Tarihi roman kategorisinde sayabileceğimiz Göremediğimiz Tüm Işıklar, 2. Dünya Savaşı dönemi Fransa’sını bizlere tanıtıyor. Okuyucuya derin bir empati hissi aşılayan roman, hüzünlü bir nostalji barındırmakta. Göremediğimiz Tüm Işıklar Kitap incelemesi, romanı edinmek isteyenler fakat emin olmayanlar için yazılmış bir inceleme yazısı. Siz de incelemeyi okuduktan sonra romana dair daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Göremediğimiz Tüm Işıklar
Kitap, 6 Mayıs 2014 itibari ile raflardaki yerini aldı. New York Times tarafından “yılın en iyi 10 kitabından biri” olarak işaret edilen roman, kısa bir süre içinde büyük bir hayran kitlesi edindi. Aynı zamanda New York Times en çok satan kitabı olma rolünü üstlendi. Göremediğimiz Tüm Işıklar;
- Pulitzer Kurgu Ödülü
- Goodreads Choice Awards Best Historical Fiction
- Wall Street Journal okuyucu oylaması
- Audie Award for Fiction gibi prestijli ödüller kazandı.
Romanın elde ettiği ödüllerin her biri oldukça değerli olsa da Pulitzer ödülü özellikle dikkate değer. Edebiyat alanının Nobel’i olarak da bilinen Pulitzer, pek çok edebiyatçının ulaşmak istediği nokta olarak tanımlanabilir. Anthony Doerr’in yayınlanan ikinci romanı olan Göremediğimiz Tüm Işıklar ile kazandığı Pulitzer ödülü, kariyerinin en büyük başarılarından biri olarak görülmekte. Kitap aynı zamanda, “Kurgu Dalında Ulusal Kitap Ödülleri” nin finalist eserlerinden biri.
Göremediğimiz Tüm Işıklar Konusu
Orijinal adı All The Light We Can Not See olan Göremediğimiz Tüm Işıklar, 2015 yılında Handan Ünlü Haktanır tarafından Türkçe’ye kazandırıldı. Kitap, 2. Dünya Savaşı döneminde geçerken savaş yıllarında işgal altında bulunan Fransa’yı konu alıyor. Bir yandan arka planda savaşın neden olduğu yıkımlar gözler önüne serilirken, bir yandan da insan ilişkilerine dikkat çekiliyor.
Marie-Laure isimli kör bir Fransız kız ile Werner isimli Alman bir yetim çocuğun ilişkisine ışık tutan roman, çocukların 6 ve 10 yaşlarındaki hali ile başlayıp 18’lerine dek devam ediyor. 1944 yılında karşılaşan çocuklar, 2. Dünya Savaşı’nın tüm dünyaya, kitap özelinde de Fransa topraklarına getireceği yıkımı yakından deneyimleyeceklerdir. Kitap, ikili arasındaki ilişkiye odaklanıyor gibi görünse de pek çok farklı ilişki ve deneyim bizlere günlük hayatın mükemmel bir yansımasını yaşatır.
Göremediğimiz Tüm Işıklar Özeti
Göremediğimiz Tüm Işıklar; baş karakterlerimizin çocuklukları, beklentileri ve yaşamlarının yanı sıra ilişkilerini irdeliyor. Marie-Laure, çocukluğunda günden güne görme kaybı yaşarken 6 yaşında tamamen kör olur. Paris’teki bir müzede kilit ustası olan babası, ona mahallelerinin bir minyatürünü tasarlar. Marie-Laure dokunarak bu minyatürü ve dolayısı ile mahalleyi ezberler. Yaşadığı yerde güvende olabilecekken savaşın etkileri Paris’e ve dolayısı ile müzeye gitgide yaklaşır. Bu nedenle taşınmaları gerekir.
Werner’in hikayesi ise farklı bir ülkenin farklı bir şehrinde başlar. Almanya’nın maden kasabalarından birinde kız kardeşi ile yetimhanede yaşamaktadır. Daha 15 yaşında Werner’in hayatı, onu babasının öldüğü madende çalışmaya zorlar. Burada elektronik konusundaki yetenekleri subaylar tarafından şans eseri fark edilen Werner, özel bir okula gönderilme fırsatı yakalar. Bu özel okulun aslında bir katil yetiştirme eğitimi olduğu daha sonra ortaya çıkacaktır.
Göremediğimiz Tüm Işıklar Yorum
Edebi eserler, okuyan herkeste farklı bir yankı uyandırır. Kimilerimiz kendimiz ile bir özdeşlik kurarak roman okurken kimilerimiz tarafsız bir şekilde izleyici haline geliriz. Göremediğimiz Tüm Işıklar da okuyucular tarafından birbirinden farklı hisler ile tanımlanan bir roman. Fakat bu hislerin ortak noktaları var. Savaş ortamının getirdiği huzursuzluk, aile ilişkilerinde görülebilen sıcaklık, kötü tesadüflerin yol açtığı sonuçlar… Göremediğimiz Tüm Işıklar okuyucuya ihtiyacı olan tüm hisleri verebilen bir roman olarak karşımıza çıkıyor. Romana hayran olanlar için yazarın diğer eserleri ise:
- About Grace
- The Shell Collector
- Memory Wall
Göremediğimiz Tüm Işıklar Benzeri Eserler
Tarihi roman okumak, edebiyat okuyucuları için özel bir yerde olabilir. Genellikle kurgusal gerçeklik ile örülen bu eserler, bir yandan farklı ülkelerdeki farklı zamanlara ışık tutarken bir yandan kişisel öyküler anlatır. Bu sayede hem yeni bilgiler edinirken hem de akıcı bir hikâyeye tanıklık etme fırsatımız doğar. Bu özellikleri nedeni ile tarihi romanların geniş bir okuyucu kitlesi bulunur. Özellikle 2. Dünya Savaşı gibi evrensel olayların geçtiği tarihler ilgi çekici olarak nitelendirilir. Eğer siz de tarihi roman hayranıysanız bu eserlere bir göz atabilirsiniz:
- Bülbülü Öldürmek- Harper Lee
- Drina Köprüsü- Ivo Andric
- Prag Mezarlığı- Umberto Eco
- Devlet Ana- Kemal Tahir
- Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği- Milan Kundera
- Sen Dünyaya Gelmeden- Margaret Mazzantini
- Fedailerin Kalesi Alamut- Vladimir Bartol
- Rüzgâr Gibi Geçti- Margaret Mitchell
- Bin Muhteşem Güneş- Halid Hüseyni
Eğer daha fazla kitap incelemesi okumak ve çeşitli kitap önerilerini almak isterseniz Edebiyat kategorimizde yer alan içeriklere göz atabilirsiniz.
Bu yazı sayesinde kitabı oldukça merak ettim ve ilk fırsatta okuyacağım. Teşekkürler Rüveyda!