Hem Türk kültüründe hem de İslam kültüründe savaşların ve kahramanlıkların yeri oldukça ayrıdır. Yaşanan savaşlar sonucunda kazanılanlar, bu uğurda hayatlarını cenk yapmaya adamış kahramanlar tarih boyunca yine hem Türkler için hem de müslümanlar için son derece önemli bir şevk kaynağı olmuştur. Bu durum Türk ve İslam kültürlerinin her alanına sıçramış ve ana fikrin savaşmak, kahramanlık göstermek, zafer kazanmak olduğu yeni sanat akımları ortaya çıkmıştır. Gazavatname de tam olarak bu akımlardan birisi olarak görülebilir. Bu yazımızda “Gazavatname nedir, gazavatname özellikleri nelerdir?” gibi sorulara yanıt vererek hem İslam coğrafyasının hem de ülkemiz coğrafyasının yaşadığı savaşları ve zaferleri okuyabilmenize ön ayak olmak istiyoruz.
Gazavatname Ne Demek?
Her zaman olduğu gibi bir kavramın ne olduğu ve ne içerdiğini anlamak için öncelikli olarak kavramın kendisini anlamak gerekiyor. Gazavatname kelimesi de iki anlamdan oluşan iki ayrı kelimenin birleşmesiyle ortaya çıkmıştır. Bunlardan ilki olan “gazavat” Arapça gazve ya da gaza olarak da yazılarak cenk etmek, savaşmak, savaşa gitmek anlamlarını kapsıyor. İkinci kelimemiz “name” de birçok Türk edebiyatı okurunun da bilebileceği gibi destan manasına gelmektedir. Bu iki kelimeyi anlamak gazavatname kelimesinin ne anlam ifade ettiğini kavrayabilmek için yeterlidir.
Gazavat kelimesinin savaşmak anlamı Arapçadan geldiği için genel anlamda din düşmanlarıyla savaşmak anlamında da kullanılmaktadır. Bu yüzden gazavatname kelimesini ilk etapta din düşmanlarıyla yapılan savaşları anlatan eserler olarak düşünülebilir. Ancak örneklerinin çoğaldığı Osmanlı döneminde kelime, bu anlamını biraz yitirerek düşmanlarla yapılan savaşları bizlere aktaran eserlere verilen isim haline geldi. Bu eserler gazavatname dışında gazaname ismiyle de anılabiliyor. Gazanameler genellikle sadece bir savaş hakkında yazılan, gazavatname de birden fazla savaş veya akınlar hakkında yazılan eserlere denilir.
Arap, Osmanlı ve Türk Edebiyatında Gazavatname
Doğal olarak gazavatname eserlerine ilk Arap edebiyatında rastlanılmıştır. O zamanlar adına megazi denilen bu tür eserlerin bilinen en ünlüsü Vâkıdî’nin Kitâbü’l-Meġāzî’si olarak kabul ediliyor. Arap edebiyatının siyer kitapları adı verilen İslam peygamberi Hz. Muhammed’in hayatının ve savaşlarının anlatıldığı kitaplar da gazavatnamelerin ilk örnekleri arasında sayılabilir. Bu örnekler o zamanlar müslüman askerlerin kahramanlık duygularını arttıran bir etki yaratmıştır. Böylece konuyla alakalı yeni bir tarih kayıtçılığı yanında İslam tarihçiliği de doğmuş oldu.
Arap kültürünün Osmanlı ve dolayısıyla Türk devletleri üzerinde etkili oluşu sebebiyle bu tür eserler Osmanlı ve Türk edebiyatlarında da gözlemlenebilir. Bazı tarihçi ve edebiyatçılar gazavatname, gazaname, zafername ya da fetihname isimleri ile adlandırılmış eserleri Selçuklular devrine kadar götürmüş ve daha çok destani bir açıya sahip Danişmendname ve Battalname gibi eserleri de bu türe dahil etmiştir. Ancak söylediğimiz gibi bu eserler daha çok destansı unsurlara göre yazıldıkları için başka bir türe ait kabul edilirler. 15. yüzyıl zamanlarında Osmanlı’da oldukça yaygınlaşmış olan bu türün eserleri, 16. yüzyıla gelindiğinde Kanuni Sultan Süleyman ve I. Selim’in gerçekleştirdiği seferleri konu edinmiştir.
Gazavatname Çeşitleri
16. yüzyılda sayılarının artmasıyla gazavatnamelerin yazıldığı şekiller de çeşitlilik göstermeye başlamıştır. Sayı artışının sebebi olarak tarihçiler Osmanlı İmparatorluğu’nun yaptığı seferlerin çok ve başarılı olmasını öne sürerler. Buna paralel olarak türün en yetkin örneklerine de 16. yüzyılda rastlanmaktadır. Genel olarak kabul edilen anlayışa göre gazavatname çeşitleri konularına göre belirlenir ve bu konular da üç çeşittir:
- Osmanlı padişahlarından birinin hayatını ve yaptığı seferlerde gerçekleşen bazı olayları anlatan mensur ve manzum eserler (Selimname ve Süleymanname bu çeşit gazavatnamelerdir.)
- Osmanlı vezirleri ve ünlü komutanlarının birinin yaptığı savaşları anlatan eserler (Barbaros Hayreddin Paşa ve Tiryaki Hasan Paşa seferlerini anlatan gazavatnameler bu çeşitten sayılırlar.)
- Yapılan bir seferi ya da bir kalenin ele geçirilmesini anlatan eserler (Preveze ya da Bağdat seferini anlatan gazavatnameler gibi.)
Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme dönemine girmesiyle birlikte gazavatname eserlerinin sayıları da azalmaya başlamıştır. Gazavatnamelerin son örneklerini Osmanlı’da 1853 Kırım Savaşı ve 1897 Yunan seferi ile ilgili olanlar olarak görebiliriz.
Gazavatname Özellikleri Nelerdir?
Gazavatnamelerin en önemli özellikleri ayrıntılı bilgiler vermesidir. Tasvir ettikleri belirli savaşlar ve seferler çok iyi bir şekilde ayrıntılarıyla anlatıldığı için bu tür eserler tarihçiler tarafından da Osmanlı kroniklerindeki boşlukları doldurmak için delil ve belge olarak kullanılmıştır. Eserlerin bir diğer özelliği de genel olarak savaşı gerçekleştiren padişah ya da komutanın ön plana çıkarılışıdır. Gazavatnameler bu yönüyle fetihname türünden ayrılırlar. Aynı zamanda anlatılan zaferler her ne kadar içinde name geçse de destansı bir şekilde anlatılmamıştır. Eserlerin amacı basitçe, gelecek kuşaklara elde edilen zaferlerin detaylı ve doğru bilgilerin aktarılmasını sağlamaktır.
Gazavatname Örnekleri
Osmanlı ve Türk edebiyatına bakıldığında bugüne kadar tespit edilebilen gazavatname sayısı 250’yi aşmaktadır. Tespit edilen bu eserler 40’tan fazlası manzumdur ve mesnevi tarzında yazılmıştır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu eserler genel olarak gazaname, gazavatname, gazavat gibi isimlerle anılıyor. Günümüzde gazavatnameler üzerine yapılan çalışmalardan en genişini Agah Sırrı Levend yaptığı kabul ediliyor. Bu konuda yazdığı iki eserinin adı Mihaloğlu Ali Bey’in Gazavat-namesi ve Gazavat-nameler’dir. Bahsedebileceğimiz diğer örnekleri de aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Gazaname: Gelibolulu Mehmed Zaifi Efendi tarafından yazılmıştır. II. Murad’ın yaptığı gazaları konu edinir.
- Gazavatname: Prizrenli Suzi Çelebi tarafından yazılmıştır. 1795 beyitlik mesnevi Fatih Sultan Mehmet ve II. Beyazıt devrindeki akıncılardan birisi olan Mihaloğlu Ali Bey’in yaptığı akınları anlatır.
- Gazavat-ı Sultan Murad: Yazarı bilinmeyen eser II. Murad’ın gerçekleştirdiği İzladi ve Varna savaşları ile başlamış olan seferlerini konu edinir.
- Enisü’l-guzat: Futuhi Hüseyin Çelebi tarafından yazılmıştır. 1526 yılında yapılmış Macaristan seferini konu edinir.
- Gazavat-ı Hayreddin Paşa: Seyyid Muradi tarafından yazılmıştır. Eserde Oruç ve Barbaros Reis’in 1541 senesine kadar yaptıkları seferler anlatılır. Eser aynı zamanda Barbaros Hayrettin Paşa’nın Hatıraları adıyla sadeleştirilerek ayrı bir kitap olarak da yayınlamıştır.
- Ez-Zuhretü’n-neyirre: Yazarı belli olmayan bu eser, Barbaros ve Oruç Reis’in Cezayir seferini yaptıktan sonra Hristiyanların yaptığı sekiz karşı hücumu anlatmaktadır.
- Muradname: Şehnameci Talikizade Medmeh Subhi tarafından yazılmıştır. Eserde Ferhat ve Osman paşalarının gerçekleştirdiği doğu seferlerini konu edinir.
Bunlar yanında sayıları 250’yi aşan bu eserlerin bazılarının yazarları bilinmemektedir. Bazı gavazatname eserleri ise yazarları gazaname ya da gazavatname şekilde adlandırmadığı için bu türün eserleri arasında kabul edilmezler.
Yeni kitaplar keşfetmeye hazır mısınız? İşte size güzel bir kaynak önerisi: Okunması Gereken Siyasi Kitaplar