FelsefeSosyoloji

Sembolik Etkileşimcilik Nedir?

Sembolik Etkileşimcilik Nedir

Sosyoloji biliminde ilk olarak devrimler gibi büyük olayların toplumları etkilediği düşünülmüştür. Sonradan bu düşünce Amerika’nın da kurulmasıyla özele kaymış ve benlik düşüncesine yönelme başlamıştır. Olaylardan ziyade bireylerin toplumu etkilediğine ve özelden genele bir yayılma gerçekleştiğine inanılmıştır. Gelin birlikte, sembolik etkileşimcilik nedir, inceleyelim.

Sembolik Etkileşimciliğin Kökeni

Simgesel etkileşimcilik olarak da adlandırılan sembolik etkileşimcilik, insan ve toplum arasında bir köprüdür. Bu kuramsal yaklaşım, toplumsal ilişkileri merkezine alsa da bu işi bireyler arasındaki iletişimden yola çıkarak yapar. Bireyleri toplumun yapı taşı olarak görür ve etkileşimin özelden genele yayıldığına inanır. Sembolik etkileşimciliğe göre toplumsal hayat, bireylerin davranışlarından meydana gelir. Başka bir deyişle bireylerin davranışları ve eylemleri sonucunda toplum ortaya çıkar.

Sembolik etkileşimcilik, bu toplum yapısını meydana getiren etkileşimlerin önemini savunur. İlk olarak geleneksel açıdan ele alınan sembolik etkileşimciliğin önemli temsilcileri; Blumer, Mead, Thomas ve Coley olarak bilinir. Teorinin tekrar şekillenmesini ve deneysel olarak test edilmesini sağlayan Sheldon Stryker olarak bilinir.

Sembolik etkileşimciliğin kökenine dair Sezgin Erdem tarafından yapılan araştırma Yapısal Sembolik Etkileşimcilik ve Kimlik Teorisi çalışmasını inceleyebilirsiniz.

George Herbert Mead’in Sembolik Etkileşimcilik Görüşü

Amerikalı filozof George Herbert Mead, sembolik etkileşimin kurucularından kabul edilmektedir. 1863 yılında Massachusetts’te dünyaya gelen Mead, bilim ağırlıklı bir eğitim gördü. Bu eğitim, bilimin sosyal sorunlarla başa çıkabileceğine inanmasını sağladı ve bu fikri uygulamak istedi. İlerleyen zamanda Chicago Üniversitesi’ne atandı ve orada sembolik etkileşimcilikle ilgili çalışmalar yaptı. Öğrencilerine de bu kuramı sıkı bir şekilde aşıladı. Kendisi 1931 yılında vefat etmesine rağmen öğrencileri ve arkadaşları kuramını iyice benimseyerek geliştirmeye devam etti. Özellikle eşi Herbert Blumer kendisinden sonra bu kuramın en önemli temsilcilerinden biri olarak yoluna devam etti.

Sembolik Etkileşimciliğin Temelini Oluşturan Öğretiler

Sembolik Etkileşimciliğin Temelini Oluşturan Öğretiler
Temelini insanların duygu, düşünce ve bilgilerinden oluşturan sembolik etkileşimcilik, farklı öğretilerle açıklanabilir.

Sembolik etkileşimcilik özellikle Weber’in düşüncesine göre insana kendisini karşıdan görerek nesnelleştirebilme imkânı sağlar. Bu sayede insan sadece kendinin değil, karşıdaki insanların da duygu ve düşüncelerini anlayarak empati kurabilir. Bu kuramın temel mantığını bazı öğretilere dökmek istersek şöyle sıralayabiliriz:

  • İnsanlar düşünerek eyleme geçer, bunu düşüncelerinin onlar için ifade ettiği anlama göre yaparlar. Düşünceyi anlamlı kılan şey ise başka insanlarla olan etkileşimden meydana gelir.
  • İnsanlar, etkileşimleri sonucu edindikleri bilgileri, içselleştirmenin yanında yorumlama yeteneğine sahiptir.
  • Diğer canlıların tam aksine insanlar, sembolleri kullanıp anlamlandırma yeteneğine sahiptir. Hayvanlar nesnelere tamamen içgüdüsel şekilde yaklaşırken insanlar düşünce ve yorumlarını katar.
  • İnsanlar sosyal etkileşimleri sonucunda birer insana dönüşür. Bu dönüşümde temel rolü önce aile, sonra okul ve arkadaş çevresi oynar.
  • Tüm insanlar bir bilince sahiptir. Benlikleri ve eylemleri üzerine düşünme yetileri vardır. Bu nedenle davranış ve etkileşimlerini şekillendirmeyi başarırlar.
  • İnsanların düşünme yetisi sayesinde eylemlerinde bir amaçları vardır. Durumları tanımlayıp yorumlar ve ona göre yaşamını sürdürür.
  • Toplumsal iletişimin temeli sosyal etkileşime giren insanlardan meydana gelir.

Toplum biliminde önemli kavramlardan bir diğeri olan işlevselcilik hakkında daha önce duymadıklarınızı öğrenmek için İşlevselcilik Nedir? yazımıza göz atabilirsiniz.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir