PsikolojiNe, Ne Değildir?

Bir Semptom Olarak: Doyumsuzluk

Bir Semptom Olarak: Doyumsuzluk

Doyumsuzluk, var olan ile yetinememe ve daha fazlasını arzulama, isteme durumu olarak nitelendirilebilir. Ancak doyumsuzluk, kavram kargaşasına uğrayarak son zamanlarda cinsellik ile eş anlamlı anılmaktadır. Cinsel olarak haz noktası ya da libidosu yüksek olan kişileri nitelendirmek için kullanılan bu terim, felsefede ve psikoloji içerisinde yıllardır süregelen bir tartışmanın ana konusu.

Doyumsuzluk Nedir ve Etkileri Nelerdir?

David Carradine
David Carradine

Doyumsuzluk, kişinin genelde gündelik hayatı içerisinde yer aldığı eylem çizgisinden duyduğu rahatsızlıklar ile ortaya çıkar. Monoton hayat içerisinde bireyin, travma kaynaklı olarak benliğine etki eden yetersizlikleriyle beslenir. Sonucunda da kişi tamamen arzularının ya da isteklerinin esiri olarak bir tüketiciye dönüşür. Böylece tükettiği materyal ya da simgelerin ölçüleriyle doğru orantılı olarak yeterlilik duygusunu tatmin etme arayışına geçer. Bu süreç içerisinde doyum duygusunu tatmin etmek için yapılan çalışmalar, kişinin aslında arzu ettiği şeyin üzerine yorduğu anlam kadar güçlü olmadığı ile karşılaşması ile sonuçlanır. Bu yüzden de kişi daha fazla üzerine yoğunlaşarak bütün enerjisiyle bu konuda çalışmaya devam eder. Yani tüketici kimliği, tüketme öğelerinin beklentiyi karşılamaması ile birlikte daha fazla tüketme ihtiyacına yöneltir.

Ünlü oyuncu David Carradine (Kill Bill / Bill), 2009 yılında Tayland’da odasında ölü bulundu. Masturbasyon yaparken, pantolon kemerini boğazından geçirerek kapıya bağladı. Böylece kapının kolundan kendini sarkıtarak nefes borusunu tıkayıp, ölüm deneyimine yakın bir cinsel haz alıyordu. Oyuncu bu deneyiminden öncesinde de şiddet içerikli cinselliğe yönelim ile ilgili tedavi alıyordu.

Hürriyet / 2009

Doyumsuzluk Bir Hastalık mıdır?

Doyumsuzluğu psikolojik bir rahatsızlık olarak tanılamak mümkün. Çünkü kişi kendini aç hissettiği ya da yetersiz hissettiği konuyla ilgili yaptığı yönelimlerde sağduyudan ve mantıktan uzaklaşmaya daha meyilli hale gelebilir. Bu süreçte kişi ilk başta takıntılı ve toplumsal yapıya ters düşecek davranışlar gösterecektir. Belirli ritmik bozukluklar, dikkat dağınıklığı ve sonucunda dış dünyaya karşı kendini kapatarak sadece odaklandığı konu ve etrafında yarattığı dünya içerisinde yaşamaya başlayabilir. Sürecin sonucunda tedavi almayan kişilerde intihar olgusuna rastlanmıştır.

Ünlü İngiliz şarkıcı Björk, 1994 yılından itibaren düzenli olarak bir sapık tarafından taciz edilmeye başlandı. Hayranı olan Ricardo López ona sürekli olarak aşkını ve sevgisini gösteren mektuplar gönderiyor ve her fırsatı bulduğunda konserine ya da katıldığı etkinliklere giderek onu taciz ediyordu. Björk ünlü bir siyahi rap sanatçısı ile ilişkisini açıklamasının ardınan Ricardo López 1 yıl boyunca evden çıkmadı ve her gün bir kaset doldurarak Björk’e olan duygularını ve ona karşı hislerini dile getirdi. Sonunda da Björk’ün Londra’da olan dairesine bomba gönderdikten kısa bir süre sonrasında intihar etti.

Wikipedia

Doyumsuzluk tüm bu yan etkilerin sonucunda kişide depresyon oluşturarak yaşamsal kavramlarını ve önceliklerini ikinci plana attırır.

Cinsel Doyumsuzluk Nedir?

Cinsel Doyumsuzluk
Cinsel doyumsuzluk, tedavi ya da terapi yoluyla düzelebilir.

Kişinin cinsel merkezli olarak yaşadığı doyumsuzluk duygusunu nitelendirmek için kullanılan bir psikoloji terimidir. Bu durumda olan kişiler cinsel arzularını hayatlarının merkezine alarak, yapacakları eylemleri veya standartlaşmış gündelik işlerini bu yetersizlik duygularıyla tamamlarlar. Bu da kişide zaman içerisinde bir depresyon ve davranış bozukluğu doğurur. Oluşan semptomlar farklılık gösterse de genel olarak kişi hayata karşı otokontrolü sağlamakta büyük güçlükler çeker. Tedavi ya da terapi ile düzelebilecek bir semptom olarak ele alınmalıdır.

Felsefede Doyumsuzluk

Felsefe içerisinde doyumsuzluk, bilinen tarih içerisinde Antik Yunan yazıtlarına kadar uzanmaktadır. Doyumsuzluk olarak günümüzde nitelediğimiz bu durumu antik dönem içerisinde Hazcılık bakış açısından incelenmiştir. Günümüzde ise genel olarak Sigmund Freud’un geliştirdiği Psikoanaliz referans alınarak konuya bakış açısı sergilenir. Biraz daha cinsel merkezci bir kola getirerek, kişilerin travmalarını ya da yönelimi olan durumları geçmiş deneyimleriyle açıklar.

Güncel Bir Durum Olarak Doyumsuzluk

Doyumsuzluk maalesef sadece cinsel yönelimler ya da arz talep ilişkisiyle sınırlı kalmayarak, toplum içerisinde yer alan bütün olgularla metalaşmayı başararak hayatımızın önemli bir parçasına dönüşmüştür. Tüketim alışkanlıklarımız içerisinde yer alan öğelerin neredeyse tamamı, neden-sonuç ilişkisine bakılmadan bizim için bir ihtiyaç çizgisine gelmiştir. Beşeri olmayan bu ihtiyaçlarımızı tatmin etme amacı ve bu doğrultuda yaptığımız eylemler, kişinin geri alınması mümkün olmayan kayıplar vermesine sebep olmuştur. Metalaşan bu olguların kapitalizm ve küreselleşme ile birlikte sürekli olarak kendini güncellemesi, kişinin asla yakalayamayacağı bir tavşanı kovalamasından farksızdır. Dünyada ve ülkemizde aktif şekilde uygulanan agnotoloji politikalarına paralel olarak meydana gelen dışa vurum ihtiyacını, sadece metalaşan ve trend olan olgularla karşılamaya çalışan bireyler, asla doyuramayacakları bir tatmin duygusu için çabalamaktadır. Sonucunda da metayı ve trendi yakalama doyumsuzluğunu tatmin etme arzusuyla bireyler ömürlerini tüketmektedirler.

İnsan psikolojisinin derinlerine dair detayları merak ediyorsanız, ilginizi çekecek bir yazımız daha var: Anhedoni Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir