Children of Men, geçen her yılda dikkat çekmeye ve beğenilmeye devam eden bir filmdir. Özellikle son yıllarda yaşanan olaylar, filmi izleyenlerin aklına yeniden düşürmüştür. Toplumun sadece bir kısmına değil, tümüne hitap edebiliyor olması ise bu filmi, diğer benzer filmlerden ayırmaktadır. Children of Men İnceleme yazısının devamında filmi ilgi çekici kılan diğer noktalara değinilmektedir.
Children of Men (Son Umut)
Children of Men, 2006 yılında vizyona giren aksiyon ve bilim kurgu filmidir. Filmin yönetmeni Alfonso Cuaron’dur. Film, 1992 yılında yazılmış olan “The Children of Men” romanından sinemaya uyarlanmıştır. Filmin oyuncu kadrosunda Clive Owen, Julianne Moore, Claire-Hope Ashitey gibi isimler bulunmaktadır. Sinemaseverler tarafından oldukça beğenilen film, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Kurgu kategorilerinde Oscar adayalığı kazanmıştır.
Filmin Konusu
Film, 2027 yılının İngiltere’sinde başlamaktadır. Dünyada kısırlık insanlığın üzerine bir felaket gibi çökmüş durumdadır. Çocuklar hastalık nedeniyle ölmüş, en genç kişilerin yaşı 18 civarına çıkmıştır. Toplumun bir kısmı bu nedenle dünyanın sonunun geldiğini düşünmektedir. Bir kısmı da bu duruma çözümler aramaya çalışmaktadır. Bu durum ülkelerin de birbirine saldırması ve insanların mülteci durumuna düşmelerine neden olmuştur. Böyle bir toplumda yaşayan ve daha öncesinde çocuğunun ölümüyle sarsılmış olan Theo, hikâyenin önemli karakterlerinden biridir. Çünkü Theo, kısırlığın hükmettiği dünyada hamile olan Kee’yle karşılaşacak ve onunla dünyanın geleceği için oldukça zor bir yolculuğa çıkacaktır. Theo’nun bu yolda feda ettiği birçok şey olmakta ve düzeni değiştirebilmek için büyük çaba harcamaktadır. Amacı Kee’yi “İnsan Projesi” denen gruba götürebilmektir.
Yeni Bir Hayat, Yeni Bir Şans
Film gelecekte geçmektedir. Bu tür filmlerde gelecek, şu andan uzaklaştıran özellikler içerirken “Children of Men” için bunu söylemek çok da doğru olmayacaktır. Film, çekildiği yıl olan 2006’dan birkaç teknolojik gelişme dışında uzak değilken günümüzde de işlediği konularla yakınlığını korumaktadır. Toplum yapısının her koşulda göstereceği tepkinin iyi de olsa kötü de olsa aynı düzlemde olduğunu etkili bir şekilde göstermektedir.
Filmin başarısında sadece karakterlerin değil, hikâyenin geçtiği mekanların içselleştirilmesi de oldukça etkilidir. Bu noktada yönetmen Alfonso Cuaron’nun tercih ettiği çekim teknikleri ve açısı önem kazanmaktadır. Birçok sahnede ana karakterden çok çevrenin gösterilmesi ve plan sekanslar tercih edilmesi bu tekniklere örnektir. Bu sahnelerden en uzunları Kee’nin doğum sahnesi, köy yolundaki pusu sahnesi ve Theo’nun şehirde binaların arasında kaçtığı sahnedir. Bu teknikler sayesinde seyirci her detayı fark edebilmiş ve bu fark etme için sözcüklere gerek olmadığı ispatlanmıştır. Söylenenlerle değil, olayın kendisiyle seyirci hikâyeye kendini yerleştirmiştir.
Filmde insanlığın kültürel tarihiyle ilgili birçok gönderme bulunmaktadır. Bu göndermeler filmin başından sonuna kadar izleyicinin karşısına çıkmaktadır. Bunlar bazen bir tablo, bazen bir isim, bazen bir nesneyle belirtilmiştir.
İnsan Tarihiyle İlgili Yapılan Göndermeler ve Referanslar
“Children of Men” filmini izlerken bazen bir anlık bazen sahne boyunca bir göndermeye, bir sembole rastlamak mümkündür. Yapılan göndermelerden bazıları şunlardır;
- Kee’nin hamile vücudunu sergilediği sahne, Botticelli’nin “Venüs’ün Doğuşu” tablosuna göndermedir.
- Filmin başında pencereden görünen domuz şeklindeki uçan balon, Pink Floyd’un “Animals” albüm kapağındaki görsele bir göndermedir. Albüm kapağındaki domuz da George Orwell’in “Hayvanlar Çiftliği” kitabına göndermedir. Bu kitapla ilgili başka göndermeler de filmin içinde yer almaktadır. İlginç bakanlık isimlerinin olması ve neredeyse her sahnede hayvanların görülmesi buna örnek verilebilir.
- Filmin belli yerlerinde görünen Michelangelo’nun “Davut” heykeliyle gönderme yapılmaktadır.
- Picasso’nun “Guernica” tablosu filmin iki sahnesinde net şekilde gösterilmektedir. Eserin gösterilmesi toplumun hiç bitmeyen kaosuna yapılan bir göndermedir.
- Filmin bir sahnesinde kamera ana karakterlerden uzaklaşıp oğlunun yasını tutmakta olan bir kadına odaklanmaktadır. Burada Michelangelo’nun bir diğer eseri olan “La Pieta” heykeline gönderme yapılmaktadır. Kee karakteri filmde, Meryem Ana ve İsa’yı hatırlatan birçok özellik ve cümlelerden oluşmaktadır.
- Filmin ismi, Zebur kutsal kitabından alıntıdır. Film, işlenişi ve seçilen görsellerle kutsal kitaba göndermeler içermektedir. Yine ana karakterlerden biri olan “Theo” ismi Yunanca “Tanrı” kelimesinden alıntıdır.
- Filmde saldırılar ya da tehlikeli durumlardan önce sahnede genellikle portakal görünmektedir. Portakal felaketin geldiğini, ölümün geldiğini belirtmeyi amaçlayan bir sembol olarak kullanılmıştır. Bu meyveyle hem bu anlamda hem de Baba üçlemesine gönderme yapılmaktadır.
Film hem gelecekte geçmesi hem de geçmişten öğeleri içinde barındırmasıyla insan ırkının hep bir döngü içinde olduğunu belirtmektedir. İnsanlığın kurtuluşu olan bebeğin siyahi olmasıyla da ırk ayrımının gözetilmemesi gerektiği ve her bireyin birbiriyle eşit güçte olduğu vurgulanmaktadır.
İyi bir filmi izlemekten büyük keyif alıyorsanız, size bir önerimiz daha var: Ciudadano Ilustre (Saygın Vatandaş) İnceleme