Tüketim, genel itibari ile hayatımız boyunca devam ettirmek zorunda olduğumuz bir eylemdir. Fizyolojik ihtiyaçlarımızı karşılamak için tüketmek zorundayız. Ancak günümüz toplumunda yapısında tüketim bir tutkuya dönüşerek, normatif ihtiyaçlarımızın dışında olan durumlara karşı da meyillenmeye başlamıştır. Bu yazımızda tüketim çılgınlığı ve lüks tüketim anlayışının bu kadar paralel geliştiği modern toplum yapısını mercek altına alacağız
Tüketim Çılgınlığı Nedir?
Tüketim çılgınlığı, kapital yaşayış süren toplum yapılarında gözlemlenen, ihtiyaç olan, ihtiyaç olabilecek ve ihtiyaç olmayan durumlara karşı, toplumsal yapıları ve kişinin egosunu tatmin üzerine yaptığı, ihtiyacın fazlası olan alışı simgelemektedir. Sadece mal veya eşyalarla sınırlı bir durum değildir. Toplum içerisinde irtifa kazanmış olgular kısa sürede tüketim öğelerinden birini oluşturabilir. Buna örnek olarak zaman tüketimini vermek mümkündür. Sosyal medya ve bilgisayar başında geçirilen zamanda tüketim çılgınlığının bir parçasıdır. En genel örnek olarak da moda akımlarına bağlı olarak her yıl gereksiz yaptığımız tekstil alışverişlerini vermek mümkündür.
Kapital sermayelerin devletler üzerinde kurduğu baskılar sonucunda, toplumun yararı ya da ihtiyacı olan olgular yerine baskı mekanizmaları yerini almaya başlamıştır. Şirketler devletlere baskı kuruyor, devletler kurumları bu doğrultuda kontrol ediyor, kurumlarda devletle çıkarları ters düşmemesi adına toplumu istenilen şekilde yönlendiriyor. Bu hiyerarşi içerisinde en yüksekte bulunan kapital sermaye grupları; reklam, pazarlama, tanıtım ve ihtiyaç yaratmak için bilimsel disiplinleri kullanabiliyor. Sonucunda birey farkına varmadan toplumsal yapının bir parçası şeklinde ihtiyacı olmayan olgular için alışveriş yapıyor, sosyal medya da normatif olandan çok daha yüksek zaman geçiriyor ve hayatının kontrolünü kaybediyor.
Gıda israfının boyutları ve sonuçları hakkında detayları öğrenmek için Gıda İsrafı Global Ölçekte Eşitsizlik Yaratıyor! yazımızı inceleyebilirsiniz.
Lüks Tüketim Anlayışı
Lüks tüketim anlayışı, bireylerin belirli olgulara yaptıkları maddi ya da manevi yatırımlarla birlikte, kişilik ya da karakteristik özellik kazanmış bu olgularda olan özellikleri kendi hayatlarının parçası olarak gösterme çabasıdır. Lüks tüketim kesinlikle gereç değil, bir araçtır. Kişi lüks bir araç ya da son moda bir kıyafet giydiğinde, bu olguların toplum içerisinde sağlayacağı itibarı aslında satın almış olur. Kapital toplum yapılarında her bütçenin kendine göre bir lüks anlayışı vardır. Örneğin maddi durumu çok kötü bir aile, ayda bir kez et tüketerek lüks tüketim yapabilirken, maddi durumu çok iyi olan bir aile tatil için Hawaii adalarına gidebilir.
Lüks tüketimin toplum yapılarını geriye götürdüğü bir gerçektir. Çünkü gereksiz lüks tüketim anlayışları bireyleri yanlış yönlendirir ve bu sürecin sonunda kişi, o lüksün gerektirdiği maliyeti karşılamak için zorunlu ihtiyaçlarından ödün vermek zorunda kalabilir.
Sosyal Medya ve İnternette Zaman Tüketimi
Tüketim çılgınlığının en önemli unsurlarından biri sosyal medya ve internette tüketilen zamanla ilgilidir. Burada takip ettiğimiz ünlü kişilerin ya da bizim takip ettiğimiz ve onların takip ettiği ünlü kişilerin davranışları, tüketim anlayışları ve karakteristik davranışları bütün bir topluma yayılmaya başlamaktadır.
Bireylerin sosyal medya üzerinden farkında olmadan belirli “lüks” markaların paylaşımlarını özellikle yapmaları da kişilerin bu markaların reklamlarını yapmalarına neden olmaktadır. Böylece tüketim anlayışı daha geniş bir kitleye yayılmaktadır. Belirli bir lükse sahip olma olgusunu bütün çevresine ispat etmek zorundadır kişi. Böylece lüks anlayışını daha geniş bir kitleye tanıtarak egosunu tatmin etmiş olacaktır.
Sosyal medyanın tüketim üzerindeki etkisini SOSYAL MEDYANIN TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI ÜZERİNE ETKİSİNİN BELİRLENMESİ çalışması üzerinde daha net görebilirsiniz.