Ekonomi

Türk Lirası Ne Zaman Değer Kazanacak?

Türk Lirası ne zaman değer kazanacak

Türkiye’nin siyasi atmosferi her zaman ekonomik durumlarla yakından ilişki içinde olmuştur. Diğer tüm toplumlarda olduğu gibi Türkiye’de de ekonomi, toplumun kendini yönetenleri seçme aşamasında en önemli belirleyicilerden birisidir. Büyük ekonomik vaatlerle ve büyük bir küresel krizin sonrasında iktidar olmayı başarabilmiş olan AKP hükümetinin bu hususta birçok reformu da oldu. Bu reformları “doğru” ya da “yanlış” olarak değerlendirmek için biraz erken ancak Türk lirası son 3 yılda yaşadığı yoğun değer kaybı ile ekonomik durumu da olumsuz olarak etkilemeye başladı. Türk lirası ne zaman değer kazanacak?” sorusu da doların 17.50 TL’yi gördüğü bu günlerde gündeme geldi. Bu sorunun cevabını vermeye başlamadan önce, böylesine değer kaybının yaşandığı bir sürece nasıl girildiğini ve genel politikanın nasıl işlediğini anlamaya çalışmak daha doğru olacaktır.

2021 Yılında Değer Kaybı %100’ü Aştı

Türk lirasının değer kaybı son üç yılda yani 2018 ila 2021 yılları arasında adeta arşa çıkmış durumda. Günlük hayatlarımızı doğrudan etkileyen bu değişim sürecinden elbette birçok insan iktidar partisi olan AKP’yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı mesul tutuyor. Bu birçok açıdan anlaşılır bir tepki. Yaklaşık 21 yıldır iktidar olan Recep Tayyip Erdoğan ve partisi, uzun süre var olan ekonomik krize karşı kayıtsız kalmaya ve halka iyimser bir portre sunmaya çabaladı. Ancak yılbaşında yani Ocak 2021 7.43 olan dolar kuru, yıl sonunda 17’lerin üzerine çıkmaya başladığında halkın tepkisi de adeta kontrolden çıktı.

Türk Lirası Neden Değer Kaybediyor?

Türk Lirası Neden Değer Kaybediyor?
Türk lirası birçok para birimi karşısında hızla değer kaybediyor.

Birçok insanın ekonomik krizin sebepleri hususunda hemfikir olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Özellikle başkanlık sistemine geçiş referandumundan sonra Kuvvetler Ayrılığı ilkesinin sert bir darbe almış olması çağdaş bir dünyada kabul edilebilir bir şey değil. Bu durum da ülkenin ekonomik durumunu ve uluslararası arenada güvenirliğini büyük ölçüde olumsuz etkiledi. Bu otoriter yönetim biçimin özellikle modern bir dünyada kabul edilebilir olmadığının anlaşılmasına yol açtı. Tüm bunların yanı sıra uzmanlar tarafından Türk lirasının değer kaybetmesinin sebepleri olarak gösterilen bazı başka durumlar da söz konusu. Bunlar:

  • İç savaş sonrası Suriye’den milyonlarca insanın Türkiye’ye gelmesi sonrası oluşan mülteci krizi,
  • 2-400 Krizi,
  • Maliye Bakanlığı’nın faiz kararları,
  • Ayasofya’nın camii olması,
  • Dış siyasetteki yapıcı olmayan keskin dil kullanımı (Hollanda, Fransa, Yunanistan örnekleri),
  • Türkiye’ye yapacağı yaptırımlar söylemleri ile siyasette etkin olan Joe Biden’ın ABD başkanlığına seçilmesi,
  • Covid-19 pandemisi sonrası yaşanan ekonomik buhran süreci,
  • Merkez Bankası rezervlerindeki azalma,
  • Faiz indirimi söylemleri.

Tüm bu sebeplerin yanı sıra daha önce de belirtildiği gibi, cumhurbaşkanlığı yönetim biçiminden başkanlık yönetim biçimine geçildikten sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gittikçe otorite haline gelmesine olanak tanıyan kararlarla ülke yönetiminde yer alması da süreci olabildiğince hızlandırmış oldu. Demokrasinin temel yapı taşlarından birisi olan Laiklik ilkesine karşı söylem ve eylem saldırıları da özellikle AB – Türkiye ilişkilerinde bir bozulmaya ve Türk lirasının değer kaybetmesine zemin hazırladı.

Osman Kavala gibi AB tarafından desteklenen bir figürün halen tutuklu halde bulunması ve bunu protesto eden diplomatların Dışişleri Bakanlığı tarafından “persona non grata” ilan edilmesi de bu sürece adeta tuz biber oldu.

Persona non grata kavramının ne olduğunu merak ediyorsanız Persona Non Grata Ne Anlama Geliyor? başlıklı yazımızı ziyaret edebilirsiniz.

Türk Lirasının Değeri Yükselecek mi?

Türk Lirasının Değeri Yükselecek Mi?
Türk lirasının değer kazanıp kazanamayacağı kitleler tarafından merak ediliyor.

Tüm bu olumsuzlukların sonucunda halkın alım gücünün azalması ve ülkede en temel mal ve hizmetlerin dahi oldukça fahiş fiyatlarla sunulması birçok insanı rahatsız ediyor. Hemen hemen her gün yeni bir zamla ve yeni bir değer kaybı şokuyla güne başladığımız bu günlerde herkesin aklında tek bir soru var: “Türk lirasının değeri yükselecek mi?”.

“Çin de Böyle Büyüdü”

Elbette bu sorunun birçok uzman açısından farklı yanıtları bulunmakta. İktidar penceresinden bakmayı tercih eden birçok insana göre bu değer kaybı bir tür ekonomik büyüme stratejisi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son konuşmasında planladığı ekonomik modeli anlatarak “Çin de böyle büyüdü” demesi üzerine toplumun bazı kesimleri tarafından bunun bilinçli yapılmış bir devlet stratejisi olduğu düşünülmeye başlandı. Bu uzmanlar ve insanlara göre Erdoğan ve çevresinin amacı Türkiye’yi bir Pazar ve üretim merkezi haline getirerek Çin tipi bir ekonomik büyüme hedefleniyor. Ancak durum çok da göründüğü gibi değil. Enflasyonun çift haleni sayılara çıkmış olması bu sürecin sanıldığı kadar kolay yürütülemeyeceğinin habercisi.

Merkez Bankası Krizi

Birçok Türk ve yabancı ekonomiste göre özellikle Merkez Bankası’nın yönetiminin bağımsız olması Türk lirasının değer kazanmasının bir önkoşulu. Recep Tayyip Erdoğan’ın özellikle kendine yakın kişileri Merkez Bankası’nın başına getirmesi süreci git gide daha da zorlaştırıyor. Bunun yanı sıra 1 yılda gündemi oldukça meşgul eden meşhur “Sedat Peker Videoları” da mevcut hükümete karşı yabancı yatırımcıların güveninin azalmasına sebep oldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yanı sıra birçok bakanlığın yönetimin sürekli değişmesi de ülkenin güveninin gittikçe azalmasına sebep oluyor.

Erken Seçim Çözüm mü?

Erken Seçim Çözüm Mü?
Mevcut hükümetin değişmesinin Türkiye’ye pek çok noktada çözüm olacağı düşünülüyor.

NATO üyesi bir ülke olan Türkiye’nin Avrupa ve ABD karşıtı propagandalar ile keskin bir söylem dili kullanmaya devam etmesinin değer kaybını öngörülemez şekilde artıracağı düşünülüyor. Bu bağlamda erken seçim tartışmaları Türk lirasının tekrar değer kazanması hususunda son çare olarak görülüyor. Sürecin nasıl işleyeceğini yakında hepimiz göreceğiz. Ancak otoriter ve Batı’ya kıyasla “baskıcı” kabul edilebilecek bir yönetim biçiminin bu durumu düzeltmeyeceğinin sinyalleri birçok yabancı kaynaktan veriliyor. Dış borçları artan Türkiye’nin siyasi bağlamda bu kadar keskin bir dil kullanmaya devam etmesi durumunda kredi notu dahi düşürülebilir -ki bu çoktan konuşulmaya başlandı bile. Bu bağlamda alanında uzman olan herkes mevcut siyasi ve uluslararası keskin dilin değişmemesi durumunda sürecin daha iyi olmayacağı hususunda hemfikir diyebiliriz.

Türk lirasının değer kaybetmesinin arkasındaki diğer sebepleri de öğrenmek isterseniz Türk Lirası Neden Değer Kaybetti? başlıklı yazımıza göz atmalısınız.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir