Psikolojik terminolojinin sık sık Antik Yunan kavramlarını ve mitlerini ödünç aldığını duymuşuzdur. Bunlardan biri de “narsizm” terimidir. Son zamanlarda daha sık gündeme gelmeye başlayan narsizm, psikolojide bir kişilik bozukluğuna verilen isimdir. Peki tam olarak “Narsizm nedir?” ve “Narsist insan özellikleri nelerdir?” şimdi bu sorulara yanıt arayacağız.
Narsizm Nedir?
“Narsizm” terimi, halk dilinde kendini sevme veya kendine hayran olma gibi bir anlama gelir. Psikolojide ise narsistik kişilik bozukluğu biçiminde karşımıza çıkar.
Bir narsist, coşkulu ve olumlu bir benlik imajına sahip olup, aşırı derecede bencildir. Bu tür insanlar genellikle kendilerini abartırlar, başkalarıyla pek ilgilenmezler ve genellikle düşüncesiz ve soğuk davranırlar.
Genel olarak, narsistler kendi imajlarıyla ve duygusal dünyalarıyla uyuşmazlar. Narsistler genellikle beş temel özellik ile karakterize edilir:
- Abartılı bir özgüven,
- Tekrar tekrar teyit edilmeyi bekleyen düşünceler,
- Hakimiyet için güçlü bir dürtü,
- Başkalarının duygularını kendi kararlarına entegre etme iradesinin olmaması,
- Belirli bir huzursuzluk ve sabırsızlık.
Narsizm Terimi Nereden Gelir?
Terim, Yunan mitolojisine dayanmaktadır. Narcissus, nehir tanrısı Cephissus ile su perisi Leiriope’nin güzel oğluydu. Hemcinslerinde yarattığı hayranlık sebebiyle herkes ona aşık oldu. Ama gurur ve kibirden hepsini reddetti. Narcissus’un kibri en sonunda sınırsız bir öz-sevgiyle cezalandırıldı. Bir gün susuzluğunu gidermek için bir su kaynağının başına otururken kendi yansımasına aşık oldu.
Bu hikayenin üç farklı sonu vardır:
- İlkinde yansımasına ulaşmaya çalışır ve bunun mümkün olmadığını anlar. Sırf özleminden ölür ve bir nergise dönüşür.
- İkincisinde Narcissus suya bakarken, nehre bir yaprak düşer ve yansımasını bozar. Çirkin olduğu için dehşete kapılır ve ölür.
- Sonuncu versiyonda ise sudakinin yansıması olduğunu fark etmeyen Narcissus, sevdiği nesneye yakın olmak için suya eğilir ve boğulur.
Narsist İnsan Özellikleri Nelerdir?
Kendini aşırı sevme, ciddi bir kişilik bozukluğuna yol açabilir. Bununla birlikte, günlük yaşamda narsistlerle uğraşıyorsanız, bu kimseler her zaman aynı aşırı karakter özelliklerini sergilemeyebilirler.
Narsistin çevresi üzerindeki olumsuz etkilerle birlikte, kendilerinin de bu olumsuz etkilerden muzdarip olabileceği unutulmamalıdır. Özellikle eleştiri ve reddetme, güçlü bir şekilde kendinden şüphe duymaya, yaşam krizlerine ve hatta depresyona ve yönelim bozukluğuna yol açabilir.
Birçok narsist kendini sever ama bu sevgi yeterli değildir. Benlik saygısı, önemli ölçüde başkalarının hayranlığına bağlıdır. Şayet başkalarının hayranlığı narsistin istediği ölçüde değilse, narsisizm etkilenenleri derin bir deliğe sokar.
Kendini seven, tanınmaya susamış insanların çok çeşitli özelliklere sahip olduğu söylenir. Bunlar öncelikle arkadaşlar değil hayranlar ararlar, tanınma ve dikkat çekmeyi arzularlar. Her şeyi yapabilecekmiş gibi davranır ancak her zaman harekete geçmezler. Onlar için, yalnızca kısa vadede onları ön plana çıkaran kısa vadeli başarı, gerçek başarıdan daha önemlidir.
Öte yandan, narsistler ilk izlenimlerin ustasıdır. Özellikle esprili bir aura yaratmayı bilirler ve hayranlık uyandırırlar.
Narsistlerde Empati Yoksunluğu
Çekici, cazibeli, belagatte usta, eğlenceli bir izlenim çizerler. Araştırmalar, narsistlerin iyi bir ilk izlenim oluşturduğunu göstermektedir. Daha hızlı sosyalleşme ve popüler olma konularında uzmandırlar. Sonuç olarak, sinir bozucu tavırlarına rağmen onları alkışlamaya devam etmekteyiz.
Narsistik kişilik bozukluğuna sahip olanlar, bozulmuş özgüveni sürekli okşanmaya ihtiyaç duyar. Bu kimseler, kendilerini mükemmel gösterme ve hayranlık kazanma konusunda uzmandırlar.
Eleştiriyi, hatta yapıcı olanları bile bir tehdit olarak görürler ve bununla tam olarak nasıl başa çıkacağını bilmezler. Bu sebeple eleştirilere aşırı tepki vermek bir soru işareti ile birlikte değerlendirilmelidir.
Narsistler etraflarındakilerin ihtiyaçlarına cevap vermeyi zor bulurlar. Bunun için tıbbi kanıtlar bile vardır. Bazı psikologlar, yarısına narsisistik kişilik bozukluğu teşhisi konmuş 34 kişiyi incelediklerinde, manyetik rezonans tomografisi (MRI) yardımıyla bazı farklılıklar tespit ettiler.
Bu tespitlere göre narsistlerde serebral korteks önemli ölçüde daha incedir. Bu bölge, şefkatimizden sorumlu insular korteksi barındıran beyindeki sinir hücrelerinin dış tabakasıdır. Bunun anlamı, narsistlerin biyolojik olarak şefkat ve empati yeteneğine sahip olmadıkları gerçeğidir.
Bir Narsisti Nasıl Tanırız?
Dışardan mükemmel bir izlenim veren herkesin narsist olarak değerlendirilmeyeceği aşikar. Ancak narsist belirtileri nedir diye merak eden herkes, bazı ipuçları yakalamaya çalışır. Hele ki, daha önce narsistik kişilik bozukluğu olan birinden olumsuz etkilenmişseniz aynı şeyleri yeniden yaşamak istemezsiniz.
Neyse ki narsistik kişilik bozukluğu olanları tanımak o kadar da zor değil. Narsistler kendilerini tek bir soruyla ifşa eder. Bazı araştırmacılar, toplam 2250 denek içeren on bir bağımsız çalışmayı değerlendirdi. Ve sonuç gerçekten ilgi çekicidir. Bu araştırmaya göre narsistin maskesini düşürmenin kolay yolu ona narsist olup olmadığını sormaktır!
Psikologlar, narsisistik bir kişiliği belirlemek veya değerlendirmek için tipik olarak en az 40 karmaşık sorudan oluşan bir envanter kullanırlar. Ancak psikolog Bradman’a göre tek bir soru yeterlidir. O soru da “Bir narsist olduğunu düşünüyor musun?” sorusudur.
Bushman, bir kişilik ne kadar narsist olursa, bu ifadeye katılma ve kendilerini onun için üst sıralarda görme olasılıklarının o kadar yüksek olduğuna inanıyor.
Narsisizmin boyutunu ölçen diğer testler de karşılaştırılabilir sonuçlara varıyor. Etkilenenler, narsisizmlerini istenmeyen bir kişilik yapısı olarak görmedikleri için inkar etmiyorlar. Kendilerini seviyorlar, çünkü çok harikalar.
Narsist Kişilik Bozukluğu Olanlara Nasıl Davranmalı?
Eğer kız veya erkek arkadaşınız ya da iş arkadaşınız narsistik kişilik bozukluğuna sahipse bu daha başa çıkılacak bir sorundur. Günün sonunda bu kişilerle diyaloğu minimuma indirmek mümkündür. Ya da en azından belirli bir seviyeyi koruyarak kötü etkilerden kurtulabilirsiniz.
Ancak ailedeki bir narsist her şeyi daha karmaşık hale getirebilir. Narsistik kişilik bozukluğuna sahip olduğuna emin olduğunuz bir yakınınız varsa duygusal düşünmekten ziyada mantıklı düşünmeniz önerilmektedir.
Kendilerini sürekli haklı gören, beğenen ve doğru kabul eden bu kimselerle mücadele etmek iyi bir fikir değildir. Meşhur bir deyimde de belirtildiği gibi “bilene öğretilmez.” Kendinin her şeyi daha iyi bildiğini düşünen biriye doğru davranış biçimini öğretemezsin. Ancak belirli sınırlar içerisinde kalarak kendi yaşamınıza müdahale edilmesini engelleyebilirsiniz.
Bir Narsisten Kurtulmak
Narsistik kişilik bozukluğuna sahip olanların yapay bir dünyada yaşadığını artık biliyorsunuz. Tüm bu harika yapay dünyada bile narsistlerin korkuları vardır. Beğenilmemek, yeterli taktiri görmemek, sevilmemek gibi toplumsal algıya dair korkular narsistik kişilik bozukluğu olanların sahip oldukları korkulardandır.
Örneğin bir narsist terk edilirse bunu asla kabul etmeyebilir. Tüm bu mükemmel özelliklerine rağmen nasıl olur da terk edilebilir ki! En azından narsistik kişilik bozukluğuna sahip olan birinin zihninde bu düşünce olduğu söylenebilir.
Her şeye rağmen narsistik kişilik bozukluğu olanların da hisleri ve duyguları olduğu unutulmamalıdır. Tüm “tuhaf” davranışlarına rağmen narsisti alt etmek ya da daha doğru bir ifade ile kötü etkilerden kurtulmak mümkündür.
Öncelikle narsistik kişilik bozukluğuna sahip olan insana yanlış olduğunu, hata yaptığını söylemekten vazgeçmelisiniz. Çünkü bugüne kadar yapılan araştırmalar gösteriyor ki o bunu kabul etmeyecektir. Bunun yerine sizin hayatınıza müdahale edemeyeceğini anlaması gerekmektedir. Her zaman doğru ve seviyeli iletişimle bu izlenimi uyandırmayı deneyebilirsiniz.
Tamamen çözümsüz görünen vakalarda ise en akıllıca tavır narsistik kişilik bozukluğu olan kimseden uzaklaşmak olacaktır. Ancak onu terk ediyor izlenimi vererek bunu gerçekleştirirseniz sizi kazanmak için mücadele edebilirler. Dramatik sahneler çizmek yerine makul tavırlarla uzaklaşmak en akıllıca hamle olacaktır.
Psikoloji bilimi ilginizi çekiyorsa sizin bir içerik tavsiyesi daha: Psikolojide Ikarus Sendromu