Ne, Ne Değildir?Felsefe

Posthümanizm (İnsancılık Sonrası) Nedir?

Posthümanizm (İnsancılık Sonrası) Nedir

Bilim, teknoloji ve felsefe; tarih boyunca insanlığın gelişimini şekillendiren üç büyük dinamik olmuştur. Ancak geçtiğimiz yüzyılın sonlarından itibaren bu üç alanın kesişiminde ortaya çıkan yeni bir kavram, tüm anlayışımızı derinden sarsmaya başlamıştır: Posthümanizm. Peki, posthümanizm nedir? Yazımızda bu tartışmalı kavramı yakından inceleyeceğiz.

Posthümanizm Nedir?

Posthümanizm (İnsancılık Sonrası) Nedir?
Posthümanizm, mevcut hümanizmin tanımını aşmayı amaçlar.

Genel olarak posthümanizm, insanın önceliğini ve bir kategori olarak insanın gerekliliğini sorgulayan felsefi bir çerçevedir. Hümanizm, topluluk yaratmanın temeli olarak ortak insanlığımıza hitap ederken posthümanizm, bu düşünce tarzını sınırlı ve üstü kapalı önyargılarla dolu olmakla eleştirir. Hatta bazı posthümanist filozoflar hümanizmin yalnızca yanlış değil, düpedüz yıkıcı olduğunu iddia etmektedir.

Hümanizm ve insanlığın mirası gibi terimler, bize çoğu zaman ilerleme, eşitlik ve insan hakları gibi kazanımları hatırlatır. Bu da doğal olarak “Neden bu düşünce tarzından vazgeçelim?” türünden bir soruyu beraberinde getirir. Ancak posthümanizm, “insan” düşüncesini birçok yönden eleştirerek bu kavramın artık önümüzde bir engel haline geldiğini ifade eder.

Antinatalizm yazımıza da göz atmak isteyebilirsiniz.

Posthümanizmin Hümanizme Eleştirileri

Posthümanist düşünürler, “insan” kavramının aslında sömürgecilik, cinsiyetçilik ve ırkçılık gibi şeylerle iç içe olduğuna inanırlar. Ortak insanlığımıza bir çağrı, teoride güzel olsa da tarihe kısa bir bakış için farklı bir hikaye gösterir. “İnsan” fikri, tarihsel olarak “insan olmayan” olarak kabul edilen herkesi ezmek için kullanılmıştır.

Filozof Rosi Braidotti, “insan” anlayışımızın Da Vinci’nin Vitruvian Man çizimine dayandığını söyler. Braidotti; kölelerin, yerli halkların ve kadınların tarihsel olarak insan kategorisinin dışında bırakıldığını savunur. Buna bağlı olarak tüm bu kategorilerin beyaz erkekle eşit haklardan yararlanmaları engellenir. Batı üstünlüğü, ataerkillik ve baskı hümanizmin bu anlamda bagajlarıdır.

Posthümanizm Neyi Savunur?

Posthümanizm (İnsancılık Sonrası) Nedir?
Posthümanizme göre insan merkezli bakış açımızı aşmamız gerekir.

İnsan kavramının modern tarih boyunca öne çıkarılmasının yalnızca sömürgeyi güçlendirdiğini ve belli sınıfları kayırdığını söyleyen posthümanistlerin gelecekten beklentileri, tamamen farklıdır. Posthümanist düşünürler, geleceğin şu fikirler eşliğinde ele alınması gerektiğine inanır:

  • İnsan kimliğinin; biyolojik, zihinsel ve toplumsal sınırlarının aşılmasını savunur. İnsan kavramının ne anlama geldiği, insan olmayanla nerede birleştiği ve insanlığın gelecekte neye benziyor olabileceği yeniden düşünülmelidir.
  • Teknoloji ve bilim tarafından şekillendirilen bu yeni insanın etik ve felsefi sorunlarını yeniden tanımlar. İnsan hakları, kişisel özgürlükler, toplumsal eşitlik ve diğer konular üzerinde radikal bir düşünme ve değişiklikler gerektiğine inanır.
  • Teknolojik ve biyolojik gelişmeler sayesinde insanların doğa ve teknolojiyle daha harmonik bir bütünleşme yaşayabileceğine inanır. Transhümanizm ve insan bedeninin robotik veya biyoteknolojik parçalarla geliştirilmesi bu görüşün bir parçasıdır.
  • Posthümanist düşünce, insan zihninin doğal sınırlarının ötesine geçme fikrini de destekler. Bellek geliştirme, öğrenme kapasitesinin artırılması, bilinçaltının daha iyi kullanılması ve hatta yapay zekânın insan zihniyle entegrasyonu bu başlık altında toplanabilir.
  • Posthümanizm, teknoloji ve bilimin yardımıyla insanın biyolojik sınırlarının aşılmasını savunur. Yaşlanmanın geciktirilmesi, hastalıkların tamamen ortadan kaldırılması ve hatta ölümsüzlük fikrinin kavramsallaştırılması gibi düşünceler buna eşlik eder.

Posthümanist düşünceye göre; insanlığın kendini bugüne ayrı ve özel bir tür olarak tanımlaması tamamen yanlıştır. İnsanların özünde hayvan olduğu genel kabul görmüş bir gerçek olsa da kendimizi hayvanlara ve diğer yaşam formlarına karşı konumlandırmaya devam etmemiz bir illüzyondur.

Posthümanizm, kendimizi gezegenin geri kalanından üstün görmeyi bırakmamız ve doğanın bir parçası olduğumuzu kabul etmemiz gerektiğini öne sürer. Ne de olsa bilim, DNA’mızın yüzde 90’ından fazlasını maymunlarla paylaştığımızı uzun zaman önce kanıtlamıştır. Son keşifler, bitkiler ve mantarlarla düşündüğümüzden çok daha fazla ortak yönümüz olduğunu göstermiştir. Bu noktada insanoğlu, kendini özel bir tür olarak tanımlamayı bırakarak doğa ve diğer türlerle daha uyum içerisinde var olmanın yollarını bulmalıdır.

Sıkça Sorulan Sorular

Posthümanizm ve Transhümanizm Arasında Ne Fark Vardır?

Hem posthümanizm hem de transhümanizm, teknoloji ve bilim yardımıyla insan doğasının sınırlarının aşılabileceğini savunur. Ancak transhümanizm, genellikle insanların mevcut biyolojik sınırlarını aşmaya ve yaşamlarını genişletmeye odaklanırken posthümanizm, bu düşüncenin bir adım ötesine geçer ve tamamen yeni, "insan-ötesi" bir varlık durumunu tartışır.

Posthümanizm İnsan Doğasını İnkar mı Eder?

Posthümanizm, insan doğasının sabit ve değişmez bir şey olduğu fikrini reddeder. Ancak bu, insan doğasını tamamen inkar ettiği anlamına gelmez. Bunun yerine posthümanistler, genellikle insan doğasının, teknoloji ve bilim sayesinde, değişebilecek ve genişleyebilecek bir şey olduğunu savunurlar.

Posthümanizm Hangi Etik Sorunları Gündeme Getirir?

Posthümanizmin gündeme getirdiği etik sorunlar arasında; genetik mühendislik ve biyo-tasarımın sınırlarının ne olması gerektiği, yaşamın uzatılmasının ve ölümsüzlüğün etik sonuçları gibi konular sayılabilir. Aynı şekilde; zihin yükseltme ve diğer biyo-teknolojik gelişmelerin adaletsiz dağılımı, bu tür dönüşümler sonucunda "insan" kimliğinin ne olacağı konularından da bahsetmek mümkündür.

 

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir