Sosyoloji

Sekülerizm Nedir? Seküler İslam Neyi İfade Eder?

Sekülerizm Nedir

Sekülerizm, geçtiğimiz yüzyılda neredeyse tüm dünyayı ciddi şekilde etkilemiş bir ideolojidir. Kimi zaman insanlar tarafından, bazı yanlış içeriklerle algılansa da aslında dünyada pek çok devletin yönetim biçimini etkilemektedir. Bu etkilere değinmeden önce bakalım, sekülerizm nedir ve seküler islam neyi ifade eder?

Sekülerizm Nedir?

Sekülerizm, esasında tanımlanması oldukça kolay bir kavramdır. Sözcük, etimolojik olarak Latince kökenli sæcularis’ten gelmektedir. Tam kelime manası dünyevî anlamı taşımaktadır. Dünyevi sözcüğü, dini ya da uhrevinin karşıtı olarak düşünülebilir. Siyasi anlam açısından ise bir dine bağlı ya da karşı olmadan dünyevi gerçeklerle yaşamak demektir.

Dünyevilik siyasal olarak devletin yasama, yönetme ve yargıda dini ilkelere dayanmaması anlamına gelir. Devlet ve din tamamen ayrı alanlar olarak değerlendirilmektedir. Bunun sonucunda, devlet, yasa oluştururken veya yönetirken dini ilkelere dayanmayan bir biçim benimsemektedir.

Başka bir bakımdan da sekülerlik, devletin tüm organlarında ve buralarda görev yapan kişilerde dini referanslar aranmaması ve beklenmemesi anlamına gelir. Ayrıca sekülerliğe göre, tüm yurttaşlar dini inançlarına bakılmaksızın yasalar önünde eşittir. Sekülerizm ya da sekülarizm, ateizm anlamına gelmemektedir.

Seküler Ne Demek?

Seküler Ne Demek?
Sekülerizm sivil toplumu ve dini toplumu birbirinden ayırmaktır.

Sekülerizm kelimesi çoğu zaman kullanıma ve onu kullanan kişiye göre değişen anlamlarla bezenmiştir. Ancak, kavramın anlamı kişiden kişiye değişmeyecek kadar nettir. Le Petit Robert’a göre sekülerizm, sivil toplum ile dini toplumun birbirinden ayrılması ilkesidir. Devlet hiçbir dini güç kullanmaz. Ayrıca kilise gibi dini örgütler de toplum üzerinde sivil bir güç kullanamaz.

Bu tanımı anlamak oldukça kolaydır. Buna rağmen, bazıları sekülerliği ateizmin veya agnostizmin bir ifadesi, hatta dinin reddi olarak görmeyi tercih ediyor. Ancak, sekülerliğin inanç ile ilgili bir içeriği yoktur. Seküler de sivil gücü dini güçten açıkça ayırarak herkesin kanun önünde eşitliğini kabul eden kimsedir. Bu eşitlik, herkesin kendi seçtikleri fikirlere, kanaatlere veya inançlara bağlı kalma özgürlüğünü garanti eder. Seküler bir kimse yalnızca Müslüman veya yalnızca Hıristiyan olası sebebiyle kimsenin kanun önünde ayrımcılığa sahip olamayacağını kabul eder. Sekülerler, vatandaşların eşitliğini, dayanışmasını ve kurtuluşunu sağlamak için hukukun üstünlüğünü kabul etmektedir.

Sekülerizm bir görüşten çok, herhangi bir görüşe sahip olma özgürlüğüdür. Bir kimse kanun önünde dini veya inancı sebebiyle pozitif ayrımcılığa uğrayamayacağı gibi ötekileştirilemez de. Sekülerizme göre tüm yurttaşların, ibadet ve inanç gibi faaliyetleri hukukla güvence altına alınmıştır.

Sekülerizm Neyi Amaçlar?

Modern çağlara gelmeden önce doğuda ve batıda pek çok yönetim dini ilkelere dayanmaktaydı. Örneğin batıda, özellikle aydınlanma çağından önce kilise ciddi bir otoriteydi. İnançsızların veya Hıristiyan olmayanların eşit yurttaşlık hakkından söz etmek mümkün değildi. Modern zamanlara geldiğimizde ise kilise otoritesini iyiden iyiye yitirmişti. Fransa’nın başı çektiği Avrupa ülkeleri sekülerizmi yönetimde bir ilke olarak benimseye başladılar. Özgür sorgulama ve ifade hakkı, tüm dogmaların dışında bir düşünce ve eylem yöntemi olarak benimsendi. Herkesin düşünce ve ifade özgürlüğünü sağlayabilen bir toplumu sağlamak amaçlanmaktaydı.

Sekülerizm, herkes için onurlu bir yaşam, vicdan ve seçim hürriyeti sağlamayı amaçlamaktadır. Tüm yurttaşların her türlü anayasal hakka eşit biçimde ulaşması sağlanmaktadır. Devlette kayırmacılık söz konusu değildir. Ayrıca hiç kimse inançları nedeniyle de yargılanamaz.

Sekülerizmin en önemli amaçlarından biri çeşitliliğe saygı duyarak ve birlikte yaşamayı mümkün kılmaktı. Kişilerin veya toplumların saltanatından evrenselliğe geçmek hedeflenmektedir. Sekülerizme göre yalnızca evrenselci, laik bir hümanizm yarın “birlikte özgür yaşamaya” izin verecektir. Ancak bununla birlikte sekülerizmin önerdiği ifade özgürlüğünün sınırları konusunda tartışmalar devam etmektedir.

Seküler idealde özgürlüğe, seçeneklere, ideolojilere, partilere yer vererek çeşitliliği mümkün kılmayı amaçlar. Bütün bu unsurlar, sarsılmaz sütunlarına sıkı sıkıya bağlı birleşik bir toplum oluşturmaya katkıda bulunur. Bu sarsılmaz kabul edilen sütunlar:

  • Özgürlük,
  • Eşitlik,
  • Dayanışmadır.

Sekülerizm toplumları bu temellere binaen kurmayı veya güncellemeyi hedeflemektedir.

Eğer bu konuda daha fazlasını öğrenmek isterseniz Modern Dünyada Bir Dinî Görünüm Olarak Sivil Din adlı çalışmayı inceleyebilirsiniz.

Sekülerizm Laiklik Farkı Nedir?

Sekülerizm Laiklik Farkı Nedir?
Sekülerizm ve laiklik arasında belirli farklılıklar vardır.

Kimi zaman birbirleri yerine kullanılan sekülerizm ve laiklik kavramları bazı farklılıklara sahiptir. Laiklik (laïcité) ve Sekülerlik (sae­cularis) aynı konuyla ilgili olmaları sebebiyle birbirleri yerine kullanılabilmektedir.

Laiklik eski Yunancadaki Laikos (laïkós) kelimesinden gelmektedir. Laikos kelimesi, etimolojik olarak kutsanmamış veya adanmamış anlamına gelir. Laikliğin bugün kullanılan anlamı ise din ile devletin ayrı iki kurum olmasıdır. Anayasal açıdan din ve devlet arasında hiçbir bağlantı bulunmamaktadır.

Sekülerizm, laikliği kuşatan bir kavram olarak düşünülebilir. Çünkü sekülerizm yalnızca siyasal olmayan geniş bir ideolojiyi ifade etmektedir. Ancak laiklik özellikle din devlet bağlantısıyla ilişkili bir kavramdır. Yine de seküler devlet veya laik devlet denildiğinde aynı şey kastedilmiş olur.

Sekülerizm ve İslam

Semavi dinlerin tümü sosyal veya siyasal alana müdahale etme gücü olan içeriklere sahiptir. Hıristiyanlık yüzyıllar boyunca Kilise aracılığıyla toplumsal otoritesini korumuştur. Hıristiyan devletler, uzun yıllara yayılan bir süreçte Kilise’nin ilkeleriyle yönetilmiştir. Öyle ki kimi zaman toplumun en küçük birimi bile kontrol altında tutulmuştur. Yahudilik ise halen İsrail topraklarında otoriter bir gücü ifade etmektedir. İsrail Devleti, resmi din olarak Yahudiliği benimsemiştir. Bu nedenle devlet güçleri dini referans alarak çalışmalarını sürdürmektedir.

Sekülerizm ve İslam ilişkisi ise her nedende daha sık tartışılan bir konudur. Bunda İslamiyet’in doğrudan toplumsal yaşamla ilgili ilkeleri olduğunu söylemek mümkündür. Evlilikten mirasa, savaş hukukundan ticarete kadar her alanda İslami bir ilke olduğu söylenebilir.

İslamiyet’in doğrudan yaşamla ilişkili yapısı sekülerizm ve İslam’ı karşı karşıya getirmektedir. Toplumsal yaşamlarını İslami ilkelere göre düzenlemeyi tercih edenler için bu konu oldukça önemlidir. İslamiyet, tüm toplumsal konularla ilgili ilkeler benimsemişken devlet İslami olmayan biçimde yönetilebilir mi? İşte bu soru hala tartışılmaya devam eden bir konuya işaret etmektedir.

Sekülerizm ve İslam’ın ilişkisiyle ilgili tartışmalar kimi zaman siyasi kimi zaman sosyal bir boyut kazanmaktadır. Kimileri İslam’ın da tıpkı Hıristiyanlık gibi bir reforma ihtiyaç duyduğunu iddia etmektedir. Böylece kendini Müslüman olarak ifade edenler için seküler devleti onaylamak bir sorun olmaktan çıkacaktır. Kimileri ise İslami ilkelerin şartlara ve tarihsel sürece göre değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu durumda sekülerizm bir sorun olmaktan çıkacaktır. Bir grup da İslamiyet’in sekülerizm ile çatışan bir yapısı olmadığını iddia etmektedir.

Seküler İslam Neyi İfade Eder?

Seküler İslam Neyi İfade Eder?
Seküler İslam son zamanlarda sık karşılaştığınız bir kavram olabilir.

Sonuç ne olursa olsun sekülerizmi devletin yönetim ilkesi olarak benimsemiş pek çok ülke bulunmaktadır. Türkiye de bu ülkelerden biridir. Cumhuriyetin ilanı ile başlayan laikleşme süreci 1928’te netleşmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında anayasada bulunan: “Türk Devleti’nin dini İslam’dır” maddesi 1928’de anayasadan çıkarılmıştır.

Günümüzde her ne kadar toplumun büyük çoğunluğu Müslümanlardan oluşsa da devletin yönetim biçiminde laiklik ilkesi bulunmaktadır. Buna rağmen hemen her ülkenin kendi toplumsal tarihine sık sık referanslar vermesi kaçınılmazdır. Bu referans gerekliliğini hisseden bazı kimseler ise seküler İslam kavramına başvurabilmektedir.

Her ne kadar seküler İslam gibi bir kavram bir tür oksimoron olsa da kimi zaman gündeme gelmektedir. Seküler İslam, dinin dünyevileşmesi anlamında da kullanılmaktadır. Ancak dinsel içeriği değiştirmeden bunun mümkün olduğu pek söylenemez.

Toplumları ve dinleri ilgilendiren kavramları öğrenmeye devam etmek istiyorsanız Misyonerlik Nedir? Misyonerlik Faaliyetleri Nelerdir? yazımıza da uğrayabilirsiniz.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir