Edebiyat

Küçük Prens İncelemesi

Küçük Prens kitabının eleştirisi ve analizi, konusuyla birlikte sizlere aktarıyoruz.
Küçük Prens İncelemesi

Yakın zamanda görsel sanatlar için hazırladığı içerikleriyle sayfamıza renk katan Davut Dülger, sürekliliğini artık edebiyat eleştirileriyle de bize sunmaya başlıyor. Davut ile yaptığımız tartışmalarda ilk edebi incelemesini hangi eser için yapacağı konusunda ufak bir fikir ayrılığı yaşadık. Sonunda birçoğumuzun hayatına dokunmayı başaran eser olan Küçük Prens üzerinden mütabık olduk. Sizleri daha fazla bekletmeden Davut’un Küçük Prens incelemesi ile baş başa bırakıyorum.

Küçük Prens Ne Anlatır?

Küçük Prens Ne Anlatır?
Küçük Prens Ne Anlatır?

Küçük Prens dendiğinde, kitabı ya da sahip olduğu fikri en az bir kez duyan biri direkt kulaklarını sivriltecektir. Ancak eser hakkında fikir sahibi olmayan birisi “Hadi canım, çocuk kitabı değil mi?” tepkisini verebilir. Fakat elimizdeki eser baştan sona güçlü bir kimliğe sahip. Başarılı bir çocuk kitabı kadar berrak, hayata anlam yüklemek isteyen yetişikinler için kendilerini geliştirebilecekleri ve üzerine yorum yapabilecekleri bir kurgu da taşıyor. Antoine de Saint-Exupéry de kendi çocukluğunu konu alarak yazdığı ve bizzat kendi resimlediği Küçük Prens’te, her yaşa hitap edebilme sanatını ustalıkla icra etmiş. Anlayacağınız yazar temelde çocuk kitabı hazırlarken, hayata farklı bir perspektif ile bakmak isteyen yetişkinler için de etik kavramlarıyla donatılmış bir eser hazırlamayı başarmış.

Küçük Prens Konusu

Kitabın konusu ve anlatmak istediğine gelecek olursam, bir pilot uçağını çöle düşüyor ve Küçük Prens ile (aslında hepimizin arkadaşı) yolları kesişiyor. Küçük Prens, dünyasında tek bir gül ile yaşayan ve başka gezegenleri gezmek için gülünü yalnız bırakıp çıktığı yolculuğu önce pilota, pilot aracılığıyla da bizlere anlatır. Ancak bu yolculuk esnasında vurgulamak istediği şey büyümektir. İnsanların büyüdükçe insani ve temel değerlerden uzaklaşmalarını, hatta yozlaşmalarını gözler önüne serer. 

Küçük Prens’te en sevdiğim özellik, durmadan sorular sorması ve cevabını almadan da rahatlamamasıydı. Şüphecilik yani septisizm okuyucuya Küçük Prens’in masum yüreğiyle aktarılır. Bir diğer güçlü olgu ise Küçük Prens ile gülü arasındaki ilişki. Dünyadayken onu düşünmesi ve sorumluluklarının farkında olarak yaptığı eylemlerden de şüphe etmesi benim kadar bütün okuyucuların yüreğini burktuğundan eminim.

Neden Küçük Prens’in gittiği gezegenlerde sadece bir kişi vardı hiç düşündünüz mü? Bunun aracı oradaki insanların yalnızlıklarına, içe dönüklüklerine vurgu yapmaktı. Yaptıkları şeylerin yararsızlığını öne çıkarmak için başvurulan bir yöntemdi bence. Böylece yalnızlığın zıtlığı, dostluğun da önemi vurgulanmış ki bunu hikayenin çoğu yerinde anlamak mümkün.

Küçük Prens Animasyon Filmi

Küçük Prens Animasyon Filmi
Küçük Prens animasyon filmi, büyük beğeni toplamıştır.

Küçük Prens kitabı popüler kültürün içerisinde öylesine derin izler bıraktı ki sanatın bütün dallarına da uyarlanması kaçınılmazdı. 2015 yılında animasyon filmi olarak gişeye çıktı. Küçük Prens’in filmi fazlasıyla beğenildi. Fransa’da Cesar En İyi Animasyon Ödülünü kazanmıştır. Filmin yönetmenliğini Mark Osborne üstlenmiştir. Küçük Prens’in animasyon filmi Türkiye’de 25 Eylül 2015’te vizyona girmişti.

Küçük Prens ve Popüler Kültür

Kitabın bir popüler kültür ikonu olmasındaki en önemli etken, belki de Küçük Prens’in bizzat imajı. Kitaptaki karakterler, kapital dünya üzerinde sık sık rastladığımız karakterler. Sürekli şüpheci davranması da felsefe ve sosyoloji gibi alanlarda da insanların sorgulamalarına ve şüphe etmelerine katkı sağladığı için, toplumun her kesiminden sevilmesine neden oldu. Resimleri bile yazarın kendisini çizdiğini hatırlatmakta fayda görüyorum. Günümüze kadar tam bir popüler kültür ikonuna dönüşerek Küçük Prens kolyeleri, figürleri, defterleri artık hediyelik eşyacılara gittiğimizde denk geliyoruz.

Küçük Prens ve Otobiyografik Öğeleri

Kitabın yazarı Antoine de Saint-Exupery, bir pilottu. 1930’lu yıllarda bir uçak kazası geçirdi ve birkaç günlüğüne çölde hayatta kalma savaşı verdi. Hayatta kalmayı mucizevi bir şekilde başaran yazar, başından geçen bu olayı daha sonra yazdığı Küçük Prens kitabında da çöl detayını eklemiştir. Küçük Prens’in kendisini birden bire bir çölün ortasında bulması tamamen otobiyografik bir öge.

Küçük Prens’i Ülkemizde Hangi Yayınevleri Yayınlamıştır?

Ölümünün üstünden 70 yıl geçen yazarın Küçük Prens eseri 2015’in başından itibaren isteyen her yayınevi tarafından basılabilen bir esere dönüştü. Başta Can Yayınları, Mavi Bulut Yayıncılık, Kırmızı Kedi Yayınları, Yitik Ülke Yayınları, Yapı Kredi Yayınları ve Çınar Yayınları olmak üzere kitap Türkiye’de pek çok yayınevi tarafından basıldı.

Kitabın Ana Karakterleri

Kitabın Ana Karakterleri
Kitap, Küçük Prens ve macera boyunca tanıştığı karakterlerin etrafında şekillenir.

Küçük Prens kitabında, hayatlarına konuk olduğumuz karakterler şunlardır:

  • Küçük Prens: Gezegeninde yalnız başına yaşayan ve bir çiçeği olan çeşitli gezegenleri dolaşan bir kahramanımızdır.
  • Kral: Gezegeninde yalnız yaşayan ve her şeye hükmettiğini sanan birisidir.
  • Kendini Beğenmiş Adam: Küçük Prens’in gezegende gezdiği tanıştığı, adının özelliğini taşıyan biridir.
  • Sarhoş: Utancını unutmak için içki içen bir kahramanımızdır.
  • İş Adamı: Sürekli hesap yapan, işini çok önemseyen, yıllardır yaptığı hesabın başından ayrılmamış bir kahramanımızdır .
  • Bekçi: Gezegendeki fenerleri gece-gündüz durumuna göre yakıp söndürme görevini üstlenmiş kahramanımızdır.
  • Kaşif: Masa başından kalkmadan kaşiflerin edindikleri bilgileri not eden kişidir.
  • Demiryolu Makasçısı: insanları taşıyan trenleri bazen sağa bazen de sola gönderme görevini üstlenen bir kahramanımızdır.
  • Diğer Canlılar: Çiçek, yılan, gül, tilkidir.
  • Satıcı: İnsanlara zaman kazanmaları için susuzluk giderici haplar satan kahramanımızdır.

Etkileyici çocuk kitaplarından bir diğeri olan Gulliver’in Gezileri hakkında önemli detayları öğrenmek için Gulliver’in Gezileri İncelemesi yazımıza göz atabilirsiniz.

Shares:

1 Yorum

  • Davut
    Davut
    22 Ocak 2020 at 18:29

    Öncelikle böyle düşündürebilmiş olmaktan ve kitabı ilerleyen zamanlarda okumana sebep olabiliyorsam ne mutlu bana :)

    Reply

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir