Her çağ, siyasal ve toplumsal gelişmelere bağlı olarak kendi içerisinde felsefi akımlara ev sahipliği yapar. Bu bağlamda 20. yüzyıl felsefesini diğerlerlerinden ayıran temel özellik ise bilim ve teknoloji alanındaki ilerlemelerdir. Ayrıca 20. yüzyıl felsefesi özellikleri arasında filozofların insan inançlarından bağımsız bir düşünce yapısına yönelerek daha nesnel düşünmeye başlaması da yer alır.
“Çağdaş Felsefe” olarak da adlandırılan 20. yüzyıl felsefesi Kant ile doğmuştur. Analitik felsefe, dil felsefesi, varoluşçuluk, nihilizm, fenomenoloji, mantıksal pozitivizm gibi akımlar da söz konusu dönemde ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte 20. yüzyıl felsefesi, profesyonelleşmeyi de beraberinde getirmiştir.
20. Yüzyıl Felsefesinde Akımlar ve Düşünürler
20. yüzyıl felsefesinin ortaya çıkışı ünlü düşünür Kant ile başlar. Kant, deneyimi savunan Locke ve aklı temel alan Descartes’ten farklı olarak bilgi ile varlık üzerinde durur. İlgili yüzyılda felsefe, Kant’ın tezine karşı çıkanlar ile bu görüşü genişletenler sayesinde hem şekillenmiş hem de ilerlemiştir. 20. yüzyıl felsefesi özellikleri bakımından çeşitli akımlara ayrılır. Başlıca akım ve temsilcileri ise şöyledir:
- Mantıksal Pozitivizm akımının temsilcisi Wittengenstein’dır. Bu akımın en belirgin özelliği metafiziği reddetmesidir. Tamamıyla aklı ve bilimi savunan bu akıma göre akıl, mantık ve deney süzgecinden geçmeyen hiçbir bilgi, kayda değer değildir.
- Varoluşçuluk akımında teknolojik gelişmelerin insanı zamanla ahlaki bunalıma ittiği ve yalnızlaştırdığı görüşü ön plandadır. Bu noktada insan, kendi varlığını sorgulamaya başlar. İnsanın özgürlüğünü bilim ve teknolojinin tehlikeye attığı görüşü de hâkimdir. En önemli temsilcisi ise Jean Paul Sartre’dır.
- Fenomenoloji akımın temsilcisi Edmund Husserl’dır. Fenomen, “Görünen” anlamına görür. Husserl’a göre öz, fenomenin içindedir. Bu bağlamda asıl bakılması gereken fenomenin içindeki özdür. Bunun yanı sıra kavram, görünen varlıkların özüne ulaşmayı ve özü tasvir etmeyi amaçlar.
- Pragmatizmin temsilcisi William James’tir. Temelinde faydacılık ve yararcılık bulunur. Kavrama göre yapılan bir şeyin ya da savunulan fikrin faydalı olması esastır. Kavramda, “Doğru düşünceler yararlı olmadıkça gerçek olamaz.” görüşü mevcuttur.
- Sezgicilik, gerçekliğin süre olduğu ve sürenin de sezgiyle kavranacağı fikrini ortaya atar. Henry Bergson, bu akımın en önemli temsilcisidir. Bergson’a göre insanlar, mekânsal düşünmeye alışmıştır ancak zaman da önemlidir. Ayrıca ünlü düşünüre göre zaman da sezgiyle kavranır.
Döneme damgasını vuran düşünürler arasında Gottlob Frege, Bertrand Russell, George Edward Moore, Ernst Cassirer, Albert Schweitzer, Oswald Spengler, Ludwig von Mises ve Moritz Schlick de yer alır.
20. Yüzyıl Felsefesi Genel Özellikleri
- yüzyıl felsefesin en belirgin unsurlardan biri, deneyciliğin esas alınmasıdır. İlgili düşüncenin gelişmesinde bilim ve teknoloji etkili olmuştur. Bilimin gelişmesiyle dönüşüme uğrayan 20. yüzyıl felsefesinin öne çıkan özellikleri aşağı sıralanmıştır:
- Locke ve Descartes’ın tezlerine karşı çıkan Kant, 20. yüzyıl felsefesinin doğmasına neden olmuştur. Dönem felsefesi Kant’ı destekleyen ya da karşı çıkan görüşlerle şekillenmiştir. Bu sayede çok sayıda yeni akımın önü açılmıştır.
- 20. yüzyıl felsefesi, bilim ve teknolojinin gelişmesi çeşitli akımların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Varoluşculuk akımında teknolojinin insanı yalnızlaştırdığı düşüncesi ilgili duruma bir örnektir.
- Bu dönemde felsefede uzmanlaşmalar söz konusu olmuştur. Bunun yanı sıra 20. yüzyıl felsefesi bilimin gelişmesiyle farklılık kazanmış ve profesyonelliği beraberinde getirmiştir. Örneğin; felsefenin üniversitelere girmesi, bu dönemde meydana gelmiştir.
Siyasal ve toplumsal gelişmeler kadar bilim ve teknoloji alanında yaşanan gelişmeler de bu dönemin felsefesi üzerinde oldukça etkilidir. Ayrıca 20. yüzyıl felsefesi özellikleri arasında deney yapılarak gerçekliğe ulaşılacağı fikri de yer alır. Bu nedenle mantık ve bilim kuramı bu dönemin felsefesinde önemli bir yere sahiptir.
20. Yüzyıl Felsefesinin Temel Problemleri
20. yüzyıl felsefesi, metafiziği reddeder ve bilimin ışığında kavramlar geliştirir. Bu bağlamda gerçeklik, değişim ve varlık gibi soruların cevabını deneycilikle elde etme eğilimindedir. 20. yüzyıl felsefesinin temel problemleri arasında ise başta Varoluşçuluk olmak üzere aşağıdakiler de bulunur:
- Varoluş-öz sorunu (Varoluşçuluk)
- Gerçeklik-görünüş sorunu (Fenomenoloji)
- Yorum sorunu (Hermeneutik)
- Varlık sorunu (Yeni Ontoloji)
- Değişim sorunu (Diyalektik Materyalizm)
- Metafizik bilgi sorunu (Mantıkçı Pozitivizm)
İnanç sistemleri üzerinden gidilen düşünce sistemlerinin yerini bu dönemde nesnellik alır. Düşünürler bilgi ve varlık sorununu, 20. yüzyıl felsefesi çağında tutarlı bir gerçeklik etrafında oluşturur.
İçeriğimiz hoşunuza gittiyse “Bilim ve Felsefe Arasındaki Farklar ve Benzerlikler” adlı yazımızı da beğenebilirsiniz.