1980 yılında gelecekle ilgili olan tüm düşüncelerimiz olası bir nüfus patlaması ile ilgiliydi. Blade Runner, Neuromancer, Brazil gibi yapımlar Japonya, ABD ve Çin’in aşırı nüfus büyümesini konu edinerek bu şehirleri gökdelen şehirler olarak hayal etti. Bilim kurgunun, o dönemde, zamanın korkularını, temalarını ve kontrolsüz büyümeyi yakalaması oldukça mantıklı ve önemliydi. Hatta kontrolsüz büyüme on yılın hikayesi olarak karşımıza çıkıyordu. Cloud Gardens incelemesi yazımızda, biz de bu tema üzerinden oyunun detaylarına odaklanıyoruz.
Günümüzde ise bilim kurgu daha çok apokaliptik bir temaya sahip. Eğer bilim kurguya fazlasıyla güveniyorsanız, bu dünya için fazla vaktiniz olmadığını da biliyorsunuzdur. Last of Us, Enslaved: Odyssey to the West ve Fallout gibi dünyalar hayal etmemizin sebepleri ise kesinlikle iklim değişikliği, pandemiler ve gezegene verdiğimiz zararlar. Son dönemde ortaya çıkan Cloud Gardens da günümüzdeki bilim kurgunun temasına sahip bir şekilde karşımıza çıkmakta. İnsanların terk ettiği, yer altını kazdığı ve apokaliptik gelecek temasına sahip.
Umut Dolu Bir Mesaj
Cloud Gardens, insanların terk ettiği, yer altını kazdığı bir apokaliptik gelecek temasına sahip. Ancak bu temaların aksine verilmek istenen mesaj umut verici. Dünyaya verdiğimiz tüm zararların sonunda, insanoğlu yok olacak ve dünya bizsiz devam edecek. Dünyadaki tüm beton katmanlar birer ormana dönüşecek. Verilmek istenen bu mesaj Cloud Gardens’ı diğerlerinden ayıran en önemli detaylar arasında yer alıyor.
Cloud Gardens dünyasının işleyişi eşsiz bir şekilde ilerler ve teorik olarak tehlikeli bir mesaj içermesine rağmen mükemmel bir şekilde çalışır. “Cloud Gardens’da ektiğiniz çöplerin yanında ektiğiniz tohumlar çiçek açıp yayılır.” Kısaca anlatmak gerekirse, filizlenmekte olan bir bitkinin tohumunu ekmek istiyorsunuz ve tohumun büyüme olasılığı en yüksek olan yer ekmek istiyorsunuz. Ancak, çevrenizde gördüğünüz tek şey alışveriş arabaları, şişeler ve diğer çöpler. Olay da tam burada başlıyor. Çünkü, Cloud Gardens’da yer alan tohumlar farklı özelliklere sahip bir şekilde çevresine göre büyümekte.
Bitkiler ve Özellikleri
Cloud Gardens’ın eşsiz dünyasında birbiri ardına iki işlem yapıyorsunuz. Bunlardan birisi tohum ekmek. Size sunulan güzel bir kart dizisini inceleyerek karşınıza çıkan çeşitli bitki türleri arasından seçim yapıyorsunuz. Seçim yapabileceğiniz bitkiler arasında bulutlara doğru uzanan bitkiler, ağaçların üzerinde sürünen sarmaşıklar, yayılan eğrelti otları, sallanan ve sarkan çiçekler yer alıyor. Bu bitkilerin her biri farklı şekillerde büyür. Bazıları beton zeminlerde mükemmel verim sağlarken, bazıları da dikey şekilde uzayarak nesneleri sarar. Bitkilerden bazıları ise şöyle:
- Ivy
- Cacti
- Monstera
Ivy, daha büyük yapılar olmasını sağlıyor. Bu yüzden binaların dibine ekmeniz gerekiyor. Cacti, ya da kaktüsler, oldukça dayanıklı olduğu için çöplerin fazla olduğu yerlere veya daha zayıf bitkileri yok edebileceği riskli bölgelere yerleştirmeniz gerekiyor. Monstera ise sürekli büyümeye devam ederek güç bitkiniz olarak adlandırılıyor. Bu sayede daha yüksek puanlar toplayabiliyorsunuz. Tüm bu bitkileri büyütmek için daha da fazla çöp dökmeniz gerekiyor.
Çöpler ile Bitkilerinizi Büyütün
Tohumlarınızı ektikten sonra sıra ikinci işleme geliyor. Bu noktada, size çeşitli çöplerden oluşan bir çanta veriliyor. Karayolu haritasında kendinizi bulduğunuz bu kısımda çöpler arasında eski lastikler, trafik konileri, oluklu metal parçaları, paslanmış yol işaretleri veya hurda arabalar yer alır. Bu çöpleri diktiğinizde ise bitkileriniz çiçek açar. Kırık asfalttan fışkıran çiçekler ve enkazı boğmak için yükselen sarmaşıklar eşsiz görüntüler oluşturuyor.
İnsansız Ancak Canlı Bir Atmosfer
Cloud Gardens’ın sahip olduğu tüm bu insansız bir atmosfer takıntısına rağmen yine de soğuk ve ruhsuz bir ilişki içerisinde yer almıyorsunuz. Cloud Gardens, insansız bir senaryo sunmasına rağmen çok fazla insanlık olduğunu görebiliyoruz. Bu da medeniyetin değersiz kalıntılarını toplamanın arkeolojik bir türü olarak değerlendirilebilir. Hatta, Fallout gibi açık dünya oyunlarında olduğu gibi iskeletler ve diğer gereçler ile ima edilen ceset şakalarına da rastlayabiliyoruz. Ancak, Cloud Gardens’da bu şakalar biraz daha derin bir anlam barındırıyor. Yüksek bir binanın balkonunda yer alan bir dizi plastik sandalye, sizi farklı düşüncelere sürükleyebilir. Özellikle de sandalyelerin birinde plastik bir ördek oturuyorsa.
Keşfedilecek Çok Sayıda Dünya
Cloud Gardens’ın bir diğer iyi özelliği de her birinde birçok seviye bulunan keşfedilecek 6 dünya bulunması. Terk edilmiş parklardan seralara geçebileceksiniz. Özellikle de seralar oldukça dokunaklı olacak, çünkü bitkiler onları içermesi gereken yapıyı devralacak. Buna Cloud Gardens’ın kendine has dünyası diyebiliriz. Bu dünyanın her seviyesinde küçük bir diorama, bir kar küresi sahnesi veya 28 Days Later havası almak mümkün.
Rahatlatıcı ve Düşündürücü
Cloud Gardens’ın ne kadar rahatlatıcı, meditatif olduğu hakkında konuşmak işin en kolay kısmı olurdu. Oyunda yer alan nazik, hüzünlü rüzgâr edası veren piyano müziği, rengarenk gökyüzüne uçmadan önce birbirleri ile konuşurcasına gagalayan kargalar işimizi oldukça kolaylaştırabilirdi. Ancak, Cloud Gardens’da daha derin bir anlam var. Görsel medyada yer alan doğa ananın “doğal” durumuna getirilmesi ilgili kullanılan yeniden vahşileştirme gibi ekolojik kavramların daha da fazla yer aldığını görmekteyiz. Cloud Gardens ise bu fikirlere kendine has bakış açısıyla vurgu yapıyor. Özellikle de çöpleri yeniden kullanma biçimi bunun en dikkat çekici örneği.
İnsanların olmadığı bir dünyada, demiryolları, fabrikalar ya da herhangi bir fabrikasyon çim bir kompost yığını kadar doğal bir bahçedir. Cloud Gardens tam da bize bu mesajı veriyor. Oyunun ilk başları kaotik, çöplerle dolu vahşi doğanın yanı sıra, dikkatlice yerleştirilmiş bulmacalar gibi pek çok detay bulunmakta. Ayrıca, bahçe cücesi ve plastik ördeğin çay partisi hakkında yapılan şakayı da anlatmak için pek çok kez vaktiniz olacak.
Cloud Gardens gibi oyunları oynamaktan zevk alıyorsanız, Townscaper İncelemesi: Okyanusun Üzerinden Doğan Bir Şehir yazımıza da bir göz atın.