"Hermeneutik ne demek?" sorusunun yanıtı, herhangi bir bilginin ya da durumun yorumlanması olarak basitçe özetlenebilir. Felsefi açıdan hermeneutik; kişinin kendini, metinleri ve olayları tercüme yolu ile açıklaması olarak üçe ayrılır.
Hem bilim hem de sanat olmayı başarabilmiş bir disiplin olan felsefenin arkasında gizlenen bilimsel saptamaları ve düşünceleri anlatmaya çalışıyoruz.
Cesur Yeni Dünya, 20. yüzyılın en üretken yazarlarından biri olan Aldous Huxley’in romanıdır. Orijinal adı “Brave New World” olan eser, Huxley tarafından 1931 yılında kaleme alınmaya başlamıştır. Cesur Yeni Dünya,
Felsefede kavramları ilişkilendirmek her zaman etkili bir metot olmuştur. Bu yüzden meta-etik’i incelerken önce etikten başlamamız isabetli olacaktır. Etiğin bir anabilim dalı olduğunu kabul etmek de kavramların anlaşılmasını kolaylaştıracaktır. Tutum,
Şüphecilik ve dogmatizm bilgi anlayışı arasındaki farkları, temelde bilgiye ulaşma konusunda birbirlerinin tam aksi bir yönde metotlara sahip olmalarıdır. Bu noktada, şüpheciler insan aklı ile kesin bir bilgiye ulaşılamayacağını söyler
Feminist eleştiri kuramı, 1960 yıllarında Amerika, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde ortaya çıktı. O yıllar, toplumsal eşitliğin sağlanmaya çalışıldığı dönemlerdi. Feminist hareketin edebiyata yönelmesi sonucu da feminist eleştiri ortaya çıktı.
İslamiyet öncesi dönemde Doğu’daki bazı okullarda Antik Yunan felsefesine ait çeviriler yapılmıştır. Yapılan çeviriler Doğu ve Batı arasında bir köprü olmuştur. Böylece Doğu’da Antik Yunan felsefesi öğrenilmiştir. İslam felsefesi de
Felsefi kuramlar içerisinde çok önemli bir yer edinen kadercilik anlayışı, günümüzde dahi tartışılmaya devam etmektedir. Zira insan kanıtlanamaz ve öngörülemez olan unsurlara karşı merak duygusunu var olduğu günden bugüne hiçbir
Herkes için geçerli bir evrensel ahlak yasasından bahsedilip bahsedilmeyeceği felsefenin en önemli sorularından biridir. Etik başlığı altında değerlendirilen bu soruya filozoflar çeşitli bakış açıları getirmiştir. Pek çok önemli isim bu
Hayatta olduğu gibi felsefede de her zaman anlatılar tamamen olumlu içeriklere sahip değildir. Kimi zaman yazar veya filozoflar belirli bir olayı ve durumu daha görünür hale getirmek için çeşitli anlatı
Orta Çağ, tarihte sürekli karanlığı temsil eder. Bunun en büyük nedeni Hristiyanlığın otoritesinin güçlenmesi ve yoksul halkın yıllarca işkence çekmesiydi. Orta Çağ’da Hristiyanlığın yükselmesiyle ortaya atılan bir felsefe var: Patristik