Son günlerde liranın dolara karşı olan durdurulamayan yenilgisi katlanarak artıyor. Öyle ki, sabahta yataktan kalıp yüzümüzü yıkadığımız 1-2 dk’lık kısa aralıklarda dahi, anlamlı bir düşüş söz konusu. Hal böyle olunca, Türk lirasına endeksli bir şekilde geçimini sürdüren milyonlarca kişinin her gün bir hayali daha suya düşüyor.
Herhalde en fazla vazgeçilen hayaller, yurt dışı ile ilgili olanlardır. Küçük bir tatil planı, yüksek lisans arayışı ve hatta yurt dışında yaşama hayalleri… Üzülerek söylemek gerekir ki, ekmeğin 4-5₺ bandına geldiği şu sıralar, Türkiye sınır kapısından dışarıya çıkmak kelimenin tam anlamıyla bir ütopyadan farksız.
Geçim derdine düşmüş milyonlarca insan 4250₺’lik asgari ücretle, yılbaşından sonra günbegün zamlanacak akaryakıt, doğalgaz, elektrik, su ve market masrafını ne kadar karşılayabilecek merak konusu. Artık Türk insanının tek gündem konusu ekonomi ve Türk lirasının gelecekteki akıbeti. İşler daha da kötü bir noktaya ilerleyedursun, size bugün kötünün daha kötüsü bir durumdan söz edeyim: Türk lirası ile yurt dışında yaşamak.
Bugün videomuzda sizler için Bolivya’da Türk lirası ile yaşamayı birkaç maddede özetleyeceğiz.
Ev Kirasını Dolarla Ödeme
Ne Gürcistan‘da ne de bu bölgede ev kiralarının dolar üzerinden ödenme mantığını çözümleyemedim. Çünkü Türkiye’de böyle bir şeyi hiç duymadım. Tek nedenini turist olmamıza bağladım. Ne kadar doğrudur, pek bir fikrim yok.
Seyahat ettiğimiz ülkelerin kendi para birimleri de, kur karşısında Türk lirasına göre daha iyi bir konumda olsa da dolar kadar değil. Bu noktada en azından ev kiramı boliviano üzerinden ödemeyi tercih ederdim. Kulağa kıyamet senaryosu gibi geldiğinin farkındayım ama ne derler bilirsiniz. Başa gelen çekilir. Anıl ile birlikte 1 aydır Bolivya’da yaşıyoruz. Dolar kurunun durumu nedeniyle artık yaşama mücadelesi veriyoruz desek, pek de yanlış olmaz. Öyle ki, önemli bir masraf kalemi olan ev kiramızı dolar üzerinden ödüyoruz. Kısa bir örnekle:
- 27 ekim 2021 tarihinde kasım ayı için 550$’a kiraladığımız evin Türk lirası karşılığı: 5241₺
- 10 aralık 2021 tarihinde aralık ayı için 550$’a kiraladığımız evin Türk lirası karşılığı ise: 7645₺
- Şu anda evi ocak ayı için kiralamaya karar versek ödememiz gereken tutar ise: 7760₺
İşte bu gerçekten akla ve mantığa sığmayan bir artış. Yine her şey sabit kalıyor ama sabit kalmayan şey Türk lirası oluyor.
Market Fiyatlarının Her Gün Değişmesi
Döviz kuru artışını sadece dolar üzerinden değil, bir de boliviano üzerinden değerlendirelim. Nitekim biz her dışarıya çıkışımızda boliviano harcıyoruz.
- 24 kasım 2021 tarihinde markete 607 boliviano yani 1097₺ ödeme yapmışız.
- Ancak bu alışverişi aynı marketten şu anda yapmaya çalışsak, 1220₺ ödeme yapmamız gerekecek.
Bu durumda biz sadece dolardan değil, bir o kadar bolivianonun artışından da yakınmak zorundayız. Türk lirasının önlemeyen düşüşü, her para biriminin karşısında büyük küçük fark etmeksizin devam ediyor. Hal böyle olunca da, Türkiye’de olduğu gibi burada da her gün farklı fiyatlarla karşı karşıya kalıyoruz.
Döviz kurundaki artışı bir kenara bırakırsak, Bolivya’da bazı market ürünlerinin Türk lirası karşılığı bile Türkiye’deki fiyatlara kıyasla çok uygun ya da çok daha pahalı. Bunun en tipik örneğini et ve abur cubur kıyası üzerinden verebiliriz. Nitekim 300 gram et ile bir paket bisküvi neredeyse aynı fiyata satılıyor. Bu durumda da, cuburları unutmak pek de zor olmuyor. Hayatımız boyunca etten almadığımız proteini Bolivya’da kaldığımız süre zarfında alabildiğimizi söylemeyim.
Dışarıya Çıkamama Sorunsalı
Gelir seviyemiz Türk lirası bazında artsa bile, gerek boliviano gerekse de dolar bandında düşüyor. Biz de dolar ve boliviano harcadığımıza göre, harcamalarımızı dengelemek durumundayız. Aksi takdirde ayın sonunu getirmemiz imkansız görünüyor. Öyle ki, Bolivya’ya girdiğimiz günden beri, ne bir müzeye ne de bir doğal bir güzelliği ziyaret edebilme imkanımız oldu. Deyim yerindeyse, gerekmedikçe evden dışarıya çıkmıyoruz. Bu sayede potansiyel harcamalarımızın da önüne geçebilecek bir strateji oluşturuyoruz.
Nakit Para Kullanamama Sorunsalı
Amerika kıtasına ayak bastığımızdan beri ATM’den hiç para çekemedik. Bunun sebebi muhtemelen ki, bizim Türkiye’de çalıştığımız bankaların buradaki bankalarla bir anlaşmaması olmaması. Karadağ ve Gürcistan’da bu anlamda hiç problem yaşamamıştık. Ancak Peru ve Bolivya’da resmen kredi kartına bağımlı hale geldik. Fakat bu bağımlılığın bize getirdiği büyük de bir handikap oldu: Bu ülkelerde pek çok işletme kredi kartı kullanmayı tercih etmiyor. Hatta işletmeciler, onlara kredi kartını sorduğumuzda hayatında ilk defa duymuş gibi garip tavır takınıyorlar. Bu durum da, bizim alışveriş alanımızı kısıtlıyor, devamlı olarak AVM ya da zincir marketlerden ihtiyaçlarımızı karşılamamıza sebep oluyordu. Bu da, yerel marketlere kıyasla anlamlı bir fiyat farkını…
Bugün Türk lirası kazanmaya devam etsek de, hala bir şekilde geçimimizi sürdürüyoruz. Temel seviyede istediğimiz yemeği yapabiliyor, güvenli bir yerde konaklayabiliyor ve rutin ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz. Ancak bunun sürdürülebilirliği hakkındaki görüşlerimiz çok negatif. Mevcut koşullar altında bir sonraki ayın planını yapamamak gerçekten ürkütücü. Bu nedenle de, kendi ekonomimizi farklı para birimleri üzerinden ilerletmemiz önemli bir gereklilik halini aldı. Şimdiki planlarımız tamamen bunun üzerine kurulu. Girişimlerimizden pek kayda değer bir sonuçlar alamasak da yine de çabalıyoruz, çıktığımız bu yolu daha da anlamlı kılabilmek için.
Türk lirasının değerleneceği güzel günleri tekrar görmek dileğiyle…