Dünyada tüm medeniyetlerin yok olduğunu ve çok az insanın hayatta kaldığını düşünün. Burada kalan insanların hayatta kalma mücadelesini izlemek ise oldukça ilgi çekicidir. İşte post apokaliptik filmler, sizi bildiğiniz dünyadan alıp bir felaketin eşiğine götürür. İçinizi ürpertecek bu filmleri izlerken belki de hayatı sorgulayacak, ne yapmanız gerektiğini düşüneceksiniz.
Sürekli havanın kirlendiği, savaşın acımasız dehşetinin olduğu ve hastalıkların arttığı bu dünyada post apokaliptik filmler, son derece etkileyicidir. İçimizdeki umudu alıp yerle bir etse de izleyicisi de oldukça fazladır. Siz de dünyanın kötü geleceğine dair hazırlanan kurguları izlemek isterseniz listemizdeki filmlere zaman ayırmanızı öneririz.
On The Beach – Kumsalda (1959)
Film, 3. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyanın nükleer saldırılardan sonra yok olduğunu anlatıyor. Ayakta kalan tek bölge ise Avustralya. Filmde, Kuzey Yarımküre’deki radyoaktif bulutun yavaşça Avustralya’ya gelmesi konu alınmış. Yönetimin hızlıca ölmeleri adına ötenazi teklifinden insanların kurtulmak için Amerika’ya geçme mücadelesini ve küresel yıkımı izliyoruz.
Planet of the Apes – Maymunlar Gezegeni (1968)
Astronot Leo, kaybolan şempanzesini bulmak için bir yolculuğa çıkar. Ancak bu sırada ana gemiyle iletişimini tamamen kaybeder ve bilmediği bir gezegene gelir. Burada insanlardan kaçan maymunlar yaşamaktadır. Leo ise bu maymunlar tarafından kaçırılır ve köle olarak satılır. Satıldığı yerde ise birkaç kişiyi de alarak buradan kurtulmaya çalışır.
The Omega Man – Tek Adam (1971)
Filmde bir doktor olan Robert Neville, tüm insanlığı vampire dönüştürecek salgın için bir tedavi yöntemi bulur. Ancak tamamen geç kalmıştır ve sadece kendisi üzerinde uygulayabilecektir. 5 yıl boyunca da bu salgından kurtulmayı başarmıştır. Ancak salgın yüzünden vampire dönüşmüş kan emicilerle mücadele etmek zorunda kalır.
Zardoz – Taş Tanrı Zardoz (1974)
Film, kıyamet sonrasında yaşanan bir konuyu ele alır. Zed, hiçbir otoritenin olmadığı bu dünyada hayatına devam eden bir barbardır. Ancak Consuella’dan kendisinin ölümsüz olmasını sağladığı birkaç insanın hayatta kaldığını öğrenir. Bir grup insan bu nedenle güven ve huzur içerisinde yaşar. Zed ise bu durumu değiştirerek hayatlarını cehenneme çevirmeye çalışacaktır.
A Boy and His Dog – Çocuk ve Köpek (1975)
Post apokaliptik filmler arasında bulunan “Çocuk ve Köpek” kara mizahın da kullanıldığı bir filmdir. Vic ve radyasyondan dolayı konuşmaya başlayan köpeği konu alınır. Bu ikili, nükleer saldırılar yüzünden yok olmuş ABD sokaklarında birçok mutant, haydut veya robotla mücadele eder. Ancak bir gün Amerika’yı yeniden kurmak isteyen kişilerle yolları kesişir.
Stalker – İz Sürücü (1979)
Post apokalitik film denildiğinde akla ilk gelen isimlerden biri de Stalker’dır. Dünyaya düşen bir göktaşı, dünyayı tamamen mahveder. Ancak ulaşıldığında tüm insanların isteklerini yerine getiren yeni bir bölge de oluşmuştur. Filmde üç kişinin arzularını gerçekleştireceği bir odaya ulaşma hedefini konu alınır. Ancak bu olay düşündükleri kadar kolay değildir.
Mad Max – Çılgın Max (1979)
Post apokaliptik film serisi olan Mad Max, Avustralya’nın ıssız topraklarında geçen bir kıyamet sonrası filmi. Kıyametten sonra ise burada çok az kişi yaşıyor ve sadece az sayıda polis tarafından korunuyorlar. Faşist bir yönetimle mücadele edilen bu filmi izlerken çok heyecanlı dakikalar yaşayacağınızdan emin olabilirsiniz.
Escape From The New York – New York’tan Kaçış (1981)
Yıl 1997 ve ABD artık bir polis devleti haline gelmiştir. New York ise geri kalan bölgeden ayrılarak büyük bir hapishane olmuştur. Başka ise uçağının düşmesiyle New York Dükü tarafından alıkonulur. Başkanın kurtulmasının tek yolu ise Plissken’in ona yardımcı olmasıdır. Faşist bir ülke haline gelen ABD sokakları ise çetelerin ve suçluların rahat rahat dolaştığı bir yer haline gelmiştir.
Delicatessen – Şarküteri (1991)
Kıyametten sonra çok insan hayatta kalmıştır ve bilinen tüm besin alışkanlıkları değişmiştir. İnsanlar artık çok tuhaf şekilde beslenmeye başlamıştır. Palyaço olan bir adam ise şarküteriye gider ve burada bir kadına aşık olur. Dükkan sahibi, adamı içeriye alır ancak onunla ilgili çok korkunç planları vardır. Bu korkunç planlar da bir süre sonra ortaya çıkar.
Twelve Monkeys – 12 Maymun (1995)
Twelve Monkeys, post apokaliptik filmler içinde bilim kurguyu da bizlere sunan bir filmdir. Dünyada hala daha varlığını sürdüren bir virüs vardır ve çok kişiyi öldürmüştür. Sağlıklı kişiler de sığınaklarda yaşamlarına devam etmeye çalışmaktadırlar. Virüsü yok etmek isteyen bilim insanları ise bir çözüm yolu bulur. Zaman makinesi ile geriye gidip sorunun başlangıcını bulmayı amaçlarlar. İlk sürüş için de eski mahkum Cole gönüllü olur. Gittiği yerde kendini akıl hastanesinde bulan Cole, amacını ve gelecekten geldiğini anlatır. Ancak kimse inanmaz ve gerçekten deli damgası yer.
Waterworld – Su Dünyası (1995)
Artık buzların erimesiyle sular altında kalmış bir dünyada yaşıyoruz. Hayatta kalan insanlar ise suların üzerinde yapmış olduğu yapılarda yaşam mücadelesi veriyor. Gezegende yaşam ise çelik yığınları üstünde yaşlı insanların yönettiği bir hale gelmiş durumda. Ayrıca insanların, büyük korku yaratan yağmacılarla da savaşmaları gerekiyor.
Indepence Day – Kurtuluş Günü (1996)
2 Temmuz tarihinde dünya üzerinde büyük bir felaket yaşanır ve komünikasyon sistemleri bozulur. Ardından da kolluk kuvvetleri, büyük cisimlerin dünyaya geldiğini açıklar. İlk etapta meteor olduğu düşünülse de bu gelenler, içinde uzaylıların olduğu bir uzay gemisidir. İnsanlar, uzaylılarla iletişim kurmayı denese de sonuç başarısız olur. David Levinson ise eski bir bilim insanıdır ve uzaylıların dünyayı yok edecek bir saldırı gerçekleştireceğini anlar. Gerçekten de bir gün sonra uzaylılar dünyaya saldırı düzenler. Hayatta kalanlar da onlarla savaşmak durumunda kalır.
Deep Impact – Derin Darbe (1998)
Derin Darbe, döneminde büyük ses getiren filmler arasında yer alır. Amatör bir astronom olan Leo Biederman, bir gün dünyaya yaklaşmakta olan bir yıldız olduğunu fark eder. Bu gözleminde yıldızın tehlikeli olduğunu anlar ve hemen Marcus’a bildirir. Marcus ise yaşanabilecekleri söylemek üzere yola çıkar ve bir kaza sonucu ölür. Bilim insanları da bu yıldızı durdurmak için mücadele etmek durumundadır.
Armegeddon (1998)
New York, şehre düşen ve zarar veren meteorlardan dolayı çok tedirgindir. NASA ise çalışmaları sırasında dünyaya yaklaşan bir meteor olduğunu fark eder. Gözlemlerine göre bu meteor dünyaya çarparsa insanlık tarihini kötü bir şekilde etkileyecektir. Böylece bilim insanları bir plan yapar ve meteoru durdurmak için ikiye bölmeyi hedefler.
28 Days Later – 28 Gün Sonra (2002)
İngiltere, ölümcül bir virüsün tehdidi altındadır. Şempanzelerden bulaşan bu virüse yakalanan kişilerse oldukça kötü durumdadırlar. Virüsle mücadele eden kişilerse aynı zamanda enfekte kişilerle de sorunlar yaşamaktadırlar. Çareyi de bir sığınağa saklanmakta bulsalar da çok daha kötü olaylar yaşanmaya başlar.
Equilibrium – İsyan (2002)
3. Dünya Savaşı artık bitmiş ve insanlar bu felaketin sonuçlarıyla yüzleşmeye başlamıştır. Savaş sonrasında egemen olan faşizm, insanların duygularını kontrol altında tutmaya çalışır. Umut verici her şey yasaklanmıştır ve insanlar, tekdüze bir yaşam süremeye zorlanmaktadır. John Preston da dünyanın bu hale gelmesine neden olan baş cellattır.
Le Temps Du Loup – Kurdun Günü (2003)
Kurdun Günü, hızla mahvolan bir toplum içinde bireylerin neler yaşadığını konu alan bir film. Daniel ve Isabelle, Avustralya’da yaşayan ve felaketlerden uzaklaşmak isteyen iki kişi. Ancak kötülüğün tamamen ele geçirdiği bu durumdan kaçmak oldukça zor. Zaten karakterlerimiz de bu vahşilikten kendilerini kurtaramıyor.
Children of Men – Son Umut (2006)
Dünyada yaşayan son genç insan, artık ölmüştür ve insan neslinin sonu gelmek üzeredir. Artık üreyemeyen insanlık ikiye bölünmüştür. Bir taraf kendisini hayatın akışına bırakmıştır. Bir tarafta ise hala daha mücadele ederek olanları değiştirmeye çalışır. Britanya da bu süreçte en korunaklı bölge haline gelmiştir, ancak buraya gelmek isteyen mültecilerle sorunlar yaşanmaya başlar.
Doomsday – Kıyamet Günü (2008)
Ölümcül bir virüs, İskoçya’yı tamamen karantina bölgesi yapmış durumdadır. Ancak bir türlü bitmeyen bu hastalık 30 yıl sonra İngiltere’yi de tehdit eder. İngiltere, bu durumdan kurtulmak için askeri birlikle birlikte İskoçya’ya gider. Ancak burada insanların şiddete meyilli birere yamyama dönüştüğünü görürler.
Blindless – Körlük (2008)
Jose Saramago’nun aynı isimli eserinden uyarlanan Körlük, insanları kör eden bir hastalığı anlatır. Bu hastalığın bulaşmadığı bir kişi vardır, o da göz doktorunun eşidir. Kadın, yaşanan tüm felaketi gözleriyle görür ve insanlığı kurtarmak için mücadele eder. Film, aynı zamanda çok büyük bir politik eleştiri niteliği de taşımaktadır. Yine, sadece fiziksel körlüğü değil, insanların zihniyetlerindeki körlüğe de vurgu yapılır.
Wall-E (2008)
Bu filmin başrolünde bir robot bulunur. Dünyanın çöpler içinde kaldığı bir yerde Wall-e çöpleri toplama görevini üstlenir. İnsanlığın tekrar dünyaya dönmesi için her gün bu rutini gerçekleştirir. Ancak bir gün yolu, dünyanın durumunu araştırmaya gelen Eve ile kesişir. Artık Wall-E’nin hayatı değişmeye başlayacaktır.
Zombieland (2009)
Dünya, artık zombiler tarafından istila edilmiş bir yer haline gelmiştir. İki adam ise bir şekilde hayatta kalmanın yolunu bulur. Columbus, oldukça korkak biridir, Tallahassee ise bir zombi avcısı olarak çok sert tavırlara sahiptir. Wichita ve Little Rock ile ikili güçlerini birleştirmeye karar verirler. Ancak birbirlerine muhtaç kalmak mı yoksa zombilere yem olmak mı daha korkunçtur?
The Road – Yol (2009)
Kıyamet sonrasını anlatan filmlerden biri olan yol, insanların çaresizliğini konu ediniyor. Aynı zamanda insanlığın bir çaresizlik karşısında ne kadar vahşileşebileceğini de gözler önüne seriyor. Bir adam ve oğlunun yaşam mücadelesini izlerken kendinizi alamayacaksınız. Film, adeta var olan tüm umutlarınızı alıp yerle yeksan ediyor.
2012 (2009)
Hatırlarsanız Maya Takvimi’ne göre dünyanın 2012 yılında yok olacağı söyleniyordu. İşte film, bu kıyametten sağ kalanların olağanüstü mücadelesini konu alır. Son bir gün kaldığında ise her şey açıktır ve Zach küçük bir kasabaya gider. Burada Hannah ile tanışır ve artık hayatın daha güzel olacağını düşünür. Ancak asıl felaket şimdi başlayacaktır.
The Book of Eli – Tanrının Kitabı (2010)
Nükleer bir savaşın ardından 30 yıl geçmiştir. Çok az kişinin kaldığı ABD ise bir diktatör tarafından yönetilmektedir. Eli, her yerin mahvolduğu bu çölden kurtulmayı başarır ve intikam yemini eder. Post apokaliptik filmler içinde en çarpıcı hikayeye sahip olan filmde birçok gönderme de vardır. İzlerken gerginlikten nefesini tutacaksınız.
Filmin başrollerinden biri olan Denzel Washington’ın en güzel filmlerini keşfetmek için: En Sevilen Denzel Washington Filmleri
The Lost Future – Kayıp Gelecek (2010)
Yıl 2500 ve doğa, dünyanın her yerine hakim olmuş durumdadır. Dünyanın her yerinde devasa ağaçlar, böcekler ve hayvanlar vardır. Bu sırada vahşi hayvanlar da dünyayı sarmış durumdadır. İnsanlar ise hayatta kalma mücadelesi içindedir. Vahşi yaratıklardan da kendilerini korumaları gerekmektedir.
The Darkest Hour – Karanlık Saat (2011)
İki girişimci, hayallerinin peşinden koşmak için Moskova’ya gider. Burada ise iki kişiyle tanışırlar ve oldukça eğlenceli bir gece geçirirler. Ancak dünyaya gelen yabancı bir cisim bu eğlencenin sonu olacaktır. Tüm dünya bir uzaylı istilasıyla karşı karşıya kalır ve neredeyse yok olur. Bir tek cesaret hayatta kalacaktır.
World War Z – Dünya Savaşı Z (2013)
Mutlu bir aileye sahip olan Gerry Lane, normal hayatlarına devam ederken bir gün ters şeyler olduğunu anlar. Bu nedenle ailesini korunaklı bir yere götürür ve mücadelesi başlar. İkiye ayrılan bu dünya Gerry, zorlu bir yola çıkacaktır. Ancak karşılaştığı sorunların yanında bir de zamana karşı yarışmak durumunda kalır.
Dredd – Yargıç Dreed (2012)
Atom Çağı’na geçen dünyada artık şehirler tamamen yok olmuştur. İnsanlarda kalabalık nüfusa sahip megapollerde yaşamak durumundadır. Polis ise megapollerdeki düzeni sağlamak için en ufak bir suça göz açtırmaz. Dredd, çok iyi tanınan bir yargıçtır ve görev için suçlularla dolu bir binaya gider. 300 katlı bu binada suça izin vermeyen Dredd, çok büyük bir kargaşanın içinde kalır. Peki, bu yolculuğunda ölümden kurtulabilecek midir?
After Earth – Dünya: Yeni Bir Başlangıç (2013)
İnsanlar artık dünyayı terk etmiştir ve uzayda yeni yaşamlar kurulmuştur. Bir baba ve oğul ise yolculukları sırasında arıza nedeniyle dünyaya inerler. Ancak düşündüklerinden çok daha kötü olaylar onları bekliyordur. Dünya, artık insanlar için hiçbir şekilde güvenli değildir. Her yerde yeni yaratıklar oluşmuştur ve bu durum, ikili için çok tehlikeli olaylar yaşamalarına neden olacaktır.
The Flu – Virüs (2013)
Post apokaliptik filmler listemizin hastalık temalı filmlerinden biri olan The Flu, havayla bulaşan bir hastalığı konu alır. Ancak bulaş oranının hızlı olması ve bir buçuk günde ölüme sebep olması, insanların hayatını daha da zorlaştırır. Salgına karşı aşı geliştirme çalışmaları da bir yandan devam etmektedir. Aşı çalışmaları için görevlendirilen iki kişi de karantina bölgesine gitmek durumunda kalırlar. Peki, çalışmalar, bu hastalığı sonlandırabilecek mi yoksa insanlık tamamen virüs yüzünden yok mu olacak?
Oblivion (2013)
Oblivion’da Jack isimli bir asker vardır ve insanların “Dünya” diye isim verdiği bir gezegene gider. Gezegen artık tamamen yok olmuştur. Ancak Jack, Dünya’nın yok olma sebebini ve yaşayan bir canlının olup olmadığını araştırmakla görevlidir. Bu görevi esnasında Jack, burada yaşayan canlılarla ve beklemediği sürprizlerle karşılaşacaktır.
Cargo (2017)
Yine, korkunç bir salgının mutlu bir aileyi ne hale getireceğini izlediğimiz bir film karşımızda. Andy, salgına yakalanan eşinin nasıl zombiye dönüştüğünü izler. Eşi ölünce ise çocuğuyla birlikte yaşam mücadelesi verir. Ancak eşi onu ısırmıştır ve birkaç saat içinde o da bir zombi olacaktır. Bu süre zarfında tek hedefi, çocuğunu korunaklı bir yere götürmektir.
Snowpiecer – Kar Küreyici (2013)
İnsanlık tarihi yapılan bir deneyle tüm dünyayı bir felakete sürükler. Yeryüzü artık büyük bir küresel ısınma sorunuyla karşı karşıyadır. Dünyanın çevresinde ise bir tren dolaşır ve hayatta kalan insanlar, bu trende yaşamaya başlar. Ancak kötü yaşam koşulları yetmezmiş gibi bir de insanlar arasındaki sınıfsal farklılıklar burada da devam eder. Tren içinde sınıf eşitsizliği, daha başka çatışmalara da yol açmaya başlar.