Sanat

Dünyadaki İlk Tiyatro Eseri Hangisidir?

ilk tiyatro eseri

Tiyatro, sanatçıların belirli bir kimliğe bürünerek duygu, düşünce ya da olayları seyirciye aktardığı görsel bir sanat dalıdır. Kökenleri hakkında çok fazla bilgimiz olmasa da edinebildiğimiz veriler ve örnekler incelendiğinde ilk tiyatro eseri hakkında kabul gören görüş, Antik Yunan’da tanrıya yönelik dini ritüellerin bir parçası olarak ortaya çıktığıdır. Bu makalede popüler bir sanat dalı olan tiyatronun batıdaki tarihsel gelişimine yakından bakarken, ülkemizde ve dünyadaki ilk örneklerine de değiniyor olacağız. Hazırsanız, başlayalım.

Dionysos Bayramı

Antik Yunan’da; şarap, eğlence, verimlilik, bereket ve şenliklerin tanrısı olarak kabul edilen Dionysos, aynı zamanda tiyatronun da koruyucusuydu. Dionysos bayramında insanlar, şarap dolu amforalarla sokaklarda dans eder, şarkılar söyler ve maskeler takarak eğlenirdi. Bu maskeler, bugün de tiyatronun simgesi olan, gülen ve ağlayan Dionysos’un yüzleridir. Bayramın büyük bir bölümü tiyatro gösterilerine ayrılır, şehrin zenginleri tarafından finanse edilen bu oyunların en beğenileni ödül olarak bir keçi kazanırdı. 

Elbette ki tiyatronun varlığı bu festivallerle de sınırlı değildi. Dionysos gibi tanrıların makamına ulaşmak isteyen gruplar gizlilik halinde şarap, cinsellik ve tiyatroyu kullanarak çeşitli ritüeller düzenlerlerdi. İlk tiyatro eserinin bu bayram ya da ritüeller olduğu düşünülmektedir. Buraya kadar okuduğunuz birkaç cümle bile tiyatronun Antik Yunan’da ne kadar güçlü bir konuma sahip olduğunu göstermiyor mu? Gelelim batılı anlamda tiyatroya…

Batılı Anlamda Yazılan İlk Tiyatro Eseri

batılı anlamda yazılan ilk tiyatro eseri
Zincire Vurulmuş Prometheus ve Persler, Batılı anlamda yazılan ilk tiyatro eseri örnekleri arasında yer alır.

Tarihsel süreçte her sanat dalı gibi tiyatro da gelişmeye, yenilenmeye ve daha fazla insanı kapsayan bir etkinlik haline gelmeye başladı. “Batılı anlamda yazılan ilk tiyatro eseri hangisidir?” sorusuna net bir yanıt vermek mümkün olmasa da günümüze tamamen ya da kısmen ulaşabilen yazılı eserlerden belki de en kabul görenleri “Zincire Vurulmuş Prometheus” ve “Persler” adlı iki eserdir.

Zincire Vurulmuş Prometheus

M.Ö 472-458 yılları arasında Aiskhylos tarafından yazılmış olan ve tanrılardan çaldığı ateşi insanlara sunan Prometheus’un Zeus tarafından zincire vurulmasını anlatır. 

Genel olarak incelendiğinde, eserin taşıdığı özellikler şunlardır:

  • Prometheus’un kahramanlığını ve özgürlük mücadelesini anlatmaktadır.
  • Dini ve mitolojik tema ön plandadır.
  • Tragedya türünde bir eserdir.
  • Aiskhylos tüm eserleri gibi bu eserde de etkileyici ve şiirsel bir yazım stili kullanmıştır.
  • Otoriteye baş kaldıran bireyi simgeler.

Prometheia adı verilen üçlemenin ilk örneği olduğu düşünülen bu eser, üçlemenin diğer eserine göre daha iyi korunmuş şekilde günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.

Persler

persler
Persler, tragedya türünde bir eserdir.

Yine Aiskhylos tarafından yazılan ve MÖ 472’de Dionysos festivalindeki tiyatro gösterilerinde birinci olarak ödül kazandığı tespit edilen bu eser, Prometheus’un hikayesi gibi bir üçlemenin ikinci ve korunabilmiş tek parçasıdır. Eserin baş kahramanı olan I. Serhas’ın (Xerxes), Yunanistan’a seferler düzenleyerek tanrıların düşmanlığını kazanması ve donanması ile birlikte Salamis’te bozguna uğraması derinlemesine anlatılır.

Persler eserinin taşıdığı özellikler ise;

  • Tarihsel bir olayı anlatmaktadır. Bu bağlamda milli duyguları izleyiciye aktarma gayesindedir. 
  • Yunan kahramanlarının cesareti ve vatanseverliği ön plana çıkarılır.
  • Tragedya türünde bir eserdir.
  • Yunan zaferi, tanrıların yardımı ve doğruyu temsil etme konularıyla ilişkilendirilmiştir.

Batılı anlamda yazılan ve aynı zamanda sahnelenen ilk tiyatro eserinin bu iki yapıya dayandırılması bir yana, tiyatronun Antik Yunan’da toplum hayatının değişmez bir parçası olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bu bağlamda, pek çok konuda olduğu gibi, batının tiyatro konusunda da Antik Yunan medeniyetini temel aldığını düşünmek gayet mantıklıdır. 

Türk Edebiyatında Sahnelenen İlk Tiyatro Eseri

türk edebiyatında sahnelenen ilk tiyatro eseri
Türk edebiyatında sahnelenen ilk tiyatro eseri, Vatan Yahut Silistre olarak bilinir.

Türklerin göçebe geçmişi göz önünde bulundurulduğunda, Antik Yunan gibi sanatsal faaliyetlerden uzak olduklarını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Yapılan derin çalışmalar, atalarımızın Şamanist geçmişi nedeniyle tiyatroya çok da uzak olmadığını gösteriyor. Nihayetinde şaman, tanrıya yakınlaşmak için çeşitli danslar, oyunlar ve ritüeller gerçekleştirirken küçük çaplı bir tiyatral gösteri yapardı. 

Modern tarihe baktığımızda ise Osmanlı döneminin sonlarına doğru başlayan sanatsal akım, tiyatro alanında da bazı şeylerin gelişmesine neden olmuştur. Bu bağlamda Türk edebiyatında sahnelenen ilk tiyatro eseri, Namık Kemal tarafından 1872’de kaleme alınan “Vatan yahut Silistre” isimli kitaptır.  

Eser, Kırım Savaşı’nda gönüllü olan sevgilisinin yanında olmak ve aynı kaderi paylaşmak isteyen genç bir kızın asker kıyafeti giyip Silistre’de cepheye katılması ve sonrasında yaşananları anlatır. Gerçek adı Vatan olan eser, sahnelendikten sonra yoğun eleştiri ve tepki toplamış ve Namık Kemal’in sürgün edilmesine neden olmuştur. Ayrıca büyük yasak ve sansürler nedeniyle öncelikle Silistre adı ile yayınlanmış ve sahnelenmiş, belirli bir zaman sonra da bugün bildiğimiz haliyle yaygınlaşarak kabul görmüştür.

Sonuç

Tiyatro, yazılı tarih kadar eski, popülerliğini kaybetmeyen ve sanatçının tüm duyguyu izleyiciye birinci elden ulaştırabildiği tarifsiz bir deneyimdir. Dünya’daki ilk tiyatro eseri hakkında kesin bilgi ve bulgulara sahip olamasak da günümüze ulaşan bilgiler bu önemli sanat dalının doğuşunu, Antik Yunan medeniyetine dayandırmaktadır.

İçeriğimizi beğendiyseniz “Bertolt Brecht Tiyatro Anlayışı ve Oyunları” yazımız da hoşunuza gidebilir.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir