Felsefe

Hristiyan Felsefesinin Genel Özellikleri

Hristiyan felsefes

MS 2. yüzyılda Hristiyanlığın ortaya çıkmasıyla birlikte ilk adımları atılan Hristiyan felsefesi, 15. yüzyıla kadar Batı felsefesi olarak adlandırılmaktaydı. Oldukça uzun olan bu dönemin, çeşitli sınıflandırmalarla birbirinden ayrıldığını söylememiz mümkündür. Konuya dair detaylı bilgileri içeriğimizde bulabilirsiniz. Din ve felsefenin bir kavuşumu olan Hristiyan felsefesinin genel özellikleri için okumaya devam edebilirsiniz.

Hristiyan felsefesi, MS 2. yüzyıldan günümüze kadar gelmeyi başarmış bir fikir akımıdır. Hristiyanlar tarafından geliştirilmiştir ve yüzyıllar süren fikir ve tartışmaların birikiminden oluşmuştur. Başlangıcının Hristiyanlığın ortaya çıkışıyla denk gelmesinden de anlaşılacağı üzere dine yönelik eleştirileri çürütmek adına çeşitli felsefi savunular sonucunda geliştirildiği söylenebilir. Bu özelliğiyle Hristiyan felsefesi, ilahi düşünceler ve felsefi görüşlerin bir karmasından oluşmaktadır. Fakat yine de felsefi görüşler kısmının akılcı (rasyonel) ögelere dayandırıldığı bilinmektedir.

Hristiyan Felsefesi

Hristiyan Felsefesi
Hristiyan felsefesi, Patristik Dönem ve Skolastik Dönem olmak üzere sınıflandırıldığı bilinmektedir.

İnsanlık tarihi boyunca her fikir akımının karşıt bir görüşünü temsil eden gruplar ortaya çıkmıştır. Hristiyanlığın ortaya çıkmasını takiben bu dinin öğretilerine karşı çıkılması da kaçınılmaz olarak gerçekleşmiştir. Hristiyan felsefesi de tam da bu noktadan Hristiyanlığın bir savunusu olarak bir akım haline gelmeyi başarmıştır. Özellikle dönemin Hristiyan filozoflarının aynı zamanda din adamı da olması, felsefi düşüncelerin gelişimini hızlandırmıştır.

Dinin bilginin kaynağı kabul edildiği ve kutsalın anlamlandırılmaya çalışıldığı, yüzyıllar boyunca gelişimini sürdüren Hristiyan felsefesi, iki döneme ayrılmaktadır. Buna göre, Patristik Dönem ve Skolastik Dönem olmak üzere sınıflandırıldığı bilinmektedir.

Patristik Dönem

MS 2 ve MS 8. yüzyıl arasındaki dönem, Hristiyan felsefesinin ilk dönemidir ve Patristik Dönem olarak adlandırılmaktadır. Tanrı’nın varlığını kanıtlama bu dönemin esas problemlerinin başında gelmektedir. Rasyonel bir yöntemle din açıklanmaya çalışılmaktadır. Dini düşüncenin ilk çıkış yıllarına denk gelmesi nedeniyle, Hristiyan filozofların her biri aynı zamanda din adamıdır. Bu nedenle, Hristiyan filozoflara “Kilise Babaları” da denmektedir. Dönemin önde gelen düşünürlerinden bazıları şunlardır:

Skolastik Dönem

Hristiyan felsefesinin 8. yüzyıldan 15.yüzyıla kadar olan ikinci dönemi ise Skolastik Dönem olarak adlandırılmaktadır. Bu dönem içerisinde artık temel sorunlar aşılmış ve dinin kutsal kitaplarla yazılı hale getirilmesiyle düşünceler farklı bir boyuta taşınmıştır. Öyle ki merak edilen her sorunun cevabı kitaplardan veya dini otoritelerden öğrenilebilir hale gelmiştir. Böylece Skolastik kelimesinin de anlamı olan “okullaşma” gittikçe hızlanmaya başlamıştır. Felsefe eğitim alanına taşınmış ve dini eğitimler yaygınlaşmıştır. Bunun sonucunda da aldıkları dini eğitimi diğerlerinde de anlatma amacıyla yola çıkan düşünürler, Hristiyanlığın yayılmasına katkıda bulunmuştur. Hristiyanlığın gelişimine yardımcı olan ve geleneğin öncüleri olduğu bilinen Bologna ve Oxford üniversiteleri bu dönemin ürünüdür. Skolastik dönemin öncüleri olan düşünürlerden bazıları ise şunlardır:

  • Ockhamlı Willam
  • Anselmus
  • Aquinolu Thomas

Hristiyan Felsefesinin Genel Özellikleri Nelerdir?

Hristiyan Felsefesinin Genel Özellikleri Neler
Hristiyan gelsefesinin genel özellikleri, çeşitlilik göstermektedir.

Hristiyan felsefesi çok geniş bir dönemde etkili olması ve birçok faaliyete öncülük etmesiyle önemli felsefi akımlardandır. Günümüzde dahi konuşulmaya devam etmesi, filozofların başarılı temellendirmeler yapmak için çabalamalarından kaynaklanmaktadır. Bu akımı iyi anlamak için dönemin tamamını kapsayan fikirlere hakim olunması gerekir. Hristiyan felsefesinin genel özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Ortaya konulan görüşlerin her biri ilk günden son güne kadar inanç temelinde geliştirilmiştir.
  • Hristiyan filozofların her birinin din adamı da olduğu bilinir.
  • Dini öğretiler ve inanç, akılla temellendirilmeye çalışılmıştır.
  • Bilginin kaynağı ve mümkün olmasını sağlayanın inanç olduğu savunusu hakimdir.
  • Antik Yunan felsefesinden etkilendiği söylense de Hristiyan filozoflar bu düşünceye karşı çıkmaktadır.
  • Esas problemi Tanrı’nın varlığının kanıtlanmasıdır.
  • Akımın önde gelen düşünürleri görüşlerini temellendirmek için kutsal metinlere başvurmuştur.
  • Bazı dönemlerde kutsal metinlerin dışında kalan görüşlerin hiçbiri kabul edilmemiştir.

Sonuç olarak dinsel otoritenin önemi vurgulanarak, karşı gelinmemesine dair fikirler geliştirilmiştir. Öyle ki biri dinin öğretilerine karşı çıkmaya kalktığında, cezalandırıldıkları görülmüştür. Bununla birlikte dönemin en kısa özeti, akıl ve inanç tartışmaları olarak yapılabilir.

Dinin ortaya çıkışı hakkında hazırladığımı çalışmamızı okumak için Din Nasıl Ortaya Çıktı? yazımıza göz atabilirsiniz.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir