Günümüzde fosil yakıt tüketiminin dünyaya verdiği zarar ve baraj ya da nükleer enerji santrallerinin de dünya için zararlarının bulunması, insan da sonu olmayan ya da yenilenebilen bir enerji kaynağı arama düşüncesi başlattı. Belirli bir kaynak sayesinde, kaynağın dayanma gücü ile eşgüdümlü olarak kendini yenileyebilen enerji kaynaklarının insanlar için kullanımı böylece başladı. Peki, yenilenebilen enerji kaynakları hangileridir, gelin birlikte inceleyelim.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Bilinen yenilenebilir enerji kaynakları: güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, dalga enerjisi, biyokütle enerjisi, jeotermal enerji, hidrolik enerji ve hidrojen enerjisidir. Burada bahsedilen yenilebilir enerji kaynaklarının belirli bir kaynağı ya da yakıtı olduğunu hatırlatmakta fayda vardır. Yukarıda sırası ile verdiğim yenilenebilir enerjilerin kaynakları da: güneş, rüzgâr, okyanus ya da denizler, biyolojik artıklar, yer altı suları, nehirler, su ve hidroksitlerdir.
Yenilenebilir enerji kaynakları sonsuz kaynaklar değildir. Bu yüzden de enerji üretimi için kurulacak tesislerin, kurulacak bölgenin coğrafi yapısı, popülasyonu ve dağıtımı için gerekli koşullara müsaitliği düşünülerek araştırmalar yapılarak başlamalıdır. Bu eksende düşünüldüğünde enerjiyi kullanmadan önce, enerjiyi doğru ve verimli kullanmak daha önemlidir. Ülkemiz başta olmak üzere enerji üretimi sağlayan birçok ülke, enerji üretimi sırasında kullandığının yarısından fazlasını kaybetmektedir.
Yenilenebilir enerji kaynakları maalesef sonsuz kaynaklar olarak düşünülmemelidir. Güneş enerjisi aralarında kaynak enerjisi en yüksek olanıdır, fakat güneşin de bir sonu olacağı gerçeğini değiştirmez bu durum. Rus yazar Isaac Asimov, 1956 yılında kaleme aldığı kısa hikâye olan “Son Soru” da bu konuda insanın bakış açısını ve gerçekten entropinin önüne geçilip geçilemeyeceği incelenmekte. Entropi, genel olarak bir fizik yasasıdır. Ancak açıkladığı değerler ile birlikte, felsefi ve teolojik olarak da kullanılmıştır. Bu yasa en genel tanımı ile her şeyin bir sonu geleceğini ve hiçbir enerji kaynağının süresinin sonsuz olmadığını söyler. Isaac Asimov’un bu kısa hikayesinde de bütün sorulara yanıt veren ve insan için sonsuz yaşamı bulan bir bilgisayar keşfedilir, ismi Multivac’dır. Bu bilgisayara sorulan bütün sorulara yanıt verilirken, tek bir soru yanıtsız kalır. Bu soru da “Entropi tersine döndürülebilir mi?”.
Güneş Enerjisi
Güneş enerjisi sistemleri, güneş ışınlarını direkt toplayıp, ışınlardan ısı veya elektrik üretimini sağlamaktadır. Bu enerjinin kaynağı güneş yüzeyindeki hidrojenin helyuma dönüşmesi sonucu gerçekleşen füzyon reaksiyonlarıdır.
Güneş’ten Dünya’ya ulaşmakta olan enerjinin en büyük özelliği sınırsız olarak kabul edilebilmesidir. İnsan eliyle yok edilmesi en zor kaynak denebilir.
Güneş enerjisi ışık, ısı ve elektrik oluşumuna kaynak olarak kullanılmaktadır. Fotovoltaik sistemler ile güneş enerjisi elektriğe dönüştürülmektedir. Bu sistem bina çatılarına, cihazlara ve arabalara yerleştirilebilmektedir.
Yek-odaklı güneş enerjisi santralleri ile elde edilen enerji, elektrik ve ısı üretiminde kullanılmaktadır. Bu üretim buhar tribünü vasıtasıyla gerçekleştirilmektedir. Bu teknoloji özellikle kırsal alanlarda elektrik üretimi için oldukça kullanışlıdır. Bu teknolojinin tek olumsuz yanı ise gece üretim yapılamamasıdır.
Rüzgâr Enerjisi
Rüzgâr enerjisi, güneşin yeryüzünü farklı derecelerde ısıtmasından kaynaklanmaktadır. Farklı ısınmalar, havanın sıcaklık, nem ve basıncının farklı olmasına neden olmaktadır. Basınçların farklılığı da rüzgârı ortaya çıkarmaktadır. Rüzgârdan farklı alanlarda yararlanabilmek için farklı sistemler oluşturulmuştur. Bu sistemler şunlardır;
- Rüzgâr Türbinleri,
- Yel değirmenleri,
- Rüzgâr pompaları şeklinde sıralanabilir.
Türbinler elektrik üretiminde, yel değirmenleri mekanik enerjinin oluşturulmasında kullanılmaktadır. Rüzgâr pompaları ise kuyu pompalama aşaması için gerekli enerjiyi sağlamaktadır. Dünya’nın elektrik ihtiyacının %2’sini karşılayan enerji kaynağı rüzgâr enerjisidir. Rüzgâr santralleri çevreye, diğer elektrik üretimi tekniklerine göre çok daha az zarar vermektedir. Ayrıca rüzgâr santralleri, fosil kaynaklı santrallerin kullanması gereken soğutma suyuna ihtiyaç duymamaktadır.
Biyoenerji
Biyokütle, yeryüzünde organik üretimde bulunmak için karbondioksit, güneş ve suyu kullanan bitkilerin toplamına denmektedir. Biyokütle uygulamaları, ülkelerin koşulları ve kullanım alanlarına göre farklılıklar göstermektedir. Biyoenerji ürünleri kontrollü şekilde üretilmelidir. Çünkü bu üretimde yaşanan kontrolsüzlük insan ve çevre üzerinden oldukça büyük etkiler bırakabilecek güce sahiptir.
Jeotermal Enerji
Jeotermal enerjiden yararlanma süreci oldukça eskilere dayanmaktadır. Çinliler ve Antik Romalılar M.Ö 1500’lü yıllarda doğal jeotermal kaynaklardan yararlanıyorlardı. Bu doğal kaynakları banyo, ısınma ve pişirme amaçlarını gerçekleştirmekte kullanıyorlardı. Günümüzde de bu enerji çeşidi potansiyelini büyük ölçüde artırmıştır.
Jeotermal enerji, yer kabuğunda biriken termal enerjiye denmektedir. Yeraltında biriken ısıdan, kimyasallar içeren sıcak sudan ve gazlardan ısı ve elektrik üretiminde faydalanılmaktadır. Güneş ve rüzgârdan farklı olarak bu enerji çeşidinde sürekli olarak elektrik sağlanabilmektedir.
Enerji kaynakları hakkında daha fazla detayı Enerji Kaynakları Nelerdir ve Kaç Farklı Enerji Kaynağı Kullanılıyor? yazımızda bulabilirsiniz.