1954 yılında yayımlanan Sol Ayağım kitabı; İrlandalı yazar, şair ve ressam, Christy Brown’a aittir. Sol ayağım kitabının özeti; beyin felci ile dünyaya gelen yazarın, yaşama olağanüstü tutunma mücadelesini anlatıyor.
Birazdan okumaya başlayacağınız Christy ve annesinin duygu dolu mücadelesine hayran kalacaksınız! Bu hikayenin özetinde tüm detaylara değinsek de kitabını mutlaka okumalısınız. Kitap toplamda 16 bölümden oluşuyor. Bölüm başlıkları ise şu şekilde:
- A Harfi
- A-N-N-E
- Ev
- Henry
- Katriona Delahunt
- Ressam
- Acıyan Bakış
- Hapishane Duvarları
- Lourdes
- Annemin Yaptığı Ev
- Kısa Süreli Ziyaret
- Ne Olabilirdi?
- Kalem
- Acıma Değil, Gurur
- Klişeler ve Sezar
- Onun İçin Kırmızı Güller
16 bölümün her birinde, Christy ve annesinin mücadelesinden kesitler yer almakta. Christy, hayata tutunmaya çalışırken yazarlık ve ressamlık yolculuğuna ilerlediğinden habersizdi. Bölümlerin her birindeki detaylar, Christy Brown tarafından kaleme alınmış, kendi hikayesini duygu yüklü cümlelerle anlatmıştır.
Sol Ayağım Kitabının Konusu
Christy Brown’ın hayat hikâyesi olan Sol Ayağım kitabının konusu, beyin felciyle doğan bir çocuğun öyküsüdür. Yardıma muhtaç bir çocukken mücadeleyi bırakmayan Christy Brown, İrlanda Edebiyatının enleri arasında yer almayı başardı. Ressamlıktan yazarlığa, tedavisinden aile ilişkilerine kadar derin tasvirlerle kaleme alınmış bu eser, başarılı bir otobiyografi örneğidir.
Sol Ayağım Kitabının Özeti
5 Haziran 1932’de, Rotunda hastanesinde dünyaya gelen baş karakterimizin doğumu, oldukça sıkıntılı geçmiştir. Öyle ki hem kendisi hem annesi doğum esnasında ölümle burun buruna gelmiştir. Oldukça sancılı geçen bu doğumdan sonra Christy, tedbir amacıyla bir süre hastanede tutulmuştur.
Sağlık Sorunları Baş Gösteriyor
Christy dört aylık olduğunda annesi, bebeğindeki sağlık sorunlarını fark etmeye başladı. Onu ne zaman beslemek istese, kafası arkaya doğru düşüyordu. Zaman içerisinde sorunların arttığını gören ebeveynleri, artık bir çözüm yolu arıyordu.
Daha önce beş sağlıklı çocuk büyüten anne, süreç içerisinde sıkıntıların artmasıyla beraber, sorunu Christy’nin babası ile paylaşıp hastaneye gitti. Doktorların hepsi, bebeğin zihinsel engelli olduğunu ve iyileşmesi için umut olmadığını ifade etti.
Mücadele Başlıyor
Anne, fiziksel sorunları olan bebeğinin, zihinsel problemleri olduğuna asla inanmadı ve ümidini kesmedi. Doktorların tedavi konusunda ümitsiz olduğunu gördüğü için mücadelesine tek başına devam etmeye karar verdi. Bir şekilde evladının zihinsel engeli olmadığını biliyordu ama bunu, annelik içgüdüsü ile hissediyor, elinde hiçbir kanıt olmadan inancını yitirmiyordu.
Sol Ayak Parmağı
Seneler hızla akıyorken beş yaşına gelen Christy, hala bir zekâ belirtisi gösterememiştir. Yine ümidini yitirmeyen annesinin çabaları, soğuk, karlı bir günde gerçeğe dönüşecekti. Christy, kardeşinin elindeki tebeşiri sol ayağını uzatarak elinden aldı. Sol ayak parmaklarının arasında tuttuğu tebeşirle, kara tahtaya bir şeyler çizmeye başladı.
Annesi onu teşvik ederek A harfini tahtaya çizmesi için destekledi. Birkaç başarısız denemenin ardından, şekli biraz bozuk da olsa A harfini yazmayı başardı. Ümitlerinin boşa çıkmadığını gören anne, artık alfabenin tüm harflerini öğretmek için hevesliydi. Adının ve soyadının baş harflerini de yazmayı öğrendikten sonra, alfabenin tüm harflerini yazmayı başarmıştı.
Christy Yazı Yazmaya Başlıyor
Yedi yaşına geldiğinde, fiziksel hareket kabiliyeti de artmaya başlamıştı. Ev halkından bir şeyler isteyeceği zaman, sol ayağı ile zemine yazılar yazıyordu. Annesi Christy’e diğer kardeşlerinin kitaplarından okuyor ve okula gidememesinin getirdiği açığı kapatmaya çalışıyordu. Artık sadece harfleri değil, kelimeleri de yazmaya başlamış ve “anne” yazmayı öğrenmişti.
Hayata tutunmaya çalışması ve kardeşlerinin de yardımıyla arkadaş edinmeye başladı. Onlar oyun oynamak için sokağa çıkmaya başladıklarında, Christy’i de “gezinti arabası” adını verdikleri bir araba ile taşıyorlardı. Birçok arkadaş edinmiş ve mahalle ortamının sıcaklığı ile günleri daha güzel geçmeye başlamıştı.
Yemek yerken her ne kadar kendi başına yemeyi beceremese de ailesi ile birlikte sandalyeye oturtuluyor ve birlikte olmaktan mutluluk duyuyordu. Sekiz yaşına geldiğinde, evde partiler vermeye başlayan kardeşleriyle daha çok kaynaşmış ve keyifli oyunlar oynamaya başlamıştı. Evlerine aldıkları radyodan kilise ayinleri dinlediği zamanlar da oluyordu fakat annesinin tüm yönlendirmelerine rağmen, ilahiyata ilgi duymuyordu.
Ressamlığa Adım Adım
Sekiz yaşına geldiğinde, Christy’nin taşınması için yine aynı araba kullanılıyordu. “Henry” ismini verdiği araba ile her yere gidebildiği için arabası çok özeldi. Bir gün Henry bozulmuş ve Christy artık dışarı çıkamaz olmuştu. Bu, onun canını çok acıtıyordu.
Büyüdükçe hayattan keyif almıyor, sorunlarını daha çok kafasına takıyordu. Fiziksel sorunları gözüne batmaya başlamıştı, artık aynada kendisine bakmak bile istemiyordu. Aslında yeni arabası da alınmıştı ama yine de mutsuzdu.
Annesi ondaki bu hali fark ettiğinde, daha çok hayata bağlamak için elinden gelen gayreti gösterdi. Yine de Christy, depresyona girmek üzereydi. Tam böyle bir psikolojideyken resim yapmaya başladı ve hayata tutunmak için amaç edindi.
On bir yaşına geldiğinde, annesi hastanedeyken evlerine gelen hasta bakıcı Bayan Katriona Delahunt ile tanıştı. Bayan Delahunt, onun hikayesinin baş kahramanlarından olacağından habersizdi. Elbette de Christy de öyle. Zaman içerisinde tedavi olması, kendiyle barışması, yazarlık kariyerinin başlaması, Delahunt sayesinde olacaktı. Aralarındaki ilişki her zaman çok samimi ve sıcaktı.
On sekiz yaşında olan Bayan Delahunt, Christy’nin resimlerinden övgüyle bahsediyordu. Böylece onu, daha çok resim yapmaya teşvik ediyordu. Ressam olmasındaki en önemli etken, Bayan Delahunt olacaktı.
Bir başka çocuğun öyküsü için Şeker Portakalı özet yazımıza göz atabilirsiniz.
Noel Resim Yarışması
On iki yaşını biraz geçtiğinde, 12-16 yaş aralığındaki gençler için düzenlenen “Noel Resim Yarışması” ilanını görür. Bayan Delahunt ve annesinin de destekleriyle yarışmaya katılmaya karar verir.
Yarışmaya katıldıktan sonra Independent gazetesinden bir muhabir ve fotoğrafçı, Christy Brown’ı görmeye gelir. Çünkü Bayan Delahunt yarışmaya katılan bu gencin, resimleri sol ayağı ile çizdiğinden bahsetmiştir. Ertesi hafta yarışmayı kazandığını öğrenir. Sunday Independent gazetesinin orta sayfasında resmi vardır.
Yarışmayı kazanmasının verdiği moral ile resim yapmaya devam eder. On üç yaşına geldiğinde, Jenny isimli bir kızdan hoşlanmaya başlar. Jenny’ye olan aşkının verdiği ilhamla, resim yapmaya devam eder. Fakat bu aşk karşılıksız kalacak ve üzücü bir şekilde Jenny’nin, ona sadece acıyarak baktığını fark edecektir.
Yıllar bir şekilde akıp giderken artık on beş yaşına gelmiştir. Kendisinin çocukluktan çıktığını ama henüz tam anlamı ile yetişkin de olmadığını fark ettiği dönemlerindedir. Kendi tabiri ile; hayatının sıkıcı bir köşeden ibaret olduğu, fiziksel engeli sebebiyle diğer insanlar gibi hayata karışamadığı, derin üzüntü duymaya başladığı ve yaşamaktan hiç de keyif almadığı dönemlerindeydi.
Yazarlık Kariyeri Başlıyor
On yedi yaşına kadar mutsuzluğun derinlerinden kendini çıkaramamıştı. Hatta intihar etmeyi dahi denemişti. Artık resim yapmak bile keyif vermiyordu. Ta ki yazma kabiliyetini keşfedene kadar.
On sekiz yaşına geldiğinde Bayan Katriona Delahunt ve eşiyle birlikte tatile gitti. Lourdes’e yaptığı bu yolculuk, ona çok iyi gelmiş ve yaşama tekrar tutunmaya başlamıştı.
Eş zamanlı olarak Dr. Collis ile yolları kesişti ve hayatı aniden değişmeye başladı. Tedavi olabilecekti! Kendisine fizik tedavi yaptıracak Dr. Louis Warnants’ı ilk gördüğünde, kuvvetli bir bağ ile sevdiğini hissetti.
Fizyoterapi devam ederken Londra’ya, Dr. İrene Collins’e muayene olmaya gitti. Burada bir klinikte tedavi olmaya başladı. Bu esnada yazmakla daha çok ilgileniyordu. Hastalığı sebebi ile daha önce okula gidemediğinden, tedavi sürecinde özel dersler alıyordu. Böylece açığını kapatma şansı buldu. Artık sağlığı bir parça daha iyi olan Christy Brown, aldığı özel derslerin de yardımıyla, ülkece tanınan bir yazar olmayı başardı.
Sol Ayağım Karakterleri ve Özellikleri
Sol Ayağım karakterleri ve özellikleri aşağıda maddeler halinde yer almaktadır:
- Anne: Mücadeleden vazgeçmeyen, doktorların ümidi kestiği oğlunun zihinsel bir sıkıntısı olmadığına sonsuz inanan, azimli bir kadın
- Baba: Tüm evlatları için uğraşan, ilgili bir baba
- Kardeşleri: Jim, Mora, Peter, Tony, Eamonn, Lily
- Mahalleden arkadaşları: Sally, Charlie, Nancy, Paddy
- Bayan Katriona Delahunt: Hasta bakıcı
- Jenny: İlk aşkı
- Marie: Yolculuk esnasında tanıştığı arkadaşı
- Dr. Collins: Tedavisi ile ilgili önemli bir gelişmenin olduğunu söyleyen doktor
- Dr. Louis Warnants: Fizik Tedavi yapan doktor
- Dr. İrene Collins: Londra’da tedavi eden doktor
- Shelia: Klinikte tanıştığı arkadaşı
Tüm karakterler içerisinde en çok annesi, Christy için mücadele etmiş ve onu hayatı boyunca desteklemiştir. Doğduğu günden itibaren zihinsel engeli olmadığına, tüm kalbiyle inanmıştır. Onun eğitimi ile her zaman birebir ilgilenmiş, inanmış ve asla pes etmemiştir.
Sıkça Sorulan Sorular
Sol Ayağım Kitabının Ana Fikri Kısaca Nedir?
Dünyaya hangi engel ile gelmiş olunursa olunsun, bir kişiyi ailesi desteklediğinde, ona inandığında ve kişi kendisini mücadeleye adadığında, başarılı olmasının önünde hiçbir engel bulunmadığıdır.
Sol Ayağım Kitabı Gerçek Hayat Hikâyesi mi?
Evet, kitap İrlandalı yazar Christy Brown’ın, gerçek hayat öyküsü olan otobiyografisidir.
Sol Ayağım Kaç Yaş için Uygundur?
Dokuz yaş üzeri için uygundur.