Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, yirminci yüzyılın önemli Türk yazarlarından biri olan Peyami Safa’nın unutulmaz eserlerinden biridir. Roman, küçük bir çocuğun kemik veremi hastası olduğunu öğrendikten sonra hayata tutunmasını derinlemesine işleyen bir başyapıttır. Safa’nın muhteşem kaleminden çıkan bu roman, okuyucuyu etkileyici bir yolculuğa çıkarırken bir yandan da umudun ve aşkın gücünü gözler önüne serer. Bu içeriğimizde, 9 hariciye koğuşu özet ve Peyami Safa’nın edebi ustalığını daha yakından inceleyeceğiz.
9. Hariciye Koğuşu Konusu
9. Hariciye Koğuşu konusu bakımından psikolojik bir romandır. Anlatımı ise otobiyografiktir. Bunun nedeni ise hikayenin 1. tekil kişi ağzından anlatılmasıdır. Eser, hikayenin anlatıcısı çocuğun hastalığıyla olan mücadelesini ve yaşadığı çevrenin insanlarıyla olan ilişkilerini temel alır.
Roman, yazarın çocukluk yıllarından beri süregelen hastalığıyla başlamakta ve annesiyle birlikte terk edilmiş bir evde yaşadığı zorlu şartları gözler önüne sermektedir. Bu süreçte kahramanımız, uzaktan akrabası olan bir paşanın Nüzhet adındaki kızıyla yakınlaşır. Ancak zamanla Nüzhet’in başka biriyle evlenmesi gerektiğini öğrenir. Bu durum, hem hastalığı hem de çevresindeki insanlarla olan ilişkileri arasındaki gerilimleri yaşamasına neden olur.
9. Hariciye Koğuşu Ana Fikri
9. Hariciye Koğuşu ana fikri, bu noktada okuyucuya önemli bir mesaj iletmektedir: İnsan, doğası içindeki savaşlarla baş etmek için hayallerini gerçekçi bir şekilde değerlendirmeli ve başkalarının deneyimlerini dikkate almalıdır. Hikayede verilen çocuğun olgunlaşma süreci, ilişkilerin karmaşıklığı ve öğütlerin değeri, romanın temel unsurları arasında yer alır.
Bu eser, şüphesiz ki okuyucuyu düşündürerek insan doğasının derinliklerine bir yolculuğa çıkarır ve bize unutulmaması gereken bir gerçeği hatırlatır: Hayallerimizi gerçekleştirirken çevremizdekilerin öğütlerini dikkate almak, içsel savaşlarımızı aşmamıza yardımcı olur ve bizleri kaybeden olmaktan kurtarır.
9.Hariciye Koğuşu Kişiler ve Özellikleri
9. Hariciye Koğuşu kişiler ve özellikleri yaşadıkları zorluklara karşı verdikleri mücadele ve ilişkileri bakımından romanın temalarını derinleştirir ve okuyucuları etkiler. Haydi gelin, birlikte 9. Hariciye Koğuşu karakterler ve onların kişisel özelliklerine daha yakından bakalım.
Hasta Çocuk (Anlatıcı)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nun baş karakteri hasta bir çocuktur. Romanda fiziksel ve ruhsal özellikleriyle dikkat çeken bir karakterdir. Meçhul bir hastalıktan dolayı bacağından acı çeken kahramanımız, hastanede geçirdiği hayatına umutla devam etmektedir. Istırap çeken bu genç bazen hayaller aleminde koşarak umut bulmaya çalışır.
Nüzhet
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nun canlı ve hareketli genç kızı Nüzhet, kumral saçları ve ela gözleriyle dikkat çeker. Edebi kitaplara olan ilgisiyle bilinen Nüzhet, genellikle heyecanlı bir yapıya sahiptir. Hastalığı nedeniyle çocukluğunu köşkte geçiren kahramanımız ile zaman geçirmektedir.
Paşa
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nun yaşlı bir karakteri olan Paşa, konuşması ağırlaşan ve sık sık uyuyakalan biridir. Kahkahalarını hatırlayan ve onları duymak için tuhaf romanlar okumaktan keyif alan Paşa, zekası ve yardımseverliğiyle öne çıkar.
Doktor Ragıp
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nun doktor karakteri olan Ragıp, uzun boylu, sarı saçlı ve sağlıklı bir görünüme sahip bir adamdır. Zekası ve mavi gözleriyle dikkat çeken Doktor Ragıp, muzip bir kişiliğe sahiptir.
Mithat Bey
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nda hasta çocuğa yardım etmek için elinden geleni yapan ve onunla zaman geçiren yardımsever bir karakter olan Mithat Bey, fedakarlığıyla tanınır.
Paşanın Karısı
Romanın köşkün hanımefendisi olan Paşanın eşi, hasta çocuğunun iyileşmesi için elinden geleni yapar. Onun mutluluğu için çaba gösteren, anlayışlı ve sevgi dolu bir kadındır. Her karşılaştığı kişiyi sevgi ve saygı ile karşılayarak insanları anlamaya ve desteklemeye önem verir.
Hasta Çocuğun Annesi
Hasta çocuğunun annesi, kendi acılarını ve ızdıraplarını çocuğundan daha fazla hisseden bir karakterdir. Hayatını evladına adayan, onun her isteğini karşılamaktan çekinmeyen ve ona her zaman destek olan fedakar bir annedir.
Modernist hikaye özellikleri için yazımıza göz atın.
9. Hariciye Koğuşu Özet
9. Hariciye Koğuşu özeti ana karakterinin hayatı, hastane koridorlarında ve doktor muayenehanelerinde geçmesiyle başlar. Yapılan tetkikler sonucunda “kemik veremi” olduğu ortaya çıkar. Bu, çocuğun hayatına ve bacağına mal olabilecek ciddi bir hastalıktır. Doktorlar, düzgün beslenme, sakin bir yaşam ve yüksek moral gibi faktörlere bağlı olarak iyileşme ihtimali olduğunu belirtirler.
Çocuğun ailesi yoksul olduğu için doktorların önerdiği rahat bir yaşam mümkün değildir. Bu nedenle uzaktan akrabaları olan bir paşa, çocuğu yanına, köşküne alır. Çocuk, uzun zamandır arkadaş olduğu ve kendisinden dört yaş büyük olan paşanın kızı Nüzhet’e aşık olur. Bu aşk karşılıksız kalmaz. Ancak Nüzhet’i isteyen Dr. Ragıp adında bir doktor da vardır. Aile, Nüzhet’i doktora verme konusunda anlaşamaz.
Paşanın karısı, çocuğun ve Nüzhet’in yakınlaşmasını fark eder. Çocuğun hastalığının mikrobik ve bulaşıcı olduğunu söyleyerek onları ayırmak için plan yapar. Tesadüfen bu konuşmayı duyan çocuk derinden etkilenir.
Bir akşam, Dr. Ragıp ve çocuğun annesi yemeğe gelir. Yemekte çocuk, doktor ve paşanın fikirlerine karşı çıkar. Bunun sonucunda paşa ile araları açılır. Ardından felaketler peş peşe gelir. Çocuğun moralinin bozulmasıyla hastalığı yeniden kötüleşir. En sonunda ise ameliyat olması ve bacağının dizinden kesilmesi gündeme gelir.
Sıkça Sorulan Sorular
9. Hariciye Koğuşu Kaç Sayfadır?
9. Hariciye Koğuşu 112 sayfadır.
9. Hariciye Koğuşu Yazarı Kimdir?
9. Hariciye Koğuşu eserinin yazarı Peyami Safa’dır.
Nurefşan ve Bahçıvan Eserde Hangi Özellikleri Taşır?
Nurefşan işine sadık bir şekilde hizmet eden ve her türlü zorluğa rağmen özveriyle çalışan bir kadındır. Bahçıvan ise özenle çalışan, doğayı ve bahçeyi seven, huzurlu bir insan olarak tasvir edilir.