Felsefe

Felsefenin Bireysel ve Toplumsal İşlevleri

felsefenin bireysel ve toplumsal işlevleri

Felsefe, gerçeği bireysel ve toplumsal olarak saydamlaştıran en kıdemli bilgi dünyasıdır. Birçok kişinin ilgilendiği ve takip ettiği bir alandır. Felsefenin bireysel ve toplumsal işlevleri söz konusu olduğundaysa önemi su götürmez bir gerçektir. 

Felsefeyi dönemlerine, metotlarına veya akımlarına ayırdığımızda bize olan etkisinde tarih boyunca değişiklikler göstermiştir. Bireysel ve toplumsal işlevleri söz konusu olduğunda insanlık tarihinin en önemli yapı taşlarından birisi konumunda olmuştur.

Felsefenin Bireyde İşlev ve Önemi

Felsefenin bireyde oluşturduğu manevi ahenk bütünlüğü, bireyin anlam arayışları sırasında en büyük destekçisi olarak karşısına çıkar. Bu anlam arayışlarına örnek vermek gerekirse şunlardan söz edilebilir: 

  • Neden var olmaya ihtiyaç olduğu
  • Nasıl var olunduğu
  • Benliğin öneminin sorgulanmasına
  • İradenin ve özgürlüğün kontrolüne sahip olunup olunmadığı
  • Bireyin kendi özünü düşünmesi 

Felsefe, özüne baktığımızda bireyin kendi iç dünyasında büyük bir esenlik sağlamaktadır. Kendi içimizde çözümünü sağlayamadığımız sorular ve problemlere başka sorular sorarak  ve bazen cevap vererek bizi düşündürmeye iter. Felsefenin temel işlevi işte budur. Gerçeği ve doğruluğu gözler önüne sermesi, bir düşünme sanatı olması onun en büyük işlevidir. Bunun bireysel olarak bizde uyandırdığı aydınlanmalar birçok sorunla başa çıkmamıza sebebiyet verir.

Bunlara örnek vermek gerekirse sıralama şu şekilde olacaktır:

  • Özgür düşünme becerisi
  • Kendin ve öz hakkında bilgi edinme kabiliyeti
  • Perspektifine katkıda bulunması
  • Kendi negatif düşüncelerini tersine döndürebilme işlevi
  • Bir konuyu veya düşünceyi tekrar tekrar düşünebilme enerjisine ve metodlarına sahip olmaya yardımcı olması

Yukarıdaki maddeler felsefenin bireyde yarattığı olumlu etkilere bir gösterge niteliği taşır. Özünde baktığımızda hepsi doğru düşünmeyi bir sanat haline getiren, bireysel işlevselliği yüksek bireyler olma yolunda önemli adımlar sağlayan ögelerdir.

Felsefenin Toplumsal Getirileri

felsefenin toplumsal getirileri
Felsefe ile ilgilenen her toplum hem medeniyet hem de ahlaksal açıdan aşama kaydeder.

Felsefe bireyde nasıl bir öneme sahipse benzer şekilde toplumda da bize aynı şekilde işlevsel getirileri vardır. Her vakitte bize yardımcı olan, yol gösteren bir düşünce sanatıdır. Bunun toplumsal geri dönüşleri ve toplumlara olan etkisini düşündüğümüzde işlevini daha iyi kavrayabiliyoruz. 

Geçmişe ve şimdiye baktığımızda felsefeyle uğraşan her toplum medeniyet ve ahlaksal olarak ileridedir. Felsefeye gerekli önemi vermemiş toplumlardan bariz şekilde daha uygarlık içerisinde yaşıyordur. Bahsedilen bilim dalının topluma verdiği en net gerçeklik onlara bir ayna tutmaktır. Bu ayna, karşısında duran insanların farklı perspektiflerle bakış açılarıyla kendilerini değerlendirmeleri gerçeğidir. 

Felsefenin İşlevleri

felsefenin işlevleri
Felsefe, insanların ortak paydada yaşamalarını, iyiyle kötüyü ayırt etmelerini mümkün kılar.

Felsefenin tuttuğu ışık, toplumun ve insanların daha erdemli ortak bir kültür içerisinde yaşamasında büyük rol oynar. Herkesin birbirine olan eşitleyici bakış açısı, hukuk sistemleri, aristokların işlevlerinin halkla eşitlenmesi yine felsefenin halka verdiği katkılardır. 

Felsefenin işlevleri; bilimde, özgür sanatta, reformda gözler önüne gelecektir. Toplumumuzu bir adım öne taşıyacak olan yegane gerçek felsefi bilgi birikime sahip gruplar ve yöneticilerdir. Bireyleri ve toplumu aynı kıstasta ele almak da doğru düşünmek için önem arz eder. Toplumla birey iç içe geçmiş bir bütündür; toplum, bireylerden var olur ve bireyler toplumu oluşturur. İyiyle kötüyü birbirinden ayırmamıza, bireyin toplumdaki rollerine ve yarattığı problemlere çözümler yine felsefeden ve onun gerçekliğinden geçer.

Felsefenin toplumdaki işlevlerine bir göz atmak gerekirse:

  • Ortak paydada yaşamayı kolaylaştırması,
  • Toplumsal kural bütünlerini ve yapıyı inşa etmesi,
  • İşlevsel eşitleyici düzenler getirmesi,
  • Toplumun kendine ayna tutmasını sağlaması,
  • İyiyi ve kötüyü birbirinden ayırt etmemizi sağlaması,
  • Daha kullanışlı toplumlar elde etmemize yardım etmesi gibi örneklerden söz edilebilir.

Toplumdaki görevlerimizi bize tekrar hatırlatan bu maddeler, kişilerin toplumdaki işlevlerini gözler önüne serer. Ortak paydada yaşarken elimizde barış ve sükunet içerisinde yaşamamızı sağlayan en önemli etken, felsefenin toplumda yarattığı izlenimlerdir. Bu izlenimler sayesinde eşitleyici ve özgür bir toplum içerisinde yaşamak çok daha faydalı olacaktır.

İçeriğimizi beğendiyseniz “Felsefe ve Edebiyat İlişkisi” yazımız da hoşunuza gidebilir!

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir