“Sembolizm nedir?” sorusuna; duyguları odak noktasına alarak simgesel anlamları betimleyen sanat dalıdır, şeklinde yanıt verilebilir. Akım, simgeleri sadece bir “nesne” olarak değerlendirmez. Birbirinden farklı duygu ve düşünceleri ifade etmenin bir yolu olarak da görür. Bu bağlamda düşsel ve şekilsel derinliği temel alan bir yaklaşıma sahiptir.
19. yüzyılda ortaya çıkan sembolizm; edebiyat, resim, müzik ve şiir gibi pek çok farklı sanat dalında benzer sembollerle kendine yer bulmuştur. Bununla birlikte kullanılan sembollerin anlamı, sanat dalının yaklaşımına ve anlayışına göre değişiklik göstermiştir. İlgili farklılıklar sayesinde yorumsal açıdan bağımsız değerlendirmeler ortaya çıkmıştır.
Sembolizm Akımı Nedir?
Sembolizm, Fransa’da ortaya çıkan; edebiyat, resim ve müzik gibi sanat dallarını etkileyen bir akımdır. Akım, özellikle Romantizm’in son dönemlerinde ortaya çıkmış ve pozitivist düşünceye karşı bir tepki olarak gelişmiştir. Bunun yanı sıra Sembolizm, doğrudan anlatımdan uzaklaşarak gerçeği ve duyguları doğrudan değil, semboller aracılığıyla ifade etmeyi amaçlar. Akımın temel felsefesi, sanatta somut gerçeklikten ziyade insanın iç dünyasını, bilinçaltını ve ruhsal derinliklerini ön plana çıkarmaktır. Bu nedenle sembolist sanatçılar, doğaüstü, mistik ve soyut temalara sıkça yer vermiştir.
Sembolizm, sonraki dönemlerde ortaya çıkan gerçeküstücülük ve modernizm gibi akımları da derinden etkilemiştir. Akım, sanatın ve edebiyatın bireyin içsel deneyimlerini keşfetme ve ifade etme gücünü vurgulamış, nesnel gerçeklikten uzaklaşarak daha subjektif bir anlatı tarzı geliştirmiştir.
Sembolizm Neden Ortaya Çıkmıştır?
Sembolizmin ortaya çıkışı, 19. yüzyılda yaşanan hızlı değişimlerle yakından ilişkilidir. Sanayi devrimi ile modernleşme, insanların manevi değerlerini sorgulamasına ve iç dünyalarına yönelmesine neden olmuştur. Bu dönemde yaşayan sanatçılar, gerçekliğin ötesine geçerek duygularını ve hayallerini ifade etmek için sembolizmi kullanmışlardır. Aynı zamanda akım, dönem içerisinde popülerlik kazanan parnasizm akımına karşı bir tepki niteliği taşır.
Sembolizmi Kim Ortaya Çıkardı?
Sembolizm, ismi belli olan bir kişi veya topluluk tarafından meydana gelmiş bir akım değildir. Parnasizme olan tepki ve sanatçıların yeni arayışları temel ilkeleri belirlenmiştir. Bununla birlikte önemli yazarlar tarafından geliştirilerek akım haline gelmesi sağlanmıştır. Örneğin; temel ilkelerinin oluşumuna Stéphane Mallarmé’nin büyük etkisi olmuştur.
Sembolizm kurucusu kabul edilebilecek isimler arasında Charles Baudelaire, Arthur Rimbaud ve Paul Verlaine yer alır. İlgili sanatçılar, sundukları nesne temelli eserlerle akımın şekillenmesine destek olmuştur. Sanatçıların akıma kendi yaklaşımlarıyla yön vermesi, 19. yüzyılın sonlarında modern sanatın gelişmesine de katkıda bulunmuştur.
Sembolizm Örnekler
Sembolist düşünceyi anlamak için yaygın imgelerin ne anlama geldiğini bilmek oldukça önemlidir. Örneğin; gül bitkisi, dikenlerinden dolayı edebi eserlerde acı veren bir aşkı temsil eder. Benzer şekilde “deniz” imgesi bilinmezliği, derinliği ve sonsuzluğu ifade etmek için kullanılır. Figürün sıklıkla kullanıldığı alanlar ise edebiyat ve resim sahalarıdır.
Edebiyatta Sembolizm Nedir?
Edebiyatta sembolizm; başta şiirler olmak üzere roman, hikaye ve tiyatroda karşımıza çıkabilir. Sanatçılar, anlamı doğrudan vermek yerine sembolleri kullanarak okuyucuyu yorum yapmaya teşvik eder. Semboller ise mitoloji, din ve insan bilincinin derinliklerinde yatan birtakım unsurlar olabilir. Sanatçı, bu sembollerle duygulara atıf yapar ve konuyu vurgular.
Sembolizmi edebiyatta görmek adına sembolist şiir örnekleri için Charles Baudelaire, Stéphane Mallarmé ve Paul Verlaine eserlerine bakılabilir.
Sembolizm ve Sanat Anlayışı
Sembolizm sanat sanat içindir anlayışına sahip bir akımdır. Simgeselliğin yoğun biçimde görüldüğü alanlar ise resim, heykel ve müziktir. Fonetik ve görsel içerikleri sayesinde nesnelere yer verme güçleri oldukça yüksektir. Dönem sanatçıları, sembolleri ve renkleri resimlerinde etkili biçimde kullanmış ve akıma örnek teşkil edecek eserler ortaya koymuştur.
Sanatta sembolizme yer veren kişiler; renk, desen ve herhangi bir nesne kullanabilir. Nesnenin görünümü ve çevresinde bulunan tüm figürler bir anlam taşır. Salvador Dali’nin “Eriyen Saatler” adlı eseri bu duruma bir örnektir. Bu bağlamda saatin erimesi, zamanın esnekliğini ve yumuşaklığını göstermek amacıyla vurgulanmış olabilir.
Sembolizmi Kullanan Ressam ve Heykeltraşlar
Ressam ve heykeltraşlar, sanatta sembolizme yön veren en önemli kişilerden olmuştur. 1800’lü yılların sonunda sembolizm kullanılarak yaratılmış eserlerin sayısı oldukça yüksektir. Resim ve heykel sanatlarında sembolizm kullanan bazı sanatçılar şunlardır:
- Gustave Moreau
- Odilon Redon
- Edvard Munch
- George Minn
- Auguste Rodin
- Jean Delville
- Pierre Puvis de Chavannes
Edvard Munch’ın dünyanın en popüler resimleri arasındaki “Çığlık” tablosu, sembolizmin en çarpıcı örneğidir. Tablodaki ıstırap dolu yüzün, insanın varoluşsal sancısını ve kaygılarını ifade etmek için kullanıldığı düşünülür.
Sembolizm Türk Temsilcileri
Sembolizm ilk olarak Fransa’da ortaya çıkmış ve sonrasında dünyaya yayılmıştır. Bunun yanı sıra Türk edebiyatında da sembolizm örnekleri görülebilir. Türkiye’de akıma uyum sağlayan ilk isimlerden biri Cenap Şehabettin’dir. Akımı devam ettiren ve eserlerinde sıkça figürlere rastlanılan sembolizmin Türk temsilcileri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Ahmet Hamdi Tanpınar
- Ahmet Muhip Dıranas
- Ahmet Haşim
- Cahit Sıtkı Tarancı
- Ahmet Hâşim
Sembolizm akımı, 19. yüzyıldan itibaren tüm sanat camiasına kalıcı etkiler bırakmıştır. 21. yüzyılda da dijital sanat ve müziklerde etkisini sürdürmeye devam eder.
İçeriğimizi beğendiyseniz “Felsefe ve Edebiyat İlişkisi” yazımızı da sevebilirsiniz.