Sinema

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok Konusu ve Film Analizi

Bati Cephesinde Yeni Bir Şey Yok Konusu ve Film Analizi

Sinemanın en çok beslendiği temalardan biri savaşlardır. Tarihin ve ülkelerin kaderinin değişmesinde rol oynayan I. Dünya Savaşı, Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok ile sinema dünyasının son dönemdeki dikkat çekici yapımlarından biri oldu. Dram ve savaşı ustalıkla izleyiciye aktaran yapım, ülkelerin ve insanların psikolojilerini gözler önüne seriyor.Biz de bu içeriğimizde Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok konusu üzerinde duracağız. Ardından filmin detaylarıyla alakalı bilgi vereceğiz.

Film, askerlerin milliyetçi bir duygu besleyerek orduya katılmasından sonraki verdikleri yaşam mücadelesini ele alıyor. 1929 tarihinde aynı isimdeki romandan uyarlanan yapımda askerlerin savaşın gerçekleriyle yüzleşmesini anlatıyor. 

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok Filmi: Savaşın Gösterisi

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok konusu, filmin her sahnesini etkisi altına alan korkunç vahşettir. Savaşı gerçekte nasılsa öyle tasvir eden yapımda Paul ve arkadaşları I. Dünya Savaşı’nda Alman Ordusuna katılır. Genç bir Alman asker olan Paul ve yoldaşları, siperde hayatları için savaşır. Savaş meydanına ulaştıklarındaki ilk coşku zamanla yerini korku ve çaresizliğe bırakır.

Erich Maria Remarque’in aynı adlı eserinden yola çıkarak işlenen film, 76 adaylık arasından 29 ödül aldı. Film hakkında diğer bilgiler ise şu şekilde;

  • Tür: Tarih, savaş
  • Ülke: Almanya
  • Yönetmen: Edward Berger
  • Çıkış Tarihi: 28 Ekim 2022
  • Dağıtımcı: Netflix
  • IMDB: 7.8

Siz de henüz filmi izlemediyseniz bu ayki listenize ekleyebilirsiniz. 

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok Filmi Oyuncuları

Bati Cephesinde Yeni Bir Şey Yok Filmi Oyunculari
Film, başarılı oyuncu kadrosuyla çok daha dikkat çekici hale geliyor.

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok filminde Alman sinemasının deneyimli oyuncuları, I. Dünya Savaşı’nın zirvesini sahneliyor. Başroldeki Felix Kammarer’in gözünden savaşın yıkıcı izleri, seyirciyi etkisi altına alıyor. Yapımdaki diğer karakterler de bu izleri destekleyici rollerle canlandırılıyor. Şimdi gelin yapımın başrolü ve yan karakterlerini inceleyelim.

  • Felix Kammarer (Paul Bäumer): Filmin başrol oyuncusu olan Felix Kammarer ile orduya karşı duyulan milliyetçi ve romantik bakış açısı, savaşın soğuk yüzüyle yok ediliyor.
  • Albrecht Schuch (Katczinsky Stanislaus): “Kat” savaşla birlikte masumiyetini kaybeden çocukların aksine yaşlı bir askeri canlandırıyor. Karısından gelen mektupları Paul’e okutmasıyla aralarında bir bağ gelişerek yakın arkadaş olurlar.
  • Aaron Hilmer (Albert Kropp): Alman ordusuna katılan genç adamlardan biridir. Yanına aldığı posterle kaçış için can atan karakterdir.
  • Edin Hasanoviç (Tjaden Stackfleet): Yaşlı ve deneyimli bir askerdir. Hayali orduda yükselmektir.
  • Daniel Brülh (Matthias Erzberger): Alman askerlerin hayatını kaybetmesinden korkan bir politikacıdır. Oyuncu kadrosunun en tanınmış üyesi Daniel, yapımda düşmanlıklara son vermek  için çabalayan bir askeri lideri canlandırıyor.
  • Adrian Grünewald (Ludwig Behm): Pavlus ve arkadaşlarıyla orduya katılan gençlerden biridir.
  • Moritz Klaus (Franz Muller): Alman Ordusu’na atılan gençlerden biridir.
  • Thibault de Montalembert (General Ferdinand Foch): Alman heyetiyle ateşkesi müzakere etmek için görüşen Fransız askeri liderdir. Almanya’nın çaresiz durumunu göz ardı ederek tavizsiz bir tutum sergiliyor.
  • Devid Striesow (General Friedrichs): Alman Ordusu’nun yıkıcı kayıplarına rağmen askerin savaşmaya devam etmesini isteyen bir askeri komutandır. Ateşkesten önce orduya son kez savaşmasını emreder.
  • Andreas Döhler (Teğmen Hoppe): Askeri bir lider rolünü canlandırıyor.
  • Sebastian Hülk (Binbaşı Von Brixdorf): Askeri liderlerden bir diğeridir.

Etkileyici konusunun yanına başarılı oyuncu performansları eklendiğinde film, daha nefes kesici bir hale geliyor. 

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok Filmi Yorum ve Analizi

Film, aynı anda hem heyecan hem de dehşet verici duygular yaşatıyor. İnsanların güç elde etme güdüsü; savaşın yıkıma ve ölüme devam etmesine neden oluyor. Filmde savaş, ete kemiğe bürünerek dramatik bir deneyim yaşatıyor. I. Dünya Savaşı’nda 19 milyon, bu cephede 3 milyon insan hayatını kaybediyor.

Savaş boyunca Alman Ordusu’nun ön mevzileri yarım milden fazla hareket etmiyor. Siyasal iktidarın hırsları Alman Ordusu’na büyük bir kayıp yaşatıyor. Peki, bu kadar insanın hayatını kaybetmesinin arkasında yatan neden siyasal iktidar mı yoksa ülkeleri cepheden cepheye sürükleyen milliyetçilik duyguları mı?

Savaşın Asker Üzerindeki Yansıması

Savasin Asker Üzerindeki Yansimasi
Savaş, gerek bireyde gerek toplumda bir karanlığın en büyük sebeplerinden biridir.

Cephede savaşan askerler, Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok filminin ana odak noktasıdır. Savaş kavramı ve bu kavramla askerler üzerindeki yıkıcı etki sinematografik bir gösterimle izleyiciye aktarılır. Askerlerin maruz kaldıkları fiziksel tehlike, onları sürekli tetikte olmaya iten bir duruma sevk eder. Dikkat etmedikleri her an parçalara ayrılma riskiyle karşı karşıyadırlar.

Fiziksel tehdit sinirlerine sürekli bir saldırı halindedir. Bu da onları her an uyanık olmaya ve içgüdüsel korkularla başa çıkmaya zorlar. Çürüyen cesetler ve farelerle dolu bir alanda, bitlerin istila ettiği kirli suyla kaplı hendekler içerisinde korkunç şartlarda yaşamaya çalışırlar. Sıklıkla yetersiz yiyecek ve kıyafetlerle mücadele eden askerler, aynı zamanda yeterli tıbbi bakımdan da mahrumdur.

Silah arkadaşlarının sık sık ani ölümleriyle karşılaşmaları ve bunun çoğunlukla yakın mesafede gerçekleşmesi, savaşı umutsuzluk ve panik arasında tasvir ediyor. Genç yaştaki askerler için hayatta kalabilmenin tek yolu duygulardan arınmak, duygularını bastırmak ve bu zorlu yaşam koşullarını kabul etmekten geçiyor.

Hem kitapta hem de filmde ele alınan duygusal zorluklar, askerlerin insanlığını kaybetmeleri üzerinde yıkıcı bir etki oluşturuyor. Başroldeki Paul üzerinden bu etki; geleceği hayal edememesi, geçmişteki hislerini hatırlayamaması ve ailesiyle konuşma yeteneğini kaybetmesiyle acı bir şekilde ele alınıyor.

Filmin başlarında ölen arkadaşları için yas tutan askerler, savaşın ilerlemesiyle ölen dostlarının yasını tutmak için durmuyorlar. Örneğin, Kemmerich ölüm döşeğindeyken arkadaşları botlarını kimin miras alacağını sorguluyor. Paylaşılan savaş şartları sonucunda yoğun dostluk ve sadakat bağları tasvir ediliyor. Askerlerin temel insanlığını koruyan tek duygu ise dostluk bağıyla canlı kalmaya devam ediyor.

Siyasal İktidar ve Milliyetçilik Duygusu

Birinci Dünya Savaşı’nın birçok yönden hızla gelişmesini sağlayan milliyetçilik duygusu, 19. yy.’da doruk noktasına ulaşmıştı. Bu coşku, rakip ulus devletleri savaşa götüren bir etki oluşturdu. Bireyin duyması gereken, sadakatin ulusuna borçlu olduğu ve kimliği oluşturan bileşenlerden ilkinin ulusal kimlik olduğu fikri rakip devletlerin temel düşüncesi haline geldi.

Batı Cephesi Cephesinde Yeni Bir Şey Yok film betimlemesinde savaşın dehşeti, milliyetçilik fikrini boş ve iki yüzlü bir ideoloji olduğunu açığa çıkarıyor. Milliyetçiliğin siyasal iktidar sahiplerinin ulusu kontrol etmek için kullandıkları bir araç olduğunda dair sert bir eleştiri sunuyor. Ölmemek için öldüren askerler, siyasal iktidarların zafer hevesleri için kendilerini feda ediyor.

Paul ve arkadaşlarının orduya katılması da milliyetçi ideoloji tarafından empoze edilmesiyle gerçekleşiyor. Orduya katılmaları için milliyetçilik fikriyle baştan çıkarılan askerler, savaş meydanındaki çaresizliklerle baş başa bırakılıyor. Yapımda cephedeki askerlerin uluslarına zafer kazandırmak için değil de hayatta kalmak için savaştıkları gösteriliyor. Gerçek düşman karşıt ordu mu yoksa kendilerini feda ettikleri iktidardaki adamlar mı?

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok Filminin Senaryosu Gerçek Mi?

Bati Cephesinde Yeni Bir Şey Yok Filminin Senaryosu Gercek Mi?
Film, Alman piyade Erich Maria Remarque’in aynı adlı eserinden uyarlanmıştır.

Alman piyade Erich Maria Remarque tarafından yazılan kitaptan esinlenen film, gerçek bir dönemi ele alıyor. Fakat hikâye gerçek değil. Paul Bäumer ve silah arkadaşları, kurgusal karakterlerdir. Film, savaşın soğuk yüzünü seyirciye aktarılırken ordudaki zamanın hesabı, Alman askerin yaşadıkları gerçek olayların bir aynası konumundadır.

Senaryo teknik açıdan doğru olmasa da gerçek olayları ve tarihi tutarlı bir şekilde kurgu haline getiriyor. Alman askerlerinin yaşadığı deneyimler gerçektir. 2022 yapımında senaryoya eklenen Alman politikacı Daniel Brülh rolüyle Matthias Erzberger, o dönemde yaşayan gerçek bir karakterdir. Başlangıçta savaşı destekleyen biri olan politikacı, savaş başladıktan sonra konumunu değiştirerek barışı savunur.

Askerin günlük sıkıntıları içerisinde yiyecek sevinci yaşamalarından malzeme eksildiğindeki derin sefaletlerine kadar tüm olaylar, yapımda gerçek bir şekilde işlenir. Yapımda en kasvetli anlardan mektup almanın heyecanına kadar tüm gelişmeler, büyük bir önemle ele alınır. Askerlerin siperler arasında tepeden tırnağa çamurlu bir şekilde sürüklenişi I. Dünya Savaşı’nın dehşetini acımasızca tasvir ediyor.

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok Kitabı ve Filmi Arasındaki Farklar

Netflix yapımlarından biri olan Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok filmi, Erich Maria Remarque’ın All Quiet on the Western Front kitabına genellikle sadık kalsa da bazı değişiklikler göze çarpıyor. Savaşın dehşeti kitapta birinci şahıs anlatımıyla şimdiki zamanda yazılıyor. Kitapta askerleri şok bir aciliyet içerisinde çamurlu çizmelerle siperlere yönlendiren savaş şartları, filminde de aynı acımasızlıkla ele alınıyor.

Kitabın 1930 ve 1979’daki uyarlamaları Amerikan yapımlarla sahneleniyor. 2022 yılındaki yapım ise Almanlar tarafından üretilen ve yönetilen bir eser. Filmde rol oynayan aşırı milliyetçi öğretmen kitapta yer almıyor. Filmde olaylar zincirini başlatan bu sahne kitapta; Kaiser’in Alman gururu ve ihtişamını devam ettirmesi için Fransız ve İngilizlere karşı mücadeleyi teşvik eden Kantorek’in propaganda içeren söylemleriyle ele alınıyor.

Kitapta Paul’ün sekiz günlük bir ev iznine ayrılarak köyüne dönmesi işleniyor. Çocukluğunun geçtiği yatak odasında eski hobilerinin bittiğini yeniden canlandırmanın mümkün olmayacağını anlatan bir sahne var. Savaş travması, genç yaştaki askerlerin kim olduğu ve ne olmak istediğiyle ilgili hayallerini yok ettiğini acı bir şekilde ele alıyor. I. Dünya Savaşı’nın propagandadan öteye geçmediği görülüyor. Bu sahne, 2022’de vizyona giren filmde yer almıyor.

Romanda yer almayan sahneler, filmde cephedeki bir karakter tarafından diyalog olarak veriliyor. “Savaş bizi her şey için mahvetti.” Romanda savaş uğruna kaybolan hayaller, filmde bu alıntıyla “Kayıp Nesil” vurgusu yapılıyor. Paul’ün ev iznini içermeyen sahneler, Alman politikacı olan Mattias Erzberger rolüyle kesik kesik işleniyor. Fransızlarla ateşkes müzakere etmeye çalışan politikacının çabaları romanda yer almayan sahnelerden biri.

En büyük değişiklik, Paul’ün ölüm şeklidir. Romanda Paul, ateşkesten bir ay önce aniden ölüyor ve ölüm şekli yazmıyor. Anlatım şekli kitapta burada yer değiştirerek üçüncü kişiye geçiyor. Remarque’nin Paul’ü barış için geçen zaman içerisinde öldürmesi, savaşla birlikte her şeyin bittiğini gözler önüne seriyor.

İkinci Dünya Savaşı’nı konu alan Wolyn filmi için yazımızı okuyabilirsiniz.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir