FelsefeNe, Ne Değildir?

Septisizm Nedir? Septisizm Temsilcileri Kimlerdir?

septisizm

Septisizm, diğer adıyla kuşkuculuk, Antik Yunan döneminde ortaya çıkmış ve birçok felsefi görüşe yön vermiş bir düşünce akımıdır. Etkilerini günümüze kadar sürdürmüş bir disiplin olan septisizm, genel anlamıyla mutlak, gerçek ve doğru sayılan olguların sorgulanmasına dayanmaktadır. Bu yazımızda “Septisizm nedir? Septisizm temsilcileri kimlerdir?” gibi soruların yanıtlarını aktarmaya çalışacağız.

Günlük Hayatta Şüphecilik

günlük hayatta şüphecilik
Günlük hayatta şüpheci insanlar, olayaları daha sağlam temellerle dayandırmayı tercih ederler.

Şüphecilik, günlük yaşamda genel olarak güvensizliği, şüpheyi ve kaygıyı çağrıştırır. Kişilere, fikirlere veya eylemlere şüpheyle yaklaşmak günlük yaşamdaki kuşkuculuğu ortaya koyar. Genellikle olayların daha sağlam değerlendirilmesinin gerekliliğini savunan insanlar tarafından, bu davranış biçimi benimsenir.

Genel anlamda günlük yaşamdaki şüphecilik felsefi akım olarak septisizme oldukça yakın dursa da belirli bir ölçüde psikolojik yönü de olabilir. Bu nedenle günlük yaşamda daha safdilce değerlendirilebilen kuşkuculuk asıl anlamını kuramsal boyutta bulmaktadır.

Felsefi Akım Olarak Septisizm

protagoras
Felsefi düşüncelere göre bilginin çıkış noktası “Septisizm nedir? Neden vardır?” sorusuna cevaptır.

Septisizm, ilke olarak bilginin imkanından kuşku duyan bir felsefi anlayıştır. Yunan felsefesinin ilk dönem düşüncelerinden biri olarak ortaya çıkan septisizm, sofist düşünürlerin de savunduğu görüşlere kaynaklık eder.  Temelde kuşkuculuk, algı biçimlerini incelemesi bakımından görelilik kuramını ele alır. Bu düşünceye göre; nesneler, algılayan kişiye göre farklı anlamlar ifade edebilmektedir. Protagoras, “İnsan her şeyin ölçüsüdür.” sözüyle algılara vurgu yaparken, bu algıların göreliliği genel bir gerçeğin olmayacağı konusunda bambaşka bir bakışı ortaya koyar.

Düşüncenin ve algının kişiden kişiye değişebileceğini savunan şüphecilik akımına göre bakış açıları olayların gerçekliğinden ziyade, düş dünyasında yer eden fikirlere göre algılanmasını sağlar. Bu duruma en önemli örneklerden birini Pascal şu sözle vermiştir: “Pirenelerin öte tarafında doğru olan, bu tarafında yanlıştır.” Bu söze göre Pascal, İspanya’da savunulan düşüncelerin Fransa’da yanlış olabileceğini belirtmiştir.

Felsefi düşünce akımlarının oluşumunda önemli bir yeri olan arke kavramına göre her şeyin bir varlık sebebi vardır. Septisizm özellikle de kesin bilginin varlığına duyduğu şüphe sebebiyle en temel düşüncenin karşısında büyük bir sorgulamayla yer alır. Bu sorgulama doğrudan varlık ve yokluk arasındaki kuşkudur. Dolayısıyla Septisizm ilk olarak kendini neyin var ettiğini değil de aslında var olup olmadığını sorgular.

Septisizmin Felsefe Tarihi Açısından Önemi

felsefede septisizm
Septisizm felsefenin temelini oluşturan bir yapıya sahiptir.

Felsefe kendi içerisinde halihazırda şüpheciği barındıran bir yapıya sahiptir. Temel felsefe düşüncesi sorgulamaktan ve kesinliği reddetmekten doğar. Bu bakımdan septisizm aynı zamanda felsefenin temeline vurgu yapan bir akım olarak ortaya çıkar. Ayrıca septisizmin felsefi akımların birçoğunu etkilediğini ve günümüzdeki felsefi yaklaşımlara da kaynaklık ettiğini belirtmekte yarar vardır. Septisizm, felsefenin temelinde yer alan sorgulama ve şüpheciliğin yanında salt “yöntem olarak kuşkuculuk”, “aşırı kuşkuculuk” ve “deney dışı bilgilere dair kuşkuculuk” gibi türlere de ayrılmaktadır.

Felsefe tarihinde varlığın ve bilginin imkanını sorgulayan filozofların geliştirdiği düşünceye göre; elde edilen her türlü bilginin yanlışlanabildiği, çürütüldüğü ve tamamen farklı olduğunun anlaşıldığı defalarca kanıtlanmıştır. O halde kesin olarak bir olgunun gerçekliğini varsaymak ilerleyişe engel olacaktır. Bu bakımdan kuşkuculuğun en önemli faydalarından birinin bilimsel çalışmaların kesin doğrulandıktan sonra dahi sorgulamanın devam etmesini sağlamasıdır. Günümüzde bu yöntemle gelişen binlerce bilimsel bulgu söz konusudur.

Felsefe tarihinde kuşkuculuğun ilk katkılarından biri, daha önceden yerleşmiş kanıları ve tabu denilebilecek inançları sarsmış olması ve yeni düşünce anlayışlarını benimsemesi olmuştur. Bu doğrultuda akım; dini, bilimsel ve felsefi açıdan birçok düşünceyi değiştirmeyi başarmıştır. Bilimsel bakımdan ve felsefi düşünce alanında katkısı halihazırda ortada olan kuşkuculuğun dini anlayışların dönüşümüne sunduğu katkı bakımından etkisi daha net anlaşılabilir.

Septisizm Akımının Özellikleri

septisizm özellikleri
Septist olarak nitelendirdiğimiz düşünürlerin savunduğu belli başlı durumlar söz konusudur.

Felsefe tarihinde düşünce yöntemlerini ve sorgulamayı farklı bir boyuta taşıyan kuşkuculuk, gelişim sürecinde iki ayrı düşünce grubuna ayrılarak fikir üretmeye devam etmiştir. Bu düşüncelerden biri, sorgulamanın sürdürülebilir olduğunu savunurken diğeri sorgulamanın sonuçsuz kalacağına hükmetmiştir. Buna göre;

  • Birinci grupta yer alan kuşkucu düşünürlere göre gerçeğe ulaşmak için mutlaka kuşkunun bir araç olarak kullanılması gerekmektedir. Aynı zamanda bir gerçeğe ulaşmanın ve bilginin imkânı olduğunu düşünürler. onlara göre bu imkân, elbette ki kuşkudan geçerek bulunabilir.
  • İkinci gruptaki filozoflara göre bilgi ve gerçeğe ulaşmak imkânsızdır. Bilgiye ulaşmak imkânsız olduğuna göre şu ana kadar elde edilen bütün bilgilerin yanlış olduğuna dair sorgulama yapılabilir.

Bu düşünce biçimlerinden biri şüpheyi araç olarak kullanmayı benimserken diğer grup kuşkuculuğu felsefenin temeli olarak görmektedir.

Septisizmin Bilgi Anlayışı

septisizm bilgi anlayışı
Septisizm dış dünyada dokularla algıladığımız her şeye şüpheyle yaklaşılması gerektiğini öğütler.

Bilgi, varlık ve değerle ilgili kuşku duyan ve bunu düşüncesinin temeline alan septisizm, dokularla algılanan ve salt gerçeklik olarak algıladığımız olguların dahi yanlış olabileceğini savunur. Bu görüşe göre, duyularımızın bizi yanıltması ve hataya düşürmesi doğaldır. Duyuların sağladığı bilgi, değişken, karmaşık ve aldatıcıdır. Ancak doğru olan bilginin temelde apaçık, net ve genelgeçer bir yapıda olması gereklidir.

Kuşkuculuk akımının ortaya çıktığı M.Ö. 3. yüzyılda ahlâk felsefesi üzerine sorgulamalar yapılmaktaydı. Ağırlıklı olarak dini düşüncelerin de ön plâna çıktığı bu süreçte, kuşkuculuk ahlâkın temeline şüpheyi yerleştirmeyi başarmıştır.

Septisizm Akımının Kurucusu ve Temsilcileri

septisizm temsilcileri
Karneades – Pyrrhon – Arkesilaus

Kuşkuculuğun felsefi bir akım olarak ele alınmasını sağlayan ilk filozof, aynı zamanda akımın kurucusu olarak da anılacak olan Phyrrhon’dur. Bu sebeple kuşkuculuk akımının zaman zaman Pyrrhonizm olarak anıldığı da olur. Pyrrhon’a göre varlık denen şeyin bir bilgisi yoktur, hiçbir zaman böyle bir bilgi edinilemez. Varlıklar bizim tarafımızdan algılandıkları kadar vardır. Bu sözden de anlaşılacağı gibi bilimsel bilgi açsından bu düşünce büyük oranda etkili olmuş ve hala da bu etkisini devam ettirmektedir.

Pyrrhon’un temelini attığı düşünceler, zaman içinde sırasıyla öğrencileri Timon ve Aenesidemos’a aktarılmış ve bu filozof tarafından ayrıntılı olarak temellendirilmiş ve kuramlaştırılmıştır. Günümüze kadar yansımış olan bu düşüncelerden bazılarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

  • Koşullardaki farklılıklar özneyi farklı biçimlerde etkiler.
  • Geleneklerin, yasaların ve toplumsal olayların her insan üzerindeki etkisi farklıdır.
  • İnsanlar yapısal olarak birbirlerinden farklı varlıklardır.
  • Varlıkların yeri, mesafesi ve durumu, duyumu olumsuz yönde etkilemektedir.
  • Duyu organları ve algıladıkları, kişiden kişiye değişkenlik gösterir.

Bu kanıtlardan ötürü, insanların algılarından kaynaklanan farklılıklar doğru bilgiye ulaşmayı imkânsız hale getirir.

Bir diğer kuşkuculuk akımı düşünürü olan Arkesilaus, akıl ve duyular yoluyla algılanan dünyada varlıkların durumuna dair bilgilerin genelgeçer olduğuna dair kanıtımız yoktur, der. Öyle ki savunduğu düşünceye göre “Doğru olarak belirlediğimiz şeyler doğru değil, yalnızca doğruya benzer duygulardır.”

Kuşkucu düşünürlerden Karneades ise; “Doğru olanı anlamak için herhangi bir ölçütümüz yoktur ve bilgilerimiz kesin bilgi olmamakla birlikte olasılık niteliğindedir.” der.

Septisizmin başlıca temsilcilerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

  • Pyrrhon
  • Arkesilaus
  • Karneades
  • Sextus Empiricus
  • Carlos Levy
  • Pierre Bayle

Genelgeçer varlığına kuşkucu bir gözle bakan septisizm akımı, ortaya çıktığı Antik Yunan düşünce sisteminden bu güne kadar büyük gelişmelere öncülük etmiştir. Her ne kadar günümüzde varlığın kaynağını öğrenmek adına devasa işler yapılsa da bunun en büyük sağlayıcılarından biri olarak kuşkuculuk bilimsel anlamda birçok çalışmanın temelini oluşturur.

Felsefesever okurlarımız için ilgi çekici bir içerik önerisi: Determinizm ne demek?

Sıkça Sorulan Sorular

[toggle title=”Septisizm Nasıl Bir Argüman Sunar?” state=”close”]Septisizm, genellikle şüphecilik ve kuşkuculuk üzerine inşa edilir. İnsanların doğru bilgiye veya nesnel gerçeklere ulaşma yeteneklerinin sınırlı olduğunu savunur.[/toggle]

[toggle title=”Septisizmin Hangi Türleri Vardır?” state=”close”]İçerik, metot ve teorik septisizm gibi farklı türlerde septisizm bulunmaktadır. Her biri farklı şekillerde bilgi ve inanç konularını sorgular.[/toggle]

[toggle title=”Septisizmin Eleştirileri Nelerdir?” state=”close”]Septisizm, bazı eleştirmenler tarafından bilgiye ulaşmanın imkansız olduğunu iddia ettiği için eleştirilir. Ayrıca, septizmin sürekli şüpheci bir tutum gerektirmesinin hayatın pratik yönleriyle uyumsuz olduğu ileri sürülür.[/toggle]

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir