Sanatta sıkça kendinden söz ettiren sürrealizm kavramı, “Sürrealizm nedir? Sürrealizm akımı özellikleri nelerdir?” sorularını akıllara getiriyor. En öz hali ile gerçeküstücülük şekilde ifade edilen sürrealizm ya da sürrealist akım, Avrupa’da 1. de 2.Dünya Savaşları sırasında ortaya çıkar. Ortaya çıkışı 20. yüzyılın ilk yarısına tekabül eden sürrealist akım, dadaizmden oldukça etkilenmiştir. Bu anlamda dadaizm akımının temel felsefesine göz atmakta da fayda var.
Dadaizm, kültürde ve sanatta var olan entelektüel katılığa bir protesto olarak ortaya çıktı. Bu bağlamda sanatçılar, alışılmış estetik algısının dışına çıkarak sanat yapmayı başarır. Dadaizmin etkisinde alışılmışın dışına çıkan sanatkârlar, pek çok sanatçıyı da etkiledi. Bu sanatçılardan biri olan André Breton ise 1924 yılında sürrealizm akımını ve ilkelerini ortaya koyar. Kuşkusuz sürrealizm yalnızca, Dadaizm etkisinde oluşmaz. Sigmund Freud gibi dönemin pek çok ileri gelen fikir öncüleri sürrealist bakış açısını etkilemiştir. Peki pek çok düşünür ile akımın etkisinde ortaya çıkan ve ortaya çıktığı günden bugüne, farklı alanlarda gündemden düşmeyen sürrealizm nedir? Bu soru ve sürrealizme dair pek çok başka soruyu siz değerli okuyucularımız için yanıtladık.
Sürrealist Akım ve Sürrealizm Temsilcileri
Sürrealist akım, şair André Breton öncülüğünde 1924 yılında ortaya çıktı. Breton, aynı yıl yazmış olduğu “Manifeste du Surrealisme” (Sürrealizm Manifestosu) eseri ile Sürrealist akımın ilkelerini ortaya koyar. Sürrealizm ilkeleri, görüş açısını Dadaistlerin sanat kavramını küçük gören propagandalarından alıyor. Bu anlamda sürrealizm, dadaizmin katı estetik algısına getirdiği eleştiriden besleniyor denilebilmektedir. Aynı zamanda Sigmund Freud’un yakın dönemde ortaya attığı bilinç dışı teorisinden de etkilenen sürrealist akımda, bilinç dışılık düş gücünün ana kaynağıdır. Dahilik ve deha ise, bilinç dışı dünyaya girebilme yetisi olarak ifade ediliyor. Bu ifadelere göre sürrealizm akımında amacın bilinçaltında yatanları sanata yansıtma olduğu söylenebilir.
Sürrealist akımda sanatçı, sanatını bilinçaltının dışavurumu şeklinde ortaya koyar. Burada mantık da akıl da değerini yitiriyor. Artık sanatı yönlendiren tek unsur, iç yetiler olarak karşımıza çıkıyor. Böylece sanat; geleneklerin, örflerin, adetlerin, dinlerin ve tüm alışkanlıkların denetiminden çıkmış bir şekilde vücut buluyor. Sürrealist sanatkârlar yalnızca gerçeği, bilinçaltında yatan ile birlikte ortaya koyar. Örneğin, sürrealizm ressamları eserlerinde sevabı da günahı da, ahlaki olanı da olmayanı da işlemiştir. Sürrealizm sanat akımı böylece oldukça çarpıcı eserleri ile günümüze kadar gelmiştir. Sanatkârlar bugün hala birçok akımı ve kişiyi etkilemeyi başardılar.
Sürrealizm Temsilcileri
Sürrealizm bir akım olarak, pek çok kişi ve akımdan etkilenerek varlık bulur. Ancak varlık buluşu ile birlikte pek çok insanı da etkisi altına almayı başarır. Bu kişilerin başında ise şair ve yazarlar gelmekte. Sürrealizm temsilcileri olarak değerlendirebileceğimiz, şair ve yazarlardan bazıları ise şu şekilde sıralanabilir:
- Sürrealist akımın kurucusu André Breton,
- Louis Aragon,
- Paul Eluard,
- Philippe Soupault,
- Antonin Artaud,
- Benjamin Perret,
- Jacques Prevert,
- Rene Char,
- Plerre Reverdy,
- Robert Desnos.
Yalnızca edebiyatta değil aynı zamanda resimde de sürrealizm etkileri görmek mümkün. Oldukça usta isimler bu akımdan etkilenerek eserler vermişlerdir. Bu usta ressamlardan bazıları şu şekilde ifade edilebilir:
- Salvador Dali,
- Rene Magritte,
- Yves Tangy,
- Max Ernest,
- Andre Masson,
- Georgio de Chirico,
- Joan Miro,
- Man Ray.
Özellikle Salvador Dali, gerçeküstü ve çarpıcı eserleri ile dikkatleri çeker. Onun popüler resimlerinden biri olan Belleğin Azmi, pek çok defa karşımıza çıkan eserlerin başında. Bu eserinde eriyen cep saatlerini resmeden Dali, zamanın dayanıksızlığını etkileyici bir biçimde sunuyor.
Sürrealizm Türk Temsilcileri
Dünyanın pek çok yerinde ses getiren Sürrealist akım elbette Türkiye’de de ses getirmiş ve birçok kişiyi etkisi altına almıştır. Akımın etkilediği bazı önemli Türk sanatkârlar şu şekilde sıralanabilir:
- Orhan Veli,
- Cemal Süreya,
- Sezai Karakoç,
- İlhan Berk,
- Melih Cevdet Anday,
- Oktay Rıfat Horozcu,
- Turgut Uyar,
- Ece Ayhan.
Sürrealizm Akımı Özellikleri
Gerçeküstücülük olarak literatürde yer alan sürrealizm, reel olanın yani gerçek olanın karşısında konumlanmış gibi dursa da durum tam olarak bu şekilde değildir. Özellikle sanat alanında sürrealizm, gerçeküstünün bir ifade biçimi olarak belirli birçok özgün teknik ile eserlere işleniyor. Bu noktada ana husus ise sanatçının tamamen özgür hayal gücünün ürünlerini, olabilecek en özgün şekilde ortaya koymasıdır. Sanatkarın bilinçaltı, esere yansımakta. Akıl ve mantık ise tüm bu süreçlerde adeta rafa kaldırılıyor. Hatta ve hatta bu akımın etkisinde yazılan eserlerde ilhamın ana kaynağı olarak rüyaları bile görmekteyiz. Sürrealist eserlerde genel olarak ruhsal olaylar ele alınır. Tüm bu olayların anlatımında ise alay ve mizah göz önünde bulundurulur. Genel çerçevesini çizdiğimiz sürrealist akımın ana özellikleri ise şu şekilde maddeleşebilir:
- Otomatik yazı,
- Mizah,
- Harikulade,
- Rüya,
- Çılgınlık,
- Çocukluğa dönüş.
Tüm bu özellikler zaman içinde sanatçıların da etkisi ile oluştu. Bununla beraber sürrealizme yönelik ilk ilkeler ve özellikler ise Sürrealizm Bildirisi’nde ortaya konmuştur. Peki bahsi geçen bu sürrealizm bildirgesi kim tarafından kaleme alınmıştır?
Sürrealizm Bildirgesi Kim Tarafından Kaleme Alınmıştır?
Daha önce bahsettiğimiz üzere, Sürrealizm Manifestosu bir diğer adı ile bildirisi ilk olarak André Breton tarafından Le Premier Manifeste du Surrealisme adı ile 1924 yılında yazılır. Ardından manifestonun tamamlayıcısı niteliğinde Le Second Manifeste du Surrealisme bildirisi yine André Breton tarafından 1930 yılında kaleme alındı. Bu yıllar aynı zamanda akımın en etkin yıllarıdır. Özellikle şiirde bahsi geçen yıllarda önemli sürrealist eserler verilir. Bu etkin yıllarının ardından popüler sürrealist temsilciler, farklı akımlara da yönelmeye başladı. Böylece bir dağılma yaşandı. Ancak sürrealist akım bugün hala pek çok sanat eserinde etkisine rastlanan bir akım olarak karşımıza çıkıyor.