Radyoaktif maddelerin hayatımızdaki yeri yadsınamaz bir gerçek elbette ki. Fakat bu maddelerin bilinçsiz ve dikkatsizce kullanılmasıyla can kaybına sebep olan birçok radyasyon kazası yaşandı. Literatüre geçmiş radyasyon kazaları saymakla bitmez. 1987 yılında Brezilya’da yaşanan olay bunlardan yalnızca biri.
Radyolojik radyasyon kazalarının %50’sini endüstriyel alanlı olanlar oluşturmaktadır. Bunun haricinde insanın doğrudan kullandığı radyolojik silahların da yıkıcı etkileri tarif edilemez boyuttadır. “Radyolojik Silahlar Nedir ve Etkileri Nelerdir?” yazımızla bu konu hakkında bilgi alabilirsiniz.
Radyasyon Kazası Nasıl Başladı?
13 Eylül 1987 yılında, Brezilya’da bir hastane binası taşınma sebebiyle terk edildi. Hastane çalışanları, bina içerisinde yüksek oranda sezyum klorid içeren bir radyoloji aygıtını unutarak büyük bir hata yaptılar. Kaderine terk edilmiş bina zaman içerisinde evsiz insanların uğrak mekanı haline geldi. Bir gün Roberto Dos Santos Alves ve Wagner Mota Pereira ismindeki iki evsiz hurdacı işlerine yarayacak bir şey bulma umuduyla binaya girerler. İkilinin gözüne unutulan radyoloji aygıtı takılır. Sezyum kloroid içerikli aparatı ve aygıtı sökerek yanlarında götürürler. Günlerce mide bulantısı ve kusma semptomlarına kendilerinde tanık olsalar da bunun sebebinin sezyum kloroid içerikli aparat olabileceği akıllarına asla gelmez. Goiânia radyoterapi kazası bu şekilde başladı.
5 gün sonra bu iki hurdacı aparatı hurdalığın sahibi olan Devair Ferreira’a satarlar. Devair Ferreira aygıttaki mavi ışıktan büyülenir, taşı kırarak karısına yüzük yapmak gibi romantik bir hayale kapılır. Taşı masada kırmaya çalışır sonucunda sezyum kloroidin tozları her yere saçılır. Buna doğrudan maruz kalan kişi halıda oyun oynayan 6 yaşındaki küçük kızı olur. Babası gibi tozların ışıltılı büyüsüne kapılan küçük kız da bunları bacağına döker ve annesine gösterir. Aile bireylerinin sezyum kloroid ile etkileşimleri bu şekilde sürer.
Radyasyon Kazası İnsanları Nasıl Etkiledi?
28 Eylül 1987 tarihine gelindiğinde ise, evdeki herkes mide bulantısı, ishal ve kusma gibi semptomlarla mücadele etmekteydi. Aile bireyleri yaşanan bu sorunu basit bir gıda zehirlenmesi olarak nitelendirseler de, durum düşünülenden çok daha ciddidir. Devair’in karısı bu taştan şüphelenmeye başlar. Taşın tozunu alır ve ne yazık ki belediye otobüsünü kullanarak hastaneye gider. Yol boyunca kendisine 6 metreye kadar yakın olan herkes sezyum kloroidin yarattığı radyasyona acı bir şekilde maruz kalır. Hatta kadının yanında ayakta seyahat eden yaşlı bir adamın maddeye teması direkt gerçekleşir. 30 rad radyasyona maruz kalan adamın bacaklarında ciddi boyutta yanıklar oluşur. Küçük kızın kaldığı radyasyon miktarı ise 600 rad değerindeydi.
Radyasyon Kazaları Sonunda Ne Oldu?
Kadın, doktora ulaştığında ise her şey için artık çok geçtir. Doktor olayı doğru tahmin ederek radyoaktif maddeyi ve tozlarını hastane bahçesinde bıraktırır. Olay sonucunda 249 kişi radyasyon zehirlenmesi yüzünden yaralanmıştır. Sonucunda Devair’in kızı ve karısının da arasında bulunduğu dört kişi hayatını kaybetmiştir. Ulusal Atom Enerji Ajansı ise olaya hemen müdahale ederek bölgeye ulaşmıştır. Sonucunda 40 evi yıkmış ve bölgede yer alan toprağın 30 santimetrelik kısmını kazıyarak çıkartmıştır. Çernobil nükleer faciasından yalnızca 1 yıl sonra yaşanmış bu olay medyada geniş bir yankı uyandırmamıştır. Bu maddelerin tehlikeli tarafı örtbas edilmeden temkinli kullanım bilincine erişilemezse ne yazık ki dünyadaki radyasyon kazaları katlanarak artacak.
Radyasyon kaynaklı kazalar tarih boyunca çeşitli sebeplerden gerçekleşmiştir. Radyasyon kazaları, radyolojik ve nükleer kazalar şeklinde kategorize edilmiştir. Türk Hematoloji Derneği’nin yayınladığı ” Radyolojik ve Nükleer Kazalar” isimli yazıdan daha fazlasını öğrenebilirsiniz.