Türkiye, Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan jeopolitik konumu açısından dünyanın en önemli ülkelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Anadolu topraklarının yüzlerce yıldır dünya tarihi için önemli olduğu da bilinmektedir. İlk medeniyet hareketlerinin de bu topraklarda başladığı düşünüldüğünde Türkiye’nin jeopolitik konumunun önemi nedir daha net anlaşılacaktır.
Türkiye Jeopolitik Açıdan Neden Önemli?
Petrol ve gaz zengini Hazar bölgesi ve Ortadoğu’nun enerji kaynağına yakın olması Türkiye’nin konumunu belirleyen önemli unsurlardan biridir. Bu konumu ve zengin doğalgazı Türkiye’yi, petrol kaynaklarının önemli bir tüketicisi olan Avrupa ülkeleri açısından doğrudan bir geçiş ülkesi yapmaktadır.
Çin, modern İpek Yolu olarak bilinen yeni bir küresel güç olarak ortaya çıktı. Türkiye de bu projenin ana aktörlerinden biri olarak kabul ediliyor. 65’i aşkın ülkenin ekonomik ve kültürel yaşamına canlılık kazandırmayı hedefleyen Kuşak Yol girişimi de Türkiye’yi transit ülke haline getirmeyi hedefliyor. Bölgeye göre yüksek gelişmişlik düzeyiyle, demokratik bir rejime sahip olmakla bölgede bir istikrar noktasına dönüşen Türkiye’dir. Türkiye’nin hem doğusuna hem de batısına hâkim kültürü de ülkenin köprü vazifesini destekler niteliktedir. Birkaç maddede özetleyecek olursak Türkiye;
- Doğu medeniyeti ile batı medeniyeti arasında bir köprü vazifesi görmektedir.
- Enerji kaynaklarına yakın konumu nedeniyle “aracı” ülke pozisyonundadır.
- Modern ipek yolu denilen kuşak yol projesi için transit ülkedir.
- Doğu ile batı arasındaki güvenli bölge olarak görülmektedir.
Aslında hem Avrupa Birliği hem de ABD için Türkiye’nin müttefik olarak ön plana çıktığı söylenebilir. Balkanlar, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Rusya’ya olan coğrafi yakınlık olası siyasi yakınlıkları da beraberinde getirmektedir. Bununla birlikte hem NATO üyesi olması hem AB ilişkileri Türkiye’nin bir tür kontrol noktası olarak görülme ihtimalini de arttırmaktadır.
Türkiye’nin Jeopolitik Konumunun Ekonomik Etkileri
Türkiye’yi siyasi, ekonomik ve askeri gücü, enerji güvenliği açısından ideal bir geçiş noktası haline getirmektedir. Bu nedenle AB, Türkiye’yi güvenilir bir enerji transfer rotası olarak görmektedir. Bakû-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı (BTC), Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) ve Türk Akımı gibi birçok boru hattı projesi bulunmaktadır.
Yakın gelecekte Türkiye için bir üs haline gelecek olan bu enerji geçişleri ekonomik açıdan oldukça karlı görünüyor. AB için ise daha güvenli bir enerji arzı ve son yıllarda iyi gitmeyen Rusya’ya olan enerji bağımlılığının azalması anlamına geliyor. Türkiye’nin batısındaki Avrupa ülkeleri, Türkiye’yi zengin enerji kaynaklarına ulaşmanın en güvenli yolu olarak kabul ediliyor. Türkiye zaten bu rolü destekleyen büyük projelere imza atmıştır.
Türkiye de kimi devam eden pek çok önemli ulaşım yatırımları bulunmaktadır. En önemli bazıları:
- Marmaray Projesi
- Avrasya Tüneli
- Yavuz Sultan Selim Köprüsü
- Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi
- İstanbul Havalimanı Projesi
- Boğaz’ın iki yakasını buluşturan bir diğer köprü ise halen devam eden Çanakkale 1915 Projesi.
Türkiye’de sürdürülen tüm bu projelerin bir açıdan küresel enerji hattı ile ilgili olduğu söylenebilir. Her ne kadar “içeride” tüm bu yatırımların aşırı ve gereksiz olduğu zaman zaman tartışılsa da hepsi uzun vadeli yatırımlar olarak değerlendirilmektedir. Aynı tartışmaların odağında olan Kanal İstanbul Projesi’nde de benzer çıkarlar gözetiliyor gibi görünüyor.
Siyasi Açıdan Türkiye’nin Jeopolitik Konumu
AB üyeliğine aday olan Türkiye, AB ile iş birliği yapan bir ülke olarak pek çok şey yapıyor. Türkiye örneği de dahil olmak üzere AB’nin daha etkin bir küresel güç olabileceği belirtiliyor.
Avrupa güvenliği, Türkiye’den başladığından beri, genellikle Avrupalı politikacılar tarafından vurgulanmaktadır. 2015 yılında Yunanistan ve Balkanlar üzerinden başlayan Avrupalı göçmen akını 2016 yılında Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında geri kabul anlaşması imzalandı. Bu kapsamda AB ülkelerindeki Türk vatandaşları için vize serbestisi bekleniyor.
Siyasi ilişkiler zaman zaman inişli çıkışlı olsa da Türkiye’nin AB üyeliğinin ekonomik olarak tam entegre olduğu biliniyor. 1995 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği, Türkiye ekonomisinin rekabet edebilirliğine ve verimliliğine önemli bir katkıdır. Bugün Türkiye ile AB arasında 150 milyar avronun üzerinde bir ticaret hacmi var.
AB’nin Türkiye’yi bir pazar ve enerji transfer hattı olarak değerlendiriyor. Mülteci Krizi ile beraber yeni bir ortaklık da kurulmuş olduğu söylenebilir. Türkiye, günümüzde AB için aynı zamanda bir güvenlik noktası.
Eğer bu konuda daha fazla bilgi edinmek isterseniz 21. Yüzyılda Türkiye’nin Jeopolitik Konumu ve Dış Göç İlişkisi adlı çalışmaya göz atabilirsiniz.
Türkiye’nin Jeopolitik Konumunun Geleceğe Etkisi
Bugün Çin, birçok uzman tarafından bir süper güç olarak biliniyor. “Yüzyılın Projesi” ilan edilen dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan “Kuşak Yol” girişimi var. Bu bağlamda Çin, eski İpek Yolu güzergâhlarında altyapı geliştirme projelerini destekleyerek ekonomik koridorlar oluşturuyor. Böylece hem Çin’de hem de yatırım yapılan ülkelerde büyümeyi ve istihdamı desteklemektedir.
Bu projede Türkiye ile Avrupa Orta Asya, Afganistan, Pakistan ve Çin’i birbirine bağlayacak ‘Merkez Koridor’ bölgesinde yer alıyor. Koridor tamamlandıktan sonra ticaret süresinin kısalması ve ayrıca ticaret hacminin artması bekleniyor. Türkiye’nin coğrafi ve jeopolitik konumu açısından büyük öneme sahip olan bu girişim ile pek çok alanda etkileşim bekleniyor.
Çin’in de Türkiye aracılığıyla sunduğu ticaretten, yatırımlardan, uluslararası pazara erişim fırsatından yararlanmak istiyor.
Avrupa Birliği aday ülkesi ve ABD’nin müttefiki olan Türkiye’nin önümüzdeki 25 yıl boyunca küresel meselelerde önemli bir rol oynaması bekleniyor. Türkiye NATO’nun bir parçası, Soğuk Savaş sırasında Batılı yetkililer tarafından Avrupa’nın savunmasında hayati bir rol oynadığı düşünülüyor.
Türkiye’nin 96 yıl önceki batılılaşma serüvenini Cumhuriyetin kuruluşuna da bağlamak mümkün aslında 200 yılı aşkın bir süre Osmanlı dönemine bakmamız gerekiyor. Osmanlı döneminde önce askeri alanda, ardından siyasi, ekonomik ve sosyal hayatta birçok reform gerçekleştirilmiştir. Ancak Atatürk’ün Türkiye’de gerçekleştirdiği siyasi kimliği dönüştürme düzeyi Batılıların Türkiye’yi kabulünü sağladı denilebilir.
Türkiye, stratejik konumu, gücü ve canlılığı ile NATO ittifakının en önemli dört üyesinden biri olarak görülmektedir. Türkiye ile birlikte İngiltere, Fransa ve Almanya askeri güç açısından ABD’den sonra öne çıkıyor. Türkiye geçmişte olduğu gibi yakın gelecekte de Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu’nun istikrarı için kritik öneme sahip olduğu biliniyor.
Geleceğin dünyasında Soğuk Savaş sonrası kurulan tek kutuplu dünya yerine çok kutuplu bir dünya düzeninden ve bölgesel güçlerden söz edilmektedir. Bugün Ortadoğu’nun en büyük demokrasisi olarak en önemli modernleşme, sanayileşme ve kentleşme süreci ile Türkiye bölgesel bir aktör olarak yerini almaktadır.
Eğer Türkiye hakkında bilgi edinmeye devam etmek istiyorsanız Türkiye’de Eğitim Sistemi Sorunları başlıklı yazımıza da bir şans verebilirsiniz.