İlk Matrix filminin üzerinden 22 yıl, üçüncüsünün üzerinden de tam 18 yıl geçmişken; Matrix severlerin güzel haberi aldığı geçtiğimiz günlerde dünya genelinde milyonlar, sinemaya akın etti. Filmin yapılacağına dair söylentilerin çıkmasından bu yana Matrix Resurrections, heyecanla beklendi. Filmin sinemalara girmesinden sonra ise seyirciler iki ayrı gruba ayrıldı; filmi sevenler ve nefret edenler. Elbette Matrix severlerin nefreti içinde barınan özlem ve sevgi de yadsınamaz. Bugün sizin için spoilerlı bir Matrix Resurrections inceleme yazısı sunacağız.
Matrix Resurrections Hayal Kırıklığı mı?
Matrix serisinin 4. filmi Matrix Resurrections için sinema salonlarından yankılanan yoğun bir ses duymak olası. Bu ses ağırlıklı olarak filmin hayal kırıklığı olduğu yönünde… Peki, film gerçekten de hayal kırıklığı mı? Matrix Resurrections inceleme yazımızda bunu göreceğiz.
Bir filmin hayal kırıklığı olup olmadığını değerlendirmek için birçok farklı konuyu göz önüne almak gerekiyor. Bir filmin beğenilmemesi ile o filmin kötü olması arasında hatırı sayılır bir fark vardır. Öncelikle Matrix’in neden bu kadar eleştiri aldığına bakmak gerekir.
Film üzerinde yarattığı farklılık, yönetmen Lana Watchowski’yi bir anda hedef tahtasına oturttu. Seyircilerin bir kısmı yalnızca nostalji duygusuyla özlediği Matrix evrenine dalmaktan mutluyken bir kısım da filmi yerden yere vuruyor.
Matrix evrenini yeniden görmenin güzelliği bir yana filmin ne aksiyon ne de kurgu yönünde geçmişteki yapımların hissine geri dönme imkânı yok diyebiliriz. Bu açıdan film için “hayal kırıklığı” diyen kesimi tamamen haksız çıkaracak bir sebep görünmüyor. Ancak yine de filmin felsefi boyutuna yapılan eklemeler şık duruyor.
Peki filmin eleştirilen ve sevilen yönleri neler? Yazının buradan sonraki kısmında spoiler bulunuyor. Dilerseniz geri kalan kısmı filmi izledikten sonra okuyabilirsiniz.
Açılış ve Kapanış (Beyaz Tavşan): Yeni Matrix’e Doğru
Alice Harikalar Diyarında’ki beyaz tavşanla başlıyorduk ilk filmde hikâyeye. Neo, beyaz tavşanı takip edip Matrix’i keşfe çıkıyordu. İlk filmde Neo hem kendisiyle hem Matrix’le uzun süre sava vermiş sonra durumu kabullenmişti. Bu filmde ise çok fazla izahata gerek kalmıyor. Bu durum neredeyse filmin geneline yayılmış durumda…
Matrix Resurrections’a gelince film, Trinity’nin tutsaklığıyla başlayıp yeni Matrix’in tasarlanmasıyla bitiyor. İki uç da bir şekilde aşka varıyor. Bu açıdan da seyirciler yapımın aşk filmine dönüştüğü yorumunu oldukça fazla yapıyor. Aşk konusuna daha sonra tekrar değineceğiz. Şimdi filmin öyküsüne kısa bir bakış atalım…
Hikâye: Kısır Döngü mü?
Matrix Resurrections incelemesi yaparken hikâyeye gelince, önceki filmlere göre daha basit bir anlatıma sahip diyebiliriz. Filmde özellikle eski yapımlardaki metaforik anlatım diline daha az yer verilmiş. Bu biraz da seyircilerde Marvel yapımları hissini vermiş görünüyor. Bu yüzden de kısır döngüye girmiş bir akıştan bahsediliyor. Daha gelişmiş bir evrene doğru aşkı da enstrüman olarak kullanan filmin hikayesi kısaca şöyle başlıyor:
Eski Matrix kapatılmıştır ve Trinity tutsak durumda kurtarılmayı beklemektedir. Bu sırada Neo, yeni Matrix’e kapatılmıştır ve yeni bir ekip Neo’yu bulup Trinity’yi kurtarmak için çalışır. Neo, önce Matrix’ten kurtulacak sonra da yeni versiyon Matrix’in yaratılması için çalışacaktır.
Kulağa kısır döngü gibi gelse de aslında filmin en çok eleştiri alan yönü bu değil. Filmin bazı şeyleri dönüştürme çabası takdir edilmiyor değil ancak Neo’nun eski yeteneklerin kullanamaması, aksiyon sahnelerindeki eksiklik gibi konular oldukça fazla eleştiri alıyor.
Çekim ve Kurgu Yöntemi
1999 yılında ilk filmiyle akıllara durgunluk, gönüllere ferahlık veren, izledikçe izlettiren bir Matrix vardı. Filmde felsefeyle aksiyonun bu kadar yakın olabildiğini görmek de seyirciyi şaşırtmıştı. Görsel efekt ve çekim konusu zaten Matrix’le beraber bir efsaneye dönüşmüştü. İlk girişimiyle bu kadar devasa bir yeniliği başaran bir ekipten haliyle seyirci 2021’in algılarıyla oynayacak türden ekimler bekledi. Ancak seyircinin bulduğu şey herkesin filmi Marvel yapımlarına benzetmesine neden olan uçmaya çalışırken düşme sahnesi oldu. Neo’nun uçamayışı görsel efektlerdeki eksiklikler hayal kırıklığı yarattı. Örneğin; Matrix sahnelerinde kullanılan yeşil filtrenin kullanılmaması seyirciyi bir Matrix filmi izlediğine ikna edemedi. Geriye kalan görsel efekt kullanımı çok fazla sorunlu sayılmıyor. Film diğer birçok konuda aldığı eleştiriyi görsel konusunda almıyor.
Klasikleşmiş Matrix Algısına Aşk Darbesi mi?
Filmde hem diyaloglarda hem de akışta oldukça problemli sahneler var. Ancak hiçbiri filmin Neo ve Trinity aşkı üzerine yapılmış Marvel çakması bir romantik komedi olarak anılması kadar ağır değil. Robot sistemlerinin aşkı algılamaya başlaması hatta aşkla robotların enerji kazanması gibi fikirler de daha izah edici ve metaforik anlatıma kavuşsaydı fena olmayabilirdi. Ancak Matrix Resurrections inceleme sonuçlarımıza göre konular genel anlamda yüzeysel ve öylesine yapılmışlık hissi veriyor.
Neo ve Trinity aşkını bilmeyen izleyici yoktur. Bu aşk hikâyesinin Matrix evrenindeki yeri de dikkate değer. Ancak finalin bağlanamaması ve aralara sıkıştırılmaya çalışılan garip komiklikler, filmin içeriğini boşaltmış görünüyor. Özellikle de bir noktadan sonra yeni Matrix’in yaratılması için çalışmak yerine Neo’nun tek amacının Trinity’yi kurtarmaya dönüşmesi, filmin ağır bir eleştiri yağmuruna tutulmasını sağladı.
Matrix Resurrections Filminin Künyesi
Film, Watchowski kardeşlerden Lana Watchowski tarafından yazılıp yönetilmiştir. Senaryoda Watchovski’ye David Mitchell ve Aleksandar Hemon eşlik etmiştir. Filmin oyuncu kadrosunda ise aşağıdaki gibidir:
- Keanu Reeves,
- Yahya Abdul Mateesn,
- Jada Pincett Smith,
- Carrie Anne Moss,
- Jonathan Groff,
- Neil Patrick Harris.
Eğer Keanu Reeves’i ekranlarda görmekten hoşlanıyorsanız Keanu Reeves Filmleri: Sinemaya Yön Veren Yapımlar yazımıza da bakmanızı öneririz.
Sonuç
Matrix Resurrections inceleme sonuçlarına göre film, beğenilmemekten ziyade gerçek anlamda eski Matrix yapımlarının hakkını verebilmiş değil. Dolayısıyla ne felsefe bakımından ne de görsel efekt bakımından eski performansı yakalayamamış durumda. Seyircinin beklentisini yerle bir eden yapımda herkesin konuştuğu Warner Bross sahneleri ise filmin zoraki yapıldığına dair bir haykırış niteliğinde olmuş. Kısaca belirtmek gerekirse filmin Matrix sevenler için acı verici, filmi sadece vakit geçirmek ve gülümsemek üzere izleyecek olanlar içinse sıradan bir yapım olduğu söylenebilir.