Şeker Portakalı Özet, Konusu ve Ana Fikri   

Şeker Portakalı özet, her yaştan okuyucunun mutlaka okuması gereken eserler arasında yer alıyor. Hatta dilerseniz yaşantınızın belirli aralıklarında tekrar okuyarak kitaptan aldığınız tadın değiştiğini ve eserin farklı anlamlar ifade ettiğini görebilirsiniz. Jose Mauro De Vasconceles, bu muhteşem romanı kısa süre içerisinde yazmıştır. Buna rağmen kendi hayatından izler taşıyan, kitabın baş kahramanı Zeze’yi bir ömür boyu kalbinde taşıdığını söylemiştir. 

Kitabı okumaya başlamadan önce genel bir bilgi sahibi olmak, vaktinizin boşa gitmesini engeller. Özellikle ayrıntıları gördükçe size hitap edip etmediğini belirleyerek okumak için daha kolay karar verebilirsiniz. Eğer ilginizi çekmiyorsa ve yaşananları merak etmiyorsanız, farklı bir tercih yapmalısınız. Bununla birlikte Şeker Portakalı’nın klasikler arasında kendine yer bulduğunu ve yoğun bir şekilde ilgi gördüğünü de bilerek hareket etmelisiniz. Gelin, şimdi detayları birlikte ele alalım.

Şeker Portakalı Konusu

Zeze, daha 5 yaşında olan bir çocuktur. Hassas ve zeki olan kahramanımız, ailesinin yaşadığı maddi zorluklardan dolayı oldukça ihmal edilmiştir. Yaşamın detaylarını kendi kendine keşfetmeye çalışırken genellikle çeşitli hatalar yapar. Elbette bu hatalar, diğer çocukların büyürken yaptıklarından farksız değildir. Böyle olmasına rağmen ‘’itin teki, rengi bozuk, şeytan’’ gibi yakıştırmalara maruz kalmıştır. Bir çocuğun tertemiz dünyasını kirleten yakıştırmalar onu derinden etkiler. 

Minguinho 

Kitabın adı olan “Şeker Portakalı” Zeze ve ailesinin taşınmayı düşündükleri bir evin bahçesinde yer alan, küçük fidanından geliyor. Bahçede yer alan diğer ağaçları kahramanımızın ağabeyi ve ablaları sahiplendiği için ona bu küçük fidan kalmıştır. Başlarda duruma çok üzülen çocuk, fidana Minguinho adını verir ve zamanla onu sevmeye başlar. Yaşadığı sıkıntıları ve hayatında meydana gelen çeşitli olayları hep Minguinho ile paylaşmaya başlamıştır. Kitap içinde iki dostun diyaloglarına sıkça şahit oluyorsunuz. 

Bir Noel Sabahı Yaşananlar 

Bir noel sabahı Zeze, uyanır ve gidip ayakkabısının içine bakar. Noel Baba’nın ona hediye getirmediğini görünce öfkelenir ve fakir bir babanın oğlu olduğu için isyan eder. Kötü sözlerini ise babasının duyduğunu görünce çok üzülmüştür. Hemen hazırlanır ve boya sandığını boynuna asıp evden çıkar. Ardından bütün gün ayakkabı boyayıp para kazanır. Kazandığı parayla iyi kalitede bir sigara alarak eve dönmüştür. Bu sayede babasını mutlu ettiğini düşünen Zeze, keyifle uyumaya gider. 

Zeze Çok Zeki ve Merhametli Bir Çocuk 

Küçük kahramanımız yaşına rağmen becerileri ve zekasıyla dikkatleri üzerine çekmektedir. Ona öğretilen hiçbir bilgiyi unutmaz. Dayısı Edmundo’dan öğrendiklerine büyük bir önem vermektedir. Zeze, okula başladığında ise sınıfın en küçüğü olmasına rağmen oldukça başarılı olmuştur.  

Öğretmelerinden birisi olan Dona’yı çok seven minik, onun vazosunun boş olmasına üzülmektedir. Çünkü diğer öğretmenlerin pek çok çiçekle süslü olan masalarının aksine çok sevdiği öğretmeninin yüzünde yer alan et beninden dolayı masasının boş kaldığını düşünür. Bu nedenle parası olmamasına rağmen farklı farklı bahçelerden onun için çiçekler toplar. 

Dona, bazen Zeze’ye çörek alması için para vermektedir. Ama o, bu durumun kendisini üzdüğünü, diğer fakir çocuklara da para vermesi gerektiğini söyler. Bunu duyan öğretmen çok duygulanır çünkü bu yaşta bu denli bir merhamet duygusu çok güzeldir.

Satranç kitabının özeti için yazımıza göz atın!

Her Salı Şarkı Günü 

Kendisi küçük ama kalbi kocaman olan Zeze, okulda günleri öğrendikten sonra her salı şarkı söylemeye gelen sokak sanatçısı Zacarias Efendi’yi dinlemeye gider. Bu adamın eserlerini çok sevmektedir. En sevdiği eserin ismi ise Fanny’dir.  

Birgün yine kahramanımız şarkı dinlemeye gider ve sanatçıya dönerek yardım edebileceğini, şarkılarını birlikte satabileceklerini söyler. Karşılığındaysa sadece ablasına şarkı sözü götürmek istediğini belirtmiştir. Zacarias Efendi bu teklife kayıtsız kalamaz ve hemen kabul eder. Zeze’nin dediği çıkmıştır. Onun yardımıyla şarkılar daha çok satılmaktadır. Artık bir ekip haline gelmiş olan ikili arasında zamanla gerçek bir sevgi bağı oluşur. Sanatçı ise bir süre sonra çocuğu paraya ortak etmiştir. 

Portekizli Adam 

Şeker Portakalı kahramanları arasında yer alan Portekizli; zengin, orta yaşlı ve korkutucu bir adam görünümündedir. Adamın yaşadığı bölgede en güzel araba kendisine aittir. Bu güzel araba, doğal olarak çocukların da ilgisini çekmekte ve aracın arkasına asılıp gezme hayalleri kurdurmaktadır. Ancak adam korkutucu olduğu için çocuklar hiçbir şekilde buna cesaret edemez. 

Zeze, çocukların bu isteğini bildiği için arabanın arkasına asılarak kahraman olmak ister. Bu dileğini gerçekleştirmek için Portekizlinin peşine takılıp araca asılır. Sonrasında kulaklarında çok feci bir yanma hissiyle kendisine gelir. Adam onu yakalamış ve kulaklarından tutarak tüm mahallenin önünde azarlamıştır. Kahramanımız, çok büyük bir öfkeyle birlikte utanç hisseder. 

Zeze’nin Yaramazlıkları Devam Ediyor 

Küçük yaramaz, bir gün bahçeden meyve çalmaya karar verir. Ancak kaçarken bacağı büyük bir cam parçasıyla kesilir. Bu durumu kimseye söyleyemez. Eğer söylerse dayak yiyeceğini düşünür. Sadece ablası Gloria’ya durumu anlatabileceğini düşünür ve ondan yardım istemeye karar verir. Bacağı acı içinde olan Zeze, ayaklarını sürüyerek okula gitmeye çalışırken dinlenmek için durmuştur. Portekizlinin aracının yanında durduğunu fark eder. 

Portekizli küçük çocuğu görünce çok üzülür ve ona şefkat gösterir. Onu alarak hastaneye götürüp yarasına bakılmasını bile istemiştir. Hastaneden çıktıktan sonra Zeze’ye yemek ve şekerleme ısmarlar. Küçük, yaşananlar karşısında oldukça şaşkındır. Çünkü şefkate karşı yabancılık çekmekte ve ailesinden bile doğru dürüst sevgi görmemektedir. 

Zamanla adam ve çocuk çok yakın dost olurlar. Hatta o muhteşem araba artık ikisinindir. Portekizli çocuğun merhametine, zekâsına ve taşıdığı sevgiye hayranlık besler. Onun her zaman dayak yemesine çok üzülmektedir ve bu nedenle daha çok ilgi göstermek ister. 

Kahramanımız Kötü Günler Geçirir 

Günlerden bir gün Zeze abisi ve ablasından çok feci dayak yer. Oldukça kötü duruma gelmiştir ve zamanla iyileşmeyi beklerken üstüne babasından da dayak yemek, onu yataklara düşmüştür. Gloria her ne kadar bu şiddete engel olmaya çalışsa da başarılı olamaz. 

Kötü bir durumda olan güzel kalpli çocuk, Portekizlinin babası olması için dua etmektedir. Bu sırada onu çok özlediğini fark eder ve yanına gitmek için evden çıkar. Okuldan sonra onu görmeyi ve özlem gidermeyi planlarken çok kötü bir haber, derinden sarsılmasına neden olur. Portekizli arabasıyla birlikte trenin altında kalmıştır. Onun öldüğünü öğrenmek ise dünyadaki en kötü hisleri yaşamasına sebeptir.  

Kötü haber sonrasında kendini sokaklara atan Zeze, artık çok mutsuzdur. Bir de üstüne abisinden şeker portakalının kesileceğini öğrenince kendisini kaybeder ve yine yatağa düşer. Öyle kötü bir durumdadır ki herkes onun öleceğini düşünmektedir. Zaten küçük ve zayıf bir bünyesi vardır. Günlerce bütün mahalleli Zeze’nin başında bekler. Bu esnada çevresindeki ve ailesindeki insanlar bile ona merhamet beslemeye başlamıştır.   

Zeze İyileşiyor 

Sevgi dolu ve merhametiyle herkesi kendisine hayran bırakan küçük kahraman, zamanla yavaş yavaş iyileşmeye başlamıştır. Kendine gelme sürecinde minik portakal fidanının çiçek açtığını görünce de farklı düşüncelere dalar. Çünkü fidanın çiçeği bir veda anlamı taşımaktadır. O da tıpkı kendisi gibi büyümeye başlamıştır artık.  

Her zaman kendini kötü bir çocuk olarak gören ve aynı zamanda tanrının bile ondan nefret ettiğini düşünen Zeze; zorlu hayatı, fakirliği, şiddeti, ölüm acısını yaşamıştır ve belli ki hayatı bundan sonra da kolay olmayacaktır.  

Şeker Portakalı Ana Fikri

Şeker Portakalı’nın ana fikri, zeki ve yoksul bir çocuğun yaşadığı tüm kötü olaylara rağmen sevgi ve şefkat arayışından vazgeçmeyişidir. Hiçbir çocuk dayak yemeyi ve kötü davranılmayı asla hak etmemektedir. Hayat içinde karşılaşılan fakirlik ve buna bağlı yaşanan zorluklar, geçici olabilir. Ama sevgisizlik, çok derin izler bırakacaktır. 

Hastalık veya farklı negatif durumlar yaşanmadan önce sevdiklerimizin kıymetini bilmemiz gerekiyor. Eğer Zeze hastalanıp yataklara düşmeseydi ne mahalleli ne de ailesi ona şefkat gösterecekti. Yaşadığı kötü şeyleri unutmak mümkün olmasa da kitap sayesinde belki de başka çocuklar daha çok sevgi görerek büyür. 

Şeker Portakalı Kitabının Karakterleri 

Kendi çocukluğunuzdan izler bulabileceğiniz ve aynı zamanda küçük yaşta hayatın zorluklarına büyük oranda maruz kalmış bir çocuğu tanıyacağınız bu kitabı, çok seveceksiniz. Hem iyi hem de kötü insanlara yer verilen kitabın başlıca karakterlerini aşağıda bulabilirsiniz: 

• Zeze 
• Bay Paulo 
• Bayan Armanda 
• Gloria 
• Luis 
• Portekizli 
• Dona 

Karakterlerin tamamı, yazarın anlatmak istediklerini en doğru şekilde aktaracak şekilde kurgulanmıştır. Böylece merhamet ve şefkatin iyileştirici gücüyle birlikte insanların çıkarması gereken dersler, kitabın her sayfasında özenle işlenmiş. Şimdi karakterler hakkında daha detaylı bilgileri görebilmek için alt başlıkları incelemeye devam edebilirsiniz. 

Zeze 

Kitabın ana kahramanı olan, zeki ve merhamet dolu bir çocuktur. Ailesinden ve mahallesindekilerden oldukça uzun süre maalesef şefkat görmez. Bununla birlikte aile bireyleri ona sürekli olarak şiddet uygular. Hayal gücü yüksek olduğu için bir şeker portakalı fidanıyla arkadaş olur. İnsanlardan da kendine dostlar edinen Zeze yaramaz olsa dahi yaptığı hatalar, her çocuğun düşebileceği yanlışlardır. 

Bay Paulo 

Minik kahramanımızın babasıdır. İş bulamadığı için sürekli mutsuz bir ruh halindedir. Bu nedenle ailesine sevgi göstermekte ve onlara karşı sabırlı olmakta bir hayli zorlanır. Zeze’ye çok fazla şiddet uygulamakta ve aynı zamanda azarlamaktadır. Buna rağmen o, babasını sevmekten hiçbir zaman vazgeçmez. 

Bayan Armanda 

Bayan Armanda, baş karakterin annesidir. Ona karşı diğer aile üyelerine göre daha anlayışlıdır. Ancak yine de zaman zaman ceza vererek oğlunu üzer.   

Gloria  

Zeze’nin kardeşleri arasında en iyisi ve merhametlisidir. Ablalık görevini elinden geldiğince yapmaya çalışır. Bazen kötü olaylara müdahale etmeye çalışsa da başarılı olamaz. 

Luis 

Luis, Zeze’yi kıskanan ve ona türlü kötülükler yapan bir ağabeydir. Kardeşi ona ‘Kötü Kalpli’ lakabını takmıştır.  

Portekizli 

Portekiz konsolosluğu yapan, orta yaşlı bir adamdır. Kahramanımızla kötü şekilde tanışmış olsalar da zamanla çok güçlü bir sevgiyle birbirlerine bağlanırlar. Bir tren kazası sonucu hayatını kaybeden bu adam, arkasında çok üzgün ve kalbi kırık bir çocuk bırakır. 

Dona 

Dona, son derece iyi kalpli ve merhametli bir öğretmendir. Öğrencilerine çok iyi davranarak onların sevgisini kazanmayı başarır. 

Sevgiyi her zaman kalbinde hissedenlerin mutlaka okuması gereken bu kitap hakkındaki bilgileri sizler için detaylandırdık. Kitap incelemeleri ve çok daha fazlası için yazbuz.com sitemizi takip etmeyi unutmayın. 

Şeker Portakalı Teması ve İncelemesi

Şeker Portakalı kitabı, içerisinde çok anlamlı mesajlar barındırır. Aile ilişkileri, fakirlik, arkadaşlık, hayal gücü ve umut başlıklarına ayrıldığında ise belirtilen tüm konuların derinlemesine sorgulanmasına neden olur. Kitabın bir çocuk dilinden anlatılması sayesinde de olaylar ve kişiler en saf düşünce biçimiyle değerlendirilir. Sadece şefkat ve sevgi arayan bir çocuğun sürekli olarak ihanet ve acılarla yüzleşmesi, onu hasta edecek boyuta getirebilir. 

Ailesinden ve yakın çevresinden yeterli ilgiyi göremeyen bir çocuktur Zeze. Aynı zamanda hep dışlanan bir çocuğun yaşama tutunma arzusunu dışa vurur ifadeyle, okuyucuya aktarır. Küçük kalbinde taşıdığı oldukça büyük sevgi sebebiyle farklı arayışlara girmesi, zaman zaman ona hem fiziksel hem de psikolojik şekilde zararlar vermiştir.  

Muhteşem bir hayal gücüne sahip olmanın ne kadar harika duygular arasında olduğunu bu kitap sayesinde anlamanız mümkün. Bu özellik, portakal fidanını en yakın arkadaşı yapan ve üzüntüyle birlikte sevinçlerini de onunla paylaşan bir çocuk için gerçekten umut etmenin ve asla pes etmemenin önemli bir yolu. Ağacı kesilse de hayata tutunmayı başaran Zeze, yeni bir şeker portakalı ağacı dikerek tekrardan başlangıç yapmayı başarır.