Boyalı Kuş Kitap Konusu ve İncelemesi

Jerzy Kosinski tarafından yazılan Boyalı Kuş, bir çocuğun gözünden savaşın acımazlığını anlatıyor. Okuduğunuz anda sizi çok fazla etkileyecek eser, birçok konuyu da eleştiriyor. Biz de bu unutulmaz eser üzerine “Boyalı Kuş Kitap Konusu ve İncelemesi” adlı yazımızı kaleme aldık.

İçeriğimize başlamadan önce, bu eserin dünya üzerinde olan savaşlar ve yıkımlar üzerinde bir etkisi olmasını dileriz. Kitap tam olarak bir savaşın kazananı olmadığını ve en çok da çocukların kaybettiğini anlatıyor. Eğer eseri okumadıysanız zaman ayırmanızı ve filmini izlemenizi tavsiye ederiz. Hazırsanız, tüm savaşların bitmesi umuduyla içeriğimizi okumaya başlayalım.

Boyalı Kuş Kitap Konusu

Boyalı Kuş kitap konusu, İkinci Dünya Savaşı sırasında ailesi tarafından korunması para karşılığı başka bir yere gönderilen çocukla ilgilidir. Kosinski, bu eseri kaleme alırken kendi yaşadıklarında da esinlenmiş. Çünkü yazarımız da savaşın yıkımlarını yaşamış biridir. Ayrıca yazmış olduğu Boyalı Kuş eseri, Kosinki’nin il ve en önemli eseri olarak karşımıza çıkar.

Yayımlandığı ilk günlerde eser, birçok eleştirilere maruz kalmıştır. Hatta komünizm propagandası yaptığı düşünülerek yasaklanmıştır. Kitabı okuduğumuzda birçok konunun olduğunu görmekteyiz. Bunlardan ilki, savaşın bir çocuk üzerinde yarattığı psikolojik bunalımdır. Diğeri ise ailelerin yaşamış olduğu zorlu durumlardır. Aynı zamanda eserde ötekileştirilmenin de bir çocuk için nelere sebep olabileceği anlatılmaktadır.

Kara saçlı ve kara gözlü çocuk, ailesi tarafından birinin yanına verildikten sonra ise işler hiç umulduğu gibi gitmez. Çocuk, oradan oraya sürüklenmeye ve çok kötü olaylarla karşılaşmaya başlar. Eserde, savaş, umut, acı hepsi birbirine karışır. Savaşın zulmünün yanı sıra insanların da işkenceleri anlatılır. Yine, hala daha “iyi” olmayı tercih eden insanlara da yer verilir.

Boyalı Kuş Kitap İncelemesi

Okurken yer yer rahatsız olacağınız ama bazen de umudu bulacağınız bir eserdir Boyalı Kuş. Belki de hala daha karanlık savaşın sürdüğü şu dünyada baş ucu kitabınız olacaktır. Şimdi ise savaş ve çocuk, yetişkinler ve savaş, ötekileştirme üzerine incelemelerimizi sunacağız. Hazırsanız, başlayalım.

Savaş ve Çocuk İncelemesi

Eserde savaş bir çocuğun gözünden anlatılıyor. Zaten zor durumda olan çocuk, üstüne olabildiğince kötülükle karşılaşır. Özellikle esmer olduğu için ötekileştirmesi, çocuğun kendini lanetli hissetmesine neden olur. Yine, sürekli olarak farklı saç ve göz renginin nasıl üstün olduğunu düşünür. Çünkü sürekli gittiği yerlerde “Yahudi ve çingene” olarak ötekileştirilmiş sırf bu yüzden işkencelerle karşılaşmıştır.

Ancak eserde bir çocuğun masumiyeti de göze çarpar. Savaş esnasında olsa da yine de içinde bir umudun olduğunu görüyoruz. Çünkü çocuk, kötü bulduğu yerlerden sürekli kaçma eğilimindedir. Yaşadıklarını kabul edip boyun eğmez. Belki de gerçekten iyi insanların olduğu bir yer bulma umuduyla sürekli köyden köye dolaşır.

En sonunda da bir yurda gider ve ailesi tarafından bulunur. Ancak yaşadığı travmalar, tam refaha kavuşacağı an da yine tekrarlar. Burada savaşın etkilerinin bir çocukta kolay kolay bitmediğini görüyoruz. Yine, kaçar, çünkü o savaş boyunca “iyi” insanlara denk gelene kadar kaçmıştır. Hem ötekileştirmeye hem de kısıtlanmaya karşı boyun eğmemiştir.

Savaş ve Yetişkinler Üzerindeki Etkisi

Çocukta olduğu gibi savaşın büyük dediğimiz yetişkinlerde de büyük etkileri vardır. Özellikle bir ailenin kendi çocuğunu başkasının korumasına bırakması, oldukça etkileyicidir. Çünkü bu savaştan kurtuluş yoktur ve aile, çocuğunun yaşaması için ondan ayrılmak zorunda kalmıştır. Anne ve babanın ise tek bir ümidi vardır, çocuklarının hayatta kalması.

Diğer yönden ise çocuğun gittiği yerlerdeki yetişkinler gözümüze çarpar. Zor koşullar altında dolaşan çocuk ilk olarak hurafelerle dolu birinin yanına gider. Burada esmer olduğundan dolayı kendini lanetler. Yine, insanoğlunun yarattığı savaşlar yüzünden Tanrı’ya bir yönelme vardır. Savaşın acısından kaçmak için Tanrı’ya ve dine sığınarak olan her şey normalleştirilmeye çalışılır.

Çocuğun gittiği yerlerde ona yardımcı olmak isteyenler olsa da yapamazlar. Çünkü bu sefer, kendilerini riske atacaklar ve öldürüleceklerdir. Ancak çocuğu alan yetişkinlerin çoğu da bir çocuğun görmemesi gereken durumlar yaşatır. Bu da savaşın yarattığı kötü durumlardan biridir. Çünkü İkinci Dünya Savaşı ile birlikte güçsüzü ezme algısı eserde yetişkinler üzerinden verilir.

Ötekileştirme Algısı

İkinci Dünya Savaşı sırasında dolaşan çocuk çok fazla ötekileştirmeye maruz kalır. Bu nedenden önce kendini suçlar ve sonra hayatı sorgular. Ancak gittiği her yerde saç ve göz rengi yüzünden kendinden nefret eder. Bir çocuğun ötekileştirilmesi de çocukta çok daha başka travmalara yol açar. Hatta tamamen hayata karşı kendini yabancılaştırır.

Ötekileştirilme çocukla yansıtılmıştır ve çocuk da neden böyle yaratıldığını sorgular. En sonunda bu kadar kötü bir dünyada iyilerin olamayacağı kanısına varır. O, çocuk masumiyetiyle sadece hayatta kalmaya çalışmaktadır. Sürekli bir çıkış yolu bulmak ister. Yine, sarışın ve mavi gözlü olsaydı, bu olanlardan çok daha rahat bir şekilde kurtulacağını düşünür.

Eserin Sonuna Yönelik İnceleme

Eserde çocuk, renginden dolayı sürekli ötekileştirilmiştir. Ancak kitabın sonunda Sovyet askerleri tarafından bulunmuştur. Bu zamana kadar hurafelerle ve dışlanmayla karşılaşan çocuk, onlarla yolu kesiştiğinde farklı fikirlere yönelmesine neden olur. İnancın yerini materyalist bakış açısının alması ve çocuğun o askeri beklemesi, bir siyasal eleştiriyi de getirmektedir.

Kitabın sonundan dolayı da yıllarca komünizm propagandası olduğu düşünülmüştür. Ancak Kosinski’nin Sovyetleri terk edip Amerika’da yaşadığını söylememiz gerekir. Kosinski, burada daha çok ne yaşanırsa yaşansın umut hep var demek istiyor. Savaş elbet bitecekti ve o çocuk yaşamaya devam edecekti. Ancak nasıl yaşayacak, savaşın acı ıstırabını yaşamış bir çocuk, yaşamına nasıl yön verecek? Sanırım üzerine düşünmemiz gereken soru bu.

İnsan psikolojisini anlatan eserleri okumaktan keyif alanlar Camdaki Kız Kitap Özeti ve İncelemesi yazımıza da mutlaka bir şans vermelidir.