Felsefe

Felsefeye Değer Katan Kadın Filozoflar

Felsefeye Deger Katan Kadin Filozoflar

Bazen sadece erkeklerin felsefe hakkında söyleyecek bir şeyleri varmış gibi görünse de felsefeye merak salanlar için tarih boyunca her zaman ilham verici, felsefeye değer katan kadın filozoflar ile karşılaşmak mümkündür. Elbette sayılarının görece az olduğunu kabul etmek gerekir. Felsefe tarihi, diğer pek çok alanda olduğu gibi ciddi anlamda ataerkil bir tarihtir. Ancak yine de kadınların tamamen felsefe sahasının dışında kaldığını söylemek ciddi bir haksızlık olacaktır.

Aşağıda dünya tarihindeki ünlü kadın filozoflar hakkında size bilgi vereceğiz. Ancak isterseniz gelin öncelikle “Neden kadın filozof yok?” veya “Neden sayıları bu kadar az?” şeklindeki yanıt bekleyen sorunun karşısında durmaya çalışalım.

Neden Kadın Filozof Yok?

Neden Kadın Filozof Yok
Kadın filozof olmadığı düşüncesi yanlıştır. Ancak sayılarının son derece az olduğunu söylemeliyiz.

Bu soru, aslında yalnızca felsefe değil, pek çok alanda sıklıkla karşımıza çıkar. Modern öncesi dünyaya şöyle bir göz attığımızda öne çıkan kadınların pek de fazla olmadığını görebilmekteyiz. Hele ki söz konusu felsefe, sanat, bilim vs. alanlar olduğunda. Gerçi modern dünyada da kadın filozoflar kümesinin hala erkeklerden daha az üyeye sahip olduğunu kabul etmeliyiz, ancak bunun nedenleri farklı olabilir. Yine de tüm bunların suçunu (eğer bir suçsa) kadınlarda aramamız pek de haklı bir yaklaşım olmayacaktır.

Aksine kadın filozofların neden bu kadar az olduğuna yanıt verirken geçmiş yüzyıllarda toplum hayatının kadınlara nasıl bir rol verdiğini göz önünde bulundurmalıyız. Felsefenin ortaya çıktığı yer kabul edilen Antik Yunan, bize bunun için iyi bir örnek teşkil ediyor olabilir.

Örnek olarak Aristoteles’in yazdıklarına bakabiliriz. 17. yüzyıla kadar felsefenin en temel kaynaklarından biri hiç kuşkusuz Aristoteles’in söyledikleriydi. Ve Aristoteles’e göre kadınlar kusurlu erkeklerdi. Doğa her zaman mükemmelliği hedeflerdi. Dolayısıyla kadın bir biçim bozukluğuydu ama doğanın olağan akışı içinde meydana gelen bir biçimsizlikti. Aristoteles’in hocası Platon açısından da işler farklı değildi.

Nitekim büyük bir bölümünde “demokratik” bir yönetimin hakim olduğu antik Atina ve diğer birkaç Yunan şehir devletinde herkesin oy kullanma yoktu. Sınıfsal ayrımlar bir kenara (köleler, köylüler vb.) cinsiyet ayrımı ile kadınlara da oy kullanma hakkı verilmemişti. Yine de o dönemde bile Aristophanes’in Kadınlar Meclisi gibi bu durumu tiye alan hiciv dolu eserler yok değildi. Fakat hakim görüş kadınların; tıpkı köleler gibi daha alt seviye bir insan olduğu yönündeydi. Yine dönemin diliyle konuşursak akıllarının eksik olduğuna ve bu nedenle felsefe yapamayacaklarına inanılıyordu.

Günümüz Dünyasında Kadın Filozoflar Neden Az?

Elbette günümüzde artık yukarıdaki türden düşünceleri olan pek insan kalmadı, (maalesef tamamen yok diyemiyoruz.) Buna karşılık bugünün dünyasında da kadın filozoflar kümesinin erkeklere göre daha az üyeye sahip olduğunu söyleyebilirsiniz. Nitekim bu yanlış değildir, ancak yalnızca bir sonuçtur. Bu durumun nedenleri ile ilgili yapılan pek çok araştırma vardır.

Örneğin feminist felsefe üzerine çalışan isimlerden biri olan Margaret Urban Walker; örgün eğitimdeki ders içeriklerinin kadınları dışladığını söyler. Ders programlarında kadın yazarlara yeterince yer verilmemesi kız öğrencilere rol model alabilecekleri isimler sunulmadığı anlamına gelmektedir. Bunun sonucunda da kız öğrenciler kendilerini felsefe alanına ait değilmiş gibi hissederler.

Elbette tek argüman bu değildir. Felsefi tartışma tarzının fazla agresif, dolayısıyla ataerkil olduğunu ve bu yüzden kadınlara pek hitap etmediğini savunan görüşlerle karşılaşmak da mümkündür. Ancak bunu söylerken 19. yüzyıl kadın filozoflar ve onların yazdıkları ile şekillenen feminist felsefeyi de göz ardı etmemek gerekir.

Genel olarak filozof stereotipinin modern dünyada da maskülen özelliklerle tanımlandığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu da kız öğrencilerin kendilerini bu disiplinin birer üyesi olarak hayal etmelerini zorlaştıran ve felsefeye ilgilerini azaltan bir faktördür. “Günümüzde neden kadın filozof yok veya sayıları neden bu kadar az?” gibi soruların yanıtı buralarda aranabilir.

Tarihteki İlk Kadın Filozoflar

Antik dünyanın kadınlara karşı erkeklerden biraz daha acımasız olduğunu yukarıda söylemiştik. Bu nedenle eski filozofları hayal ettiğimizde çoğumuzun aklına genç adamlarla sohbet eden bir Sokrates veya havalı sütunlar arasında ders veren bir Aristoteles gelir. Yine de bu dünyanın içerisinden kadın filozoflar çıkmayı başarmıştır. İlk kadın filozof kim sorusuna cevap vermek pek mümkün olmasa da bilinen birkaç isimden aşağıda bahsettik.

Miletli Aspasia

Miletli Aspasia
Miletli Aspasia

Klasik Atina’nın en ünlü kadınlarından biri olan Miletli Aspasia, Peloponnesos Savaşı’nın başında Atina’nın lideri olan Perikles’in metresi olarak anılır. Ancak Aspasia’yı tarihin kalabalığında öne çıkaran tek detay büyüleyici güzelliği değildir. Aynı zamanda düşünceleri ile de adından söz ettirmiştir. Sokrates, Aspasia’dan öğretmen olarak bahseder ve kendisinin ikna edici konuşmalar yapmayı ondan öğrendiğini söyler.

Nitekim Sokrates’in öğrencileri tarafından yazılan Sokratik diyaloglarda kendisine üç kez yer verilmiştir. Elbette anlattıkları gerçek mi yoksa kurgu mu bilmiyoruz. Yine de Platon’un Meneksenos diyalogu ile Aechines ve Antisthenes’in Aspasia diyaloglarında Miletli Aspasia’nin düşüncelerini görebilirsiniz.

Diotima

Diotima
Diotima

Sokrates’in hocası olarak andığı bir diğer kadın, Diotima’dır. Hatta bu hoca-öğrenci ilişkisi Aspasia ile olduğundan çok daha ileri bir seviyededir. Öyle ki Şölen diyalogunda Platon; Diotima ve Sokrates’i konuşturur. Ve Sokratik diyaloglarda genel olarak alıştığımızın aksine Sokrates bu sefer problemi çözümleyen tarafta değildir. Diotima Sokrates’e Eros’un ne olduğunu anlatır.

Clea

Clea
Clea

Milattan sonra 100’lü yıllarda yaşayan Clea, Delphi’de bir rahibeydi. Bu unvanı günümüzün dini makamları ile karıştırmamanız gerektiğini hatırlatalım. Antik dünyada çok saygın bir siyasi ve entelektüel rolden söz ediyoruz. Delphi rahibeleri, devletlerin savaş ve buna benzer büyük kararlarında bile etkili olabiliyordu. Clea da bu politik-dini sistemde önemli bir yere sahipti.

Clea’yı özellikle Plutarch ile yaptığı felsefi sohbetler nedeniyle tanıyoruz. Plutarch “Kadınların Cesareti Üzerine” ve “İsis ve Osiris Üzerine” isimli eserlerinin önsözlerinde Clea’dan ölüm, din tarihi ve ahlak üzerine çok şey öğrendiğinden bahsediyor.

İskenderiyeli Hypatia

İskenderiyeli Hypatia
İskenderiyeli Hypatia

Dramatik ölümüyle antik dünyadaki kadın filozoflar arasında en ünlü isimlerden biri Hypatia olabilir. Matematik ve astronomi alanında yaptığı çalışmalarla ün kazanan Hypatia, 355 ile 415 yılları arasında yaşayan Neo-Platoncu bir filozoftu. Başarılı öğrencilerinden biri olan Hıristiyan piskopos Synesius, ona mektuplar yazarak yalnızca felsefe hakkında değil, aynı zamanda belirsiz matematiksel formüller hakkında da bilgi alışverişinde bulunuyordu. Ayrıca Hypatia’nın yayınlanmadan önce babası Theon’un astronomi yorumlarını düzelttiği de biliniyordu.

Ölümü ise başka bir Hıristiyan piskopos Cyril’in halkı kışkırtması sonucunda taşlanarak oldu.

Dünyaca Ünlü Kadın Filozoflar

Felsefe tarihinde günümüze yaklaştıkça ünlü kadın filozoflar ile daha fazla karşılaşmaya başlıyoruz. Özellikle 20. ve 19. yüzyıl kadın filozoflar açısından gerçekten zengin bir dönemdir. Feminist felsefenin yükselişi ile eserleri dünyanın neredeyse tüm dillerine çevrilen pek çok kadın filozof vardır. Bunlardan bazılarını aşağıda sıraladık.

Mary Wollstonecraft

Mary Wollstonecraft
Mary Wollstonecraft

Feminizmin erken kurucularından sayılabilecek Mary Wollstonecraft, oldukça üretken bir filozof-yazardı. Ancak bilhassa “Kızların Eğitimi Üzerine Düşünceler” ve “Kadın Haklarının Savunulması” adlı iki eseri, Avrupa düşünce tarihini ciddi anlamda etkilemiştir. Nitekim bu eserler nedeniyle modern feminizmin temellerini attığı varsayılır. Kadınların eğitim hakkı ve eşit haklarıyla ilgili argümanları bugün hala geçerli ve kullanılan argümanlardır.

George Eliot (Mary Anne Evans)

George Eliot (Mary Anne Evans)
George Eliot (Mary Anne Evans)

19. yüzyılın ataerkil İngiliz entelektüel dünyasında kadın olarak görünürlük kazanmanın zor olabileceğini düşünerek Mary Anne Evans, gerçek ismi yerine bir erkek ismi kullanır ve bu şekilde romanlar yayınlar. Ancak hemen söyleyelim kendisinin iddiası, bir yasak aşk ilişkisi nedeniyle anonimliğe ihtiyaç duymasından bu ismi seçtiği yönündedir.

Kadın filozoflar demiştik, ancak Eliot bir roman yazarı diye düşünebilirsiniz. Yine de felsefe her zaman alışageldiğimiz formlarda yazılmak zorunda değildir. Nitekim Platon’un metinleri de diyaloglar halindeydi. George Eliot’un kitaplarında ahlaki, dini ve metafizik sorunlara ilişkin görüşleri Feuerbach, Mill, Spinoza veya Comte gibi pek çok filozofu etkilemiştir.

Hannah Arendt

Hannah Arendt
Hannah Arendt

20. yüzyılın en büyük filozoflarından biri olan Hannah Arendt, genellikle bir siyaset felsefecisi olarak kategorize edilir. Nazi ve Sovyet Rusya döneminde hem Kaliningrad hem de Berlin’de yaşayan bir Yahudi olarak Arendt, her iki rejimi de yakından görme şansı yakalamıştır. 2. Dünya Savaşı öncesinde ABD’ye kaçan filozof, yazdıkları ile günümüzde hala etkili olan isimlerdendir.

Bu noktada hemen vurgulamak gerekir ki Heidegger’in dünya çapında tanınır hale gelmesi de büyük oranda Hannah Arendt’in sayesinde olmuştur. Nitekim ikilinin arasında geçenler bugün bile felsefe tarihinin en büyük dedikodularından bazılarını oluşturur.

Simone de Beauvoir

Simone de Beauvoir
Simone de Beauvoir

Fransız entelektüel dünyasının en önemli isimlerinden biri olan Simone de Buauvoir, varoluşçuluk ve feminizm üzerine yazdıkları ile tanınır. Özellikle feminist varoluşçuluk teorisinin temellerini attığı söylenen kitabı “İkinci Cinsiyet” son derece meşhurdur. Kitabın temel argümanı; bir insan kadın olarak doğmadığı, erkeklerle karşılaştırılarak kadın olduğu, dolayısıyla ikinci cinsiyet olarak öteki ilan edildiğidir.

Iris Murdoch

Iris Murdoch
Iris Murdoch

Henüz 1999 yılında hayatını kaybeden Iris Murdoch, kadın filozoflar listesinde sayılmanın ötesinde bir isimdir. Romanları, oyunları ve denemeleri ile gerçekten geniş bir alanda üretkendir. Cambridge’teyken tanıştığı Wittgenstein ve Sartre üzerine yazdığı eleştiriler felsefe dünyasında saygın metinler olarak kabul edilir. Bunun dışında kendisinin Platon ve Fransız filozof Simone Weil’den etkilendiği ve daha çok varoluşçu felsefeye yakın olduğu söylenebilir.

Judith Butler

Judith Butler
Judith Butler

Artık hayatta olmayan filozoflardan yeterince bahsettiğimize göre bir de hayatta olan bir ismi analım. 67 yaşındaki ABD’li kadın filozof, günümüzün siyaset felsefesi, feminist felsefe ve queer kuramı gibi pek çok önemli alanında söz sahibidir. Nitekim ABD’de gerçekleşen LGBTİ+ eylemlerinde de bir aktivist olarak yer alan Butler, yalnızca düşünceleri ile değil, eylemleriyle de dikkat çeken bir isimdir. Butler’ı pek tanımıyorsanız bile ülkemizde epey tartışılan “Barış İçin Akademisyenler” bildirisine imza atan isimlerden biri olması nedeniyle adını duymuş olabilirsiniz.

Elbette burada saydığımız isimlerin dışında pek çok isim daha saymak mümkündür. Montaigne’nin denemelerinin editörü olan Marie de Gournay, “Evlilik Üzerine Bazı Düşünceler” gibi erken feminist eserlerden birini kaleme almış olan Mary Astel, Damaris Masham, Emilie du Chatelet, Catharine Macaulay gibi isimler sayılabilir. Ancak modern dünyanın öncesindeki bu metinlerin ne kadar felsefe sayılabileceği biraz tartışmalıdır. Ayrıca tarihteki tüm kadın filozoflara burada yer verebilmemiz de pek mümkün değil.

Türk Kadın Filozoflar

Dünyadaki ünlü kadın filozoflar hakkında konuştuk. Peki ya Türk kadın filozoflar? Açıkçası ünlü isimler olarak sıralayabilecek pek fazla Türk kadın filozof olmadığını itiraf etmemiz gerekiyor. Akıllara hiç kuşkusuz ilk olarak İonna Kuçuradi geliyor. Dünya Felsefe Federasyonları Başkanlığı da yapmış olan Kuçuradi dışında elbette akademide çok değerli hocalarımız bulunsa da ünlü isimler olarak sayılmaları zor gözüküyor.

Ayrıca Osmanlı ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında yazdıkları ile Fatma Aliye Topuz’u da bu listeye ekleyebiliriz. Özellikle Tanzimat ve 2. Meşrutiyet arası dönemde yazdığı Vatan adlı roman dışında din, felsefe ve kadın hakları üzerine yazıları da bulunan Fatma Aliye, genellikle ilk kadın romancımız sayılsa da kadın filozoflarımız arasında da anılabilir.

Sonuç

Tarih boyunca kadın filozofların sayısının erkeklere göre daha az olduğu kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Ancak elbette bunun pek çok sosyal nedeni olduğu unutulmamalıdır. Modern dünyada, henüz yeterince eşit olmasa da giderek daha fazla kadın filozofun gerek akademide gerekse yazın dünyasında yerini aldığını görmekteyiz. Umarız, kadın filozofların düşünce dünyamıza daha fazla katkı sağlayacağı daha iyi toplumsal koşullara ulaşabiliriz.

Sıkça Sorulan Sorular

[toggle title=”İlk Kadın Filozof Kimdir?” state=”open”] İlk kadın filozofun kim olduğuna dair kesin bir bilgi yoktur. Miletli Aspasia, Diotima veya Pisagor’un eşi olduğu varsayılan Theano gibi isimler zaman zaman öne çıkarılsa da günümüze kalan bir eserleri olmadığı için bu konuda net bir karara varmak oldukça güçtür.[/toggle]

[toggle title=”İlk Türk Kadın Filozof Kimdir?” state=”close”] Osmanlı’nın son döneminde yazdığı yazılar nedeniyle Fatma Aliye ilk Türk kadın filozof olarak sayılabilir. Ancak elbette ilgili metinlerin ne kadar felsefe olarak kabul edilebileceği ayrı bir tartışma konusudur.[/toggle]

[toggle title=”Aristoteles Kadın Düşmanı mı?” state=”close”] Aristoteles kadınların tıpkı köleler gibi akıl bakımından eksik yaratılmış varlıklar olduğuna inanıyordu. Günümüzün dünyasından bakıldığında elbette bu saçmadır, ancak dönemin hakim görüşünün bu olduğunu unutmamak gerekir. Dolayısıyla yalnızca Aristoteles değil, dönemin neredeyse tüm düşünürleri veya sanatçıları buna benzer görüşler taşır.[/toggle]

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir