KariyerGündem

Tek Sınav Sisteminin Öğrenci Üzerinde Etkileri

Tek Sınav Sisteminin Öğrenci Üzerinde Etkileri

Özel eğitim kurumları, özellikle son yıllarda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın her yıl değiştirdiği müfredata en hızlı şekilde uyum sağlayarak, üniversite ya da liseye giriş sınavına hazırlanan öğrencilere yönelik çalışmalarıyla anılmaktadır. Müfredat değişikliği ne kadar radikal bir karar olursa olsun, sonucunda tek bir sınava bağlı bir sistem olması öğrencilerin sınava giriş yılında yaşadığı stresi arttırıyor. Durum böyleyken de tek sınav sisteminin öğrenci üzerinde etkileri tartışma konusu olmaktadır. Çoğu on sekiz yaşından küçük olan öğrenciler de bu sorumluluğun altında mental ve fiziksel anlamda çöküşe geçerek, sınav döneminde büyük bir travma riski yaşamaktadır.

Tek Sınav Sistemi Üzerinden Öğrencilik Hayatı

Türkiye eğitim sisteminin bağlı bulunduğu tek sınav sisteminde, öğrencilerin üniversite ya da lise hayatında istedikleri tercihleri yapabilmeleri için girmeleri gereken bir sınav vardır. Orta öğretim ya da lise hayatlarında aldıkları not ortalaması, girecekleri sınavdan gelen puana kıyasla oldukça küçük bir yer kaplamaktadır. Öğrenciler bu durumun bilinciyle, okul öğrenimini ikinci plana bırakarak sadece sınava hazırlanmaya başlamaktadır.

Hastaneler bu sınavlardan bir ile üç ay arasında değişen tarihler arasında, sınava hazırlanmak maksadıyla rapor almak isteyen öğrenciler ile dolup taşar.

İstedikleri bölüme karşı toplum ve devlet tarafından idealist bir yapıya büründürülen öğrenciler, dünyalarını bu sınava konsantre olarak geçirir ve tüm sosyal zamanından feragat eder. Sınava hazırlık süreci yeterince zor değilmiş gibi, öğrenciler bir de her yıl değişen müfredat ile mücadele etmek durumundadırlar. Milli Eğitim Bakanlığı‘na bağlı olan devlet okulları bu değişim takvimine uyum sağlamakta güçlük çeker. Bunun birincil nedeni, öğretmenlerin sunduğu eğitimi sorgulayacak bir yapının olmaması. Devlet okulları bu yüzden “memur zihniyeti” ile çalışan sözde öğretmenlerle dolmuştur. Merkezi okulların tamamı da bu kadrolaşmalardan nasibini almıştır.

Bu durumun farkında olan işletmeciler, öğrencilere ve velilere en hızlı ve en güvenilir çözümü sunmak için sadece sınava hazırlanan bir müfredat hazırlayarak dershaneleri ön plana çıkartmıştır. Dershaneler bir eğitim kurumu değil ticarethanedir. Bu fark sayesinde, çalışan eğitmenlerin belirli bir performansın altında kalmaları sonucunda işlerinden olma korkuları vardır. Fazla çalışmalarının ödüllendirmesinin olması da ayrıca cabasıdır.

Dershanelerde Sınava Hazırlanmak

Dershanelerde Sınava Hazırlanmak
Bugün okullarda verilen eğitim, tek başına yeterli gelmemektedir.

Dershanelerin ekonomi de olan yeri her geçen yıl büyümektedir. Bu işletmelerin en büyük reklam kaynağı başarılı öğrenciler iken, başarısız öğrenciler ile ilgili bir yapılandırma maalesef mevcut değildir. Başarısız öğrencileri doğrudan çalışmamak ya da yetersizlikle sorumlu tutmaktadırlar. Ancak sınavı kazanmak adına yine de en güvenli yatırım aracı dershanelerdir.

Sınav döneminde artık bir velinin öğrencinin dershane ve kırtasiye masrafına harcaması gereken masraf ortalama olarak bir Anadolu şehrinde 10.000 TL civarındadır. Buna ekstra olarak ulaşım, yeme-içme ve gündelik masrafları da eklersek, 15.000 TL civarına ulaşması kaçınılmazdır. Öğrenci velileri hem bu maddi yükün altına girmeli hem de sınava hazırlanan öğrencilerinin mental açıdan çökmesini engellemek adına ona gerekli bütün koşulları hazırlamakla mükelleftir.

Üniversiteye hazırlanan bir öğrencinin sosyal hayatına karşı olan etkileri, bütün ailesini etkilemektedir. Gündelik sosyal aktivitelerinin tamamı sekteye uğramaktadır.

Öğrenciler de hayatlarının tek bir sınava bağlı olduğunun bilinciyle, hem sınav stresi ile hem de sınava hazırlanarak bu süreçten başarılı çıkmaya çalışmaktadırlar. Öğrencilerin bu süreçte yaşadıkları ruh sağlığı problemleri ise her geçen yıl artış göstermektedir. Ekonominin ülke içerisinde kötüye gitmesi ve tek kurtuluşun gittikleri üniversite ya da bölüme bağlı olduğunu düşünen öğrenciler, süreç içerisinde travma yaşamaya başlayabilirler. Bu duruma önlem olarak sınav stresiyle ilgili özel psikolog ve psikiyatri klinikleri kurulmuştur.

Dershaneler ise öğrencilere sınav bilincini aşılamak adına, rehber öğretmen önderliğinde yıl boyunca deneme sınavları ve onları diğer öğrencilerle rekabete sokmaktadır. Bu rekabet ortamı, potansiyel bir gerginlik ortamını daha da kızıştırır. Öğrenciler gündelik etkileşimlerini, ihtiyaçlarını ve eylemlerini tamamen sınava yönelik düşünerek yapmaya başlarlar. Çevrelerinde olan diğer öğrencilerin ve velilerin de bu şekilde eylemlerde bulunması, bu durumu onların gözünde normalleştirir. Bir başarısızlık söz konusu olduğunda da kendilerini suçlayarak, sonu intihara kadar uzanan travmalara yol açabilir.

Kişinin ortalama dokuz ay boyunca sosyal eylemlerden bu kadar uzaklaşması da sosyal gelişimini oldukça olumsuz etkiler. Davranış bozukluğu, anksiyete bozukluğu, anti sosyallik, melankoliklik, depresyon, gerginlik ve daha birçok hastalığa sebep olabilir.

Türkiye’deki eğitim sistemine dair sorunlara değindiğimiz Türkiye’de Eğitim Sistemi Sorunları yazımıza da göz atabilirsiniz.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir