Duyu organlarımız, hayatı anlamlandırmamız açısından oldukça önemlidir. Çevremizden aldığımız bilgilerin beyne iletilmesinin ardından bir algı oluşturan duyu organları, dışarıdan gelen uyarıcıların algılanmasını sağlamaktadır. Dünya üzerinde herkes, bir nesneye baktığında yalnızca gördüklerini algılamakta, bir elma yediğinde yalnızca tadını almaktadır. Peki ya böyle olmasaydı? Bir nesneyi duyularımız ile deneyimlediğimiz anda birden fazla duyumuz uyarılsaydı? Böyle bir durumu daha önce yaşamamış herkes bunun imkânsız olduğunu düşünebilir. Fakat psikolojide de bir karşılığı olan renkleri duyabilen, sesleri görebilen kişiler de vardır. Algıları diğer insanlardan farklı olan ve dünyayı çeşitli boyutları ile görebilenlerin yaşadıkları algı değişikliğine “sinestezi” denmektedir. Peki, sinestezi nedir? Bir hastalık mıdır?
Yunanca “synaistesia” kelimesinden gelen sinestezinin sözcük anlamı, birleşik duyumdur. Sinestezi yani algı değişikliği durumunu yaşayan bireyler ile sinestezi sahibi olmayanların ‘normal’ algıları farklı olmaktadır. Örneğin, kokladığınız bir nesneden yalnızca onun kokusunu alıyorsunuzdur. Fakat sinestezi sahibi bireyler birçok duyularının uyarılması sebebiyle koku algısı yerine bir müzik duyabilmektedirler. İnsanlar, kendileri gibi olmayan norm dışı bireylere farklı gözle bakmakta eğiliminde olduklarından bu kişileri hasta olarak görme eğilimindedirler. Şimdi bu yazımızda sinestezi ne demek açıklarken bir hastalık olup olmadığını da inceleyeceğiz. İşte, sinestezi durumunu yaşayan bireylerin algı dünyaları…
Sinestezi Nedir?
Çevremizden aldığımız bilgilerin, beyne giderek algıya dönüştükleri aşamada birden fazla uyaran ile dışavurumu sinestezidir. Birleşik duyu algısı olarak tanımlanmakta ve deneyimlenen duyunun başka bir duyuyu uyarması şeklinde gerçekleşmektedir. Sinestezi olarak adlandırılan birleşik duyu uyarımını yaşayan bireylere “sinestet” denmektedir. Sinestet bireyler; renkleri ses, sayıları renk, sesleri koku olarak deneyimledikleri bir algı dünyasına sahiptirler. Fakat bu, onların algılama bozukluğuna sahip oldukları anlamına gelmemektedir. Aksine bu bireylerde hafıza fonksiyonları daha güçlü olurken matematiksel algıları da gelişmektedir. Bunun en büyük sebebi de matematiksel ifadeleri kullanırken renk ve seslerden de yararlanıyor olmalarıdır.
Sinestezi, yapılan araştırmalara göre toplumda oldukça seyrek bulunan bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. İstatiksel olarak ortalama 25.000 kişiden birinde görülen ender bir algılama durumu olduğu görülmektedir. Bu sebeple de ne anlama geldiği ve nasıl teşhis edileceği merak konusu olabilir. Sinestezinin uzmanların açıklamalarına göre genetik bir kökene sahip olabileceği düşünülmektedir. Hatta kadın ve solaklarda daha fazla görüldüğü de karşımıza çıkan bilgiler arasında yer almaktadır.
Eğer sinestezi hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz Sinestezi Nedir? Biyolojik Boyutu, Otizm İle İlişkisi ve Eğitim adlı çalışmayı inceleyebilirsiniz.
Sinestezi Türleri
Sinestezinin günümüzde bilinen birçok türü vardır. Fakat temelde iki tür olacak şekilde gruplanmışlardır. Bunlar; yansıtmalı sinestezi ve bağlantısal sinestezidir. Yansıtmalı sinestezide, duyular aracılığıyla renk, ses, tat algılanmaktadır. Bağlantısal sinestezide ise algılanan nesne ve algı arasında bir bağ kurulmaktadır. Buna örnek verecek olursak, sinestet birey yansıtmalı sinestezide elmayı gördüğünde kafasında bir ses çağrışabilir. Fakat bağlantısal sinestezide elmayı doğrudan ses ile bağdaştırmaktadır.
Sinestezi iki ana türe ek olarak çeşitli alt kategorilere de ayrılmaktadır. Duyuların birbirlerine karışmasının çeşitliliğine göre bazı sinestezi tipleri ise şu şekildedir;
Şekil-Renk Sinestezisi
En yaygın görülen sinestezi türlerinden biridir. Bu türden bir duyu karmaşası yaşayan sinestetler, harf ve sayıları renkler ile beraber algılamaktadırlar. Örneğin, 8 sayısına baktıklarında mor renk ile görebilirler. Bu renk rakamın etrafını sarmış da olabilir, gölgelenmiş biçimde de. Her sinestet kendi algı dünyası içerisinde renk ve şekil bağı kurmaktadır. Bu sebeple her sinestet 8 rakamını mor olarak görmeyecektir.
Ses-Renk Sinestezisi
Ses-renk sinestezisi bir diğer adıyla kromestezi, ses ve renkler arasında bağ kurulması sonucu ortaya çıkan bir duyu karmaşasıdır. Bu tür sinesteziyi deneyimleyen sinestetler, duydukları sesleri renk ile ifade edebilmektedirler. Fakat bu onların ilk duyuyu yani sesi algılamadıkları anlamına gelmemektedir. Yalnızca renk ve ses arasında bağ kurarak bir uyaran ortaya çıktığının ifadesidir.
Kişiselleştirme Sinestezisi
Bir diğer sinestezi türü olan kişiselleştirmede ise özellikle harf ve geometrik şekillere kişisel özellikler yüklenmektedir. Sinestetler, E harfini sevimli ya da pazar gününü sinirli olarak algılayabilmektedirler.
Sinestezi Hastalık mıdır?
Sinestezi, diğer insanlardan farklı bir algı dünyasına sahip bireyleri tanımlaması sebebiyle hastalık olarak görülebilmektedir. Bunda medyada ‘sinestezi hastaları’ olarak belirtilmesinin etkileri de bulunmaktadır. Fakat sinestezi bir hastalık değildir. Birleşik duyum olarak adlandırılan bir algı karmaşası yaşanması nedeniyle nörolojik bir durumdur. Bu sebeple daha çocukluk döneminde kolayca anlaşılabilir ve çocuk nörolojisi bölümüne başvurularak teşhis edilebilir. Teşhisin ardından bir hastalık olmaması sebebiyle ilaç tedavisi uygulanmamaktadır.
Psikolojide de karşılığı olan sinestezi, gelişmiş algıları olan bireyler şeklinde tanımlanmaktadır. Hayal dünyalarında yaşadıkları yoğunluk nedeniyle hassas yapılı ve güçlü düşün dünyasına sahip bireyler oldukları ifade edilmektedir. Fakat psikolojide algıda gelişmiş olarak görülen bu mucizevi durum, sinestetlerle doğru iletişim kurulmadığında bazı sorunlara yol açabilmektedir. Özellikle çocukların kendilerini normal dışı bireyler olarak görmelerine yol açabilecek iletişim eksiklikleri, toplum dışına itilmelerine neden olabilir. Bu durumda psikolojik destek almalarını sağlamak sinesteziyi anlamlandırabilmeleri açısından iyi olacaktır.
Sinestezi Teşhisi
Sinestezinin teşhisi için birtakım testler nöroloji bölümlerinde yapılabilmektedir. Algı karmaşasının yaşandığı bireylerde belirli koşulların sağlanması gerekmektedir. Fakat kendi gözlemleriniz ile de sinestet olup olmadığınız hakkında bilgi sahibi olarak doktora danışabilirsiniz. Sinestezinin genel özellikleri şu şekildedir:
- Nesnelerin üç boyutlu hallerini kolay hatırlama
- Yön duygularının zayıf olması
- Sürekli aynı şekilde oluşan, tekrar eden algılar
- İstek dışı algı oluşumu
- Konsantre bozuklukları
- Algıların unutulmaması, hafızada tutulması
- Dejavu hissi
- Nesneleri veya durumları bütün olarak algılama
- Zekâ seviyeleri yüksek olmasına rağmen basit hesaplamalarda sorun yaşama
- Güçlü hafıza
- Migren rahatsızlığı
Tüm bu semptomlar sinestezi olduğunuzun işareti olabileceği gibi başka rahatsızlıkların da belirtisi olabilmektedir. Sinestezinin de kendi içerisinde alt kategorilere ayrıldığını düşünürsek hangisine sahip olduğunuzu kendi kendinize anlayamazsınız. Bu sebeple, ancak bir uzmana danışarak kesin ve net bir sonuç elde edebilirisiniz.
Bazı Ünlü Sinestetler
Sinestezi yeteneği, özellikle sanat alanında oldukça başarılı kişilerin varlığına sebep olmuştur. Algı dünyalarının, ürettikleri sanat eserleri ve yaratıcılıklarına katkıları duyusal yeteneklerini eserleriyle birleştirmelerini sağlamıştır. Sinestetik olduğunu bildiğimiz bazı ünlüler ise;
- Nikola Tesla,
- Richard Feynman,
- Vasili Kandinski,
- Kanye West,
- Pharrel Williams,
- Syd Barrett,
- Adam Fawer,
- Charles Baudelaire,
- Vincent Van Gogh,
- John Mayer.
Bu isimler, sinestezinin kendilerine olan etkilerini sanatları ile birleştirerek unutulmaz isimler arasında yerlerini alırken, farklı alanlarda birden çok muhteşem eserler verebilmişlerdir.
Yaygın olarak görülen nörolojik durumlardan bir tanesi de otizmdir. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isterseniz Otizm Nedir? Otizm Tedavisi başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.