Dünyaya bakış açımızı değiştiren kitaplar, genel olarak alışılagelmiş bu düzen içerisinde gözümüzün önünde olan şeyleri bize hatırlatan eserler olarak da nitelendirebiliriz. Bu kitapların içerisinde olan mesaj, enerji ve içerik hala yazıldığı ilk günde taşıdığı gücünü fazlasıyla hissettiriyor. Kitapların arasında bazı eserler dönemlerinde yasaklandı. Okuması, yayınlaması ve hatta barındırması bile gerçekten ciddi suçlardı.
Kitap tavsiyelerime geçmeden önce, bu eserlerin göreceli olarak benim tavsiyem olmadığının altını çizmek istiyorum. Mevcut tavsiyesinde bulunacağım eserler hali hazırda kendi branşlarının en iyileri olarak anılmaktadır.
Felsefi Film Önerileri ve Felsefi Filmler Listesi üzerinden siz de yazarlarımızın IMDB puanlarına göre hazırladığı listeye ulaşabilirsiniz.
Dünyaya Bakış Açımızı Değiştiren Kitaplar Listesi
Bazı kitaplar vardır, okuduktan sonra dünyaya baktığımız yönü değiştirir. Farklı bir perspektif, daha geniş bir açı kazandırır. İşte bu kitaplar, her insanın hayatında önemli değişimlerin başlangıcına neden olabilmektedir. Bizler de dünyaya bakış açınızı değiştirecek en önemli 5 kitabı, sizler için inceledik.
1984 – George Orwell
Dünyayı algılama biçimimize dispotik ve ütopik olarak ayrım yaparsak eğer, bize satılan hayallere ütopik, gerçekte yaşadığımız şeye ise dispotik diyebiliriz. Sanat bu konuda her zaman kapitalizmin destekçilerinden birisi olmuştur. George Orwell bu rüyadan 1946 yılında uyanmış biriydi. Siyasetin, toplumun ve hayatın gittiği yönü çok çabuk kavradı. İnsanın organik yapısının aslında baskı unsurunun altında ne kadar çabuk evrilebileceğini ve kontrol edilebileceğini gözler önüne serdi. Eser hakkında çok fazla ipucu vermek niyetinde değilim, okumayan okurlarımın yerinde olup bu kitabı baştan okumak çok isterdim.
Aslında George Orwell’in, bir diğer eseri olan “Hayvanlar Çiftliği” de farklı bir destandır. Lenin’in Sovyetler Birliği rüyası ve Stalin’in yarattığı korku toplumunu çok iyi ele alan bir eserdir. Onu da dip not olarak tavsiye etmeliyim.
Küçük Prens – Antoine De Saint-Exupéry
“Siz hiç bir güle aşık oldunuz mu?”, hikayeyi ya da konuyu anlatmadan önce bunu sormak zorundaydım. Küçük Prens aslında modern toplumda ve kapital dünya da bizim bütün ihtiyaçlarımızın altında ezilen kimliğimizi kurtarmak için mücadele eden bilincimizin simgesi. Başından sonuna kadar simgesel anlamlar ile süslenmiş bu kitap hem çocuklar hem de yetişkinler için oldukça kaliteli bir eseri.
Küçük Prens hakkında yaptığımız detaylı incelemeye bağlantıyı tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Dönüşüm – Kafka
“Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu“. Dönüşüm, bürokrasi ve bireyin toplum içerisinde var olma mücadelesi içerisinde kendisine biçtiği anlamı ve hayatın ondan beklediklerini baştan sonra irdeleyen mükemmel bir eser. Bu eseri Gregor Samsa’nın hikayesi ve alt mesajı olarak nitelendirmek mümkündür. Alt mesajı içerisinde yukarıda yer alan durum irdelenirken, üst hikayesinde ise Gregor Samsa’nın başına geçen olaydan bahsetti.
Tutunamayanlar – Oğuz Atay
Oğuz Atay, Turgut Özben’in hikayesini anlattığı bu eseri Türkiye’nin en güçlü post modern eseri olma özelliğini taşıyor. Oldukça iyi bir sosyolog olan Oğuz Atay’ın yaptığı toplum tahlilleri fazlasıyla durumu ve hayatı irdelemekte. Biz böylece Turgut’dan Oğuz’a, Oğuz’dan da tüm Türkiye’ye tanık oluyoruz. Başarma ve başarı kıstaslarımızın ve hayatımızı uğuruna yaşadığımız olguları baştan sona irdelemekte.
Nietzsche Ağladığında – Irvin D. Yalom
Nietzsche’nin düşünce yapısı ve zekası nihilist felsefenin en güçlü isimlerinden biri olmasını sağlamıştır. Hayatı boyunca yaşadığı sağlık sorunları da onun gelişimini baştan sona kadar etkilemiştir. Kitap içerisinde de Nietzsche’nin yaşadığı aşk acısını ve bu acının onda yaşattığı sorunları baştan sona ele almakta.
IMDB puanlama sistemine göre en çok izlenilmesi gereken eserler arasında yer alan Dekalog hakkında yaptığımız inceleme videosuna linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.