Rupture, piyasaya ilk sunulduğunda “Korkularının zihnini yönetmesine izin ver.” sloganıyla bütün dikkatleri üstüne çekti. Üstelik etkileyici bir fragman yayınlamaları da beklentilerin yükselmesine sebep olmuştu. Rupture (Kırılma) Film İncelemesi yazımızda, bu beklentiyi karşılayıp karşılamadığına ve film detaylarına değineceğiz.
Rupture (Kırılma) Filmi Konusu
Filmdeki ana karakterimiz Renee hepimizinki kadar sıradan bir hayat yaşıyor. Çünkü hayatının her yerinde kendisini gözlemekte olan kameralardan henüz haberi yok. Renee, bir gün aracı ile seyahat ederken ufak bir “kaza” geçirdiği için yolda kalıyor ve aslında filmimiz bu noktada başlıyor. Renee’ye tuzak kurarak kaza yapmasına sebep olan kişiler onu kaçırıyor ve derme çatma bir mekandaki eski masaya bağlıyor. Üstelik başka tutsakların da var olduğunu görebiliyoruz. Renee’yi kaçıran gizemli tarikat bu tutsaklar üzerinde karmaşık psiko-tıbbi deneyler uygulamak istiyor. Fakat tutsakların istediği şey ise bir an önce bu korkunç mekândan kaçmak.
Bu konudan da anlaşıldığı gibi film korku ve gizem türleri arasında yer alıyor. Bilirsiniz ki her korku filmi aynı etkiyi yaratmaz. Bize kalırsa bu film yakından bakıldığında fazlasıyla korkunç gözüküyor. Fakat bu korkunçluk etkileyici ve cesur bir şekilde sergilenmiyor. Daha çok iğrenç ve hastalıklı bir korku uyandırıyor. Bunun sebeplerine ilerleyen kısımlarda değineceğiz. İlerlemeden önce hatırlamanız gereken bir nokta var. Yazının buradan sonraki kısmı Rupture filmi hakkında spoiler içeriyor.
Rupture: Kaçışın Başlangıcı
Renee adlı karakterimiz bağlı olduğu masada kendine geldiğinde bulunduğu yerden bir an önce kaçması gerektiğini fark ediyor. Üstelik bunu kendisine uygulanacak korkunç deneylerden önce yapması gerektiğinin de farkında. Şanslı ki, gizemli grubun üyeleri deneylere başlamadan önce Renee’yi yalnız bırakmaya karar veriyor. Hiç değilse birkaç tane kaçış filmi izlemiş olan herkes bunun tam bir klişe olduğunu fark edecektir. Bu noktada film bizlerden ilk eksisini alıyor. Üstelik Renee, tek başına, yarı uyuşturulmuş ve korkmuş olmasına rağmen gizemli grubun üyelerini savuşturmakta güçlük çekmiyor. Hatta hayatında ilk kez içerisinde bulunduğu bir binada yolunu kolaylıkla bulabiliyor bile. Böylece film bizden birkaç eksi daha alıyor.
Kaçış süreci boyunca filme etkileyici ve korkunç bir hava katmak isteyen neon efektler her ne kadar ucuz gözükse de güzel bir ambiyans oluşmasını da sağlıyor. Bu nedenle Rupture’ı izlemek kimi zaman görsel olarak keyif verici olabilir. Fakat rahatsız edici iğrençliğe sahip deneylerin bu keyfi alıp götürmekte pek gecikmediğini söyleyebiliriz.
Rupture İzleyiciyi Tutabiliyor Mu?
Gizem kategorisinde iyi bir film bulabilmek oldukça zordur. Çünkü filmde yer alan gizem unsurlarının başarılı bir şekilde işlenmiş olması gerekir. Eğer izleyicinin merak ettiği ögeler gereğinden önce açığa çıkarsa filmin devamı pek de ilgi çekici olmayacaktır. Tam tersi bir şekilde çok geç açığa çıkarsa da izlemek ve sabretmek sıkıcı bir hale gelebilir. Üstelik ortaya çıkan gerçeğin de ilgi çekici olması gerekmektedir. Rupture bütün bunları olabilecek en kötü şekilde sergiliyor.
Film boyunca Renee’nin neden kaçırıldığını, gizemli grubun amacının ne olduğunu ve deneylerin neden yapıldığı çokça merak ediyoruz. Fakat bu merakımızın giderilmesi için epey bir süre beklememiz gerekiyor. Daha kötüsü ise öğrendiğimizde beklemeye değmediğini görmüş oluyoruz. Yani altı doldurulmamış yüzeysel açıklamalarla filmin sonlanması bizleri pek tatmin etmedi. Bu yüzden oldukça büyük bir eksi daha kazanmış oldu.
Rupture, hiç de vurucu olmayan sonuna rağmen Noomi Rapace ve Percy Hynes White’ın başarılı oyunculukları sayesinde kendini izletebiliyor. Eğer sizin için bir korku filminde başarılı bir oyunculuk ve rahatsız edici korku ögeleri izlemek yeterliyse Rupture filmine göz atabilirsiniz.
Rupture Yeni “The Shining” Olmayı Mı Hedefliyor?
Rupture’ı izlerken gözden kaçıramadığımız bir nokta daha var. Bu film izleyicilerde tüm zamanların en popüler kaçış filmlerinden olan “The Shining” etkisini oluşturmayı hedefliyor olabilir. Çünkü film boyunca aynı tedirgin edicilik ve gerilim hâkim. Ancak elbette ki The Shining seviyesinde bir psikolojik korkuyu bizlere sunmuyor. Neredeyse her sahnede kullanılan başarısız görsel efektler de bu konuda onlara pek yardımcı olmamış.
Kısaca söylemek gerekirse, bizim için Rupture filmi The Shining tadında bir psikolojik korku sunmayı hedefleyen fakat yanından bile geçemeyen bir filmdir. Yine de başarısız bir kaçış kurgusu, tatmin edici olmayan bir son ve ucuz görsel efektler içermesine rağmen bu film yapımcılarına para kazandırabildi. Bu nedenle filmin başarısı hakkında objektif bir fikir oluşturabilmek için sizler de bu psiko-gerilim kurgusunu izleyebilirsiniz.
Korku sinemasını yakından takip ediyorsanız, bu alanda en iyilerinden biri olan Japon sinemasına bir şans vermelisiniz. Başlangıç için işte size güzel bir öneri listesi: Japon Korku Filmleri