Anksiyete ya da tıbbi literatürde kullanılan adıyla anksiyete veya kaygı bozukluğu sürekli devam eden endişe halidir. Hayatı olumsuz yönde etkileyen bu psikolojik durumun tedavisinde anksiyolitik adı verilen ilaçlar kullanılmaktadır. Anksiyolitiklerin
16. yüzyıldan beri davranış, duygu ve düşüncelerin derinliklerini inceleyen bir bilim dalı olarak bildiğimiz psikoloji, bilinçaltının sır perdelerini aramaya devam ediyor.
Temelde bazı belirli kavramlar çevresinde oluşturulan toplulukların fikirler üzerinde kesinlik şartına dayalı olarak bağlandığı ilkelere fanatizm denir. Zaman zaman içi boşaltılan ve tabu haline getirilen inançların koşulsuz şartsız savunulmasını açıklayan
Psikolojik terminolojinin sık sık Antik Yunan kavramlarını ve mitlerini ödünç aldığını duymuşuzdur. Bunlardan biri de “narsizm” terimidir. Son zamanlarda daha sık gündeme gelmeye başlayan narsizm, psikolojide bir kişilik bozukluğuna verilen
Pek çok insan, Yunan mitolojisinde yer alan Ikarus'un anlatısı sebebiyle derinden etkilenmiş ve bu anlatı, çoğu insanı da düşünmeye sevk etmiştir. Ikarus’un ölümü, insanlığa ibret veren bir yönü olmasının yanı
Psikoloji ile uzaktan yakından alakası olmayan insanların bile bir şekilde ismine aşina olduğu Stanford Hapishane Deneyi, üzerinden 51 yıl geçmiş olmasına rağmen bugün hala büyük bir merak konusudur. Sadece psikoloji
Öğrencilerin öğrenirken öğretmenlerinse anlatırken zorluklar yaşadığı ezberci öğrenme sistemi, her iki taraf için de sıkıntılı bir durum yaratmaktadır. Anlamlı öğrenme yöntemi, ezberci eğitimi aşmanın bir yolu olarak görülebilir. Peki Amerikalı
Erteleme hastalığı (Procrastination), belirli zamanlarda yetiştirilmesi gereken işleri öteleyen ve yapmaktan kaçınarak sürekli ertelemeye devam eden kişilerin yaşadığı ileri düzey bir sağlık problemi olarak bilinir. İş yetiştirmesi gereken insanların gerekli
Akran kelimesi, Arapça’dan dilimize geçen ve sıkça kullanılan bir kavramdır. Türk Dil Kurumu’na göre; yaş, meslek, toplumsal durum açısından birbirine eşit olan kişilere ‘akran’ denmektedir. Daha çok benzer yaş grubunda
Kendimizi ve çevremizi anlamak için başvurabileceğimiz farklı analiz yöntemleri vardır. Her insanın biricik olduğu düşünüldüğünde hiçbir analiz yöntemi kim olduğumuzu tamamen anlatamaz. Ancak az çok karakterimizle alakalı bilgi verebilirler. Eğer
Gelecek, herkes için nasıl gelişeceği tahmin edilemeyen bir kavramdır. Bu tahmin edememe durumu bazı kişilerin eylemlerini, ruh hallerini etkileyecek boyutta bir endişeye yol açabilmektedir. Bu endişenin kontrol edilemez boyutlara ulaşması