SanatTarih

Neoklasisizm: Antik Yunan ve Roma’dan İzler

Neoklasisizm: Antik Yunan ve Roma'dan İzler

Klasisizm tüm dünyada en etkili olmuş sanat ve düşünce akımlarından birisidir. Onu takip eden birçok sanat akımını etkilemeyi başaran bu kavram elbette yıllar sonra yeni bir akımı daha doğurmayı başarmıştır. Neoklasisizm: Antik Yunan ve Roma’dan izler taşıyan en önemli akımlardan birisidir. Şimdi bu kavrama birlikte daha yakından bakacağız.

Neoklasisizm terimi kelimenin tam anlamıyla “yeni klasisizm” anlamına gelir ve bu nedenle Avrupa sanatsal devriminin kökeninin sağlam bir şekilde antik Yunan ve Roma dünyasından etkilendiğini de göstermektedir.

Neoklasisizm’in Doğuşu

Neoklasisizm
Neoklasisizm, 18. yy’da doğmuştur.

18. yüzyıldaki teknolojik gelişmeler, arkeoloji alanının gelişmesi ve Pompeii’nin ünlü kalıntıları gibi önemli unsurların keşfine ön ayak oldu. Keşfedilen yeni şeyler ve bu konularda yayınlanan bir dizi kitapla, klasik dünyanın sanat ve mimarisine yeniden ilgi duyulması da bu süreçlerden sonra mümkün oldu. Antik dünyanın büyük imparatorlukları, her alanda sanatçıların ilgisini çeken bir ihtişam ve gizem havasına sahipti. Bununla birlikte, bu dönemde ortaya çıkan Grand Tour fenomeni, eski olan her şeyin yeniden moda olmasına da katkıda bulundu. 17. 18. ve19. yüzyıllar boyunca, genç, üst sınıf erkeklerin, reşit olduktan sonra Avrupa’da uzun bir yolculuğa çıkmaları geleneğine Grand Tour adı verilmişti.

Bu genç ve orta sınıf erkekler, seyahatlerinin hatırası olarak (ve bilgi ve zenginliklerini göstermek için) yollarında karşılaştıkları kalıntıları eve getirmeye başladılar. Böylece antika toplama ve koleksiyonculuk kavramları da doğmuş oldu. Klasik eserlere olan talebin artmasıyla birlikte sanatçılar ve mimarlar antik sanatın ilkelerini eserlerine yansıtmaya başladılar.

Neoklasisizm’in Doğuşunda Rokoko’nun Etkisi

Neoklasisizm
Neoklasisizm, Rokoko Dönemi etkileri de taşımaktadır.

Neoklasisizmin ortaya çıkmasında önemli olan bir diğer faktör de ondan hemen önce gelen Rokoko hareketiydi. Rokoko stili, ayrıntılı süslemeler, teatral girdaplar ve karmaşık tasarımlarla kendini gösteren bir sanat akımı idi. Neoklasistler, Rokoko’nun bu şaşalı estetik algısına karşı basitliğe, simetriye ve klasik sadelik idealine öncelik verdiler.

Rokoko ile ilgili daha fazla bilgiye Rokoko Nedir? Rokoko Dönemi ve Özellikleri yazımızdan ulaşabilirsiniz.

Neoklasisizmin Özellikleri

Neoklasisizm, ‘birlik’ kavramına dayanan klasik sanatın ilkelerine geri döndü. Bu, tüm parçaların uyumlu bir şekilde dengelenmesi, doğru oranlarda, orta derecede ve rasyonel olarak düzenlenmesi gerektiği anlamına geliyordu. Temiz, keskin çizgiler, Rokoko sanatının kıvrımlarının ve dönüşlerinin yerini aldı ve renkler birbirlerine uyumlu olacak şekilde tonlandı.

Neoklasisizm genellikle Yunan veya Roma mitlerinin yanı sıra Achilles ve Hector gibi Yunan kahramanların destansı hikayelerini de içeriyordu.

Klasisizm ve Neoklasisizm Arasındaki Farklar

Klasisizm ve Neoklasisizm
Klasisizm ve Neoklasisizm arasında belirleyici farklar bulunmaktadır.

Neoklasisizm, Orta Çağ ve Rönesans boyunca Avrupa sanatına egemen olan Klasisizm hareketi içinde bir alt kategoridir. Antik Yunan ve Roma dönemlerinde o kadar güçlü ve etkilerdi ki, bu etki edebiyatta, tiyatroda, mimaride ve görsel sanatlarda da kendini göstermeye devam etti.

Ancak Avrupa’daki farklı düşünürler ve zanaatkarlar, klasikleri tahmin edilebileceği gibi farklı şekillerde yorumladılar. Büyük klasik sanatı neyin oluşturduğuna dair yaygın bir görüş ancak 18. yüzyılda kuruldu. Buna rağmen, kısmen sanatçıların fikirlerini ifade etmek için çok fazla farklı kaynak var olduğu için Neoklasisizmde halen büyük bir çeşitlilik hakimdir.

Resimde Neoklasisizm

Neoklasisizm
Neoklasisizm döneminde bir resim

Neoklasizm’in ortaya çıktığı on sekizinci yüzyılda, antik dünyadan bilinen hiçbir tablo yoktu. Ancak sanatçılar yine de Yunan ve Roma kültüründen ilham alıyorlardı. Figürleri için genellikle heykelleri model olarak kullanan sanatçılar, ikisi şehirleri için savaşırken hayatlarını feda eden şanlı Horatius kardeşlerin hikayesi gibi Klasik mit ve efsanelerden sahneler çizdi. Jacques-Louis David’in ön planda canlı, kahramanca aksiyona yaptığı cesur vurgu, Neoklasik resme en iyi örneklerden birisi oldu.

Klasik heykelde yaygın bir şekilde kullanılan erkeksi gövde ise Neoklasik ressamların bir başka odak noktası oldu. David’in bir öğrencisi olan Jean Ingres, erkek vücudunun çeşitli şekillerde çok sayıda tasvirini üretti.

Heykelde Neoklasisizm

Neoklasisizm
Neoklasisizm döneminden bir heykel

Heykel, Neoklasisizm ilkelerine hayat verilen bir başka sanat dalıydı. Eski uygarlıklardan kalma heykeller sürekli olarak kazıldı ve zanaatkarlara aynı versiyonları yeniden üretme veya bu kalıntılardan esinlenerek kendi modellerini yaratma fırsatı verildi.

Antonio Canova’nın “Cupid ve Psyche” eseri kuşkusuz Neoklasik heykelin en parlak örneklerinden biri oldu. Esneklik ve zarafet, temiz çizgiler ve mitolojik bir konu ile birleşerek dönemin en ünlü eserlerinden birini oluşturmayı başardı.

Mimaride Neoklasisizm

Neoklasisizm
Neoklasisizm döneminden bir mimari eser

Neoklasisizm akımı en büyük mirasını 18. ve 19. yüzyıllarda üretilen ve bugüne kadar mimarlara ilham vermeye devam eden yapılarda bıraktı.

Büyük ölçüde Yunan ve Roma tapınaklarından ilham alan Neoklasik mimari, büyük ölçeği, heybetli boş duvarları ve güçlü dış sütunları ile diğer sanat akımları arasından kolaylıkla ayırt edilebilir. Aynı zamanda bu yapılar dış mekânda kutlama veya anma işlevi de görmektedir ve yapıyı inşa edenlerin yahut yapıyı sahip olanların güç ve yetkinliğinin bir göstergesi olarak da kullanılır.

Pompeii’deki kalıntılardan esinlenerek, iç mekanlar vazolar gibi tekil süs eşyaları ile süslenmeye başlandı. Avrupa’nın en görkemli saraylarından bazılarının duvarlarını süsleyen frizler de popüler oldu.

Klasik modeller, birçok önemli şehirde yeniden tanıtılan yolların ızgara sistemi ile şehir planlamasına bile ilham verdi. Büyük Catherine döneminde St. Petersburg, bir dizi etkileyici Neoklasik bina ile dönüştürüldü.

Neoklasisizm ve Barok

Neoklasisizm genellikle, Neoklasisizmin sadeliği ve simetrisine karşılık var olan ve çağdaş bir tarz olan Barok’un antitezi olarak görülür. Her ikisi de görsel sanatlar, mimari, edebiyat ve müziği etkileyen iki büyük akımdır ve mitoloji veya din gibi bazı spesifik konular üzerine yoğunlaşmıştır. Bununla birlikte, Neoklasisizmin temiz, keskin çizgileri ve düz renginin aksine, Barok hareketinde, Prag’daki St Nicholas Kilisesi tarafından canlı bir şekilde gösterildiği gibi, gösterişli ayrıntılar ve zengin renkler yer almaktadır.

Barok Sanatı Nedir? Barok Sanatı Özellikleri Nelerdir? yazımıza göz atarak Barok konusu hakkında da bilgi edinebilirsiniz.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir