Felsefe

A Priori ve A Posteriori Nedir?

A priori ve a posteriori nedir

Direkt sözcük anlamıyla ele alındığında kafa karışıklığı yaratan ancak bilgi felsefesini algılayabilmek için öğrenilmesi gereken a priori ve a posteriori “bilginin ayrımıyla” alakalı kavramlardır. Dönemin ünlü filozoflarını karşı karşıya getiren ve bilginin nasıl edinildiğiyle ilişkili olan bu a priori ve a posteriori nedir? Örneklemelerle açıklayalım.

Antik Yunan medeniyetlerinden günümüze kadar uzanan felsefe hala pek çok kişinin ilgisini çekmektedir. Bu alanda çalışmalar yapan, okuyan ya da yazan çoğu kişinin de karşısına sıklıkla a priori ve a posteriori kavramları çıkmıştır. Özellikle de epistemoloji yani bilgi felsefesi ile ilgilenenlerin sıklıkla duyacağı bu iki kelimeye daha yakından bakalım.

Epistemolojide Bilginin Ayrımı

Epistemoloji bilginin var olan doğasını, ana kaynağını ve kapsadıklarını inceleyen bir bilim dalıdır. Bilgi Felsefesi olarak da anılan bu alanda belli başlı sorulara yanıt aranır. Bu sorulara bir göz atacak olursak:

  • Bilgi nedir?
  • Bilginin kaynağı nedir?
  • Bilginin değeri nedir?
  • Doğru bilgi var mıdır?
  • Bilginin sınırı nedir?
  • Bilginin yönelimi nedir?
  • İnsan neyi bilebilir?

En temel sorular olarak karşımıza çıkan bu sorulardan da anlaşılacağı üzere bilgi diye tanımlanan olgunun belli bir ayrımdan geçtiğini hemen anlayabiliriz. İşte tam da bu noktada ortaya çıkan ayrımı ilk ortaya atan kişi ünlü filozof Aristoteles’tir. Ona göre ilk olan, evvel olan ve önce olan bilgiler a priori olarak tanımlanabilir. Deneyimle elde edilenler ise a posteriori’dir. Bir diğer ünlü Filozof İmmanuel Kant’a göreyse A priori bilginin içerisinde deneyime dayanan unsurlarda bulunabilir. Genel olarak epistemolojinin ana kaynağı sayılan bu kavramlara daha yakından bakalım.

A Priori ve A Posteriori Kavramları

A priori ve a posteriori kavramları
A priori ve a posteriori kavramları bilginin kaynağı ile ilgilidir.

Epistemoloji dalında büyük bir ayrım yaratan a priori ve a posteriori kavramları bilginin duyu verisiyle mi yoksa deneye dayanan bir edinim sonucunda mı öğrenildiğiyle ilgilidir. Bir örnekleme yaparak açıklayacak olursak:

  • Tanrı vardır.
  • Dünya yuvarlaktır.

İki farklı önerme sunarak konuyu açıklamaya çalışırsak, ilk önermede tanrının varlığından bahsediyoruz. Lakin bu bilgiyi kanıtlamak için herhangi bir deneye başvuramıyoruz. Doğruluğu ya da yanlışlığı hakkında sadece akılsal veriler kullanarak yorumlama yapabiliyoruz. İşte bu örnekte olduğu gibi herhangi bir bilgiyi kanıtlamak için deneysel yollara başvuramıyorsak elimizdeki bilgiye a priori diyebiliriz. A priori kavramı aynı zamanda önsel, öncel bilgi olarak da adlandırılır. Genellikle din, ölüm, doğum, hayatın başlangıcı ya da sonu gibi pek çok metafiziksel konunun bilgisi bu alanda ele alınabilir.

İkinci önerme de ise dünyanın yuvarlak olduğu iddia edilmiştir. Bu alanda pek çok çalışma yapılabilir ki yapıldı da. Bu tarz deneye dayanan ve deney sonucunda netleşen bilgilere de a posteriori yani sonsal bilgi deniliyor.

Kant’a Göre A Priori ve A Posteriori

Filozof İmmanuel Kant
Filozof İmmanuel Kant

Bildiğiniz gibi felsefede sorular sormak, sorulara makul ve mantıklı yanıtlar almak sonrasında da bu yanıtları örneklemelerle kanıtlamaya çalışmak son derece önemlidir. Hangi felsefi konu olursa olsun ünlü düşünürler çoğu zaman bu kanıtlama aşamasında karşı karşıya gelmiştir. Epistemoloji biliminin olmazsa olmazlarından kabul edilen a priori ve a posteriori kavramları da birçok filozofun farklı fikirleri savunmasını sağlamıştır. Bu alanda en dikkat çekici fikirleri savunan İmmanuel Kant’tır. Ona göre a priori bilgilerin bir kısmı deneyimsel sonuçlarla edinilebilir. Lakin bu düşünceye karşı çıkan ve farklı savunmalarla gelen çağdaş filozoflar da olmuştur. Hemen bir örnekleme yapacak olursak, Kant’ın bu konuda savunduğu düşüncelerin akla yatkın olduğunu kavrayabileceksiniz.

  • “Dur” işaretleri kırmızıdır.
  • Her “Dur” işaretinin anlamı durma eylemidir.

Bu iki önermeye bakarak bütün “Dur” işaretlerinin kırmızı renkte olması nereden edinilen bir bilgidir? Bugüne kadar karşımıza çıkan bu işaretler farklı bir renkte olsaydı biz yine de kırmızıya “Dur” anlamı yükleyecek miydik? İşte Kant’ın a priori tanımlamasında bazı bilgilerin deneyimlerle olabileceğine kanıt tam da bu örneklemedir. İlk kırmızı ışığı gördüğünüzde birileri size onun “Dur” anlamına geldiğini söylemesiydi yani bu deneyimi yaşamasaydınız nereden bilecektiniz? Bu bağlamdan bakılırsa “‘Dur’ işaretleri kırmızıdır.” önermesi a posteriori bilgidir.

“Her ‘Dur’ işaretinin anlamı durma eylemidir.” önermesi ise herhangi bir deneye ihtiyaç duyulmadan otomatik edinildiği için a priori bilgidir. Bu örneklemeyle de bazı a priori bilgi kabul edilen değerlerin aslında a posteriori bilgi de olabileceğini görebiliyoruz.

Filozoflar arasında tartışmaya sebep olan bir diğer kavram ise arkhedir. Bu konudaki bilgilere ulaşmak için Arkhe Nedir? Filozofların Arkhe Görüşleri Nelerdir? yazımızı ziyaret edebilirsiniz.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir