Türkiye, geçmişinde çok sayıda topluma ve kültüre ev sahipliği yapmış bir coğrafya. Hal böyle olunca keşfedilecek yerler de saymakla bitmiyor. Biz de sizler için Türkiye’de kimsenin bilmediği eşsiz yerler başlığı ile 5 eşsiz yeri listeledik. Böylece tatilleriniz şehir kalabalığından uzak, eşsiz coğrafi ve kültürel mekanlar ile daha da güzelleşebilir.
Türkiye hem coğrafi güzelliklere hem de köklü tarihi yapılara sahip bir ülke. Gerek yurt dışından gelen turistler gerek ise Türkiye’de yaşayanlar pek çok güzelliğin farkında ve gezi rotalarına ünlü mekanları eklemiş durumdalar. Karadeniz turlarından Güneydoğu Anadolu turlarına, Kapadokya gezilerinden Ege sahillerine kadar pek çok bölge keşfedilmiş durumda. Kimilerimiz bu gezileri tamamlamışken kimilerimiz ise ilk boşlukta seyahat etmeyi dört gözle bekliyor. Öte yandan, bilinen ve ünlü rotaların aksine Türkiye’nin hala bilinmeyen eşsiz güzellikleri mevcut.
Pygela: Aydın
Pygela ya da diğer bir adı ile Phygela’nın adı, küçük bir Antik İyonya kasabasına verilmiş olan Antik Yunanca Pyge kelimesinden gelmektedir. Pygela’nın tarihteki izlerine ilk olarak ünlü Antik dönem tarihçisi Strabon’un kitaplarında rastlanmaktadır. Kasabanın Truva Savaşı sonrasında Agamemnon ve askerleri tarafından kurulduğu bilinmektedir. Kuşadası’nda yer alan Pygela, bölgenin en eski kent yerleşkelerinden biridir. Yapılan kazılar sonucunda, Tunç Çağı’nın başlangıcından Bizans döneminin ortalarına kadar Pygela’da kesintisiz bir yerleşim olduğu tespit edilmiştir.
Antik Yunan medeniyeti ile ilgili olanlar için Pygela muazzam bir kültürel-tarihi önem arz etmektedir. Bunun yanı sıra Pygela Plajı ve doğal coğrafi özellikleri ile kasaba ideal bir tatil yerine dönüşmektedir. Kuştur Plajı olarak da bilinen Pygela Plajı’nın denizi mavi bayrak sahibi ve kullanıma açık durumdadır.
Şövalye Adası: Muğla
Tatilseverler tarafından Muğla’nın keşfedilmedik yeri, girilmedik koyu yok sanıyor olabilirsiniz. Fakat Şövalye Adası, keşfedilmemiş bir güzellik olarak sizi bekliyor. Fethiye’de bulunan ada, bu civarda yerleşime ev sahipliği yapan tek ada olarak geçiyor. Şövalye Adası’nın ismini Rodos Şövalyeleri’nden aldığı biliniyor. Rodos Şövalyeleri’nin 15. yüzyılda bu bölgede bulunduğu bilinirken, adada bulunan kültürel ve tarihi yapılar eski yüzyılların izlerini taşıyor.
Şövalye Adası aynı zamanda Megri Adası olarak da biliniyor. Adaya, Fethiye’nin merkezi ve Çalış Plajı’ndan kalkan motorlar aracılığı ile ulaşım mümkün. Şövalye Adası:
- Rodos dönemi Kale kalıntıları
- Sit alanı
- Masmavi denizi
- Eşsiz günbatımı manzarası
- Sarnıç ve mozaikleri gibi pek çok özelliği ile yabancı turistlerin ilgisini çekmeyi başarmış bir ada.
Şövalye Adası bir tatil alanı olarak ününün yanı sıra tarihi ile ilgi çekmekte. Rodos Şövalyeleri, Antik Roma, Bizans ve Osmanlı izleri ile dolu Şövalye Adasını görmek için fırsat bulursanız kaçırmayın deriz.
Gideros Koyu: Kastamonu
Cide merkezine 11 km yakınlıkta olan koy, Kastamonu’nun en güzel alanlarından biri. Koyu ziyaret etmek istediğinizde, Cide merkezinde pek çok konaklama avantajı bulabilirsiniz. Üstelik uygun fiyatlı tatil fiyatları ile bütçenizi de koruyabilirsiniz. Civarda tutulan balıkları taze taze tüketme şansınız bulunan koyda bir tek karnınız doymayacak, aynı zamanda görsel bir şölen ile karşılaşacaksınız.
Gideros Koyu, Karadeniz bölgesinin en sevilen özelliklerini bünyesinde toplayarak aynı anda hem yeşili hem de maviyi görme fırsatı sunuyor. Bölgede denize girilebilecek sayılı koydan biri olan Gideros’un tarihi 3000 yıldan fazla. Amazonlar tarafından kurulduğu bilinen Gideros, ücretsiz plaj girişleri ile beklentinizi karşılayacak bir tatil deneyimi sunuyor.
Clandıras Köprüsü: Uşak
Asıl olarak bir su kemeri olan Clandıras Köprüsü, muhteşem bir tarihi ve coğrafi güzellik sunmakta. Uşak’ın Karahallı ilçesinde bulunan Köprü, 2000 yıldan fazla bir tarihe sahip. Frigya toplumu tarafından Banaz Çayı üzerinde yapılan Clandıras Köprüsü, bir köprüden daha fazlası.
24 metre uzunluğundaki Clandıras Köprüsü, Uşak’ın önde gelen tarihi yapılarından biri. Mesire alanı olarak kullanılabilen bir alanda yer alan köprüyü ziyaret ettiğinizde oldukça keyifli bir zaman geçirmeniz mümkün. Köprü’nün fiziksel özellikleri ise:
- Bindirme tekniği ile inşa edilen
- İki ana gövdenin bir araya gelişi ile oluşan
- Kasnak kemerli
- Sabit kaya üzerine oturtulmuş bir köprü olduğu bilinmektedir.
Dağ kayalıkları arasında konumlanmış yeşillikler ortasında Clandıras Köprüsü, görenlere adeta bir kartpostal görüntüsü sunmaktadır.
Deyrulzafaran Manastırı: Mardin
Mardin’e gitmemiş olanlar bile kentin muazzam derinlikte tarihini ve kültürel çeşitliliğini duymuştur. Deyrulzafaran Manastırı ise Mardin’in kültürel zenginliğinin eşsiz örneklerinden biri. Kentin 4 kilometre doğusunda yer alan Manastır, 5. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar çeşitli değişikliklere uğrayarak bugünkü halini almıştır.
Süryani manastırı olan Deyrulzafaran’da kutsal taş ve tarihi öneme sahip bir Süryani İncil’i bulunmaktadır. Ayrıca 52 Süryani rahibin mezarına ev sahipliği yapan manastır, ilk tıp fakültesi yerleşimine tanıklık etmiştir. Manastır, UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer almaktadır.
Manastır içinde yer alan yüzyılları devirmiş su kuyuları, çevresini kaplayan safran bitkileri, Mardin Ovası’nın eşsiz manzarası ve daha pek çok özelliği sayesinde Deyrulzafaran Manastırı görülmeye değer bir yapı.
Eğer Türkiye’de gezebileceğiniz diğer yerler hakkında da bilgi edinmek isterseniz Türkiye’de Mutlaka Gezilmesi Gereken Yerler başlıklı yazımıza da göz atabilirsiniz.