İçinde bulunduğumuz hemen hemen her sektörde rastlanabilen şişman şirket durumu, doğru stratejiler oluşturamamaktan kaynaklanır. Yeni yeni aşına olmaya başladığımız “şişman şirket nedir?” daha yakından inceleyelim. Markalaşmayla birebir ters orantılı ilerleyen şişman şirket kavramı eğer doğru algılanabilirse, yapılan çoğu hata da ortadan kaldırılabilir.
Şişman Şirket Ne Demek?
Şişman şirket denildiğinde akıllara büyüyen ve giderek de büyümeye devam eden şirketler gelebilir. Ancak durum sanıldığı gibi değil, tam tersine işarettir. İş hayatında uzmanlaşmış, bu alanda eğitimlerini ve tecrübelerini katlamış çoğu kişinin de bahsettiği gibi şişman şirketler marka olma yolunda ilerleyemezler. Öyle ki şişman şirket, geleceği ön göremeyerek sürekli üretip kar elde edemeyen hatta ve hatta yılı sürekli zararla kapatan şirketlerdir. Bu olumsuzluğa rağmen şirketleri oldukça büyüktür fakat hiçbir zaman sağlıklı, tıkır tıkır işleyen ve ayakta kalabilen bir yapıda değildir. Çoğu finans uzmanı ve ekonomistinde üzerine basa basa anlattığı şişman şirket kavramı, bahsi geçen firmaların markalaşma yolunda ilerleyemeden büyümesiyle ilişkilidir.
Şişman Şirketler Nasıl Ortaya Çıktı?
Bir gecede ortaya çıkmayan şişman şirket kavramı özellikle 90’lar sonu ve 2000’ler başında ortaya çıkmaya başladı. İlk başlarda fark edilmeyen hatta olumlu gibi görülen bu durum günümüzde çoğu firmanın maalesef bu grupta yer almasına neden oldu. Kar oranı değil de ciroyu çok artırmakla ilgilenen firmalar yavaş yavaş şişmanlamaya başladı. Şirketlerin kâr oranına değil de yüksek cirolarına bakan kurum, kuruluş ve kişiler yanılgıya düştüklerini yeni yeni fark ediyor.
Bir şekilde büyümeye devam eden ve cirolarını katlayan şirketlerin nasılsa markalaşınca kâr elde edeceğine inanılıyordu. Günümüze geldiğimizde ise bu firmaların bırakın kâr elde etmeyi markalaşma yoluna bile giremediklerine şahit oluyoruz. Elbette böyle düşünülmesinin altında yatan bir diğer sebep de vergiler nedeniyle firmaların kar oranlarını saklamak istemesinden kaynaklanıyordu. Ödenecek yüksek vergileri hesaba katan işletmeler, piyasaya kâr oranını söylemek yerine cirosunun kabarıklığından bahsedebiliyordu. Ki şimdilerde de etrafınıza şöyle bir bakacak olursanız, bu şirketlerin sayısında çok fazla artış olduğunu görebilirsiniz.
Şişman Şirketlerin Ortak Özellikleri Nelerdir?
Pek çok aydın iş insanının son günlerde çok sık dile getirdiği şişman şirket kavramı üzülerek dile getiriyoruz ki ülkemizde almış başını gidiyor. Gelişmeyen, sürekli yerinde sayan ve giderek yağ bağlayan bu şirketleri aşırı kilolu bir insana benzetebilirsiniz. Öyle ki hantallaşan, hızı yavaşlayan ve sürekli rahatsızlıklarla boğuşan bu insandan %100 verim alabilir misiniz? İşte bu misalde ilerleyen şişman şirketler belli başlı özellikleri taşıyor:
- İlerleme kaydetmek yerine aynı noktada saymaya devam ederler.
- Üretimi artırsalar bile müşteri odaklı olamadıkları için kar oranları ya sabit ya da düşüş seyrinde ilerler.
- Hatalı durumları fark etmekte zorlanırlar keza şişman olmak çoğu zaman “rahatları yerinde” algısını oluşturur.
- Ekipten tutunda iş ilerleyişine kadar her noktada görülen ya da görülemeyen pürüzler, çatlaklar vardır.
- Gereksiz, firmaya yük olan ve fayda sağlamayan yığınla çalışanı bünyelerinde barındırırlar.
- Belli bir süreçten sonra ilerleme için arkalarına siyaset, ekonomi ya da bilim hayatından konumlu kişileri almaya çalışırlar. Bir nebze başkalarına tutunarak hayatta kalmaya odaklanırlar. “Devrin adamı olmak” tabirini burada o şirketler için kullanabiliriz.
- Değişen dinamikleri, hayat koşullarını ve yenilikleri fark edemez ve neticede gerileme yoluna girmemek için farklı çabalar gösterirler.
- Ani ve hızlı büyümeye bağlı olarak ortaya çıkan eksikliklere yetişemezler.
Şişman Şirket Olmamak İçin Neler Yapılmalıdır?
Sağlıklı şirket ve şişman şirket kavramlarını birbirinden ayıran birçok özellik bulunur. Bu özelliklerin en başında da şişman şirketin bir zamanlar sağlıklı olduğu gelir. Özetle, şirketinizin şişmanlamaya doğru gittiği fark ettiğinizde hemen form tutmanız gerekecektir. Bu bağlamda iş hayatının önde gelen liderleri şişman şirketlere küçük tavsiyelerde bulunuyorlar. Bu tavsiyeleri özetleyecek olursak;
- Gereksiz, bir amaca götürmeyen harcamalardan uzak durulmalıdır.
- İşinin ehli dediğimiz kişiler ile yola devam edilmeli, ne iş yaptığı belli olmayan çalışanlarla markalaşmaya gidilemeyeceği kavranmalıdır.
- Şirket çalışanlarının şirketin kalbi olduğu hemen kavranmalı ve gelişmelerine, sağladıkları fayda oranının artmasına destek olunmalıdır.
- Geleceğe yönelik planlamalar dikkatli yapılmalı ve koşulları çok iyi analiz edilmelidir.
- Müşteri beklentilerinden tutunda tatmin oranlarına kadar birçok detay sürekli inceleme altında tutulmalıdır.
- Yönetici değil lider ruhunu benimsemeyi öğrenmelisiniz.
- Her yeni güne daha iyisi olmak adına başlamayı şirket genelinde prensip haline getirebilmelisiniz.
- İçinde bulunduğunuz pazarı, potansiyel müşterilerinizi ve o müşterilerinize sizi marka halinde sunacak çalışanlarınızı çok iyi tanımalısınız.
- Her olumsuz koşulda (ekonomik kriz, doğal afetler, siyasi krizler vs.) ayakta kalmanızı sağlayacak bilgi ve maddi birikiminizin olması gerekir.
- Şirket içi ve şirket dışı görev dağılımlarında dikkatli olmaya, rahata ya da zorluğa müsaade etmemeye dikkat edilmelidir. Eğer bir taraf bile rahatlığa alışır ya da zorbalıklardan yıkılırsa şirketiniz yavaş yavaş şişmanlamaya başlayacaktır.