Ortaya çıkışı 20. yüzyılın ortalarına denk gelen postmodernizm, birçok alanda etkisini gösteren bir akım olmuştur. Mimari başta olmak üzere edebiyat, felsefe ve resim gibi alanlarda postmodernizm akımının izlerini görmek mümkün. Peki her yönüyle, postmodernizm nedir?
Postmodernizmi kelime bazında incelediğimiz takdirde “post” eki kelimeye sonra anlamı getirmektedir. Basit olarak anlamlandırırsak “modernizmden sonra” gelen olarak açıklayabiliriz. Postmodernizm; modernizmi mimari, edebiyat, felsefe ve resim alanlarında sorgulayan ve eleştiren bir akımdır. Hatta “Modernizm ötesi akım” olarak da isimlendirildiği kaynaklara da rastlayabilirsiniz.
Postmodernizm Tanımı
Postmodern akım, bu alandaki birçok düşünür ve yazar tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır. Bu durum postmodernin anlamını belirsiz bir hale getirmiştir. Bu belirsizlik hali, felsefe alanında da farklı düşünce ekollerinin doğmasını sağlamıştır. Postmodernizm ilkeleri, çoklu yapıya ve karmaşık değerlendirmelere sahiptir. Bu yüzden de “Postmodernizm nedir?” sorusuna tek bir cevap vermek mümkün değildir. Bu nedenledir ki postmodernizm de tek bir gerçeği kabul etmez.
Postmodernizm Özellikleri
Postmodernizm tek bir anlam yüklemesi güç olan, oldukça geniş kapsamlı bir akımdır. Ancak postmodern akımın özelliklerinden yola çıkarak onu kavramak ve anlamak mümkün kılınabilir. Postmodernizm özellikleri şunlardır:
Hayata Bakış
Söz konusu akım, modern akımın getirdiği yeniliklerin çoğunu eleştirmiştir. Eleştirmesinin sebebi ise modernizmin savunduğu çoğu şeyin 2.Dünya Savaşı sonrasında çürütülmesi ve mantığa dayalı hiçbir yönünün kalmamasını savunmalarıdır. Akım tüm bunları eleştirirken insanlara yeni yollar da sunmaktadır.
Çevreci Olmak
Greenpeace hareketinin doğuşu, bu akımın ortaya çıktığı dönemde olmuştur. Çevreye verdiği zararlara karşı direnen akım endüstriye karşı çıkacak derecede ileri gitmiştir.
Küreselleşmeyi Savunmak
Akım tüm dünya insanlarının ekonomik, siyasi ve sosyal açılardan birbirine yakınlaşmasını savunur. Bir bütün olarak yollarında ilerlemesi gerektiğine inanır. Sadece milli değerler kavramına karşı olup küreselleşmeyi savunur.
Gerçek Anlayışı
Postmodernler “gerçeklik” kavramına farklı bir bakış açısı getirmişlerdir. Akımı savunanlara göre tartışılmaz ve evrensel tek bir gerçeğin olması mümkün değildir. Gerçek olarak düşündüğümüz şeylerin her biri asıl gerçeğin parçaları olarak görülmektedir. Bu da gerçeklik kavramının her zaman yoruma açık olduğunu gösterir. Çünkü gerçeklik önyargılara, beklentilere ve toplumların kültürlerine göre değişkenlik gösterir. Buradan yola çıkarak akım nesnel bir gerçekliğin olmadığını savunur.
Geleneksel Sanata Karşı Olmak
Postmodernistler 1. Dünya Savaşı sonrasında alışılmış güzellik anlayışını yıkmışlardır.
Tek Bir Dünya İçinde Çeşitliliği Savunmak
Postmodern anlayışla eser veren sanatçılar, sanatta tekliği eleştirmişlerdir. Gerçekçi olanın çeşitlilik ve çoğulculuk olduğunu savunmuşlardır. Eserlerinde klasik sanatı kullandıkları gibi popüler sanatı da kullanmışlardır. Böylelikle sanat içinde biçimsizliği savunmuşlardır.
Dil ve Üslupta Alışılmışı Bozma
Diğer özellikleri de incelediğimizde, postmodern akımı savunanların alışılmış kuralları yıktıklarını görüyoruz. Dolayısıyla dil ve üslupta da bu kural tanımamazlığı görmekteyiz. Postmodernistler, yaşamı anlamanın zor olduğu kadar bir sanat eserinin de zor yorumlanması gerektiğini düşünürler. Postmodernizmin edebiyata yansıması incelendiğinde eserin yorumlanmasının uğraştırıcı olması gerektiği savunulmaktadır.
Postmodernizm Temsilcileri
Postmodernizm kısaca bir belirsizliği ifade etmektedir. Bu akım üzerine yapılan tartışmalar günümüzde dahi henüz bitmemiştir. Postmodernizm üzerine eserler veren sanatçılar çok farklı tanımlamalarla eserlerini oluşturmuşlardır. Akım kolektif bir hareket olmadığından belirli bir kurucusu bulunmamaktadır. Postmodern anlayışla eser veren sanatçılar ve eserleri şunlardır:
Postmodernizm Mimari ve Eserler
- Robert Venturi – Baker Berry Kütüphanesi, Fire Station Number 4, Seattle Sanat Müzesi, Guild Evi, Gordon Wu Hall
- Jon Jerde – Hills Mori Alışveriş Merkezi, Westfiel Horton Plaza, Dentsu Binası
- Norman Foster – Milenyum Köprüsü, Reichstag Kubbesi, Hoşgörü ve Barış Sarayı, Hearts Köprüsü
- Richard Rogers – 88 Wood Street, Lloyd Binası, Kleanthis Vikelidis Stadyumu, Vean Koyu Evi
Postmodern Edebiyatçılar ve Eserleri
- Williams S Burruoughs – Patlamış Bilet ve Hipopotamlar Tanklarında Haşlandılar, Şans Hayaleti, Benim Eğitimim: Bir Rüyalar Kitabı, Nova Ekspresi
- Jack Kerouac – Zen Kaçıkları, Big Sur: Yol Devam Ediyor, Yolda, Yer Altı Sakinleri
- Wolf Wondratschek – Mozart’ın Berberi
Postmodern Felsefe ve Temsilcileri
- Richard Rorty – Pragmatizm ve Politik Liberalizm
- Slavoj Zizek – Yamuk Bakmak, Kaybedilmiş Davaların Savunulması, İdeolojinin Yüce Nesnesi, Umutsuz Olma Cesareti
- Michel Foucault – Hapishanenin Doğuşu, Deliliğin Tarihi, Bu Bir Pipo Değildir
- Gilles Deleuze – Kapitalizm ve Şizofreni, Anti Odipus, Kant Üzerine Dört Ders
Tüm bu temsilcilerin yanı sıra, postmodernizm en belirgin olarak kullanan kişi İngiliz tarihçi Arnold Toynbee’dir. “A Study of History” isimli kitabında 1.Dünya Savaşı sonrasında modern dönemin bitip postmodern döneme geçildiğini iddia etmiştir.
Türk Romanında Postmodernizm
Türk edebiyatında romancılık ve öykücülüğe geçiş şiir döneminden sonra uzun bir zaman almıştır. Tanzimat döneminden bu yana toplumsal değerleri anlatan Türk romanı postmodernizmi uzun sürede yakalamış ve bu akımda başarılı olmuştur.
Dilek Doltaş’ın “Postmodernizm ve Eleştirisi” adlı kitabında postmodernizm tanımı üzerinde durmuştur. Kitabında, postmodernizmin modernizmle ilgili hümanizm projelerinin politik güç ve çıkar amacına hizmet eden normlarını sorguladığını söylemiştir. Postmodernizmi, modernizmin çelişkilerine, çarpık ve kendine dönük normlarına ışık tutan bir eleştiri yöntemi olarak tanımlamıştır.