SosyolojiNe, Ne Değildir?

Cam Tavan Sendromu Nedir? Nasıl Aşılır?

Cam tavan sendromu nedir?

“Cam tavan sendromu nedir, nasıl aşılır?” sorularını daha yakından incelediğimizde günümüzde en çok üzerinde durulan fenomenlerden biri olduğunu fark ederiz. Bilim insanları “Cam Tavan” kavramını, şirketlerdeki kadınların neden gerçekten sınırsız fırsatlara sahip olmadıklarını ve zirveye çıkamadıklarını açıklamak için kullanmaktadırlar. Bu olgu, 1970’lerden bu yana çeşitli bilim insanı ve sosyolog tarafından uluslararası araştırmalarla defalarca kullanılmıştır. Cam tavan kavramı aynı zamanda eşcinseller, etnik ve diğer azınlıklar için sınırlı ilerleme fırsatlarıyla da ilişkilendirilmektedir.

Cam Tavan Nedir?

Cam tavan nedir?
Cam tavan kavramı ilk olarak ABD’de ortaya çıkmıştır.

Başlangıçta cam tavan kavramını daha ayrıntılı olarak tanımlamak gerekecektir. Yayınlanmış çeşitli çalışmalara dayanarak, cam tavan kavramının hangi durumlarda ortaya çıktığını ve nedenlerini ortaya koymak doğru olacaktır.

“Cam tavan”, 1970’lerde ABD’de ortaya çıkmış bir kavramdır. Bu, kadınların yönetici pozisyonlarında yer almalarını engelleyen tüm ince, algılanamaz veya zar zor fark edilebilen mekanizmalar anlamına gelmektedir. Bu, orta ve üst düzey çalışanların arasında yer alan, zar zor geçilebilen, cam, görünmez bir tavandır. Görünmezdir ve bu sebeple somut değildir ancak oldukça etkilidir. Etkilenenler genellikle yönetici pozisyonuna geçememeleri hususunda belirli bir neden ortaya koyamadıkları için bununla başa çıkmak ve ondan kaynaklanan sorunlarla mücadele etmek de oldukça zordur.

Cam tavan sendromu hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz Kadın Yöneticiler Ve Cam Tavan Sendromu Üzerine Bir Araştırma adlı çalışmayı inceleyebilirsiniz.

Cam Tavan Tarihi

Cam Tavan Tarihi
Ann Morrison ve arkadaşları cam tavan kavramını ortaya atan ilk kişilerdir.

1970’lerde çalışma hayatındaki engebelerle ilgili araştırmalara başlayan Ann Morrison ve meslektaşları, 1987’de “cam tavan” terimini geliştirmişlerdir. İlk ortaya çıktığı dönemde “Cam Tavan” kavramı, kadınların yönetim pozisyonlarına erişmesini etkili bir şekilde engelleyen tüm görünmez süreçleri ve faktörleri tanımlamaktaydı. Kadınlar ve erkekler arasında kariyer basamaklarını tırmanmada farklılıklar olduğu bir kez daha açıkça belirtilmiş oldu. Başlangıçta, etki daha çok duyum ve duygu olarak sınıflandırıldı, ancak Morrison ve diğer bilim adamlarının çabaları ve sayısız çalışmaları ile kanıtlanabilir ve net bir şekilde tanımlanabilir hale geldi.

Birkaç yıl sonra Christian M. Böhnke ve Sandra Beaufaÿs da cam tavan terimini ele aldılar. Nitelikli kadınların şirketlerde veya kuruluşlarda üst sıralara zar zor yükseldiği ve en geç orta yönetim düzeyinde sıkışıp kaldığı gerçeğini ortaya koyan bilim insanları yine “cam tavan” kavramına atıfta bulundular.

Bir Sosyal Bilim Kuramı Olarak Cam Tavan

Bir Sosyal Bilim Kuramı Olarak Cam Tavan
Cam tavan, cinsiyetler ve etnik gruplar arasındaki eşitsizliği anlatmaktadır.

Genel olarak “cam tavan” kavramından bahsederken gerçek anlamda eşitsizlik veya ayrımcılıktan söz edemeyiz. Çünkü resmi olarak sınır yoktur ve teorik olarak kariyer gelişimi alanında her şey hem kadınlar hem de erkekler için mümkündür. Görünür bir ölçüm için neredeyse hiç olasılık bulunmadığından, kavramı somut terimlerle ispat etmek halen çok zordur. Kavramı daha net hale getirebilmek için David Cotter yaptığı çalışmada dört kriter belirlemiştir. Bu kriterlere dayanarak, “cam tavanın” tam olarak ne olduğu hakkında kesin bir şey söyleyebiliriz:

  • Cinsiyetler veya etnik gruplar arasındaki eşitsizlik, çalışanların işle ilgili diğer özellikleriyle açıklanamaz.
  • Kariyer basamaklarının üst seviyelerinde eşitsizlik, alt seviyelere göre daha fazladır.
  • Eşitsizlik, yalnızca üst düzeylerdeki kadın veya etnik azınlıkların oranıyla değil, ilerleme fırsatlarıyla da ilgilidir.
  • Bir kariyerde ilerleme arttıkça eşitsizlik de artar.

Cotter ve meslektaşları 2001 çalışmalarında, bu etkilerin esas olarak Afrikalı-Amerikalı ve beyaz kadınlar için geçerli olduğunu ancak bunun etnik azınlıkların erkek üyeleri için geçerli olmadığını belirttiler. Bu nedenle Cotter, “cam tavan” olgusunun yalnızca kadınlar için geçerli olduğunu varsaymaya başladı. Bununla birlikte, bilim insanları bu konuda halen hemfikir değillerdir. Diğer azınlıklar da benzer etkileri yaşayabilmektedirler.

Cam Tavanın Nedenleri

Cam Tavanın Nedenleri
Cam tavanın ortaya çıkmasının birçok farklı nedeni vardır.

Kadınlar çalışma hayatında varlıklarını sürdürürlerken halen yeteneklerini çok fazla göstermeme eğilimindedirler. Bu ifade aslında oldukça tartışmalıdır ve çoğu erkek egemen bakış açısına göre kadınların aslında kendi tercihleridir. Bununla birlikte çeşitli çalışmalar, şirketlerin içinde ve çevresinde çok çeşitli örgütsel ve kişisel, kültürel ve sosyal faktörlerin kadınların kariyerlerinde yükselememelerinde belirleyici faktörler olduğunu göstermiştir. Elbette burada kadınların ayrı ayrı kişilik özellikleri de ele alınmalıdır ancak bu erkekler için de geçerli olmayacaktır. Cam tavan sendromunun varlığı sadece kadın çalışanlar için değil, şirketlerin geleceği için de bir sorun teşkil edebilmektedir. Cam tavan sendromunun nedenlerinden bazıları şunlardır:

Önyargı

Yüzyıllardır iş piyasası ve buna bağlı olarak yönetim pozisyonları sürekli olarak erkekler tarafından işgal edilmektedir. Geleneksel kültürle şekillenen şirketlerde yönetici konumlarda yer alanlar çoğunlukla erkeklerdir. Araştırmalar, erkeklerin erkekleri terfi ettirme olasılığının daha yüksek olduğunu ve böylece kendi erkek statülerini ve çekirdek işgücünü güvence altına aldıklarını göstermektedir. Sonuç olarak, belirli davranışların özellikle yönetim pozisyonlarında erkeklerle ilişkilendirilmesi daha olasıdır. Kadınlar burada azınlığı temsil etmektedir ve bu durum kırmak oldukça güçtür.

İş Hayatındaki Sosyal Dinamikler

Yaygın kanının aksine erkekler, ortak boş zaman etkinlikleri, işten sonra yapılan sosyal etkinlikler veya hafta sonu davetleri yoluyla ilerlemeleri için bilinçli olarak sosyal bağlantılar kullanırlar. Diğer yandan kadınlar burada büyük ölçüde dışlanmaktadır. Kadınlar, yönetim pozisyonlarında giderek daha önemli hale geldiklerini çok iyi yansıtsalar da orada sosyal bir yer edinmekte zorlanmaktadırlar. Bu durum da iş hayatında yalnızlaşmaya ve sosyal alanda dışlanmaya kadar varmaktadır.

Şirket Büyüklüğü

Şirket Büyüklüğü
Şirketlerin büyüklüğü cam tavan oluşumunu etkileyen nedenler arasında yer almaktadır.

Kadınların kariyer fırsatları büyük ölçüde şirketin büyüklüğüne bağlıdır. Büyük şirketlerde güçlü hiyerarşik, erkek egemen yapılar varlığını sürdürmektedir.

Kadın adaylar için bir diğer dezavantaj, büyük şirketlerde çok daha yaygın olan işe alım sürecinin çok daha resmi olmasıdır. Adayları değerlendirirken, kariyerde verilen aralar (hamilelik, çocuk büyütme süreci vb.) genellikle nitelik kaybı olarak değerlendirilir ve her şey tam zamanlı bir erkek istihdam modeline göre ölçülür.

Buna karşılık, küçük ve orta ölçekli şirketlerdeki kadınların yönetim pozisyonlarına girme olasılığı daha yüksektir. Çoğunlukla, kariyerlerine ara verilmesi veya yaşlarının artması nedeniyle aile evresinden sonra işe dönen kadınlara karşı otomatik bir ayrımcılık yoktur. Genel olarak, daha küçük şirketlerin daha aile dostu oldukları da gözlemlenebilir.

Verim Önyargısı

Kadınların genel olarak iş piyasasında özel olarak yönetim pozisyonları için daha az kalifiye olduğu düşünülmektedir. Bu cinsiyetçi tutumlarla kadının muayyen günleri, cinsel hayatı ve fiziki olarak daha “narin(!)” olduğu vurgulanarak yapılmaktadır. Tüm bunlara rağmen 2020 yılında Türkiye’de Yükseköğretimde kadınların okullaşma oranı %46 iken erkeklerin oranı %42’dir. Bu istatistik bize kadınlarla ilgili kariyer tespitlerinin çoğunun önyargı olduğunu göstermektedir.

Cam Tavan Sendromu Nasıl Aşılır?

Cam Tavan Sendromu Nasıl Aşılır
Cam tavan sendromunu aşabilmek için özgüvenli olmak şarttır.

Elbette cam tavan sendromunu ortaya çıkaran birçok sosyal eşitsizlik ve önyargı ile karşı karşıyayız. Bu önyargıları kırmak için yüzyıllardır ekstra çaba sarf eden kadın hareketlerinin yanı sıra günümüzde çoğu kadın hem “kadın” kimliği ile hem de bir “çalışan” olarak iş hayatında var olabilmektedirler. Söz konusu önyargılar genellikle erkek egemen toplum düzeni tarafından dayatılmaktadır. Yüzyıllardır var olan önyargıların kadınlarda bir özgüvensizlik yaratıyor olması gayet anlaşılır bir durumdur. Ancak üstesinden gelinmesi imkânsız değildir.

Kadınlar “kadın” kimlikleri ile iş hayatında yer alırken “erkekçe” bir tavra bürünmek zorunda değillerdir. Var olan biyolojik ve sosyolojik koşullar göz önüne alınarak adil bir çalışma hayatının oluşturulması için ilk yapılması gereken şey söz konusu önyargıları kabul ederek bir özgüvensizliğe kendini bırakmamaktır.

Cam tavanın tamamen yıkılması için gereken şeylerden biri ise toplumsal cinsiyet eşitliğidir. Bu kavram hakkında bilgi almak isterseniz Toplumsal Eşitlik Nedir? Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Nedir? başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir