Sıcak havalarda, yoğun hareketlilik dönemlerinde ya da su tüketiminin eksik kaldığı zamanlarda karşımıza çıkan birçok sorun vardır. Üçte ikisi sıvıdan oluşan vücudumuz susuz kaldığında birbirinden farklı oldukça fazla sağlık sorunuyla karşılaşabiliyoruz. Vücudumuzda meydana gelen irili ufaklı bazı sorunlarda uzmanlar sıvı tüketiminin arttırılması yönünde tavsiyelerde bulunuyor. Dengeli bir dönüşümün sağlanması için de yine aldığımız bu suyun doğal bir şekilde vücuttan atılması gerekiyor. Aksi durumda vücudumuzun farklı bölgelerinde sorunların ortaya çıkması kaçınılmaz oluyor. Bu biçimde su eksikliğinden kaynaklanan sağlık problemleri genel olarak dehidrasyon adıyla birlikte anılıyor. Bu yazımızda sizin için “Dehidrasyon nedir ve vücutta su kaybı belirtileri nelerdir?” gibi sorulara yanıt arayacak ve suyun değerini bir kez daha kavramaya çalışacağız.
Dehidrasyon Nedir?
Dehidrasyon, vücudun su kaybetmesi durumunda, fizyolojik ve biyokimyasal mekanizmaların çalışmasında ortaya çıkan sorunları ifade eder. Genel anlamda sağlığın korunması ve vücudun yaşamsal fonksiyonları sürdürebilmesi için çalışan fizyolojik ve biyokimyasal mekanizmamız, su yoğunluklu bir çalışma dinamiğine sahiptir. Biyolojik fonksiyonlarımız bağlamında değerlendirdiğimizde suyun, kelimenin tam anlamıyla hayat demek olduğunu anlıyoruz. Özellikle de canlıların yaşamsal fonksiyonlarında önemli bir rol oynayan enzimlerin çalışması için suyun tartışılmaz bir yeri vardır. Bedenimizde önemli hayati işlevleri üstlenen; kalp, böbrek, karaciğer, beyin gibi organların kendilerine has çeşitli sıvı maddeleri üretip işlevini sürdürmesi için su bir hammadde işlevi görür.
Vücudumuz su ihtiyacını beslenme yoluyla alır ve emilim sonucunda gerekli olan miktar, çeşitli organlara dağıtılır. Vücuda dağıtılan sudan arta kalan kısım çeşitli vücut sıvıları halinde dışarı atılır. Bu su dönüşümü belirli bir sistematik içerisinde ilerler. Yetersiz su alındığında ve çok fazla su kaybı durumunda vücutta dehidrasyon sorunu ortaya çıkar. Özellikle belirtmek gerekir ki suyun eksik alınması kadar fazla alınması da vücutta belirli bazı sorunlara yol açabilir. Fazla alınan su vücuttan atılamadığı takdirde sıvı toplanması ve ödem oluşabilir.
Dehidrasyon, özellikle kalp için büyük bir risk faktörü oluşturur. Yeterli kan üretilememesi durumunda doğrudan yaşamsal faaliyetlerde aksama oluşur. Dehidrasyon mineral eksiklikleri ve çeşitli hayati bozukluklara da yol açar.
Su içmenin sağlık açısından ne kadar önemli olduğunu pek çoğunuz biliyorsunuzdur. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isterseniz Su ve Yaşam: Suyun Toplumsal Önemi adlı çalışmayı inceleyebilirsiniz.
Dehidrasyonun Oluşma Sürecinde Etken Sebepler
Dehidrasyon, vücudun ihtiyaç duyduğundan çok daha az sıvı alınması ile ya da alınan sıvı miktarından çok daha fazlasının dışarı atılmasıyla ortaya çıkan bir problemdir. Dolayısıyla temel olarak belli başlı hatalar, dehidrasyonu ortaya çıkarabilecek etkiye sahip olmaktadır. Dehidrasyon probleminin ortaya çıkmasına neden olan etkenleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
Eksik Su Takviyesi
Vücudun ihtiyaç duyduğu su miktarı günlük olarak karşılanmadığı takdirde sıvı eksikliği ortaya çıkacaktır. Bu eksik su tüketimi artış gösterdikçe sıvı açığı belirgin bir biçimde artış gösterir. Ortalama bir insanın günlük su ihtiyacı, 2 – 2,5 litre olarak öngörülür. Bu ihtiyaç çeşitli durumlarda değişkenlik gösterebilir.
Çok Fazla Terleme Sorunu
Sıcak havalarda ya da hareketli geçirilen zamanlarda sıvı kaybı aşırı ter yüzünden artış gösterebilir. Bu da doğrudan dehidrasyona sebebiyet verebilir.
Sindirim Sorunları
Sindirim sorunları birtakım farklı problemleri beraberinde getirebilir. Bu genel anlamda kusma ve ishal gibi sorunlar yüzünden emilimi azaltır ve dehidrasyonu tetikler.
Fazla Miktarda İdrar
Temelde böbrek sorunlarıyla ilişkilendirilen idrar sorunu, doğrudan sıvı kaybını etkileyen bir faktördür. Diyabet gibi hastalıklar ya da kimi durumlarda ilaların yol açabildiği idrar fazlalığı da sıvı kaybını arttırır ve dehidrasyon riski ortaya çıkar.
Kalp Yetmezliği
Kalp yetmezliği, pompalamayı riske sokar ve bu noktada gerçekleşen aksamalar, damarlarda dolaşan kanın dokuların arasına sızmasıyla kanda eksilme söz konusu olur ve bu da sıvı eksikliği olarak yansır. Bu sorun ödemlere ve su toplama sorunlarına neden olabilir. Bu noktada dehidrasyon riski ortaya çıkar.
Karaciğer ve Böbreklerde Yetmezlik
Karaciğer ve böbrek, kalbin kan pompalamasında önemli rol oynar. Bu organlar kan proteinlerinin oluşumuna yardımcı olur. Böbrek ve karaciğerde ortaya çıkan bu sorunlar kan proteinlerinin azalmasına neden olur. Bu nedenler dehidrasyon tetiklenir.
Yüksek Ateş Sorunu
Vücut sıcaklığı özellikle 38 dereceden daha yüksek seviyeye geldiğinde sıvı kaybı oluşur. Enfeksiyon ve benzeri hastalıklar yüzünden yaşanan yüksek ateş, dolaylı olarak sıvı kaybına ve dehidrasyona neden olabilir.
Vücutta Su Kaybı Sebepleri Nelerdir?
Vücutta görülen su kaybı, dehidrasyon riskinden önce vücut tarafından verilen çeşitli sinyallerle anlaşılabilir. Nu noktada önlemler almak için henüz geç değildir. %1 – 2 oranında su kaybı geliştiğinde vücut susuzluk hissini belirginleştirir. Ancak belirtmek gerekir ki vücutta su kaybı yaşanmadan da susuzluk hissi oluşabilir. Isı artışı, serinleme ihtiyacıyla susuzluk hissini sağlayabilir ya da bazı ilaçlar susuzluğa eden olabilir.
Vücudun su ihtiyacını arttıran unsurları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Terleme
- Emzirme
- Az sıvı tüketimi
- İshal
- Kusma
- Vücutta su toplanması
- Bağırsak fistülü
- Hiperglisemi
- Böbrek yetmezliği
- Bazı etkili ilaçlar
Vücutta Su Kaybı Belirtileri Nelerdir?
Vücutta su kaybı belirtileri aşama aşama gerçekleşmektedir. Su kaybı o kadar hassas bir durumdur ki vücut en ufak eksiklikte belirti vermeye başlar. Ancak işlerin ciddileşmesi orta seviyelerden başlayarak riskli noktaya kadar sürekli artış gösterir. Hafif ve orta seviyelerle başlayan belirtiler, bir süre sonra şiddetli belirtilere ve en sonunda kaçınılmaz olarak dehidrasyona dönüşür. Sıvı kaybı belirtilerini aşama aşama inceleyelim.
Hafif ve Orta Dereceli Susuzluk Belirtileri Nelerdir?
Susuzluk, başlangıç aşamasında oldukça temel bazı belirtiler ortaya çıkarır. Bu belirtiler su kaybının henüz düşük seviyelerde azalmasının işareti olarak görülür. Hafif ve orta dereceli susuzluk belirtilerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Ağızda kuruluk oluşması,
- Halsizlik ve yorgunluk,
- Kurulaşmış cilt,
- Baş ağrıları,
- Kabızlık,
- İdrarda azalma,
- Koyu renk idrar,
- Kafa karışıklıkları.
Şiddetli Susuzluk Belirtileri Nelerdir?
Vücutta sıvı kaybının artışı ve bu sürecin uzaması, susuzluk belirtilerini daha şiddetli hale getirir. Bu aşama dehidrasyon riskinin yaklaştığını işaret eden bir süreçtir. Sıvı kaybıyla ilgili bu noktaya geldikten sonrası oldukça önemlidir. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde risk hızla artar. Şiddetli susuzluk belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:
- Aşırı derecede susamak,
- Asabiyet ve sinir hali,
- Gözde batma hissi,
- Kalbin hızlı atması,
- Ateş,
- Koyu renkli idrar
- Ciltte kuruluk
- Bilinç kaybı ve aşırı derecede susuzluk
Dehidrasyon Belirtileri Nelerdir?
Bütün aşamalarıyla susuzluk belirtileri görüldükten sonra en riskli aşama olan dehidrasyon sorununun belirtileri de ortaya çıkar. Dehidrasyon belirtileri genellikle çok ağır hastalıklarla eşdeğer olmakla beraber rastlandığında hemen doktora başvurulmalıdır. Dehidrasyonun belirtilerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Baş ağrıları ve baş dönmesi
- İdrarda sarılık, koyuluk ve bazı durumlarda kan gelmesi,
- Bilinç Kaybı,
- Aşırı sinirlenme
- Tansiyon problemleri
Vücudumuzun üçte ikisini oluşturan su, eksikliği halinde yaşamsal fonksiyonlarımızda dehidrasyon aracılığıyla birçok sorun yaşatabilir. Dehidrasyon nedir ve vücutta su kaybı belirtileri nelerdir gibi sorulara yanıt aradığımız bu yazımızda özellikle dehidrasyonun temel nedenleri ve belirtilerine değindik.
Eğer dehidrasyon sonucunda cildinizde kuruluk meydana geldiyse Yüz Maskesi Tarifleri: Evde Yapabileceğiniz 5 Maske başlıklı yazımıza göz atarak cildinize kaybettiği nemi geri kazandırabilirsiniz.