Tao ya da Taoizm, birer kavram olarak herkese tanıdık gelmese de çok da yabancı olduğumuz bir inanış değil. Konfüsyüsçülük ve Budizm ile birlikte uzak doğuyu etkileyen üç büyük inanıştan biri olan Taoizmin felsefe üzerinde de etkili olduğu söylenebilir. Bu etkileri daha yakından incelemek için “Felsefede Taoizm nedir?” “Taoizm Budizmde etkisi nedir?” sorularına yanıt arayacağız.
Taoizm Nedir?
Taoizm ya da Daoizm olarak bilinen inanış, Lao-Tzu isimli bir bilgeye atfedilen öğretilere dayanmaktadır. Taoizmde amaç, yaşam enerjisi Qi’yi tüm varlığın kökü olan Tao ile uyumlu hale getirmeye çalışmaktır. Bu süreçte çeşitli meditasyon egzersizlerinden ve erdemli bir yaşam tarzından faydalanılmaktadır.
Taoizmde tüm evren bir bütün olarak algılanmaktadır. Suyun sakince akışı da büyük önem atfedilen olaylar kadar hakikat barındırmaktadır. Taoizm açısından evrende var olan şeyler arasında bir varlık hiyerarşisi yoktur. Dolayısıyla mücadele, savaş, ayrım gibi kavramlar da anlamını yitirmektedir. Ayrıca Taoizmin en temel ilkesinin kendiliğindenlik olduğu da söylenebilir.
Taocu öğretiler, başlangıçta binlerce yıl boyunca ustalardan öğrencilerine sözlü olarak aktarılmıştır. Taoizm öğretilerinin ilk yazılı kayıtları, Laozi ya da Lao-Tzu olarak da bilinen Lao Tse’nin MÖ 6. yüzyıldan kalma yazılarında bulunabilir. Ancak, Lao Tse’nin gerçekten var olup olmadığı da tartışmalıdır.
Taoizme adını veren Tao, dünyanın tanımlanamaz sürecidir. Yaşayan, ruhsal ve aynı zamanda maddi olan her şeyi içeren ilk temeldir. Taoizme ait ilk yazıtlarda onun şöyle açıklandığına rastlayabiliriz:
“Göğün ve yerin varlığından önce bir belirsizlik vardı. Ne kadar da sakindi! Ne kadar da boştu! O var olan, tek başına ve değişmezdi. Tao her yerdedir ve yorulmadan çalışır. Cennetin altındaki her şeyin anasıdır. Adını bilmiyorum ama ona Tao diyerek hitap edin.”
Bu sınırları belirlenmiş, somutlaştırılmış dinsel inanış ve mitlerle açıklanamayacak bir görüştür. Özellikle Hristiyanlığın Antik Yunan’a dayanan maddiyatla ilişkili kökleri, Taoizm fikrini ilk başta anlamayı engelleyebilir. Tüm buna rağmen Hegel, Heidegger gibi bazı büyük düşünürler Taoizm ile ilişkilendirilmiştir.
Taoizm, Zen Budizm’i de önemli ölçüde etkilemiştir. Zen ve Taoizm arasında da bu nedenle ciddi bir bağlantı kurulmaktadır.
Felsefede Taoizm Nedir?
Taoizm son zamanlarda Batılı toplumlarda kendine daha fazla yer bulmaya başlamıştır. Taoizmin öğretilerinin adeta bir trend haline gelmesinin pek çok sebebi vardır. Ancak bu sebeplerden belki de en önemlisi Taoizmin gündelik yaşama dair çeşitli önerilere sahip olmasıdır.
Yin Yang sembolü olarak bilinen meşhur Taocu sembolü mutlaka görmüşsünüzdür. Yaşam ve ölüm, kadın ve erkek, etken ve edilgen gibi zıt görünen kavramlarla ilişkili bu sembol, Taoizm için büyük önem taşır. Taocu öğretiye göre amaç, Yin Yang’ta olduğu gibi dengeye ulaşmaktır. Buna istinaden:
- Feng Shui,
- Taocu Tıp,
- Dövüş Sanatları,
- Enerji Çalışmaları vb.
Bunlar gibi öğretiler, doğrudan gündelik yaşamı düzenleyecek insanı daha dengeli ve Tao’ya uygun bir hale getirecek biçimde hayata geçirilmektedir. Bu çerçevede Taoizm felsefesi de modern yaşamada dahil edilmektedir.
Yin ve yang sanıldığı gibi zıt kavramlar değildir. Aksine, birbirleriyle yakın ve uyumlu bir ilişki içindedirler. Taocu meditasyon uygulamalarının çoğu, gücü ve ruhu yani yin ve yangı yeniden birleştirmeyi ve böylece onları Tao ile uyumlu hale getirmeyi amaçlar.
Taoizmin bu görüşleriyle ve Zen Budizm ile benzer öğretileriyle ilişkilendirilen en önemli Batılı filozof Martin Heidegger’dir. Heidegger ve Taoizm üzerine çeşitli platformlarda onlarca çalışma bulmak mümkündür.
Taoizm Budizmde Etkisi Nedir?
Taoizm denildiğinde, konu bir şekilde dönüp dolaşıp Zen Budizm denilen Budizmin bir öğretisine gelmektedir. Bu iki öğreti de özellikle soyut açıklamalara verdiği önem nedeniyle birbirlerine yaklaşmaktadır.
Buddha ve Lao-Tzu tarafından öğretilen birçok kavram birbirleriyle karşılaştırılabilir ve birbirlerini tamamlayıcıdır. Özellikle, Bodhidharma tarafından Hindistan’dan tanıtılan Ch’an Budizmi, Japonya’daki Zen Budizmi ile birlikte, iki felsefenin birbiriyle uyumlu göründüğü söylenebilir. Ancak bu iki öğreti kesinlikle tamamen aynı değillerdir. Yöntem ve birçok felsefi inanç açısından birbirlerine oldukça yaklaştığı noktalar olsa da tamamen aynı oldukları söylenemez.
Tao da tıpkı Budizm gibi içsel huzur ve dengeyle ilgilenmektedir. Ana Taoist fikirlerden biri, kişinin Tao, doğa ve şeylerin düzeni ile uyum içinde yaşaması gerektiğidir. Bu, Budistlerin de doğayla uyum içinde yaşama ve şeylerin düzenini ve akışını bozmama fikirleriyle benzeşmektedir. Bu nedenle, ekoloji bağlamında iki öğreti birbirine oldukça benzemektedir.
Budizm ve Taoizm’in birbirini etkileyip etkilemediği veya ayrı ayrı benzer fikirler geliştirip geliştirmediği tartışmalıdır. Ancak bunların çelişmekten ziyade birbirini tamamlayan iki ruhsal yol olduğu açıktır.
“İyi yönetmeyi bilen kızmaz,
İyi dövüşmesini bilen savaşmaz.
Düşmanları yenmede iyi olanlar onlarla mücadele etmez.”
Taoizmin bu sözleri, Budizmdeki içsel huzurla gelen hislere oldukça benzemektedir. Öfke, savaş, nefret, kıskançlık gibi olumsuz duygu ve durumlar insanın iç dünyasından kaynaklanan tepkilerdir. Bunlarla mücadele eden ve onları kontrol altına alan gerçek bir savaşçıdır.
Aslında bu ve benzeri görüşlerin hemen her dinsel ve mistik öğretide benzer olduğu da söylenebilir. Tüm içsel öğretiler ve dinler aynı şeyi öğütlemektedir: “Kendini bil, kendini tanı ve önce kendi şeytanınla savaş.”
Budizm öğretilerinin yer aldığı eserler: Tripitaka Nedir?