindiriyor. Yapılan çalışmalar paralel evrenlerin varlığını tam anlamıyla kanıtlamasa da evrende potansiyel halde bulunan enerjiler insanoğlunu umutlandırıyor. “Paralel evrendeki ben ne yapıyor?” gibi düşünceler insanın kafasını kurcalarken bunu fiziksel olarak şöyle açıklayabiliriz.
Mevcut bulunduğunuz haliniz şu an yapmakta olduğunuz şeyi yapmaya devam ediyor. Diğer evrendeki haliniz ise bu işle alakalı diğer olasılıklardan birini devam ettiriyor. Sizler saçınızı tarayıp toplamayı düşünürken, paralel evrendeki haliniz saçınız toplu halde sizi gözlemliyor. Paralel evrendeki halimize selam vermek ise sandığımız kadar kolay değil. Bu alandaki çalışmalar devam etse de net bir çözüm gerçekleşmemiştir. Paralel evrenle iletişim halinin mümkün olup olmadığını en öz şekilde şu şekilde belirtebiliriz.
Evrendeki tüm madde enerji ve elementler atomlardan meydana gelmektedir. Atomlar sürekli bir titreşim halindedir ve birbirleri ile iletişim kurabilirler. Bu iletişim hareketlerini bizlerin duyamaması ve hissedememesi bizlerin paralel evren ile iletişimini sağlayamamaktadır.
Stephan Hawking’in Paralel Evren Görüşleri
Hawking’in ölmeden önce ortaya koyduğu makale büyük yankı uyandırdı. Ünlü teorisyen ve fizikçi Stephan Hawking’in Kara Delikte Bilgi Yitimi ve Yumuşak Saçlar isimli makalesi paralel evren teorilerini tekrar gün yüzüne çıkardı. Yazdığı makalede Hawking, cisimlerin yeryüzündeki mevcudiyetinin asla son olmayacağını söylüyordu. Ona göre cisimler var olmaya devam eder ve bu var oluşun bir kısmı kara delikler sayesinde geçilen diğer paralel evrenlerdedir.
Stephan Hawking araştırma konularının büyük çoğunluğu evrenin var oluşu ve çoklu evrenler ile alakalıydı. Evrenin genişleyerek çoğaldığını öne süren fizikçiye göre çoğalan evren bölünerek yeni evrenleri geride bırakıyordu. Alternatif evrenlerin araştırmasının ve sorgusunu bu şekilde temellendiren fizikçi çalışmalarına cismin varlığı ve paralel evrendeki durumunu da eklemiştir. Hawking’in kara deliklerden geçen cisimlere dair iki varsayımı bulunmaktadır. Bunlardan biri cismin kara delikten geçtikten sonraki boyutunda ve durumunda sıkışıp kalmasıdır. Delikten geçen diğer cisimler ise geçtikleri evrene uyum sağlayarak ya da olduğu hallerinde varlıklarına devam ederler. Paralel evrenlerde cisim varlığını sonlandırmadan bulunmaya devam eder.
Ölmeden önce yaptığı çalışmaları miras bırakan Stephan Hawking’in yazdığı son kitapta bu çalışmalar üzerinedir. Zamanın Kısa tarihi isimli kitapta karadelikten büyük patlamaya kadar çalışma alanlarının anlaşılır bilgileri bulunmaktadır. Stephan Hawking yaptığı araştırmalar ile günümüz astronomlarının paralel evren çalışmalarına da ışık tutmuştur.
Eğer uzay ve ötesi hakkındaki bilgileri okumaktan keyif alıyorsanız Kara Delik Nedir ve Kara Delikler Ne Kadar Derindir? yazımıza da göz atmanızı öneririz.